Halkbank işte böyle hedef olmuştu!

İstanbul merkezli operasyonlarda adı geçen Halkbank, İran'a yönelik yaptırımların delinmesine aracılık ettiği iddiasıyla geçen Nisan ayında bir grup Kongre üyesinin Türkiye aleyhindeki bir imza kampanyasının hedefi olmuştu. İşte ABD Bakanları Kerry ve Lew'a yazılan o mektup...

Halkbank işte böyle hedef olmuştu!
Halkbank işte böyle hedef olmuştu!
GİRİŞ 19.12.2013 00:43 GÜNCELLEME 19.12.2013 00:53
Bu Habere 3 Yorum Yapılmış

İran'a yönelik ambargoların sıkılaştırılmasının tartışıldığı bir dönemde düzenlenen imza kampanyasında, ABD Temsilciler Meclisi'nin 47 üyesi, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ve Hazine Bakanı Jack Lew'a mektup yazarak, İran'a yaptırımları delmede kullanıldığını iddia ettikleri Halkbank'ın faaliyetlerine yaptırım uygulanmasını istemişlerdi.

İMZA ATAN VEKİLLER LOBİYE DESTEĞİYLE BİLİNİYOR

Cumhuriyetçi Parti milletvekili Jeff Duncan'ın kaleme aldığı 11 Nisan 2013 tarihli mektupta imzası olan diğer 46 milletvekili arasında, Temsilciler Meclisi Dışişleri Komitesi'nin eski başkanı ve komitenin şu anki Ortadoğu ve Kuzey Afrika Alt Komitesi Başkanı Ileana Ros-Lehtinen,Temsilciler Meclisi İç Güvenlik Komitesi'nin eski başkanı ve komitenin şu anki Terörle Mücadele ve İstihbarat Alt Komitesi Başkanı Cumhuriyetçi Peter King, 2012 ABD başkanlık seçimlerinde Cumhuriyetçi Parti'nin aday adayı Michelle Bachmann gibi isimler de yer alıyordu. Mektuba imza atan milletvekillerinin bazıları, İsrail ve ABD'deki İsrail lobisine güçlü desteğiyle biliniyor

AIPAC ÖN AYAK OLMUŞTU

Türkiye ile İsrail arasında yaşanan sorunların ardından gündeme geldiği kaydedilen imza kampanyasına, o dönemde ABD'deki İsrail yanlısı en güçlü lobi kuruluşlarından AIPAC'ın ön ayak olduğu yorumları yapılmıştı.

İŞTE O MEKTUP:

Mektubun içeriğinde ise Kerry ve Lew'a hitaben şunlar kaydedilmişti:

"Size, Türkiye'nin, İran'a yaptırımları destekleme ve terörist örgütlerin fonlanmasını engellemeye yönelik tedbirlerinin etkinliği hakkında bilgi istemek için yazıyoruz. ABD yönetiminin, Türk hükümeti ve Türk bankalarını, İran'ın nükleer silahlar edinmesini önlemede işbirliği yapmaya ikna etme çabasındaki rolünün farkındayız. Ancak hala, İran yasadışı nükleer programını aynı şiddette devam ettiriyor ve İran ile Türkiye arasındaki son gelişmeler hakkında giderek artan bir kaygı duyuyoruz. ABD ve Türkiye, uzun geçmişe dayanan bir ortaklığı paylaşmaktadır. Geçen yıl, Türkiye'nin NATO'ya katılmasının 60'ıncı yılıydı ve ordularımız, Türk askerlerinin Kore Savaşı'nda ABD askerlerinin yanında savaşmasından bu yana başarılı biçimde ortak güvenlik operasyonları yürüttü. İran'ın yasadışı nükleer programı ve uluslararası terörizmin halklarımızın emniyeti ve güvenliğine oluşturduğu tehditlerle mücadele etmenin iki ülkenin de ulusal çıkarına olduğunu biliyoruz.

ENDİŞE DUYUYORUZ

Türkiye'nin büyüyen ekonomisi, doğal gaz ve petrolün artan tüketimini gerektiriyor ve biz, Türkiye ve İran arasındaki işbirliğine dair haberlerden endişe duyuyoruz. Mart 2012'de Türkiye, İran'dan alımlarını yüzde 10-20 düzeyinde azaltacağını açıklamıştı ve dolayısıyla 11 Haziran 2012'de İran'dan petrol alımlarında ilave düşüşlere gidildiği gerekçesiyle yaptırım muafiyeti edinmiş, muafiyetin süresi 7 Aralık 2012'de de yenilenmişti. Türkiye'nin İran'dan petrol ve doğal gaz alımlarını azaltmakta olduğunu anlıyor olsak da, devlete ait Halkbank, yaptırımları delmede bir kanal olarak kullanılmakta. İran'ın, uluslararası yaptırımları delmek için, yurtdışında 5 şubesi ve Tahran'da Temsilcilik Ofisi bulunan Halkbank'a yatırdığı mevduat üzerinden altını kullandığı yönündeki endişenizde size katılıyoruz".

"İran'a altın transferi noktasında Halkbank'ın eylemlerini, yaptırım getirilebilir bir faaliyet olarak,gözden geçirilmeye çağrıyoruz"

Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan'ın son dönemdeki açıklamasında, "Türkiye devletine ait Halkbank'ın İran ile varolan işlemlerine devam edeceğini" söylediği belirtilerek, bunun, İran'a yasadışı nükleer programıyla ilgili olarakHalkbank'ın yardım edebileceği yönünde bir kaygı yarattığı kaydedildi. Mektupta, şunlar ifade edildi:

"Bu çok rahatsız edici çünkü Halkbank, geçmişinde, uluslararası yaptırım altındaki rejimlere fon sağlamada aracı olmuştu.1990 ila 2003 yılları arasında Halkbank, Türk şirketlerine petrol sektöründeki ekipmanlar, ham malzemeler, inşaat materyalleri gibi ödemelerin yapılması için BM yaptırımlarının kurtulmak amaçlı olarak Irak tarafından kullanıldı. Bu gelişmeler ışığında, İran'a altın transferi noktasında Halkbank'ın eylemlerinin, yaptırım getirilebilir bir faaliyet olarak, gözden geçirilmesi noktasında çağrı yapıyoruz".

ABD'de bu konudaki yeni kanun düzenlemesinin 2013 yılının Temmuz ayında yürürlüğe gireceği hatırlatılan mektupta, bu kanunun Halkbank ve onun ABD'li hissedarlarını nasıl etkileyeceği ve kanundaki yeni gerekliliklere yönelik uygulama planının ne olduğu soruldu.

Yoğun olarak Cumhuriyetçi milletvekillerinin imzası bulunan mektupta, Türkiye'de kurulan iran şirketlerinin sayısına dikkat çekilerek, Türkiye'de faaliyet gösteren bu şirketlerin, yasadışı nükleer programına devam etmesi için İran'a ''paravanlık'' edip etmediği sorulmuştu.

Mektup şu sözlerle sonlandırıldı:

"İran'a yönelik yaptırımları bozan herhangi bir eylemin veya uluslararası terörist örgütlere yönelik bir desteğin ABD'nin ulusal güvenlik çıkarlarının altını büyük ölçüde kazıdığına ve Türkiye ile dünya genelindeki müttefik ve partnerlerimize büyük tehlike yarattığına inanıyoruz. Bu çabalarda müttefiklerimizle işbirliği hayati önemde. Bu önemli konularda cevabınızı ve sizinle çalışmayı bekliyoruz".

KAYNAK: AA
YORUMLAR 3
  • Cemal Yılmaz 10 yıl önce Şikayet Et
    İRANA YARDIM ETMEK ESADA YARDIM ETMEK GİBİDİR.. Esad rejiminin finansörü ve akıl hocası İran rejimidir...İran rejimi Esad ordusunu ayakta tutabilmek için binlerce asker ve silah yardımının ayrıca her ay 1 Milyar dolar nakit para yardımı sağliyor.. Esadın ordusunun bütün subay ve askerlerin maaşları ayrıca Suriyede gönüllü savaşan Şii milislerin maaşını İran ödüyor....Amerikan ambargosu altında iflasın eşiğine gelen İran kurtuluş yolunu Türkiye üzerindee sürdürdüğü kara para ticareti, yaşadışı altın ve ticaret sayesinde bulabilmiştir.....Bu yasadışı ticaret ve kara para trafiğinde İranla birlikte çalışan bütün Türk şirketleri ve bankaları Suriyedeki 130 bin sivilin öldürülmesinin vebaali altınadadır....Esad rejimine karşı olan müslüman camianın sırf İsrail ve ABD Halk bankasına kızmış diye bu olanlara sahiplenmemesi lazım hatta operasyona destek vermesi lazım...
    Cevapla
  • NEZİR YALÇIN 10 yıl önce Şikayet Et
    kafir israil. kafir israil,korkunun ecele faydası yoktur.suriyeyi mahvederek kendini kurtardığını sanma!korktuğun başına gelecek.inş.
    Cevapla
  • yaşar 10 yıl önce Şikayet Et
    kaygıları. beni ilgilendirmez ama benim merak ettiğim 4,5 milyon dolar yani 9 tirilyon nasıl bulunmuş israilmi koymuş yoksa adam şahsi çıkarmı sağlamış. Halk bankası görevini yapacak tabi bu hiç bir ülkeyide ilgilendirmez.
    Cevapla
DİĞER HABERLER
Seçimi ve koltuğu kaybetti, köşe yazarı oldu! Kılıçdaroğlu’nun ilk yazısı yayınlandı
Sokak köpekleri Ardeşen'de vatandaşların hayvanlarını telef etti