Pınar İlkkaracan'a kadın hakkı ödülü

Türkiye'nin önde gelen kadın hakları savunucularından Pınar İlkkaracan, New York'ta "Peter-Patricia Gruber 2007 Uluslararası Kadın Hakları Ödülü"ne layık görüldü.

Pınar İlkkaracan'a kadın hakkı ödülü
Pınar İlkkaracan'a kadın hakkı ödülü
GİRİŞ 17.10.2007 07:52 GÜNCELLEME 17.10.2007 07:52

 İlkkaracan'a ödülü, New York Üniversitesi Hukuk Fakültesinde düzenlenen bir törenle takdim edildi. İlkkaracan'ın, Türk yasalarının reforme edilmesi ve Müslüman kadınların haklarının korunması hususlarında gösterdiği çalışmalar nedeniyle ödüle layık görüldüğü açıklandı.


500 bin dolarlık ödülün İlkkaracan ile kurucusu olduğu "Kadının İnsan Hakları Derneği" (Women for Women's Human Rights-New Ways-WWHR) ve "Müslüman Toplumlar Dayanışma Ağı" (The Coalition for Sexual and Bodily Rights in Muslim Societies-CSBR) adlı iki dernek arasında paylaştırılacağı belirtildi.


-"BU ÖDÜLÜ ALMAK ÖNEMLİ"-


Törenin ardından AA muhabirinin sorularını yanıtlayan İlkkaracan, ödülün kendileri için inanılmaz bir sürpriz olduğunu söyledi. İlkkaracan, birsüre önce ABD'den gelen bir telefonla ödül kazandıklarını öğrendiklerini, ancak ilk başta kendilerine şaka yapıldığını zannettiklerini anlattı.


Kadın haklarının gelişmesi için dayanışmanın son derece önemli olduğunu vebu sebeple bir çok uluslararası örgütle birlikte çalıştıklarını anlatan İlkkaracan, diğer ülkelerdeki uluslararası örgütlerin birbirlerindenhabersiz olarak, kendilerini aday gösterdiklerini ve sürecin gizli olması sebebiyle ancak ödülü kazandıktan sonra olaydan haberdar olduklarını ifade etti. İlkkaracan, şöyle konuştu: "Bu ödülü almak son derece önemli ve gurur verici, Türkiye için gurur verici diye düşünüyorum. Bu ödülü almamızda en önemli etkenlerden bir tanesi Türkiye'de son 10 yıl içinde kadın hareketiyle birlikte gerçekleştirdiğimiz yasal reformlar oldu. Bunu ben biliyorum ama bunun dışardan da görülmesinin, Türkiye'deki bütün kadın hareketi için bir gurur kaynağı olduğunu düşünüyorum".


Türkiye'de hangi sınıftan, eğitim seviyesinden, bölgeden olursa olsunhakları ihlal edilmeyen kadın olmadığı görüşünü savunan İlkkaracan, bununfarkına vardığından beri hem kendisi hem de dünyadaki diğer kadınlarınhakları için çalıştığını kaydetti.


1993'te "Kadının İnsan Hakları"derneğini, 2000 yılında da Müslüman toplumlarda dayanışmayı amaçlayan birdayanışma ağı kurduklarını anlatan İlkkaracan, Fas'tan Endonezya'ya kadaruzanan bu ağın, Türkiye'deki kadınların Müslüman oldukları için değil,tarihsel, coğrafi ve politik koşullar nedeniyle bu ülkelerdeki kadınlarile ortak sorunları olması nedeniyle, son derece önemli olduğu görüşünü dile getirdi.


Bundan sonraki çalışmaları ile ilgili bir soru üzerine İlkkaracan, şöyle konuştu: "10 yıllık bir çalışmayla hem Medeni Kanunu hem Ceza Yasası'nı çıkardık, hemde aile içi şiddet konusunda koruma emri diye bir yasa çıkardık. Türkiyeiçin devrimdir bu. Fakat biliyoruz ki yasalardaki eşitlik yetmiyor. Hükümetin son derece kararlı bir şekilde çok önemli adımlar atmasıgerekiyor. Şu anda çok önemli bir kampanyamız var. Yapılması düşünülen yeni anayasaya 'Kadın ve erkek eşittir. Devlet, kadın ve erkek arasındaki fiili eşitliği gerçekleştirmek için gerekli adımları atmakla yükümlüdür' maddesinineklenmesini istiyoruz."


Para ödülünün "Kadının İnsan Hakları Derneği" ve "Müslüman Ülkelerdeki Dayanışma Ağı" arasında paylaştırıldığını anlatan İlkkaracan, paranın, çözümü için kaynak bulunamayan sorunlar için kullanılmasının yanı sıra bu ödülden gençleri heveslendirecek yeni küçük ödüller çıkarabileceklerini kaydetti.


-SEMPOZYUM-


Ödül töreninin ardından, "2007 Gruber Kadın Hakları Sempozyumu"düzenlendi. "Müslüman Toplumlarda Kadının Liderlik Rolüne Geçişi" konulusempozyumda, İlkkaracan'ın yanı sıra, çeşitli İslam ülkelerinin önde gelenkadın hakları savunucuları konuşmacı olarak yer aldı.


Panel yöneticisinin, Türkiye'de yapılan yasa değişiklikleri ile ilgili olarak, "Kabul edilen yeni yasaların, İslami yasaların yerini alması toplumda tepki çekmedi mi?" şeklindeki sorusuna İlkkaracan'ın, değiştirilen yasaların İslami değil, sırasıyla İsveç ve İtalya'dan bire bir alınan yasalar olduğunu belirtmesi salonda şaşkınlık ve ilgiyle karşılandı.


İlkkaracan konuşmasında, bu kapsamda özellikle 11 Eylülden sonra, Müslüman kadınların zavallı, kurban ve tamamiyle erkeklerin ve toplumun hakimiyetindeymiş gibi bir imajın Batı'da gittikçe yerleşik hale geldiğinden yakındı. Kadınlar olarak kadınlar hakkındaki bu imajın düzeltilmesi için uğraştıklarını anlatan İlkkaracan, bu imajın düzeltilmesinde en etkili yolun, hükümetlerin verecekleri destek olduğunu sözlerine ekledi.


(aa)

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL
DİĞER HABERLER
Bayraktar TB3 test uçuşlarına devam ediyor
Türk askeri pratiğine Baykar damgası: Kısa sürede büyük etki