Davutoğlu: Esed 5. planını uygulamaya başladı

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, ABD ziyaretinin ardından ilk kez İskele Sancak'a konuştu. ‘Başbakan'ın Washington gezisi hayal kırıklığıyla mı bitti?' sorusuna ve merak edilen bir çok konuya Davutoğlu, İskele Sancak'ta açıklık getirdi.

GİRİŞ 24.05.2013 23:06 GÜNCELLEME 25.05.2013 10:59
Bu Habere 13 Yorum Yapılmış

Kanal 7 Ankara Temsilcisi Mehmet Acet moderatörlüğünde ekrana gelen İskele Sancak bu hafta Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve Türkiye'nin usta gazetecilerini ağırlıyor. Başbakan Erdoğan'la birlikte ABD'de temaslarda bulunan bakan Davutoğlu, geziye yönelik ‘hayal kırıklığı', ‘Türkiye ABD'den istediklerini alamadı' gibi eleştirilere açıklık getiridi.

Nuh Yılmaz Star gazetesi,  Murat Yetkin Radikal, Taha Dağlı Kanal 7 Dış Haberler müdürü katıldı. 

Davutoğlu ayrıca Türkiye'nin Suriye ile savaşmayacağını, ancak ülkede mezhebe dayalı bir iç savaşın başladığına dikkat çekti.

Davutoğlu,  ABD'de 3.5 saate yakın süren bir toplantı yaptıklarını, bunun dışında ABD Dışişleri Bakanı ile bire bir, bunun dışında Başbakan Erdoğan ile Baden ile görüştüğünü anlattı.  Görüşmelerde Suriye konusunda yoğunlukla yer aldı. 

Davutoğlu Türk ABD ilişkilerinde son yıllarda büyük değişim geçirdiğini, burda toplantının önemi yapılan hazırlıkların önemli yer aldığını söyledi. Davutoğlu benzer değişimin Moskova ve Brüksel görüşmelerinde de ortaya konduğunu söyledi. Davutoğlu, ABD görüşmesinde Suriye dışında Myanmar'a kadar birçok konunun ele alındığını söyledi. 

Davutoğlu,   Suriye konusunda çok can alıcı gelişmelerin yaşandığını belirterek 2 yıldır zulüm yaşandığını, bunu sorgulama hakları bulunduğunu uluslararası toplumun üzerine düşeni yapmadığını söyledi. Davutoğlu, BM Güvenlik Konseyi'nin asli görevinin bu sorunu çözmek olduğunu dile getirdi.

Davutoğlu Suriye ile ilgili şunları anlattı: 

12 Milyon insanın bulunduğu yerde acil yiyecek içeçek ve ilaç ihtiyacı var. 

İki yıl içinde bu zulmü durduramaması dolayısı ile büyük bir vebal altındadır. ABD bu süreçte belli politakalar geliştirdi. Arap Ligi,  Rusya ve İran ile yürütülen görüşmeler oldu. 2 yıllık dosyayı inceleme imkanı oldu. ABD'de başkan devam etti, Dışişleri ve Savunma Bakanı değişti.  Yeni bir değerlendirme imkanı doğdu. Burada senkonizasyon ihtiyacı vardı. Kerry, ilk ziyaretini Türkiye'ye yaptı.  Kerry'nin ikinci gelişinde Türkiye'nin bu kanın durdurulması yönünde sağlam ve ciddi adımlar atılması konusunu ele aldık. 20 Nisan'da 11 ülkenin katıldığı toplantıda bu konuya dikkat çektik. 

Davutoğlu, Suriye ile ilgili Türkiye'nin yaptığı bir hata olup olmadığı sorusuna ise
Türkiye'nin hata yapmasının ahlaki ve vicdani, bir de politik olur. Eğer ahlaki hata olursa Bu Kılıçdaroğlu'nun yaptığı hatadır. Bu Cezayir'de olduğu gibi 50 yıl sonra özür dilemek gerekir.  Mültecileri neden kabul ettiğimiz soruluyor.  Hangi millet, hangi kültür, hangi dinden olursa olsun mültecileri kabul etmek bizim tarihimizde vardır. Bizim aldığımız kararlar dünyadaki trende uygun mu, bizim aldığımız kararlar bu trende uygunmu sorusu gündeme gelebilir.  Balkanlar ve Afrikada bu tür rejimler nasıl bittiyse Ortadoğu da da bu rejimler bitecektir. Biz geriye baktığımızda bütün yöntemleri denedim. 

Erdoğan ve Davutoğlu sanki hep savaşı istedi gibi bir algı yapılmak istedi. Oysa Esed ile ısrarla çözüm bulunması için çaba gösterenler biz olduk. Arap Ligi ile çözüm çabalarına giriştik.  Orada da olmadı. Siyasi süreçlerin hepsinde yer aldık. Kofi Annan sürecinde de yer aldık. Ama hiçbir sonuç alamadık.  Tüm bu yollar denenirken bir olumlu sonuç alamadık.  Bizim tek yanılgımız tanıdığımız Esed'in böylesine bir katliam gerçekleştirebileceğini düşünemedik. Kendi ordusuna kendi başkentini bombalama emri verebilecek noktaya geldi.  Suriye'nin en büyük ticaret merkezlerinden biri olan Halep'i bombaladı. Bunun yanında 2  yıl kendi halkını bombalayan katleden birine karşı dünyanın bu kadar sessiz kalacağını tahmin etmedik. 

Burada yetkiyle orantısız bir sorumsuzluk yapılmıştır. 100 bin kişi ölmüş, milyonlarca insan sürgün olmuşsa, burada Birleşmiş Milletler'in yetkilerini tartışmaya açmamız lazım. Bosna gibi bir tecrübeyi yaşayan bir kurumun böyle bir örneğe göz yumması kabul edilebilir değil. 

Davutoğlu, Türkiye olarak, Suriye'ye yönelik gösterdikleri gayretler sonucu Cenevre'ye doğru bir süreçin yaşandığını oysa bugün sanki Türkiye dışında sürecin gerçekleştiği tezi savunuluyor. Türkiye öne çıktığında bunun eleştirildiğini, başkalarının attığı adımları ise Türkiye'nin pasifize edildiği tezi savunulduğunu belirterek Türkiye'nin hiçbir şekilde savaştan yana olmadığını sonucu diplomatik yollarla çözülmesinden yana olduğunu tüm bunlara rağmen bir çözüm bulunamıyorsa insanların katledilmesine göz yumulmamasını istediğini anlattı. 

Davutoğlu, her ülkenin stratejik tercihleri olduğunu,  bu stratejik tercihlerin başka ülkeler için tehlike içeriyorsa kabul edilemeyeceğini,  Lübnan'da bunun örneklerinin görüldüğünü, Lübnan'da Şii ve Sünnilerin bundan etkilendiğini söyledi. Çatışmaların yoğunlaşmasının nedenlerini iyi anlamak için rejimi iyi tahlil etmek gerektiğini belirterek,  rejimin, başlangıçta, Arap ülkelerindeki değişim üzerine ülkesinde keskin nişancıları devreye soktuğunu sünnilerin katliamına başladığını, kendi muhalefetini oluşturma yoluna gittiğini,  daha sonra gösterilerin yapıldığı şehirleri tanklarla topa tuttu. Ordunun içindeki bölünmeler üzerine bu kez hava bombardumanı ile şehirlerini vurmaya başladı. Hava bombardumanı da netice getirmeyince scud ile vurdu, şimdi de 5. aşamaya geçti. Şimdi de rejim yanlısı bir bölge oluşturma yoluna gitti. Nuseyrilerle ilgili kendine özel bölge oluşturma yoluna gitti. Tüm bu süreçler öncesinde Esed ile görüşerek Arap ülkelerinde yaşananların kendi ülkesine yansımaması için çağrılarda bulunduklarını zulmü durdurmak için çaba gösterdiklerini, bugün ise Suriye'de mezhep çatışmasına yönelik bir çaba gösterdiklerini anlattı.

Ordoğu ve Arap Baharı sürecinde  bütün ülkelerin Türkiye'nin öneminin farkında olduğunu, kendisinin o dönemde  Libya halkına yaptığı konuşmaya CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun karşı çıktığını, Başbakan Erdoğan'ın Mısır'da yaptığı konumaya Kılıçdaroğlu'nun yine tepki gösterdiğini buyüzden de CHP liderinin gidecek açık kapı bulamadığını söyledi. 

Cehennemin 

KAYNAK: HABER7
YORUMLAR 13
  • Erdoğan Metin 10 yıl önce Şikayet Et
    Artık sizlerin gerçek ,. Artık sizlerin gerçekten politikadan ve siyasetten uzak insanlar olduğunuza kanaat ettim, aslında sizler iyi bir insansınız ama bence sizler bu işlerin adamı değilsiniz. Sizler daha çok kitap yazarları gibisiniz. keşke eski işinize geri dönseniz.
    Cevapla
  • iibrahim kaya 10 yıl önce Şikayet Et
    esad giderse. suriye en az 10 ,15 parçaya bölünür,bölünmesede israil bütün gücünü kullanır,10 larca yıl suriye de bir tek tetik çekecek erkek kalmayıncaya kadar birbirlerine kırdırır.yanlış politika izledik vesselam.esad eli kanlı bir diktatör olabilir ama bu gün kan dursun diye apoyla bile görüşen bir türkiye,bana ne bana ne esad gitsin diye çocukça bir sürtüşme gitmsei akıllıca değil,heleki batıdaki kafirden destek bulacağını zannetmesi en hafif ifade ile saflık.davutoğlu özünde çok iyi bir insan olabilir ama dış siyasette çok tecrübesiz,herkesi kendi gibi dürüst zannediyor,ama dünya kurtlar sofrası haberi yok,devlet idaresi bunu kaldıramaz.
    Cevapla
  • nur dülger 10 yıl önce Şikayet Et
    hangi islam birliği ya. biz beşşarın hizbuşşeytanın türkiyeden onlara yardıma koşan çinci rus keferesinin dostu komünist teröristlerin yaptığını görmezden geleceğiz bunuda islambirliği sağlansın diye yapacağız.hangi islam birliği?rusyanın kominist ve müslüman katili çinin arkasın da olduğu iran zaliminin işine gelen islam birliği öylemi?bu suriyede Müslümanların kanını canını namusunu payimal etmiş hizbuşşeytanın mollaların alevi dedelerin komünist acilcilerin sağlayacağı islam birliği.olmasın arkadaş .biz öyle bir birlik istemiyoruz.şimdi olmasın 5 sene sınra olsun 10 sene sonra olsun ama olacağında adam gibi adamların eliyle olsun
    Cevapla
  • ERDOĞAN ÖZEVİ 10 yıl önce Şikayet Et
    SURİYE POLİTİKASI. Özal Irak kürdistanını uçuşa yasak bölge ile oluşmasını sağladı, görevi bitti ipi çekildi, şimdi Suriye kürdistanında sıra yine uçuşa yasak bölge oluşturulacak ama bu kez Allahtan İran varki bir türlü beceremiyorlar bu işi, İsrail ve ABD planı veya BOP çökmüş gözüküyor, moraller sıfır, suratlar iki karış, bakalım ne olacak. Biz Türk Milleti olarak Allahü Ekber nidaları ile müslümanın müslümanı öldürmesini istemiyoruz. Esat ve ÖSÖ denen çapulcuların müslüman katliamını ve destekçilerini istemiyoruz.
    Cevapla
  • mevhibe inal 10 yıl önce Şikayet Et
    İslam hakimiyeti... Ancak, Etnik-Mezhep tuzağa düşmeden, birbirine sarılarak olur. Ayrıca hakimiyete luzum yok. Dokunulmazlıklarını sağlayabilseler yeter. Körfez savaşında Arap ülkeler Filisitin sorunu çözme sözüne karşılık, Saddamı verdi. İşgal-İşkence-zulüm-hırsızlık, olan millete oldu. Irak işgalinde Abede Şiileri, Suudi Arabistan Sünnileri destekledi. Millet iyi birşey yapıyorum diye birbirini yedi, Şimdi pişman. Kaddafi Müslüman ülkelere, Saddamı verirseniz, sıra size gelecek dedi. Doğru çıktı. "Batı" kendisine kafa tutan, kendine yeten, teknolojik bağımsız Müslüman ülke istemiyor. Maalesef saltanatını devam ettirebilmek için Batılıların kucağına oturmuş Müslüman ülkeler var. Rüşveti veriyor, ülkeyi berabet sömürüyorlar. Batı bunlara dokunmuyor. Türkiyenin işi zor. İranın, Rusyanın, Çinin işi zor. Birleşebilseler denge kurulur....
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
Gelinin duvağını toplarken başından vurulmuştu: 3 aylık hamile kadından acı haber!
Bakan Tekin duyurdu: Öğretmen atamaları için sayı belli oldu!