Dışkı yiyen Prof. Celal Şengör'e o sözlerinden dolayı büyük tepki

Prof. Dr. Celal Şengör organ bağışıyla alakalı skandal açıklamalarıyla her kesimin büyük tepkisini çekti.

GİRİŞ 22.01.2019 14:05 GÜNCELLEME 22.01.2019 20:33
Bu Habere 103 Yorum Yapılmış

Serkan Üstüner - Haber7.com

 

 

Halk TV'de yayınlanan bir programa katılan Prof. Dr. Şengör, organ bağışına karşı kullandığı sözler büyük tepki çekmişti. Haber7.com olarak Celal Şengör'ün bu açıklamasını bir birinden değerli isimlere sorduk.

"ELİN DANGALIĞINA ORGANIMI NEDEN VEREYİM?"

 

 

Organ bağışının taraftarı olamadığını belirten Şengör, "Taraftar değilim. Elin dangalağına verip onu yaşatmanın anlamı yok ama araştırma yapacaklarsa istedikleri gibi kullansınlar. Araştırma çok mühim. Ben duyuyorum osteoloji dersi için iskelet bulamıyorlar" diye konuştu.

ORGAN NAKLİ VAKFI BAŞKANI DR. EYÜP KAHVECİ'DEN AÇIKLAMA

Prof. Celal Şengör'ün bir TV yayınında organ bağışı ve organ bekleyen hastalar konusunda kullandığı ve tekrar bile etmekten kaçındığımız ifadeleri büyük bir üzüntüyle izledik.

30 BİN İNSANIMIZ BİR UMUT BEKLİYOR

Türkiye'de halen 30 binden fazla hasta organ, doku ve hücre nakli için bekleme listelerinde kayıtlı bulunmaktadır. Her yıl bu listelere binlerce yeni hasta eklenmektedir.
Sağlık Bakanlığı verilerine göre 2018 yılında 5 bin 457 hasta organ nakli ile hayata döndü. Öte yandan, binlerce hasta da nakil beklerken hayatını kaybetti.
Bekleme listelerinde bugün bir yakınımız veya tanıdığımız olmayabilir, ancak yarın bu listelerde sevdiğimiz bir insan, bir yakınımız veya kendimiz organ bekliyor olabiliriz.
O zaman ancak ve ancak bağışlanacak bir organ ile hayata tutunabileceğimiz unutulmamalıdır.

ŞENGÖR'ÜN AÇIKLAMALARI İNSAN ONURUNU ZEDELEYİCİ

Organ bağışı ve organ nakli süreçlerinde yer alan doktorundan hemşiresine ve organ nakli koordinatörüne kadar tüm sağlık profesyonelleri, hastalar arasında hiçbir ayrım yapmadan çalışmaktadır.

Tek amaç, insanların hayatını kurtarmak ve hayat kalitelerini yükseltmek.

Dolayısıyla organ nakli bekleme listelerindeki hastalar için Sayın Şengör'ün kullandığı, insan onurunu zedeleyici ve talihsiz tanımlamaların, nasıl bir ruh halinin ürünü olduğunu değerlendirmeyi kamuoyunun takdirine bırakıyoruz.

DİKKATE ALMAYIN

Bu tür ifadelerin, bilim insanı ve üniversite mensubu olmakla kesinlikle bağdaşmadığı açıktır. Organ bağışı hakkında bu şekilde spekülatif çıkışların dikkate alınmamasını tavsiye ederiz.

ORGAN NAKLİ ALAN KEMAL A.: İNSANLIK DIŞI AÇIKLAMA"

İki yıl önce 4 yıldır organ bekleyen ve böbrek yetmezliğinden dolayı uzun süredir diyaliz tedavisi gören ve organ bağışı olmasaydı hayatını kaybedecek olan Kemal A. Haber7.com’a açıklamalarda bulundu. Şengör’ün açıklamalarını üzüntü ve tepkiyle karşılayan Kemal A. İsimli vatandaş “Hayatımda bu kadar insanlık dışı bir açıklama duymadım.

"PROF. OLMUŞSUN AMA ..."

“Ben kendisini tanımam ama dün her yerde bu haberi okuyunca hem üzüldüm hem de bu sözlerin nasıl bir insan tarafından söylendiğine şaşırdım. Bakın ben ölümü bekleyen bir hastaydım. Evet, artık eşimle, çocuklarımla vedalaşmıştım bile. Ama bir mucize oldu ve yıllardır beklediğim nakil gerçekleşti. Yüzde 99 uyumlu bir organla yeniden hayata döndüm. Allah o kişiden razı olsun ki, organ bağışçısı olmuş. Çevremdeki herkesin organ bağışçısı olmasını tavsiye ediyorum. Bakın organ bağışı bekleyen birilerinin babası, kardeşi, annesi… Bu yüzden bir hayatı kurtarmak dünyanın en güzel işi. Bunu bilemezseniz Prof. Olmuşsunuz ne işe yarar?”

İstanbul müftüsü Prof. Hasan Kamil Yılmaz konuya ilişkin Haber7.com'a açıklamalarda bulundu:

"SÖZ KONUSU İNSAN HAYATI OLDUĞUNDA HARAMLAR BİLE..."

Öncelikle bu organ nakli meselesi yeni fıkhı bir mesele. İslam hayat dinidir. Canlı bir dindir. Her duruma göre çözüm üretir. Organ nakline bakıldığında insan mükerrem bir varlıktır. Dolasıyla insanın mükerrem olması sebebiyle onun organlarının sağda solda kullanılması uygun görülmemiştir. İşte saçların misal temizlikte kullanılamaz. Bir başka canın kurtarılması, zaruret haline gelmişse Mecelle’de bir kadide vardır: El zarurat tubi ül mahzurat. Bir hayatın kurtarılması söz konusu olduğunda haram sayılan şeyler bile meşru bir hale gelebilmektedir.

"DİNİ GENÇLEŞTİRMEK ULEMANIN GÖREVİDİR"

Çölün ortasında susuzluktan ölecek durumda olan biri şaraptan belli bir miktar içebilmektedir. Bu kaideyi külliye düşünüldüğünde, başka türlü tedavisi mümkün olmayan bir canlının, hayatını kaybetmiş başka bir canlının hayata tutunmasına vesile olacaksa bu kaideden dolayı cevaz verilmiştir. Din canlı ve diridir. Din fetva ile ayakta durmaktadır. Fetva da ‘feta’dan gelmektedir. Feta da genç demektir. Dini hükümleri doğan şartlara göre gençleştirmek de ulemanın görevidir. Doğan şartlar neticesinde dini gençleştirmiştir. Organ naklinin caiz olduğuna kahır ekseriyeti buna kanaat getirmiştir. Allah kitabı keriminde “Bir insanı öldürmek, insanlığı öldürmeye, bir insanı kurtarmak tüm insanlığı kurtarmaya denk görülmüştür”

"ORGAN NAKLİ CAİZDİR"

Dünya İslam Fıkhı konseyinde alınan karar şu şekilde: “ Tedavinin başka bir yolla tedavisi mümkün değilse. Organ ya da dokusu alınan kişinin ölmüş olması lazım. Hayatta olan biriyse, yani donörse hayatına son vermeyecek şekilde olmalı. Misal böbreğin birini alıyorsun ama diğeriyle yaşıyor. Karaciğerinin bir kısmını alıyorsun hayatına devam ediyor. İşte bunlar birer örnektir. Organ ya da dokusu alınan kişinin sağlığında buna izin vermesi gerekir ve bunu bir bedel karşılığı yapmaması gerekir. İnsan hayatı ticari metaa muhatap olamaz. Hastanın da bu nakle razı olması lazım. Amaç hayatı kurtarmak olduğu için bağış da, almak da caizdir.

PROF. DR. ONUR YAPRAK: 1 KADAVRADAN 8 ÇARESİZ İNSAN HAYATA TUTUNABİLİR

Medipol Mega Üniversite Hastanesi Organ Nakli Merkezi Genel Cerrahlarından Prof. Dr Onur Yaprak'ın konuya ilişkin yorumu ise şöyle: "Organ nakli en basit tanımıyla vücutta görevini yapamayan bir organın yerine, beyin ölümü olmuş ve tıbben yaşamı sona ermiş bir vericiden veya canlı bir vericiden sağlam ve aynı görevi üstlenecek bir organın nakledilmesi işlemidir. Organ bağışı ise, bir kişinin özgür iradesi ile tıbben yaşamı sona erdikten sonra doku ve organlarının başka hastaların tedavisi için kullanılmasına izin vermesidir.

Beyin ölümü olmuş olan halk arasında kadavra diye adlandırılan bir bağışçıdan alınan organlarla 8 çaresiz insanın hayata tutunmasına bir vesile olunabilmektedir. Maalesef ülkemizde çeşitli yanlış kulaktan duyma bilgilerle insanlarımız yeterince organ bağışında bulunmadıkları için canlı vericiden organ nakli daha ağırlıkta olarak yapmak zorunda kalıyoruz.

Bilindiği gibi canlı vericinin ise sadece bir böbreği veya karaciğerinin bir kısmı alınarak karaciğer veya böbrek bekleyen yakınlarına nakil edilebilmektedir. Dolayısıyla kalp, ince barsak, pankreas, kornea gibi organlar için  kadavra vericiden organ almak gerekmektedir. Bizim polikliniğimize karaciğer nakli olması için hastalarımız başvurduğunda hasta yakınlarının ilk sordukları şey kadavradan organ bulma şanslarının olup olmadığı oluyor. Bu ihtimalin ülkemizdeki istatistiksel oranlarını verdiğimizde ise mecburen aile içinden tamamen sağlıklı ve gönüllü bir verici adayı ön plana çıkmak zorunda kalıyor. Ancak herkes bu vericiyi bulacak kadar şanslı olamayabiliyor maalesef."

 

KAYNAK: HABER7
YORUMLAR 103
  • Omrdes 5 yıl önce Şikayet Et
    İslamın organ bağışına fetva vermemesinin sebebi organın adam ölmeden alınmasıdır... Dinde gençleşme reform sözleri kafirliğe kapı açmadır Allah geleceği bilemez demek olur...
    Cevapla
  • Abdu 5 yıl önce Şikayet Et
    Bu adam jeolojinin bi dalının bilmem nesinde uzman herşey hakkında yorum yapması onun hiçbirşey olmadığının göstergesi bunu reklam yapmayın bir inek olsa eti sütü derisi gübresi var ya
    Cevapla
  • vatansever 5 yıl önce Şikayet Et
    orangotanlardan insana organ nakli yapılmıyor, sen rahat ol.
    Cevapla
  • A.T.T. 5 yıl önce Şikayet Et
    Kendi dışkısında boğulsun dangalak
    Cevapla
  • gresunlu 5 yıl önce Şikayet Et
    dışkı yiyecek kadar uçmuş kişinin lafina sozune itibar edilmez onun tedaviye ihtiyaci var
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
Türkiye'nin kanser haritasını TÜİK açıkladı
Etiketlerde bir devrin sonu, Erdoğan duyurmuştu! Artık fiyatları onlar belirleyecek