Özden Paşa'nın günlüğünün sırrı
Bir internet sitesinde eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek'in günlüğü yayınlanıyor. Günlüğün içeriğindeki siyasi iddialarda bakın neler var..
Şamil Tayyar'ın haberi
İlginç bir web sayfasıyla tanıştım dün. Adı, Denizcilersitesi. Sitede, ‘Örnek Paşamızın Günlüğünden’ diye bir bölüm var. İddiaya göre, günlük sahibi, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek. Site editörlerine göre, bir denizci, bu notları ulaştırmış, onlar da yayınlıyorlarmış.
Önce site editörlerine mesaj gönderdim: Bu notlardan Özden Paşa’nın bilgisi var mı? Bilgisi dışında yayınlanıyorsa herhangi bir tepki gösterdi mi? Yanıt alamadım. Özden Paşa’yla irtibat kurmaya çalıştım. Binbaşı rütbeli emir subayına ulaştım. Görüşme gerekçemi aktardım ve söz konusu site adresini verdim. Talebimi Özden Paşa’ya iletip kısa sürede döneceklerini söylediler. Subay, dün saat 19.30’da beni arayıp, ‘Konuyla ilgili herhangi bir ilgimiz yok’ dedi.
‘Bu açıklama ne anlama geliyor, sayın paşam günlüğü tekzip mi ediyor?’ diye sordum. Yanıt şöyleydi: ‘Deniz Kuvvetleri Komutanlığı olarak bilgimiz olmadığı söylendi.’ ‘Özden Paşa’ya iletilmek üzere aramıştım’ dediğimde aldığım yanıt, ‘O konuda bilgi veremiyoruz’ oldu.
Bu durumda sadece konu başlıklarını aynen yazmaya karar verdim. 15 bölüm halinde yayınlanan günlükte gündemi sarsacak çok önemli iddialar var. Meraklıları ‘www. denizcilersitesi.com’ adresinden ulaşabilir. Eğer bu günlük hayaliyse, Özden Paşa, gereğini yapacaktır.
İşte başlıklar: ‘Sarıkız operasyonu’, ‘Galiba geçen yıl ki Genelkurmay Başkanı oğulları ile ilgili olarak bedel ödüyordum’, ‘Yazılan bir ihbar mektubundan bu kadar geniş bir yolsuzluk ağı çıkmıştı’, ‘AB’den nasıl kurtulacağız?’, ‘Org. Kıvrıkoğlu, Hilmi Özkök’e onu hiçe sayar gibi muamele ediyor her fikrini tersliyor ve bazen de onunla alay ediyordu’, ‘Salim Dervişoğlu’nun Güneri Civaoğlu ile konuşmaları, Sedat Ergin’e tavsiyeleri’, ‘Mustafa Özkan, Aydın Doğan’ın 2.5 milyar dolar riski olduğunu ve hükümet ne derse yapmak zorunda olduğunu söyledi’, ‘1999 şubat ayında Amerikalılar Abdullah Öcalan’ı kaçırıp bize verdiklerinde Mesut Yılmaz herkese haber verir diye daha önceden haber vermemişler ve Ecevit hükümetine zamanında vermişler’, ‘Ferit Şahenk’e ‘yayınlarınız hükümet yanlısı dikkatli olun’ dedim’, ‘Aydın Doğan’ın yanında M. Ali Yılmaz ve Fikret Bila vardı’, ‘Murat Yetkin’in ziyareti’, ‘Fikret Bila elinde Yaşar Paşa’ya yazdığım mektubun kopyası olduğunu söyledi’, ‘Tuncay Özkan’ın ziyareti’, ‘Şener Eruygur’un planları’, ‘Cüneyd Zapsu’nun ziyareti.’
Editörün notu
Sorularımıza yanıt vermeyen web sayfası editörünün, ‘Editörden notlar’ bölümünde günlüğe ilişkin bazı açıklamaları vardı: ‘Yakın geçmişimizdeki emekli Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Özden Örnek’e ait olan günlük notlarının bir izleyicimiz tarafından bize sunularak paylaşma isteğini olumlu karşıladık.’
Editör, gerekçesini ise şöyle anlatıyor: ‘Çünkü adı geçen kişinin yakın Türk tarihinde önemli görevler üstlenmiş bir denizciydi. Ancak bize gönderilen maili okudukça denizciliğin çok daha ötesinde bir durumla karşı karşıya fark ettik. Şu anda bu notların kamuoyuyla paylaşılması bir istekten öte bir zorunluluğa ve bir göreve dönüştü bizim için.’
Uyardım ama onlar ölüm tehditleri savurdular
‘Tuncay’ı gözümüz gibi korumalıyız’ başlıklı yazımla ilgili çok sayıda elektronik mesaj aldım. Belli merkezden örgütlenmiş, seviyesiz ve ahlaksız güruhun ölüm tehditlerine varan kusmuklarını içeriyordu. Oysa son derece insani duyarlılıkla kaleme aldığım bu yazımı, nasıl okumuşlar bilmiyorum, Ogün Samast gibi mesajlar gönderip duruyorlar.
Yazım son derece açık mesajlar içeriyor. Diyorum ki, bu tartışmayı kullanmak isteyen bazı ‘derin’ güçler, provokatif eylemlere yönelebilir. Devleti uyardım. Yazımdan önce, hem Emniyet Genel Müdürü hem de İstihbarat Daire Başkanı’nı aradım. Telefonlarıma çıkmadılar, çıksalardı ayrıca onlara da söyleyecektim. İki şahıs da notlarını karıştırırlarsa göreceklerdir.
Diyorlar ki, Tuncay’ı hedef gösteriyorsun. Ne alakası var? Çağdaş Gazeteciler Derneği Genel Başkanı Ahmet Abakay aradı. Ona da benzer şikayetlerde bulunmuşlar. Abakay’ı yıllardır tanırım, kendisine de söyledim: ‘Tuncay’la ilgili ilk yazıyı kaleme alan bir kişi olarak sorumluluk duygusuyla devleti uyarmak istedim, yaptığım iş budur. Kaldı ki, Tuncay benim düşmanım değil. Yıllardır şiddete karşı birisi olarak düşmanıma bile dilemeyeceğim bir şeyi Tuncay için neden dileyeyim?’
Ama Tuncay ve arkadaşları, uyarımı suistimal ettiler. Dün gece de neredeyse haber bülteninin tamamını şahsıma ayırıp tehditler savurmaya devam ettiler. Gördük ki, Kanalküfür olmuş. Şahsımı, hedef tahtasına koymuşlar. Şimdi soruyorum: Yazımın üzerinden 24 saat geçtikten sonra aynı anda ölüm tehditleri savrulması ve TV ekranında hedef gösterilmemi, gazetecilik ahlakıyla nasıl bağdaştırabiliyorlar?
Unutulmasın, İsmet Paşa’nın dediği gibi namuslu insanlar da en az namussuzlar kadar cesur olmalıdır, olacaktır. Bugünden itibaren hukuk mücadelesine başlıyorum. Ölüm tehditleri savuran korkakların tespiti için Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunuyorum.
