Anne kucağında Dünya turu

Dünyanın dört bir tarafını izleyiciyle buluşturan Dünyayı Geziyorum programı ile tanınan Özlem Tunca gittiği yerlerde yaşadıklarını anlattı.

Anne kucağında Dünya turu
Anne kucağında Dünya turu
GİRİŞ 09.05.2015 14:31 GÜNCELLEME 09.05.2015 14:31
Bu Habere 8 Yorum Yapılmış

Dünyayı Geziyorum ile Kanal 7’de ekranlarda olan Özlem Tunca 90’dan fazla ülkeye gitti. Oğlu Yakupcan ise dünyayı anne karnında gezmeye başladı. Şu an 1 yaşında ve tam 31 ülke gördü. Futbol topuna ayağı ilk kez Brezilya'da Kopakabana Plajı'nda değdi. Filipinler'de gitar çalmaya başladı. Filler, maymunlar, orangutanlar ve zürafalarla Afrika’da tanıştı. Denizi ise Maldivler’de sevdi. Programın yönetmeni de yabancı değil; o da Özlem Tunca’nın eşi Yasin Esirgenç.

Yeni doğmuş bir bebekle program yapmanıza yakın çevreniz ne dedi?

Bebeğimle beraber işimi yapacağım dedim zaman önce tabii ki herkes çok şaşırdı. Ama her şeyden ve herkesten önce eşimle beraber bunu yapmak istediğimizi doktorumla paylaştık. Doktorum da kırkından itibaren bebeğimizi gezdirebileceğimizi, hiç bir sakınca olmayacağını söyledi. Bunun üstüne, Yakupcan kırkına gelince önce yakın bölgelerde başladık program çekimlerimize. Tam kırkında Yunanistan'a gittik. Yaptığımız ilk iş, seyahatlerde Yakupcan'nın gezmeyi sevip sevmeyeceğini gözlemlemek oldu. Gezilerden, uçaktan, keşfetmekten çok keyif aldığını da görünce programımıza dahil oldu. Ve şu anda da Yakupcan programımızın minik sunucusu ve maskotu. Kendine has ayrı bir izleyici kitlesi olmuş durumda. Fanları var şu anda.

‘‘Türk televizyonlarında ilk kez gorilleri çeken ekip biz olduk.’’

Türk televizyonlarında ilk kez gorilleri çeken ekip biz olduk. Hem Ruanda'da, hem de Uganda'da. Fakat Ruanda'da ilginç bir olay geldi başımıza. Balta girmemiş ormanlarda gezerken, bizi gorillerin yanına götüren ‘Ranger’ olarak isimlendirilen korumalarımızın bir elinde kasatura, vahşi yaprakları, otları keserek bize yol açarken, bir elinde de tüfek vardı. Tabii tüfeği her hangi bir canlıyı vurmak için kullanmıyorlar. Eğer bir saldırı olursa havaya ateş açıyorlar ki caydırıcı olsun diye. Bir saatlik orman yürüyüşü sonrasında gümüş sırtlı dağ gorillerini bulduk. Normalde beş metre kadar mesafe olması gerekiyor gorillerle ama goriller bize o kadar yaklaştılar ki; artık bir metreden az bir mesafe kaldı. Yaklaşık 8 kişilik bir guruptuk orman içinde. Goril bize o kadar yakın geçti ki, hatta benim yanımdakilere yumruk sallayarak geçti. Eğer ben önde olsaydım yumruğu belki de ben yiyecektim. Ama o an oldukça heyecanlıydı bizim için. Gorillerin büyüklüğü, sırtlarının gümüş rengi oldukça etkileyiciydi.

Bazı izleyiciler küçük çocuğun oradan oraya götürülmesine tepki gösteriyor. Ne dersiniz?

Olumlu bakanların yanında tepki gösterenlerin oranı yüzde iki bile değil. Onlar da bebekle değil gezmek, kapıdan dışarı çıkılmaz düşüncesine sahip olan izleyicilerimiz. Onlara da saygı duyuyoruz. Nitekim toplumumuzun belirli kısmı bebeklerini dışarı çıkartmadan, evin içinde hapis bir şekilde büyütüyor. Ama benim amacım toplumdaki bu ön yargıyı kırmak, bebekle yaşamanın, toplum içine çıkmanın, her yere gitmenin gayet doğal olduğunu göstermek. Bu konuda da başarılı olduğumuzu, izleyicilerimizin geri dönüşleri ile görüyoruz. 

‘‘Bebekler soğuğa dayanıklı olsun diye Finlandiya’da -20 derecede balkonda yatırıyorlar, Rusya’da buz tutmuş göle sokuyorlar. Nasıl alışırsa öyle gider’’

Bir bebeğin yeri annesinin yanıdır. Anne sütü almadan, anne baba sevgisinden mahrum bir bebek yetiştirmek bence çok yanlış. Avrupa'ya baktığınız zaman insanların daha iki haftalık bebekleriyle tatile çıktıklarını görüyoruz. Nepal'de karşılaştığım Belçikalı bir ailenin iki haftalık bebekleri ile tatil yaptıklarına tanıklık ettik. Hem annenin, hem bebeğin evde nefes almadan, dış dünyaya kapalı yaşamalarındansa, dışarıda, gezerek, ailesiyle seyahat eden, parklara giden, algısı geniş, sağlıklı bir nesil yetiştirilmesinden yanayım ben. Kendi çocuğumu da dışarıda büyütüyorum. Örnek vermem gerekirse, Finlandiya'ya baktığımızda, -15  -20 derecelerde bebeklerin ciğerleri beton gibi. Sağlıklı, soğuğa dayanıklı olsun diye balkonda uyutuyorlar. Ya da Rusya'da yeni doğan bebekleri çeliklensinler, soğuk işlemesin diye -30 derecede buz tutmuş göle sokuyorlar. Nasıl alışırsa öyle gitsin diye... Benim ki de o hesap.

Yakupcan’ın büyüyünce ne olmasını istersiniz? 

Sporcu olmasını isterim. Basketbolcu, tenisçi olabilir. Gezmeye devam etmek isterse benim mesleğimi de yapabilir ya da pilot da olmasını isterim. Ama bir takım dizi teklifleri de gelmeye başladı. Artık kendisi ne isterse onu olacak. 

Yakupcan ile birlikte başka TV programı düşünceniz var mı? 

Evet var.  Biraz daha büyüsün Yakupcan'ın sunacağı bir kaç proje düşünüyoruz. Ama sürpriz. Hele bir dillensin.

Genelde yeni evli çiftler ‘hemen bebek olursa gezemeyiz, kendimize vakit ayıramayız’ diyor. Siz ise evliliğinizden hemen sonra bebek sahibi oldunuz ve gezmeye devam ediyorsunuz. Yeni evli çiftlere çocuk sahibi olma hakkında bir şeyler söylemek ister misiniz? 

Kesinlikle bebek hiçbir şey için engel değil. İnsanlar bence kendilerini şartlıyorlar. Ön yargı var herkeste. Bebek hep problem olarak görüyor ama aslında alakası yok. Bebek olunca biraz daha programlı ve hızlı olmak yeterli olacak. Yoksa geri kalan her şey aynı. Bebekle insanın hayatı çok da güzel ilerliyor. Hatta erken yasta anne olmak çok daha güzel ve keyifli. İnanın hem bebek yapılır, hem kariyer, hem de gezilir. Bebek hayatın en güzel, en değişilmez mutluluğu. Ben hiç bir şeyi ertelemedim. Çok da mutluyum. Bakın bir yıl geride kaldı bile. Yakupcan 1 yaşını doldurdu bile.

Dünyayı Geziyorum’la kaç ülkeye gittiniz? En beğendiğiniz ülke hangisi?

90’dan fazla ülke gezdik. Ben tam bir deniz aşığıyım. Bu nedenle Maldivler'e hayran kaldım. Denizin en güzel tonu, turkuazın en hası Maldivler'de. Denizin rengi ve su üzerindeki odalar Maldivler'e hayran kalmama yetti. Deniz, güneş, kum ve rahatlık arayanlar için Maldivler en güzel adres. 

Gezginlere önerileriniz nelerdir? Gezi rotası belirlerken nelere dikkat edilmeli? 

Dünyada herkese göre bir eğlence, herkese göre bir tatil var. Ama önce insanların ne istediğine, nasıl bir tatil yapmak istediğine karar vermesi lazım. Bu isteklere göre tatil bütçesi çıkarılması gerekiyor. Planlı programlı bir tatil diğer tatil için atılan bir adım. Dünyada her bütçeye uygun en ucuzundan en pahalısına oteller, turlar var. Tatilinizi ne kadar önceden planlarsanız uçak biletlerini ve otelleri o kadar ucuza alabilirsiniz, araştırmak çok önemli. Gidilecek ülkenin en ucuz restoranları, en ucuz otelleri, toplu taşıma araçlarının gittiği yerler hep araştırılmalı. Zaten araştırma iyi yapıldığında gezinin önemli kısmı daha gitmeden tamamlanmış oluyor. Herkes turla gitmek istemeyebilir. Bunun için kişisel gidecekler iyi bir alt yapı yapmalı. Her zaman restoranlarda yenecek diye bir şeyde söz konusu değil, otelden yapılan bir kaç tane sandviç ile de öğle yemeği geçiştirilebilir. Ucuz tatil, herkesin sevdiği bir tatil. 

 

 

 

YORUMLAR 8
  • melike 7 yıl önce Şikayet Et
    bu çocuk nerde doğdu ya
    Cevapla
  • anne 7 yıl önce Şikayet Et
    9aylık bebekle gezmek zormu
    Cevapla
  • edanur meydan 7 yıl önce Şikayet Et
    Bence özlem tunca çok şanslı çünki her ülkeyi gezmiş görmüş bir kadın onun yerinde olsaydım ilk önce hindistana giderdim
    Cevapla
  • Rkky 5 yıl önce Şikayet Et
    Aynen bende ilk önce Hindistan ı gezerdim çünkü orayı cok seviyom
    Cevapla
  • ayse 8 yıl önce Şikayet Et
    Bence bu kadın çok bencil. Çocuğunu peşinden sürüklüyo. Ah çocuk bir konuşa bilse
    Cevapla
  • karvar63 8 yıl önce Şikayet Et
    bu kadin bitane ya
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
Başkan Erdoğan'dan sert tepki: Bu iftirayı atanları asla ve asla unutmayacağız
Muhalefet medyasından Merkez Bankası'na operasyon girişimi!