Ombudsman adım adım geliyor...

Türkiye'de Ombudsman tartışmaları eski hızını kesmiş gibi görünse de bu konuda oldukça önemli adımlar atıldı. Yrd. Doç. Dr. Kemal Özden, bu konuyu mercek altına aldı.

Ombudsman adım adım geliyor...
Ombudsman adım adım geliyor...
GİRİŞ 12.12.2005 23:22 GÜNCELLEME 12.12.2005 23:22

Dünyanın bir çok ülkesinde başarıyla uygulanmakta olan Ombudsman denetimi, Türkiye gündemine 1980'lerden itibaren girmiştir. Bu yıllardan itibaren bilim adamları ve yazarlar tarafından sivil toplum konusunda yeni fikirler tartışma oluşturdmayı amaçlamıştır. Devletin bürokratik yapısı da bu yeni mütelaalara karşı duramamış, insan hakları ve sivil toplum konusunda daha özgürlükçü adımlar atmak zorunda kalmıştır. Bu doğrultuda siyasi partiler ve dernekler kanunlarında yapılan değişiklikler ile sişasi partilere üyelik sınırları az olsa da gevşetilmiş ve dernek kurma konusundaki bürokratik engellerin önemli bir kısmı kaldırılmıştır. Sivil toplum, insan hakları ve demokratik katılım gibi konularda atılan bu adımlar Ombudsman'ın önünü açmaya başlamıştır.

Bu dönemde yerel yönetimlerin önem kazanması ve halkın yerel siyasete ilgi göstermeye başlaması bir açıdan Ombudsman için zemin hazırlamaya başlamıştır.

Hem siyasi hem de akademik camiada yerel yönelim tartışmaları beraberinde yerel demokrasi, şeffaf yerel yönetimler, halkın yerel yönetimlerde söz sahibi olması ve yerel yönetimleri denetleyebilmesi, açık toplum gibi tartışmaları beraberinde getirmiştir. Yerel yönetimler ile ilgili bu tartışmalar aslında bir bakıma Ombudsman'in etki alanı ile idari ve siyasi yararlan konulan ile örıüşen konulardır. Bu açılardan da yerel demokrasi ile Ombudsman karşılıklı olarak birbirlerini destekleyen yaklaşımlar olarak algılanabilir.



Türkiye'de bu konuda şu ana dek yapılmış en kapsamlı ve somut bilgiler ortaya koyan araştırma Yrd. Doç. Dr. Kemal Özden yapıldı ve bu araştırma Ombudsman; Yeni Yönetim Anlayışı İçin bir Model adıyla kitaylaştırıldı. Dr. kemal Özden, ana hatlarıyla Ombudsmanlığın Türkiye için bir ihtiyaç olduğunu ve bunun dikkatli bir şekilde hayata geçirilmesi gerektiğini savunuyor.  

Türkiye'de Ombudsman ile ilgili gerek resmi gerekse gayrı resmi çalışmalar yapılmış olmakla birlikte bunların yeterli olduğunu söylemek zordur. Ombudsman konusunda yazılan eserler ve makaleler son derece sınırlıdır. Resmi olarak da Ombudsmaıı'la İlgili yapılmış çalışma çok daha azdır.

Türkiye'de Ombudsman kurulmasına yönelik bazı çalışmalar yapılmış, kanun taslakları hazırlanmıştır. Kamu Denetçiliği Kurumu ve Mahalli İdareler Halk Denetçisi taslakları bu konuda hazırlanmış en ayrıntılı taslaklardır.

OMBUDSMAN TÜRKİYE İÇİN NEDEN İHTİYAÇ?

Yrd. Doç. Dr. Kemal Özden'e göre, 'diğer denetim metotlarını incelediğimizde, bunların yanında bir Ombudsman denetim sisteminin Türkiye'de kurulması gerektiği anlaşılmaktadır'

Özden, bu konudaki ihtiyacı şöyle tanımlıyor, 'Yargısal, yönetsel, siyasal denetim yollan, kamuoyu ve medya denetimi Türkiye'de mevcut devlet kurumlarının denetiminde yetersiz kalmakta ve pek çok aksaklıklar ortaya çıkmaktadır. Bu aksaklıklar Ombudsman denetimi ile giderilebilir. Ayrıca Ombudsman denetimi, diğer denetim türlerinin iş yükünü hafifleteceğinden o denetim yollarının İşleyişinde de bir hızlanma görülecektir. Örneğin idari yargıya intikal edebilecek davaların bir kısmı Ombudsman'a aktarılacaktır. Böyle olunca, idari yargıya intikal eden dava sayısında ciddi azalma olacak ve mevcut davalar da daha kısa bir süre içerisinde çözüme kavuşacaktır. Sonuçta da, kamu yönetiminde, devletin her kesiminde bir etkinlik ve verimlilik artışı söz konusu olabilecektir'

TÜRKİYE NEDEN BİR ÖNCE OMBUDSMAN SEÇMİYOR?

Yard. Doç. Dr. Kemal Özden'e göre, Türkiye'de Ombudsman tasarlanırken çok aceleye geiirilmemeli ve bu kurumun organizasyonunda politik-ideolojik yaklaşımlara kesinlikle fırsat verilmemelidir'

'Ülkenin yönetsel yapılanması dikkate alınarak, mevcut yönetsel yapıyı rahatsız etmeden, diğer devlet kurumlarının işleyişine ve konumuna zarar vermeden bir yapılanmaya gidilmelidir.' diyen Özden bu konudaki görüşlerini şöyle dile getiriyor, 'Bu yapılanma esnasında, yönetsel yapı bir bütün olarak ele alınmalı ve Ombudsman kurumunun mümkün olduğunca bütün kamu kurumlarının desteğini alabileceği bir konumda faaliyete başlaması sağlanmalıdır. Çünkü çalışma hayatı boyunca. Ombudsman kurumu diğer kamu kurumlarıyla sürekli iç içe olacak, onlarla sürekli bir iletişim içinde bulunacaktır.

OMBUDSMAN KURUMUNUN BAŞINDA KİM OLMALI?

'Ombudsman kurumunun Türkiye'de kurulmasıyla birlikte bu kurumun başında yer alacak kişinin konumu çok önemlidir. Ombudsman'ın eğilim durumu ve mesleki tecrübesi kurumun başarısıyla doğrudan ilgili konular arasındadır' diyor Doç. Dr. Kemal Özden ve 'Ombudsman'ın hukuk veya kamu yönetimi eğitimi almış olması başarısını arttıracaklır. Ombudsman lisans eğitimini bu branşlarda yapmamış olsa bile önceki iş hayatında bu konularda uzmanlık sağlayacak bir görevde çalışmış olması gerekir.
Ombudsman'ın hem kurum, hem de kurumun çalışanları olarak maaş ve benzeri özlük hakları konusunda endişe taşımamaları gereklidir. Ancak mali bağımsızlık sayesinde Ombudsman tarafsızlığını ve bağımsızlığını koruyabilir ve diğer devlet kurumlarının kontrolünden kendisini uzak tutabilir. Tarafsızlığını koruyabildiği ölçüde Ombudsman'm, halk nezdindeki saygınlığı artacaktır. Parlamento tarafından atanması da bağımsızlığı konusunda Ombudsman'a yardımcı olacaktır' tavsiyelrinde bulunuyor.

Doç. Dr. Özden, 'Parlamento tarafından seçimle başa gelmiş olsa bile, Ombudsman parlamentonun da kontrolüne girmemeli, yasamadan ve yürütmeden mümkün olduğunca bağımsız davranmalı, resen bir soruşturma başlatırken, arkasında herhangi bir kurumun ya da grubun korkusunu taşımamalıdır.

Türkiye'de bütün değişildik ve gelişmelere rağmen, henüz güçler ayrılığı ilkesi mükemmel olarak uygulanamamaktadır. Yargının en üst kademesinde görev yapmış insanların bile ifade ettiği gibi, zaman zaman yasama ve yargı üzerinde siyasi ve idari baskılar olmaktadır. Bu şartlar altında, Ombudsman'ın da bağımsızlığını ne denli koruyabileceği, etki altında kalmadan ne denli tarafsız hareket edebileceği tartışma konulan arasındadır.

Yeni Bir Yönetim Anlayışı için Model

Modern demokrasilerde devlet yurttaşına hükmeden bir kuvvet olarak değil de ona hizmet eden bir kurum olarak tanımlanmaktadır. Kamu kurumlarının varlık sebeplerinin yurttaşlara hizmet olduğu gerçeğini tekrarlarsak, devletten kamu hizmetlerini en hızlı, en verimli aynı zamanda adil bir şekilde alabilmek bütün bireylerin haklı beklentisidir.

Artık yurttaş, bireysel bir tüketici ya da kamu hizmetlerinin saygın bir müşterisi olarak devletten belirli standartta hizmet isteme hakkına sahiptir. Kamu hizmetlerindeki standartların yükseltilmesi ise; kamu yönetiminde bağımsız ve tarafsız denetim araçlarıyla saydamlığın sağlanması ve hizmet kalitesinin arttırılması ile mümkündür. Bu nedenle; ombudsman kurumu, devletteki 'toplam kalite yönetimi' anlayışının bir türevi olarak karşımıza çıkmıştır.



 Özünde tarafsızlık, bağımsızlık, arabuluculuk gibi anlamları içeren ombudsmanlığı kısaca tanımlayacak olursak “tarafsız temsilci” ifadesini kullanabiliriz. Devletle birey arasında, kamusal kurumla yurttaş arasında bir çeşit halkla ilişkiler uzmanlığı yapan ombudsmanların görev yelpazesi oldukça geniştir;

● Vatandaşların bürokratik yanlışlıklardan doğan şikayetlerini araştıran kanuni yetkilidir.
● Kamu hizmetlerinin kötü yönetiminden etkilenen insanların şikayetlerini kabul eden, araştıran ve çözmeye çalışan; atanmış ve bağımsız kişidir.
● Problemlerin araştırılmasında geniş yetkileri olan ve çözümlenmesinde önerilerde bulunan tarafsız bir sorun çözücüdür.
● Hükümetten kaynaklanan vatandaş şikayetlerinin güvenli ve hızlı bir şekilde çözülmesi için görevlendirilmiş aktif bir yönetim düzenleyici sistemdir .
● Yerel anlamda; yerel otoritelerin kötü yönetiminden kaynaklanan haksızlık ve şikayetleri araştıran kişidir.

İdarenin iyi işlemesi, insan haklarında ilerlemenin sağlanması ile bağlantılı olduğundan, ombudsman denetimi, aynı zamanda bir demokratikleşme aracıdır. Modern demokrasilerin temel niteliklerinden biri olan “saydam” yönetim kavramının da gereklerinden olan ombudsmanlık kurumu yasal anlamda ilk olarak 19. yüzyılda İsveç’de şekillenmiştir. Ombudsmanlık, başarılı bir şekilde uygulandığı takdirde devletle halk arasında iyi bir köprü olabilecek, demokrasiyi daha da ileriye götürecek bir kurum olduğu gerçeği tüm modern demokrasiler ve saydam yönetimler tarafından kabul görmüştür.

Ülkemizde maalesef yerleşik olarak bulunmayan bu kurum dünyanın birçok ülkesinde demokratik bir denetim mekanizması olarak işlev görmektedir.
Avrupa Birliğine giriş hazırlıklarının sürdürüldüğü ülkemizde kamu yönetimi ve kurumsal alandaki bu mühim eksikliği (ombudsman) akademik araştırma konusu olarak inceleyen, Yrd. Doç. Dr. Kemal ÖZDEN’in TASAM Yayınları’ndan çıkan “Ombudsman; Yeni Bir Yönetim Anlayışı İçin Model” kitabı, hem konuyla ilgilenenlere sağlam bir kaynak hem de ülkemizin demokratikleşme süreci için yönlendirici bir çalışmadır. Kitap, bu husustaki yayınlarıyla dikkat çeken TASAM Yayınları tarafından takdim ediliyor okuyucuya.


Ombudsman;
Yeni Yönetim Anlayışı İçin bir Model
Kemal ÖZDEN
Tasam Yayınları, İstanbul :2005 




 



160 s. ; 16 cm. – (Tasam Yayınları; 16 Yönetim – Devlet:1)
ISBN 975-6285-17-6



1.Yönetim – Devlet - 2. Ombudsman



Ayrıntılı bilgi ve sipariş için: www.selsus.com

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL
DİĞER HABERLER
Personel maaşlarını ödeyemeyen Kuşadası Belediye Başkanı içki ısmarladı
İsrail'den Lübnan'da SİHA ile suikast: Komutan Şerahbil Ali es-Seyyid şehit oldu