İnançlara saldır reklamı ucuza getir

Yıllarca bilime hizmet verdi ama adını sadece bir kaç kişi duydu. Yıllar sonra 'uyandı', bilimi bir yana atıp 'inançlara' çattı ve şöhret oldu. Şimdi de reklamı bedavaya getiriyor...

İnançlara saldır reklamı ucuza getir
İnançlara saldır reklamı ucuza getir
GİRİŞ 19.01.2007 12:17 GÜNCELLEME 19.01.2007 12:17

Bilimin temel kurallarından bir tanesi bilimcinin inançlarını işin içine karıştırmadan, bulgularını şartlar ne olursa olsun, gerektiğinde ölümü göze alarak ortaya koymasıdır. Ancak Batı'nın bütün modern hastalıkları gibi bilim adamlarının bilimi gerçeği ortaya çıkartmak için değil, kendi inançlarını kanıtlamak için kullanması da Türkiye'de hızla yayılıyor.


Eskiden şarlatanların inançları sömürmesine kızan ve inançlarını işe karıştıranlara muhalefet eden bilim adamları bugün kendileri aynı şarlatanlıkları yapmak için adeta birbiriyle yarışıyorlar.. Çünkü işin ucunda kolay şöhret ve karlı bir ticari yatırım var. Hele de Türkiye'de bu daha da kolay. Çünkü ister laiklik adına, isterse dinler adına, bilimsel bulguları inançlarınıza delil göstermek için çarpıtıp, bir kesimin inançlarına saldırdığınız zaman iş daha da kolaylaşıyor.


Daha önce yaptığı değerli çalışmalar onu profesör yaptı ama şöhret yapmadı. Ne zaman ki müslümanlara hakaret etti ve meşhur oldu. Üstelik yaptığı hakaret mahkemece hakaret kabul edilmediği için her hangi bir ceza da almadı. O da bundan cesaret alarak bilimsel bulguları inançlarını doğrulamak için kullanmayı ve tabi ki reklamını da ucuza getirmek için Müslümanlara yönelik hakaretlerini sürdürüyor.  


İşte, değerli bir bilim adamının adım adım şarlatanlaştırılmasının ve bir 'televole ve siyaset maskotu' olarak kullanılmasının son noktası... (Ha denilecektir ki, son kitabında bulgulara ne diyeceksiniz.. Bir başka açıdan bakarsanız, söz konusu bulgular, Kur'an'da var olduğu belirtilen olayların tarih içinde yaşandığının bir delili olarak da kullanılabilir... Muazez İlmiye Çığ, eğer müslüman olsa idi, 'Sümer bulguları kafirleri yalanlıyor' diye yazacaktı...)


AA'nın haberini noktasına virgülüne dokunmadan sunuyoruz sizlere..


Lütfen inançlarınızı cebinize koyarak, vicdanlarınızla okunuyuz. Çünkü Muazzez İlmiyeÇığ, bu gelişimin sadece konu mankenidir. Türkiye'de her kesimin içinde fazlası ile şarlatanlık yapan bilim adamı mevcuttur..  


***


Dilek Akın'ın haberi


Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ, günümüzde, erkeklerin "eşlerini kapatmayı moda haline getirdiğini" belirterek, "Bu kişiler, açık kadınlara bakmaktan da geri kalmıyorlar" dedi.


Çığ, kendisine ödül verilmesi amacıyla düzenlene törenine katılmak üzere geldiği Adana'da, AA muhabirine yaptığı açıklamada, herkesin birbirinin giyim tarzına, inancına, ibadetine saygı duyması gerektiğini, oysa, bazı kesimlerin bu anlayıştan yoksun olduğunu ve kendi tarzlarında olmayanları yargıladıklarını kaydetti.


Türkiye'de, kadını "kukla ve makine" gibi gören kesimlerin ve bu anlayış karşısında "boyun eğen kadınların" artığını ifade eden Çığ, şöyle devam etti: "Günümüzde erkekler eşlerini kapatmayı moda haline getirdiler. Bu kişiler, açık kadınlara bakmaktan da geri kalmıyorlar. Kadın ise ya korkudan ya para için ya da başka gerekçelerle örtünüyor. Örtünmeyi kendi rızasıyla yapanlar da elbette var."


Çığ, şöyle devam etti: "Namuslu olmanın ölçütü başörtüsü değildir. İnsanlar giyimleriyle, kuşamlarıyla değerlendirilemez. Giyim kuşumla namus ve ahlak değerlendirmesi yapanlara kızıyorum." Çığ, vatanına milletine faydalı, laikliğe ve demokrasiye önem veren bireylere Türkiye'nin ihtiyacının olduğunu vurgulayarak, "Türkiye Cumhuriyeti sonsuza kadar ayakta duracaktır. Bundan hiç kimsenin kuşkusu olmasın. Ben gençlere hep Atatürk'ü çok iyi tanımalarını tavsiye ediyorum. Atatürk'ü tanısalar adeta taparlar" dedi.


-İKİ KİTAP HAZIRLIĞI BİRDEN-


Çığ, 93 yaşına gelmesine rağmen çalışmalarına hiç ara vermediğini, iki kitap birden yazdığını belirterek, bunlardan birinin Sümer kültürü, diğerinin ise Sümerlerdeki "Tufan" olayı ile ilgili olduğunu kaydetti. Hakkında dava açılmasına neden olan "Vatandaşlık Tepkilerim' adlı kitabına da değinen Çığ, yargılandığını ve suçsuz bulunduğunu hatırlatarak, şöyle devam etti: "O kitapta yazdığım cümlenin bir başı bir sonu vardı. Onlar, anlamak istedikleri yerden almışlar. Aslında benim ne demek istediğimi anladılar ama anlamazlıktan geldiler. Napolyon bile 'bana bir cümleni söyle seni idama götüreyim' demiş. Ben o davadan gocunmadım, ama, Türkiye Cumhuriyeti bundan zarar görecek diye üzüldüm. Yabancı basın beni konuşturmaya çalıştı, ama başaramadı. Ceza alsaydım gider yatardım, ama, ülkem aleyhinde yine tek söz etmezdim. Çünkü, dışarda Türkiye'yi sevmeyen, şahin gibi bekleyenler var."


(aa)

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL
DİĞER HABERLER
Bakan Hakan Fidan ilk kez açıkladı: Suikasta uğradım
Hintli generalden küstah tehdit! "Gerekirse Türkiye’yi havaya uçurabiliriz"