Kurutlu son kitabı Yemen’imde Aşk Var'ı anlattı

Vahit Taha Kurutlu'yla ikinci kitabı “Yemen’imde Aşk Var” kitabı üzerine bir röportaj gerçekleştirdik.

Kurutlu son kitabı Yemen’imde Aşk Var'ı anlattı
Kurutlu son kitabı Yemen’imde Aşk Var'ı anlattı
GİRİŞ 09.05.2018 09:30 GÜNCELLEME 09.05.2018 09:30

Yazar Vahit Taha Kurutlu'nun ikinci kitabı “Yemen’imde Aşk Var” raflardaki yerini aldı. Bu sebeple Taha'ya hem yeni kitabını hem de sinemaya dair yeni bir projesi olup olmadığını sorduk.

Öncelikle yeni kitabınızdan ötürü tebrik ediyorum. İlk kitabınız Sarnıcın Sırrı/Yerebatan tarihi bir romandı. Bu kitabınız da öyle, ben hemen sormak istiyorum; “Yemen’imde Aşk Var” okuyucuya ne anlatıyor?

-Teşekkür ederim. Yemen’imde Aşk Var okuyucuya aslında kendi hikâyesini anlatıyor. Zira iz bıraktığımız her yer gönül coğrafyamıza dâhildir. Bu hikâye okuyucuya mazisini, ecdadının yarım kalmışlıklarını, vatan hasretlerini ya da türkülerde duyduğu o hüzünde her ne hissediyorsa onu anlatıyor. Vatan dediğimiz kutsalın uğruna nelerin feda edildiğini, anadan yardan nasıl geçildiğini anlatıyor. Başta söylediğim gibi bu aslında hepimizin hikâyesi… Yemen’e gidip de dönemeyen kahraman Anadolu evlatlarının, gidenin gelmediği Yemen’de yaşadıklarını ve daha fazlasını… Günümüzde başlayan hikâye geri dönüşlerle bir bütünü oluşturuyor ve okuyucuyu hicaz çöllerinde aşkını arayan bir askerin iklimine taşıyor… 

Her kitabın bir hikâyesi vardır derler Yemen’imde Aşk Var’ın bir hikâyesi var mı? 

-Tabii, hem de çok enteresan bir hikâyesi var. Öncelikle bu kitap gerçek bir hikâyeden esinlenilerek yazıldı. 2010 yılında Yemen seyahatimde bu kadim ülkeden oldukça etkilenmiştim. Yemen gerçekten de her karışı Mehmetçik tarafından kanla sulanmış bir vatan toprağıydı. Eski doğu masallarını andıran sadeliği ve ışıltılı geceleriyle insanı cezbeden bir yönü vardı bu ülkenin. Eskiler Yemen için “mutlu insanların” ülkesi dermiş. Osmanlı tıpkı Ortadoğu’nun diğer yerlerinden olduğu gibi Yemen’den çekildikten sonra da maalesef ülke gün yüzü görememiş.  Bunu çok net hissettiğim o seyahatten sonra Yemen’i mutlaka yazmalıyım diye düşünüyordum.  Bir gün gazetede okuduğum bir haber bana roman kurgusunu tasarlamam konusunda yardımcı oldu. Haber şuydu; Kastamonu’dan kalkıp Yemen’e isyan bastırmak için yola çıkan Muhammed Hakkı bir daha ülkesine dönememiş ve Osmanlı devleti tarafından öldüğüne dair bir haberle künyesi ailesine gönderilmişti. Fakat sanırım 2011 yılıydı Katar’dan kalkıp Kastamonu’ya gelen bir aile Muhammed Hakkı’nın ailesine “Biz sizin akrabalarınızız” diyordu. Bu nasıl olabilirdi? Cevabı elbette kitapta…

Kitabınızın arka kapağında Yavuz Bahadıroğlu ve Diriliş Ertuğrul dizisi yapımcı ve senaristi Mehmet Bozdağ imzası var. Sanırım ilk okuyucular onlar?

-Evet, gerek Yavuz Bahadıroğlu hocam ve gerekse Mehmet Bozdağ ağabey hikâyeyi okuyup değerli görüşlerini arka kapakta paylaştılar. Her ikisine de katkıları için çok teşekkür ediyorum. Kitabın ilk okurları arasında sıkı birer okuyucu bazı arkadaşlarım da vardı tabii.

Malumunuz son zamanlarda içi boşatılmış bir “Aşk” kavramı ile karşı karşıyayız. “Aşk” lafzını başlığa taşırken okuyucunun kitaba mesafeli olabileceğinden hiç endişe duydunuz mu?

-Maalesef bu çok üzücü bir durum. Ben de bu sebeple başlığı seçerken çok düşündüm. Oysaki aşk doğuya en çok yakışan şey… Binlerce yıllık divan edebiyatının en yüce duygusu bir takım ellerce oyuncak edilmeye çalışılıyor. Ben de bu konuda ince eleyip sık dokumaya çalıştım ancak “Aşk” kavramının bu kadar ayağa düşürüldüğü bir ortamda belki de yeniden bir çıkış yapmak gerekiyordu. Popüler olan aşkların karşısında uzun zaman sonra belki de aşkın gerçek muhtevasını barındıran ve başlığıyla müsemma bir roman oldu bu. İçinde kahraman Türk askerlerinin, Fahrettin Paşa’nın, Kuşçubaşı Eşref’in ve Zenci Musa’nın olduğu kitaptan ucuz bir aşk edebiyatı çıkmayacağı çok açık aslında. Ancak hepsi insandı ve onların da aşkları, sevdaları ve geride bıraktıkları vardı. Hülasa endişe etmiyorum ve romanı okuyan okuyucunun bunu takdir edeceğini düşünüyorum. 

Aşk tam olarak kitabın neresine duruyor?

-Aşk bu kitapta kavuşamamanın acısında, hüznünde saklı aslında. Sonuna kadar şartları zorlayan ancak vatanına ve sevdiğine dönemeyen bir askerin hüznüdür bu. Anadolu’da dillerde, türkülerde, atasözlerinde acı ile özdeşleşen Osmanlının en uzak karakolu Yemen’de yaşananlar nice ocağı söndürdüğü gibi nice aşkı da yetim bıraktı. Bu alın yazısı “Sanırım bizimle aynı çağda yaşayan bütün âşıkların hikâyesi böyleydi. Keşke bu çağa ait olmasaydık” dedirten cinsten…

Fahrettin Paşa’dan bahsettiniz, kitapta nasıl bir rolü var?

-Açıkçası o dönem adeta bir Şampiyonlar Ligi… Latife bir yana Osmanlının Yemen/Hicaz cephesini anlatıyorsak asla es geçemeyeceğimiz, orada tarihin altın sayfalarına geçen kahramanlar var. Kitabın bir bölümü Osmanlı Askeri Muhammed Hakkı’nın gözünden Medine Müdafaasını da anlatıyor. Çöl Kaplanı Fahrettin Paşa’nın Osmanlı’nın hicazdaki makus talihini kırmak için çırpındığı o günler gözleri yaşartıyor. Keza Kuşçubaşı Eşref, Emir Eri Zenci Musa, Mehmet Akif hatta İngiliz casus Lawrence kitapta adı geçen gerçek karakterler. İsmet İnönü’nün de bir yerde kitapla yolu kesişiyor. Pek bilinmez ama İsmet Bey Kolağası rütbesi ile Yemen’deki isyanları bastırmak için Yemen harekâtına katılmış. 

Sinemayla da güçlü bir ilişkiniz var. Sizi en son Kardeşim İçin Dera filminin senaristlerinden biri olarak görmüştük. Bundan sonra her iki alanda da sizi göreceğiz galiba? 

-Evet, Kardeşim İçin Dera Suriyeli kardeşlerimizin dramını anlattığımız bir filmdi ve bence tarihe kayıt da düştü. Tabii beyaz perde duyguların ve anlatmak istediğimiz mesajın aktarılması konusunda şüphesiz çok önemli bir etki alanı haline gelmiş durumda. Zaten edebiyat ve sinemayı da birbirinden ayırmak olmaz. Mesela bizim sinemamız, ilk filmlerimiz senaryo türü henüz oluşmadığından edebi eser uyarlamaları olarak gelişmiştir. Edebiyat ve sinema birbiriyle yer yer kavuşup ayrılan nehirler gibi. Bu anlamda sinema çalışmalarımız da devam edecek inşallah. İçimden; “Bir gün belki müstakil olarak Zenci Musa’yı yazarız ve çekeriz” diyorum. Ya nasip… 

 

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL
DİĞER HABERLER
Emekli imam kurduğu sistemle elektrik faturasını 3'te 1 oranında düşürdü
Merkez Bankası anketi açıkladı: İşte yıl sonu dolar ve enflasyon tahmini