Herkes Yavuz'u anlattı o Şah İsmail'i
Kısacık bir ömre sığdırılan büyük bir tarih. Şeyhlikten şahlığa doğru uzanan çetin mücadele… Baş döndürücü zaferlerin ardından gelen Çaldıran yenilgisi ile son Kızılbaş Şah'ın portresi..
"O, orta boylu, güzel görünümlü, sağlam vücutlu ve kuvvetli biriydi. Diğer Kızılbaşlar gibi sakalını tıraş edip sadece bıyık bırakırdı. Avcılığa meraklı ve iyi okçuydu. Hazinesi her zaman boştu. Ülkenin dört bir yanından gönderilen her türlü hediyeleri etrafındakilere dağıtırdı.
Mührü "Z" şeklinde ve yarım ceviz büyüklüğünde olup, ortasında Şah İsmail'in, etrafına da Oniki İmam'ın adları kazınmıştı.
Gilanda iken Şiî ortamda büyümüş, hükümdar olunca da Şiîliği resmî mezhep yapmış olmasına rağmen etrafı tamamen Kızılbaşlardan oluşmaktaydı. Hataî mahlasıyla Türkçe söylediği şürlerinde Kızılbaşlığın derin tesirleri görülür. Ne var ki, onun ruh dünyasını inşa eden Kızılbaşlık, dini siyasete bütünüyle hakim olamamış, Şiilik ona galip gelmiştir.
Şah İsmail öldüğünde oğulları henüz çocuk yaştaydılar. Taçlı Begüm henüz on bir yaşında olan büyük oğul Tahmasb'ın bizzat elinden tutarak getirip tahta oturttu. Askeri ve Sivil bürokratlar ile eyaletlerdeki Kızılbaş reisler Tahmasb'a biat ettiler. Ancak fırtınalı günler de başladı. Çünkü Şah İsmail'e kayıtsız şartsız itaat eden Kızılbaşlar, Tahmasb'a karşı aynı bağlılığı göstermediler..."
Böyle tarif ediyor Tufan Gündüz, Son Kızılbaş Şah İsmail adlı eserinde ünlü Safevi Sultanını.
Son günlerde başta Feridun M. Emecan'ın Yitik Hazine Yayınlarından neşredilen Yavuz Sultan Selim'i, Erhan Afyonu'nun Yeditepe Yayınlarıca neşredilen Yavuz'un Küpesi adlı eserinin bazı bölümleri, Mehmet Kırkıncı'nın Zafer Yayınlarınca neşredilen İslam Birliği ve Yavuz Sultan Selim'i Okay Tiryakioğlu'nun Yavuz adlı tarihi romanı başta olmak üzere pek çok eser yayaınlandı. Keza İskender Pala'nın şu günlerde çok satanlar listesinde yer alan
Fakat itiraf etmek gerekiyor ki yazılan tüm eserler her ne kadar empatik olmaya gayret etse de Reha Çamuroğlu'nun yıllar önce kaleme aldığı İsmail adlı çalışmasını aşamıyor.
Ancak Tufan Gündüz'ün eserinin farkı tamanen çekişmede Şah İsmail boyutuna yoğunlaşmış olması ve bu tarihi portre çalışmasını bilimsel yöntemle gerçekleştirmesi.
Kitaptan bir bölüm
İçe Kapanan Kızılbaşlık
Osmanlıların Çaldıran savaşından sonra doğu sınırlarını denetim altına almalarının en önemli etkisi, Osmanlı hâkimiyetinde kalan Kızılbaş Türkmenler üzerinde oldu. Osmanlı idarecilerinin sınır ve yol güvenliği hususunda teyakkuz halinde olmaları Anadolu'daki Kızılbaşlann İran ile irtibatını geniş ölçüde engelledi. Bunun tabii neticesi olarak tarikatının dini işlevlerinde devamlılığı sağlayacak ve bilgi tazelenmesine imkân verecek olan Safevî halifelerinin ülkeye girişi hemen hemen sonlandırıldı. Yazılı kaynaklardan da beslenememeleri yüzünden Kızılbaş ocakları zaten var olan sözlü geleneğe daha çok yaslanmaya başladılar.
Diğer yandan, gerek ulaşım imkânlarının sınırlı oluşu, gerekse topluca yaptıkları hareketlerin takip edilmesi ve kovuşturulması yüzünden konar-göçer veya yerleşik Kızılbaşlan kendi aralarındaki irtibat da büyük ölçüde koptu. Bu durum aralarında şekil bakımından bazı küçük farklılıkların da doğmasına yol açtı.
Ama asıl farklılık İran'a giden Kızılbaşlar ile Anadolu'dakiler arasında görüldü. Safevî Devleti'ni kuran Kızılbaşlar, Şah İsmail'in Şiileştirme politikası içinde evrilip hızla Şiîleşirken, Anadolu'daki Kızılbaş Türkmenler içe kapanıp inançlarını geleneksel usullerle devam ettirdiler.
Barış Girişimi
Şah İsmail çok fazla gecikmeden Yavuz Sultan Selim henüz Amasya'da iken bir mektup göndererek barış girişiminde bulundu. Ancak Yavuz Sultan Selim, gelen elçilere iltifat göstermeyip hapse attırdı. Şah İsmail, onun İstanbul'a dönmesinden sonra gösterişli hediyelerle birlikte yine elçiler gönderdi. Osmanlılar, Şah İsmail'in barış isteyen mektubunu defalarca okuyup, müzakerelerde bulundular ve nihayet bu tür çabaların bir hile olabileceğine, Şah İsmail'in zaman kazanmaya çalıştığına yorumladılar. Elçiler Dimetoka ve Kilidbahir'de hapsedildi.
(Haber 7)
-
ufukkk 13 yıl önce Şikayet Etdıkkat6. ben ınsanım ne hocayım ne sofuyum ne yezıdım ne munkırım ne bılgınım ben sadece ınandıgım seye ınanıyorum allaha ve salıh kullarına emın olunkı allah allahta kullar kul degılBeğen Toplam 2 beğeni
-
ufukkk 13 yıl önce Şikayet Etdikkat 2. alevı oldukları ıcın bızım ıtıkatımız sunnı ve sii ıtıkadına benzemez nedenmı bız mıracı kırklar meclısınde bılırız orucu muharremde namazı gızlı ıbadetı salt namazla bıtırmeyız bu sıze degısık gelebılır benım namazım rekatla olculmuyor aşkla olculuyor seklen yapılacak ıbadetı kabul etmıyoruz bazı arkadaslar yazmıs alevıler ateıstler dır dıye sıyası oyunlara gelmıs heryerden darbe yemıs ıbadetlerını ozgur yapamamıs her defasında ezıklenmıs bır toplum elbettekı sana kendını anlatamaz bunuda beklemeBeğen Toplam 2 beğeni
-
ufukkk 13 yıl önce Şikayet EtDİKKAT!!. herkes bldıgınce bırseyler anlatıyor ben alevıyım ıbadetlerımı ıse gızlı yapıyorum elımden geldıgı kadarı ıle cuma gunlerıde kendı mescıdımde kendı bıldıgım sekılde ıbadet yapıyorum.oturdugum yer alevılerın yogun yasadıgı bır yer ve etrafımızda cok sayıda sunnı ve sıı de var emın olunkı hepsıde bizden razılar oncelıkle ben ve benım soyum insan oldurmedı katletmedıler allahın adını kullanarak kimseyi canından etmedi evlatlarına kızlarına göz koymadı yıllardır asagılandı kufur edıldı sürüldü nedenmiBeğen Toplam 2 beğeni
-
ahmet musaoğlu 13 yıl önce Şikayet EtDarbeleredurde iyi bak:Yavuz-Şah İsmail. Bana göre Şah İsmail daha dindar biriydi. Çünkü Erdebil Tekkesi Şeyhi Şeyh Safanın oğluydu. Şeyhliği şahlığa çevirdi.Yörük aşiretlerin gönlüne taht kurdu.Yavuz ise yaptığı katliamlarla Osmanlı fukahasını çileden çıkardı. Örn: Zembilli Ali Efendi kendisini "Halline fetva veririm" diyerek durdurabildi. Yavuzun Kürtlerden başka seveni hiç olmadı. Daha geniş bakarsan Osmanlı ve Safevi aynı kökten geliyor diyeceğim ama anlarmısın bilmem. İlgilenirsen Horasan Erenleri konusunu bir araştır, Melamiliğe bakBeğen
-
darbeleredurde 13 yıl önce Şikayet Etşah ismail. bildiğim kadarıyla Allahın hükümlerini referans alan ve doğrultuda yaşayan biri değildi.osmanlıda da eleştirilebilecek şeyler olabilir ancak ortada mukayese edilmiyecek kadar farklılıklar var.12 imamın kutsallığını kabul etmiyorum bu yaklaşım bizdeki tarikat ehlinin bazılarını kutsal kabul etmesi gibi bişey.12 imam alim,salih kullar derseniz eyvallah ama kutsallık fazla.burda kullanılan kutsal bildiğimiz anlamdaysa.Beğen