Uyuşturucu artık her yerde!

Tarihi İpek Yolu artık uyuşturucu tacirlerinin eline geçti. Okul kantinlerinden, internet sitesinden satışa dek her yerde uyuşturucu bulmak mümkün. Uyuşturucu yaşı 14'ün altına düştü. Gültekin Kaya'nın uyuşturucu dosyası

Uyuşturucu artık her yerde!
Uyuşturucu artık her yerde!
GİRİŞ 18.03.2006 09:54 GÜNCELLEME 18.03.2006 09:54

Uyuşturucu maddeler, dünya genelinde birey ve toplum üzerinde telafisi imkansız etkilere sebep oluyor. Uyuşturucu, bireylerin sağlığını, refah düzeyini ve güvenliğini tehlikeye atarak, özellikle genç nesilleri tehdit ediyor.


Gelişmekte olan ülkeler, uyuşturucu madde suçlarıyla savaşmak için gerekli kaynağı ve imkanları bulamadıklarından uyuşturucunun zararlarından daha fazla etkileniyor. Zehir ticaretinin sınır tanımayan özellikleri sayesinde, bütün ülkeler az veya çok bu problemle karşı karşıya.

Özellikle coğrafi konumu sebebiyle Türkiye, uyuşturucu ticaretinde kilit ülke konumunda. Son yıllarda, emniyet güçlerinin başarılı operasyonları sayesinde ağır darbe alan zehir tacirleri, yeni taktikler geliştirmeye başladı. Bu taktiklerden biri de eroin, esrar, kokain ve diğer uyuşturucuları ‘İnternet’ ortamını kullanarak pazarlamak. Suç örgütleri, bu sayede polisin kontrolünden kurtulup, rahatlıkla gençleri zehirlemeyi planlıyor. Sanal ortamda yapılan pazarlıklarla piyasaya sürülen uyuşturucular, internet cafelerde kandırılan gençlere satılıyor.

Özentiyle başlıyor


Bilgi Üniversitesi’nin 2005 yılında yaptığı bir araştırmaya göre, ülkemizde uyuşturucu kullanım yaşı 14’e kadar düştü. Daha çok sigaraya özentiyle başlayan madde kullanımı, gençleri ilerleyen yaşlarda beyaz zehirin tuzağına düşürüyor. Her yıl onlarca bağımlı genç tedavi görmek için UMATEM’e başvuruyor. Tedaviyi reddedenler ise bunalıma girerek intihara sürüklenebiliyor. Uzmanlar ailelerden çocuklarının nerede ve nasıl zaman geçirdiğini mutlaka takip etmelerini tavsiye ediyor.

Kavşak İstanbul


Türkiye, Asya’dan Avrupa’ya kaçırılan uyuşturucunun bir numaralı geçiş noktası. Son yıllarda sadece transit ülke olmaktan çıkan Türkiye, üretici-işleyici-ihracatçı statüsüne geçti. 12 milyon nüfusa ulaşan İstanbul ise uyuşturucu trafiğinde kavşak şehir olarak gösteriliyor. 2005 yılında Avrupa’da yakalanan uyuşturucunun yüzde 75’i, ABD’de yakalanan uyuşturucunun da yüzde 25’i Afganistan, Pakistan ve İran üçgeni olarak nitelendirilen “Altın Hilal” bölgesinden çıktı. Özellikle Avrupa’ya, buradan da Amerika’ya kadar uzanan uyuşturucu kaçakçılığında, “şeytan üçgeni” olarak adlandırılan Yüksekova, Başkale, Van güzergahı önemli bir rol oynuyor. Türkiye üzerinden Batı’ya geçen uyuşturucunun büyük bölümü bu güzergahtan giriyor. Uyuşturucu ticaretinin seyri terör örgütü PKK ile birlikte ‘bireysel’ olmaktan çıkıp, ‘organize’ hale geldi. Türk emniyet güçleri, yaptıkları istihbarat ve operasyonlarda büyük bir özveri göstererek, bütün dünyada yakalanan uyuşturucunun yaklaşık yarısını ele geçiriyor. Türkiye coğrafi konumu itibarıyla, yüzyıllardır doğu ile batı arasında kullanılan bir ticaret ve kültür köprüsü iken son 50 yılda uyuşturucu madde kaçakçılığının ana yollarından birisi haline geldi.

İpek yolu zehir yolu oldu


 Uyuşturucu trafiğindeki küresel trendler ne şekilde yönlenirse yönlensin her zaman önemini koruyan “Balkan Rotası” üzerinde yer alan ülkemiz, Güneybatı Asya orijinli eroin ve Avrupa orijinli sentetik uyuşturucu kaçakçılığından yoğun bir şekilde etkilenmeye devam ediyor. Kuzey Karadeniz Rotası (İpek Yolu) ve Doğu Akdeniz Rotası ülkemizi etkileyen diğer temel güzergahlar olarak karşımıza çıkıyor. Kaynak ülkelerde meydana gelen arz yükselişi ya da düşüşü ve hedef ülkelerdeki pazarın yoğunluğu, uyuşturucu trafiğinin şekillenmesinde etkili olan diğer unsurlar olarak göze çarpıyor.

Türk polisi başarılı


Türk emniyeti, son 5 yılda eroin imalathanelerine büyük darbe vurdu.Türkiye genelinde ele geçirilen 2 bin kiloya yakın eroinin yüzde 55.5’inin İstanbul’da, yüzde10’unun Mersin’de, yüzde 8.1’inin Van’da, yüzde 5.3’ünün Edirne’de, yüzde 3’ünün Gaziantep’te, yüzde 18.3’ünün de diğer illerimizde yakalandığı tespit edildi. Türkiye’de uyuşturucu madde ticaretinin sırasıyla Marmara, Akdeniz ve Ege bölgeleri ile İç Anadolu Bölgesi’nin Güneybatısı ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin batısında yoğunlaştığı görülüyor. Karadeniz, Doğu Anadolu’nun ve İç Anadolu’nun kuzey kesimlerinde ise uyuşturucu olaylarının oldukça az olduğu belirlendi.

Sınırlara denetim


 Türkiye’de yakalanan uyuşturucu maddelerin yüzde 84.3’ü doğu bölgesinde bulunan giriş; (Van, Hakkari, Ağrı) ve batı bölgesinde bulunan çıkışlarda (İstanbul, Edirne) ele geçirildi. Ülke genelinde afyon kökenli uyuşturucuların yüzde 72.7’sinin İstanbul’da, yüzde 5.9’unun Mersin’de, yüzde 5.9’unun Van’da yüzde 3.1’inin Edirne’de, yüzde 2.2’sinin Gaziantep’te, yüzde 1.7’sinin Hakkari’de, yüzde 1.5’inin Afyon’da, yüzde 1.4’ünün Ağrı’da, yüzde 1.1’inin ise Kocaeli’de yakalandığı tespit edildi. Afyon ve türevlerinin eroin formunda doğu sınırlarımızdan sokularak batı sınırlarımızdan Avrupa pazarlarına ulaştırılmaya çalışıldığı görülürken, bu durum Türkiye’nin transit konumunu açıkça gözler önüne seriyor.

Sentetik tehlike


Sentetik uyuşturucu fabrikaları kuran Avrupa ülkelerinin hedef kitleleri 18-30 yaş arası gençler. Avrupa’daki uyuşturucu mafyası, göz alıcı ambalajlar içinde sunduğu sentetik haplarla (Captagon, Extacy) Türkiye’deki bağımlı sayısını artırmayı planlıyor. Gençlerin bu sentetik uyuşturucuya dikkatlerini çekebilmek için farklı renklerde haplar üretiliyor. Ayrıca gençlerin son moda alışkanlıklarını belirleyen tacirler, hapların üzerine marka, isim, amblem ve benzeri kabartmalar bile yapıyorlar. Örneğin bir otomobil markasının tutkunuysanız bu modelle anılan sentetik hap bulabilmeniz mümkün. Bir başka tehlike de; birkaç metrekarelik alanda bir günde binlerce hap imal edebilmek ve bunu piyasaya sürebilmek mümkün. Bu yüzden Türk Polisi’nin sentetik uyuşturucu ile mücadelesinde aileler ve gençlerden destek görmesi gerekiyor.

Eczanelere sıkı takip


 6 büyük ilde yapılan araştırmada, madde kullanımının orta okul çağına kadar indiği ortayı çıktı. Buna rağmenTürkiye’deki bağımlılık diğer Batı Asya ülkelerine oranla daha düşük seviyelerde kaldı. Daha fazla hint keneviri ve tiner kullanımının yaygın olduğuna dikkat çeken uzmanlar, bu maddelerden yapılan ve daha hafif uyuşturucu içeren tabletlerin bölge ülkelerinde çerez gibi satıldığını belirtiyor. Bu ilaçların ülkemizde de reçetesiz olarak temin edilmesinden kaygı duyuluyor. Öte yandan, aynı ülkelerde bu tür ilaçların tıp alanında gerektiği ölçüde kullanılmadığı da çarpıcı bir gerçek olarak ortada duruyor. Özellikle Afganistan, Pakistan ve Türkiye’de üretimleri yaygın olan bu tür ilaçların satışının kontrol altına alınması gerekiyor. Eczanelerin bu ilaçları tıp alanındaki ihtiyaç ölçüsünde kontrollü olarak bulundurmaları için denetimlerin sıklaştırılması şart. Çünkü denetimsiz ortamda herhangi bir eczaneden reçetesiz uyuşturucu hapları el altından temin edebilmek mümkün. 

Başrolde yabancılar var


Türkiye’de uyuşturucu suçuna karışan yabancıların yüzde 20.6’sı İran, yüzde 7.4’ü Ukrayna, yüzde 6.3’ü Tanzanya, yüzde 5.7’si Azerbaycan, yüzde 5.7’si Nijerya, yüzde 5.1’i Kazakistan, yüzde 4.6’sı Rusya, yüzde 3.4’ü Moldova, yüzde 2.9’u Afganistan, yüzde 2.9’u İngiltere ve yüzde 35.9’u ise diğer ülkelerin vatandaşları. Geçmiş yıllarda olduğu gibi, 2005 yılında da İran uyruklular ülkemizde en çok yakalanan yabancı grupların başında geliyor. Türkiye’de uyuşturucu suçundan yakalanan yabancıların yüzde 39’u eroin, yüzde 32’si esrar, yüzde 13’ü kokain, yüzde 9.8’i sentetik uyuşturucu ve yüzde 5.7’sinin ise afyon kaçakçılığı suçlarına karıştıkları belirlendi.

600 milyar dolar


Günümüzde uyuşturucu madde kaçakçılığının dünyadaki piyasa değeri yaklaşık 600 milyar dolar civarında. Bu yüzden zehir ticareti, toplumun geleceği olan genç nesilleri, ülkelerin ekonomik sosyal yapıları ile güvenliklerini tehdit eden büyük bir küresel suç haline geldi. Uzmanlar, üretici ülkelerde tüketim, tüketici ülkelerde ise üretim yapılmaya başlandığına dikkat çekiyor. Emniyet birimleri Avrupa ülkelerindeki uyuşturucu mafyası yüzünden mücadelenin uluslar arası çapta işbirliği ile yapılması gerektiğini belirtiyor.

Tedbirler artırılıyor


Fransa, uyuşturucuyu hafif veya ağır diye ayırt etmeksizin aynı kalıba sokuyor. 1970’te çıkarılan ve halen yürürlükte olan kanun bütün uyuşturucu maddeleri yasaklıyor. Kanun, uyuşturucu ile ilgili 1 ile 30 yıl hapis cezası ve 25 bin ile 50 milyon frank para cezasını öngörüyor. ABD’de yapılan bir araştırmaya göre, 22 milyon Amerikalı, alkol ve uyuşturucu müptelası. Bunların 19.5 milyonu ileri seviyede uyuşturucu bağımlısı. 12 ile 20 yaş grubu arasındaki ABD’li gençlerin yüzde 29’u alkol kullanırken, bunlardan 7.2 milyonunun eğlence ortamlarında içtiği, 2.3 milyonunun ise ağır içiciler olduğu belirtiliyor. Amerika halkı son yıllarda artan uyuşturucu kullanımına karşı, daha sıkı tedbirler alması için senato ve hükümete baskı yapıyor. 

Extacy kantinde


Araştırmalar ülkemizde uyuşturucuya başlama yaşının 12’ye kadar düştüğünü özellikle gençler arasında extacy kullanımında tam bir patlama yaşandığını ortaya koyuyor. Kullanımı son 4-5 yıl içinde özellikle büyük şehirlerde gençler arasında “moda” haline gelen extacy’yi bulmak da çok kolay. Extacy en çok, bar, diskotek gibi eğlence yerlerinde, okul önlerinde hatta kantinlerde, internet cafelerde satılıyor. Uzmanlar özentiyle başlayan uyuşturucu kullanımının özellikle yaz tatillerinde artığını belirterek bu tür alışkanlıklara problemli ailelerin çocuklarında da fazla rastlandığını söylüyor. Ailelerin çocuklarının kimlerle arkadaşlık kurduğunu çok iyi araştırması gerektiğini söyleyen psikologlar, “Kötü alışkanlıkların çoğu, arkadaş teşvikiyle olur. Uyuşturucuya başlama sebepleri arasında kötü arkadaş, bilgisizlik, özenti, merak, moda, kendini ispatlama, manevi boşluk, eğitimsizlik, aile yapısındaki bozukluk önde gelen önde geliyor. Çocuğunuzun extacy kullandığından şüpheleniyorsanız saç testi yaptırın” şeklinde konuşuyor. Bu arada, yapılan bir araştırmaya göre son üç yılda eroin kullanımı yüzde 100, extacy kullanımı ise yüzde 300 arttı.

Yaygınlaşıyor!
Türkiye’de ilk kez 1995 yılında ortaya çıkan bu uyuşturucu gençler arasında çok yaygın. Kullanıcıların çoğu, extacy’nin bağımlılık yaptığını, beyin hücrelerinde ağır hasara ve psikolojik problemlere neden olduğunu bilmiyor. Madde, çoğunlukla 16 yaşından büyük ergenler, özellikle lise ve üniversite öğrencileri olmak üzere 16-25 yaş arası gençler arasında yaygın olarak kullanılıyor.


(Türkiye)

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL
DİĞER HABERLER
İBB'nin metro beceriksizliğinde yeni adres: Tam 5 gündür kapalı!
Macron: Karşımızda çok büyük riskler var Avrupa ölebilir