Arkadaşımın Aşkı'nın Türklük hayali

Türkiye'de 'Arkadaşımın Aşkısın' şarkısıyla tanınan Fransız şarkıcı Juanito, bürokratik engelleri aşıp bir türlü Türk olamadı. İşte gayrıresmi vatandaşımızın öyküsü.

Arkadaşımın Aşkı'nın Türklük hayali
Arkadaşımın Aşkı'nın Türklük hayali
GİRİŞ 15.01.2006 22:05 GÜNCELLEME 15.01.2006 22:05

Fransız şarkıcı Juanito ile Yeni Şafak'tan Beyza Güdücü konuştu. İşte samimi röportaj...


60'lı yıllardan bugüne kimi aşk hallerine, bazen hayatın sillesine meydan okuyanların şarkılarıdır Juanito'nunkiler... 'Hakkım yok seni sevmeye/Çıktın karşıma ne diye/Sen başkasının malısın/Kalbim bunu nerden anlasın/Unutmam lazım çünkü sen/Arkadaşımın aşkısın' veya 'Gardiyan Gardiyan/ Etme beni ziyan/ Kader bu herkes pişman olurmuş/Bırak artık bırak/Haber aldım karım doğurmuş.' Türkiye'de öyle yer etmiş şarkıları vardır ki, aslında Juanito hep buralı,Türk gibidir. İçimizden biridir.


Juanito, 1965'te bir aylığına geldiği Türkiye'yi çok sevip yedi yıl kalmış, gırtlak kanserine yakalanıp sesini kaybedince, Paris'te yıllarca taksi şoförlüğü yapmış, gayrıresmi kültür ataşeliğimizi yürütmüş, 23 yıl 'Vatanım' dediği Türkiye'den mecburen uzak kalmış, gayrıresmi vatandaşımız. Juanito, yıllar önce başvurusunu yaptığı Türk kimliğini almaya ve Türkiye'de kalmaya geldi bu kez. 'Cennetim Türkiye'dir, hakikaten' diyor Juanito gözlerinin içi parlayarak. Türkiye'yi seviyor. Bu öyle bir sevgi ki, ölünce küllerinin Boğaziçi ve İzmir'e serpilmesini istiyor.

* * *


- Bu kez neden Türkiye'desin Juanito?

- Türkiye'de kalmak istiyorum artık. Ne diyebilirim sana Beyza'cığım. İstanbul'da yaşamak, Juanito olarak hayata burada devam etmek istiyorum. Belki çalışırım, eski şarkılardan yeni albüm yaparım, bir dizi filmde oynarım. Bilmem ki. Ben Türkiye'de kalmak istiyorum. Vatanımda kalmak.

- En son ne zaman gelmiştin Türkiye'ye?

- Biliyorsun, 2000 yılında geldim. O zaman bir CD çıkardık Odeon Müzik'ten. 'Canım Vatanım'... O CD promosyon yaptık.

- Sattı mı eski şarkılarının yer aldığı o albüm?

- Benim için sattı. Ama Odeon Müzik için bilmiyorum.

- Daha eskilere dönersek, Juanito Türkiye'de çok ünlüyken bir hastalığa tutuldu. Ne zamandı, neydi bu hastalık?

- 1981'de gırtlak kanserine yakalandım. Ama ben 1971'de kendimi hasta hissettim. Şarkı söyleyemiyorum sandım. Paris'e döndüm Türkiye'den. Ameliyat oldum. Tümör çıkardılar.

- Ama ameliyattan sonra sesini kaybettin, şarkı söyleyemez, hatta konuşurken zorlanır hale geldin?

- Evet... Evet... Ama bak kaç gün oldu İstanbul'dayım, sesim açılıyor yavaş yavaş...

- Havası mı suyu mu iyi geliyor İstanbul'un?

- Bilmem. Galiba memleket havası. (gülüyor)

- Juanito, neden bu kadar seviyorsun Türkiye'yi? Sesimi açıyor bile diyorsun İstanbul'da olmak... Nedir seni Türkiye'ye bağlayan?

- Ben aslında Cezayirliyim biliyorsun. Cezayir, eskiden Fransızdı. Ne zaman ki Araplar gönderdi Fransızları, Araplar istemedi bizi. Benim aile Musevi'dir. Paris'e götürdü babam bizi. Orada da şarkı söyle-dim. Şantördüm. Cezayir'den ayrıldım, ne zaman geldim 1965'te Türkiye'ye, çok sevdim. Los Alcarsonlarla müzik yaptık burada. Dedim yeni bir Cezayir buldum ben. Yeni memleket buldum dedim. Gelirken kontrat 15 günlüktü, ama ben altı yıl kaldım.

- Türkiye'de çok ünlüyken, Türkiye vatandaşı olmak için müracaatta bulundun. Ne zamandı?

- 1968'de müracaat ettim Türkiye vatandaş olmak için. Ankara'ya gittim, başbakana gittim filan.

- Kimdi o zaman Başbakan?

- Demirel'di. Sonra cumhuriyet başkanı oldu.

- Cumhurbaşkanı oldu evet. Peki görüşebildin mi Demirel ile?

- Yok maalesef. Ama aldılar beni konuştuk orada. Dediler bana orada, neden istiyorsun sen Türk olmak, Türksün sen zaten.

- Peki bu başvurudan sonra ne oldu? Türkiye vatandaşlığı verildi mi sana?

- Ah, galiba bir çekmecede kaldı benim Türk kimlik.

- Çekmecede mi unuttular diyorsun?

- Vallahi öyle. (gülüyor.) Ama artık istiyorum Türk kimlik. Versinler bana.

- Şimdi yeniden müracaatta mı bulunmak istiyorsun, yoksa Türk kimliğim çekmeceden çıkarılıp verilsin mi diyorsun?

- Ben Fransa vatandaşıyım. Ama ben, Türk olayım, rahat olacağım çok. Türkiye'de kalabilirim, evlenebilirim.

- Evlenebilirim mi?

- Tabii tabii.

- Bir Türk hanım bulalım o halde sana?

- Evet, evet. 45-50 yaşında bir Türk hanımla olur.

- O zaman çok kolay. Bir Türk hanım ile evlendirelim seni, hemen Türkiye vatandaşı ol.

- Teklif almam lazım.

- Peki kimi alacağız Juanito'ya?

- Gönül Yazar'ı alacağız.

- Evlenir mi Gönül Yazar seninle?

- Hah hah hah... Evlenir. Aman duymasın, yaşı büyüktür benim için biraz.

- Kaç yaşındasın Juanito?

- Ben 1936'da doğdum.

- Yetmiş yaşındasın yani.

- Evet ama fazla göstermiyorum.

- Peki Juanito, ne kazandıracak sana Türkiye vatandaşı olmak? Çoğu Türk Fransa vatandaşı olmak isterken, sen neden Türkiye vatandaşı olmak istiyorsun?

- Ah ben çok severek, hakikaten Türk olmak istiyorum. Ne zaman ilk müracaat ettim, babamdan izin aldım. Babacığım dedim, bu Türkiye çok seviyorum, o Türkler de çok seviyor beni. Ne yapayım dedim. Babam, 'Oğlum' dedi, 'Türkiye seviyorsun, Türk ol, fark etmez bizim için.'

- Soyadın Safrana, aslında safran adlı baharatın adı. Ama baban soyadınızla ilgili bir fikir yürüttü yıllar önce. Ne dedi?

- Türkiye'ye geldim, babam gösterdi bana haritada, oğlum dedi bak, galiba biz Türkiye'deki Safranbolu'dan gittik Cezayir'e. Ben diyorum ki, Safrana soyadım Safrabolu'dan geliyor.

- Anlatırken görüyorum ki, müthiş bir enerjin var 70 yaşına rağmen. Nasıl bu kadar hayata ve Türkiye'ye bağlısın?

- Bak kızım, Allah sesim aldı tamam. Ama fizik bıraktı bende. Kalbim sağlam. Kalbim seviyor.

- Sesini kaybettiğin için canlı şarkı söyleyemiyorsun. Sahneye dönmek istiyor musun Türkiye'de?

- Kızım, artık herkes playback yapıyor herkes. Sesi olan yapıyor. Benim ses kısık, ses gitti ama ben playback konser yaparım. İstiyorum çok Türkiye'de sahne yapmak, konsere çıkmak.

- Türkiye Avrupa Birliği'ne girmeye çalışıyor. Sen Avrupa Birliği üyesi Fransa'nın vatandaşısın, ama Türkiye vatandaşı olmak istiyorsun. Neden?

- Ben kavga ettim Fransa'da politikacılarla. Dedim ne, alıyorsunuz Bulgaristan bilmem ne. Türkiye cennet gibidir dedim. Eğer almıyorsunuz Türkiye Avrupa'ya, ben Fransız olmak istemiyorum. Türkiye'ye gideceğim dedim. Çok ayıp yapıyorlar.

- Juanito aslında Türkiye'yi temsil ettin Fransa'da yıllarca. Kanser olunca, taksi şoförlüğü yaparken Türkiye'nin kültür elçisi gibi çalıştın.

- Evet, ben hep anlattım Fransızlara Türkleri. 21 sene takside çalıştım, hep anlattım Türklerin iyiliğini. Ben Paris'te bir Türk işçi gibi yaşadım. Türk lokantalarına gittim, en iyi arkadaşlarım Türklerdir. Dostum Oktay Tabak hep benimle.

- Peki yıllar önce takside çalışırken, bir müşteri aldın taksine, kimdi o?

- Ömer Faruk Sorak. TRT'de kameramandı o zaman. Şimdi büyük yönetmen oldu. O haber verdi Ankara'ya. Dediler Juanito gelsin Türkiye'ye. TRT davet etmiş beni, 23 sene sonra vatanıma geldim. Tam 23 sene, 1971'den 1994'e. Sen geldin TRT'den havaalanına, aldın beni. Küçücük kızdın o zaman.

- Atatürk Havalimanı'nda ilk karşılaştığımızda dizlerinin üstüne çöküp yeri öpmüştün...

- Ah evet. 23 sene sonra vatanıma kavuştum o zaman. Canım Vatanım şiirim var benim. Yazmıştım Türkiyem için. 'Bana son defa gezdirin şehrimi/Gösterin Boğaz'ı, güzel Rumeli'yi/Çamlıca'nın sakız, çam kokularıyla/Geçen bir geminin isli dumanıyla/Bir daha göreyim Süleymaniye'yi'... O şiiri okudum orada. Ağladım çok, biliyorsun.

- Hepimiz ağlamıştık o gün.

- Ben geldim artık. Türkiye'de ağlamak yok. Kalacağım burada, Türk olarak. Ben istiyorum Türkiye'de ölmek. Dinimizde yasaktır ama ben istiyorum, küllerim bir parça Boğaz'a, bir parça İzmir'e dökülsün. İstiyorum Türkiye'de kalayım hep.


Zeki Müren kıskandı beni...

Ben Juanito olarak her yerde şarkı söyledim. İstanbul'da, Karadeniz tarafında, Erzurum'da. 1969'da, Maraş'ta şarkı söyledim. Zeki Müren dedi, 'Ben gitmedim daha Maraş'a.' Zeki Müren konuşurdu güzel Türkçe, biliyorsun. Zeki Müren bir akşam Maksim'de söylüyor, davet ettiler, en ön masadayım. Beni görünce herkes başladı 'Zeki bey, Gardiyan, Gardiyan'. Zeki bey kibar, dedi, 'Hanımefendiler, beyefendiler, size bu gece Gardiyan şarkısını söyleyemem, Juanito burada, Gardiyan Juanito'nundur.' Büyük Efes'te dedi bana Zeki Bey, 'Bir senedir konuşmadım seninle, çünkü kıskandım seni.' Bana dedi, 'Alafranga'da Juanito, Alaturka'da Zeki Müren var Türkiye'de.' Çok severdim Zeki Bey'i.

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL
DİĞER HABERLER
Beşiktaş - Ankaragücü! CANLI
Uyarı yapıldı! Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sesiyle dolandırıcılık girişimi