CHP'li Öztrak'tan hükümete 'bembe tablo' suçlaması

CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak, "Hükümet 2013 yılında büyüme ve istihdam yalanları ile pembe tablolar çizmeye devam ediyor" dedi.

CHP'li Öztrak'tan hükümete 'bembe tablo' suçlaması
CHP'li Öztrak'tan hükümete 'bembe tablo' suçlaması
GİRİŞ 15.02.2013 16:19 GÜNCELLEME 15.02.2013 16:19

CHP Genel Başkan Yardımcısı Öztrak hafta içinde gerçekleşen ekonomik gelişmeleri değerlendirdiği basın toplantısı düzenledi. Öztrak toplantıda, " Hükümetin 2013 yılında büyüme ve istihdam için pembe tablolar çizmeye çalıştığını ama bu istatistikî yalanlarla milleti kandırmayı bıraksın" şeklinde konuştu.

2012 yılına ilişkin ekonomik tablonun her hafta biraz daha netleştiğine dikkat çeken Öztrak, "Türkiye 2012'yi yüzde 2,5 civarında bir büyüme ile kapatacak. Artık bunu Hükümet de kabul noktasına geldi, yüzde 2,5'lik büyümeyi kabullenen ilk açıklamalar Ekonomi Bakanı Sayın Çağlayan'dan geldi" diyerek sözlerini şöyle sürdürdü:

"2012'ye girerken resmi büyüme hedefi yüzde 4'tü. Hükümet bunu geçtiğimiz Ekim ayında yüzde 3,2'ye düşürdü. Şimdi ise yüzde 2,5 büyüme kabullenildi. Hatırlayın lütfen geçtiğimiz yıl IMF'nin açıkladığı yüzde 2,5 büyüme tahminine kızan ihracattan sorumlu Ekonomi Bakanı ne diyordu? 'IMF'nin yapmış olduğu yüzde 2,5'luk büyüme öngörüsüne sadece gülüyorum. Türkiye ekonomisi, 2012 yılında da müteşebbisi, siyasi ve ekonomik istikrarıyla IMF'ye tahminlerinde yanıldığını gösterecek ve bunun çok üzerinde tahmin ediyorum iki katına yakın büyüme gerçekleştirecektir'. Şimdi aynı Bakan, '2012 yılında ahkâm kesmeyeyim ama öyle gözüküyor ki, bu gidişle, % 2,5 civarında bir rakam olacak' diyor. Şimdi Sayın Çağlayan halen gülebiliyor mu, açıkçası merak ediyorum. Sadece Bakanlar değil, Merkez Bankası da 2012'de ekonomik gelişmeleri doğru okuyamamıştır. Bunu her ay yayımladığı Para Politikası Tutanaklarında görmek mümkündür."

"ORTADA BİR ENKAZ VAR"

Öztrak, 2012 yılının dördüncü çeyreğine ilişkin değerlendirmelerde de bulunarak, "Daha bu yıl, 22 Ocak 2013 tarihinde, yapılan Toplantının tutanaklarından size iki cümle okumak istiyorum, 'Dördüncü çeyreğe ilişkin veriler iktisadi faaliyetin toparlanma eğilimine girdiğine işaret etmektedir" diyerek sözlerini şöyle sürdürdü: "Diğer yandan, öncü göstergeler önümüzdeki dönemde üretimin giderek güçleneceğine işaret etmektedir'. Ben geçtiğimiz yıl sonunda İstanbul'da Ekonomi Muhabirleri ile yaptığım bir toplantıda TCMB Başkanının yılın son üç ayında toparlanma olacak öngörüsünü eleştirmiş ve ne kapasite kullanım oranının, ne üretim verilerinin son çeyrekte böyle bir toparlanmaya işaret etmediğini ve eğer bizim bilmediğimiz bir öncü gösterge varsa bunun kamuoyu ile derhal paylaşmasını istemiştim. Geldiğimiz nokta beni haklı çıkardı. 2012'nin son üç ayında sanayi üretimi sadece yüzde 0,26 arttı. Tüm yıl içinde en düşük üretim artışı yılın son üç ayında gerçekleşti. Bu üretim verisi ile 2012'de büyümenin yüzde 2,5'da kalacağı da anlaşıldı. Şimdi ortada bir enkaz var. Ekonomi Bakanı'nın 2012'ye girerken söylediği sözleri ifade ettim. Bakan suçluluk psikolojisi ile yakar topu elinden atmaya çalışıyor. Kabinede yanında oturan arkadaşını ne olur ne olmaz diye karşısına alamadığı için de kavgayı Merkez Bankası üzerinden yapıyor. İnsanın başına ne gelirse dilinden gelirmiş; eğreti ata binen de tez inermiş. Ahkâm kesmenin sonu mahcup olmaktır. Bugün dilinden çeken başka bir adres de Sayın Başbakan. Bugün kendi il başkanlarına yaptığı konuşmada Sayın Genel Başkanımızın Portekiz'de yaptığı konuşmayı eleştirmiş.

Sayın Başbakan ya kılavuzların doğru konuşma metnini size vermemiş, ya da konuşmayı size doğru aktarmamış. Sayın Genel Başkan o konuşmada, 'Türkiye, 2011'de 77,2 milyar dolarlık cari açıkla ABD'den sonra dünyanın en yüksek cari açığını verdi' dedi. Bu cari açık rakamı Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının rakamı... Peki, Türkiye Dünyanın en yüksek 2. Cari açığını 2011'de vermedi mi Sayın Başbakan. Bakın ben demiyorum sizin yardımcınız Sayın Babacan 23 Aralık 2011'de TUSKON' da yaptığı konuşma, 'şu anda cari açığımız, ABD'den sonra dünyanın en yükseği, rakam olarak, 75 milyar dolar' dedi. Sayın Genel Başkanımız yine o konuşmada 2010 ve 2011'de borçla şişirilen Türkiye ekonomisindeki kırılganlıklara işaret çekti ve bunun sürdürülemez olduğuna vurgu yaptı. Peki, Başbakan Yardımcın 12 Aralık 2012 tarihinde TBMM Genel Kurulunda yaptığı konuşmada bak ne diyor? "2010'da, 2011'de çok yüksek büyüme oranları gördük, doğru ama bu büyümenin içerisinde özellikle iç tüketim hele hele halkımızın bankalardan kredi çekerek, harcayarak bu şekilde oluşturmuş olduğu büyüme bizi açıkçası korkuttu. Sayın Başbakan, Allah'ın, tüm dünyanın ve bazı bakanlarınızın bildiğini Sayın Genel Başkanımızın ağzından duymak mı sizi rahatsız ediyor."

"2012'DE CARİ AÇIK 2011'E GÖRE 28,3 MİLYAR DOLAR GERİLEYEREK 48,9 MİLYAR DOLAR OLDU"

Cari açık hakkında da açıklamalrda bulunan Öztrak, Sayın Başbakan bunun bedelinin ne olduğunu ne kılavuzlarınız, ne de Bakanlarınız size söyleyebilir. Ama ben size hatalı politikalarınız sonucunda rekor kıran cari açığı düşürmenin vatandaşa bedelinin ne olduğunu söyleyeyim. 2012'de cari açığı 28,3 milyar dolar indirmenin bedeli büyümenin yüzde 8,5'den, yüzde 2,5'e düşmesi oldu" şeklinde konuştu. Cari açığı 28,3 milyar dolar indirebilmek için, milletin 46,5 milyar dolarlık gelirinden vaz geçildiğini belirten Öztrak, "Diğer bir ifadeyle cari açıkta sağlanan her 1000 dolarlık düşüş için, toplum 1638 dolarlık gelir artışından oldu. Biraz da bu cari açığı düşürürken, yaptığınız hesap cambazlıklarından da bahsedelim de bu işin topluma gerçek maliyeti daha net ortaya çıksın.

2012'de cari açıkta 28,5 milyar dolarlık düzelmenin 10,5 milyar doları İran'a altınla yapılan doğal gaz ödemelerinin ihracat gösterilmesinden kaynaklandı. Bu etkiyi de ayıklarsak, cari açıktaki her 1000 dolar düşüş karşılığında, tarafınızdan toplumun 2600 dolarlık gelir artışından mahrum edildiği görülüyor" ifadelerini kullandı. Öztrak sözlerine şöyle devam etti: "Siz CHP'ye ve Genel Başkanımıza laf yetiştireceğinize, millete bunların bir hesabını veriverin bakalım Sayın Başbakan. Yine bu sabah gelen işgücü ve istihdam verileri 2012'nin son üç ayında işlerin iyi gitmediğini açıkça gösteriyor. Geçtiğimiz yılın Ekim-Kasım-Aralık aylarını içeren Kasım ayı işgücü verilerine baktığımızda işsizlik oranının, 2011'in aynı dönemine göre, 0,3 puan artarak % 9,4 çıktığı anlaşılıyor. Yine son bir yılda işsiz sayısında 201 bin kişilik artış olduğu dikkati çekiyor. Mevsim etkilerinden arınmış işsiz sayılarına baktığımızda ise Kasımda işsiz kalanların sayısının 63 bin kişi arttığı anlaşılıyor. Gençlerimizdeki işsizliğin artışı ise daha da hızlı... Son bir yılda genç işsizliğinin 1,8 puan artarak yüzde 18,8'e çıktığını görüyoruz. Yani neredeyse her beş gençten biri iş ve istihdam mahrum... Bunlar mutlu olunacak rakamlar değil arkadaşlar..."

"BU SENE DAHA YAKINDAN TAKİP EDECEĞİZ"

Geçtiğimiz günlerde açıklanan Hazine nakit dengesi verileri hakkında da değerlendirmelerde bulunan Öztrak, Ocak ayında faiz dışı giderlerde, bir önceki yılın aynı ayına göre, yüzde 37 artış olduğunu belirterek, "Yılın ilk ayında harcamalardaki bu artış 2012 bütçesini daha makul göstermek için bazı harcamaların sonraki yılın ilk ayına kaydırılmasından kaynaklanmıyorsa, Maliye Bakanlığının ve Hazine'nin 2013'te Bakanlıkların harcama talepleri karşısında dayanma güçlerini yitirdiklerinin göstergesi olabilir" dedi.

Ocak ayında Hazine kasasına giren 4,3 milyar TL'lik özelleştirme geliri nedeniyle bu harcama artışının bütçe açığına yansımadığına dikkat çeken Öztrak, "Ancak harcamaları bir defalık gelirlerle finanse etmeye yönelik yaklaşımın sürdürülebilir olmadığını bir defa daha tekrarlayalım. Bütçe dengelerini bu sene daha yakından takip edeceğiz" şeklinde konuştu.

"ESKİ DEFTERLERDEN YENİ TURİZM GELİRLERİ YARATILIYOR"

Öztrak, dün TÜİK'in revize ettiği Turizm geliri istatistikleri hakkında, "AKP iktidarı, son 10 yıldır, büyümeden fedakârlık yapmadan cari açığı düşürecek, milleti iş ve istihdama kavuşturacak politikaları tasarlayamadı, bu politikaları bir türlü uygulamaya koyamadı. Ama şimdi bu politikaları uygulamayan AKP, seçimden önce bir not artışı alır mıyım düşüncesiyle, müflis tüccar gibi eski defterleri karıştırmaya başladı". Şimdi eski defterlerden yeni turizm gelirleri yaratılıyor" şeklinde konuştu.

"TÜİK, 'yöntem değişikliği' ile 2012'de 5,9 milyar dolarlık bir turizm geliri keşfetti" diyen Öztrak sözlerini şöyle sürdürdü:

"Keşfedilen tutar öyle böyle değil, toplam turizm gelirlerinin yüzde 20'si kadar. Bundan turizm giderlerindeki artışı ayıklarsak net 5,4 milyar dolarlık ilave bir turizm gelirinin bulunduğu anlaşılıyor... Millete hayırlı olsun. Millet defterler arasında kaybolmuş 5,4 milyar dolarını da böylece bulmuş oldu... Her bir vatandaşımız bir gecede 70 doların sahibi oldu. TÜİK Başkanı bu ilave gelirin 2,2 milyar dolarlık kısmının cari açığa yansıtılacağını ifade etmiş. TÜİK Başkanı aynı toplantıda büyümeyi de revize edeceğinden bahsetmiş. Anlaşılan Başkan, yüzde 2,5 olacağı artık açıkça belirli olan büyümeyi, bu defa yeni bir revizyonla yüzde 3'ün üstüne çekerek, Başbakanını ve Çağlayan Bakanını mahcup etmemeye çalışacak. Burada komşumuz Yunanistan'da yaşanan istatistik skandallarıyla ilgili son yaşananlardan bahsetmek istiyorum. Yunanistan'da istatistiklerle oynamanın sorumluluğundan siyasetçiler kendilerini sıyırdılar. Sorumluluk üç tane bürokratın omzuna yüklendi. Şimdi bu üç bürokrat, 10 yıla kadar hapis cezası ile yargılanıyor. TÜİK yetkililerine bu davaları yakından takip etmelerini tavsiye ederim.

"İNŞAAT SEKTÖRÜNDEKİ SIKINTILAR ARTIK MEDYADA SIRADANLAŞIRKEN"

Öztrak, "Hükümeti ve bürokratlarını ciddiyete davet ediyorum. Sorunlara kapsamlı tutarlı çözümler aramak yerine eski defterleri karıştırmak müflislik göstergesidir" diyerek şunları kaydetti: "Bakın ülkemizde iflas eden şirket haberleri arka arkaya basında yer almaya başladı. İflas zincirlerine her gün yeni bir firma ekleniyor. İnşaat sektöründeki sıkıntılar artık medyada sıradanlaşırken, sıkıntıların reel kesime de sıçradığı anlaşılıyor. 734 kişiye doğrudan iş sağlayan, yetiştirici ve aileleri ile beraber yaklaşık 20 bin kişiye ekmek imkânı sunan Şeker Piliç iflas erteleme sürecinde. Yine tekstil sektöründe önemli markalar iflas erteleme sürecine başvurmuş durumda. Hükümet 2013 yılında büyüme ve istihdam için pembe tablolar çizmeyi, istatistiki yalanlarla milleti kandırmayı bıraksın. Artık ana medyada bile bu iflaslar haber olmaya başladıysa ekonomide mızrak çuvala sığmıyor demektir. Hükümet bir an önce son dört yıldır toplamadığı Ekonomik ve Sosyal Konseyi toplasın. Tüm sektör temsilcileri ile bir araya getirecek platformları çalıştırsın. Teşhisi doğru koyamaz isek tedavi giderek zorlaşır. Hükümet ekonomiyi öncelikli gündemi haline getirsin, aksi halde 2012'nin ardından 2013'de de bir enkaz ile karşı karşıya kalabiliriz. Bu enkazın altında ise özellikle hükümetin 2012 yılında işten atmakla tehdit etme cüretini gösterdiği, borcun altında ezilen yoksul vatandaşlarımız kalacaktır."

"ZURNANIN ZIRT DEDİĞİ YER"

Öztrak, Türk Hava Yolları'nda ki içki yasağı hakkında da değerlendirmelerde bulunarak, "THY'de başlayan garip uygulamalara değinerek sözlerimi bağlamak istiyorum. THY yönetim kurulu başkanı Hamdi Bey, bazı hatlarda uyguladıkları içki yasağı ile ilgili açıklamalarda bulunmuş" diyerek sözlerini şöyle sürdürdü: "Kendisi 'Globaly Yours' sloganıyla küresel ölçekte Dünya'da herkese hizmet vermek iddiasıyla markalaşma stratejisini benimseyen bir şirketin yönetim kurulu başkanı. Yasağın gerekçesini talebe göre hizmet vermekle açıklıyor. Bir başka ifadeyle, 'çoğunluk istemezse içki servisi yapmam' diyor. İşte zurnanın zırt dediği yer burası.

Yer küre üzerinde herkese hizmet vermek iddiasıyla ortaya çıkan bir şirketin dikkate alması gereken talep, çoğunluğun talebi değildir; o uçaktaki koltuklarda oturan her bir yolcunun tek tek talebidir. Çağdaş demokrasiler de bu hareket biçimine yaklaşmaya çalışır. Ancak, Hamdi Bey, benim arkamda çoğunluğun desteği var öyleyse istediğimi yaparım diyen bir başbakanın bürokratı. Bu, Başbakan'ın ve bürokratlarının yaşam tarzlarını çoğunluğun yaşam tarzı gibi gösterip, millete dayatmaya, millete tepeden bakmaya yönelik anlayışın son tezahürüdür. Hükümete tavsiyem Hamdi Beyi biran önce oradan alıp bir bakanlığa müsteşar yapmasıdır. Bunu yapsın ki; Başbakan'ın arzuladığı 'ileri demokrasi' anlayışı çerçevesinde Başbakan ve bürokratlarının millete yaşam tarzı dayatması, milleti kendilerine göre dizayn etme anlayışı daha da pekişebilsin."

KAYNAK: DHA
YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL
DİĞER HABERLER
İsrail ordusu, Gazze'nin orta kesiminden çekildi
Kulüpler Dünya Kupası'nda takımlar netleşti!