3 soruda Türkiye-İsrail ilişkilerinin geleceği

İsrail'de 7-8 şubatta yapılacak olan üst düzey zirve öncesi Türkiye-İsrail ilişkilerini SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran ile konuştuk.

3 soruda Türkiye-İsrail ilişkilerinin geleceği
3 soruda Türkiye-İsrail ilişkilerinin geleceği
GİRİŞ 14.01.2017 12:44 GÜNCELLEME 14.01.2017 13:06
Bu Habere 9 Yorum Yapılmış

Ezgi Aşık/Haber7

Mavi Marmara krizinden sonra dondurulan Türkiye-İsrail ilişkileri 6 yıl aradan sonra ilişkilerin normalleşmesini öngören bir anlaşma üzerine mutabık kalındı. İlk olarak Türkiye'nin özür talebini yerine getiren İsrail daha sonra tazminat ödemeyi de kabul etmişti.

İki ülke arasında normalleşmeye başlayan ilişkilerle beraber 6 yıldan sonra ilk kez karşılıklı büyükelçilikler atandı ve 'Serbest Ticaret Anlaşması'nın tekrar güncellenmesi kararı verdiler. Son olarak ise Türkiye, İsrail’e 7-8 Şubat'ta üst düzey bir ziyaret gerçekleştirecek. Haber7.com olarak SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran ile gelinen noktada Türkiye-İsrail ilişkilerinin ve bölgeye yansımalarını konuştuk.

“Türkiye, Arap isyanlarının bölgede bir kaosa dönüşmesi üzerine bozulan ikili ilişkilerini toparlamaya çalışıyor.”

*Ankara Tel Aviv’le neden yakınlaştı? Bunun gerekliliği nedendi?

-En genel çerçevede Türkiye, Arap isyanlarının bölgede bir kaosa dönüşmesi üzerine bozulan ikili ilişkilerini toparlamaya çalışıyor. Bu sadece İsrail ile değil, Rusya ve en son Irak ile ilişkilerin toparlanması da buna örnekler. Hatta İran ile işbirliği aranması ve nitekim şimdi Trump dönemiyle birlikte ABD ile Suriye üzerindeki uzlaşmazlıkların çözülme gayreti de bu minvalde.

Bunların hepsiyle beraber baktığımızda İsrail ile normalleşme de dış ilişkileri yeni bir düzene sokma arayışının bir uzantısıdır.  İkincisi Türkiye, İsrail ile yakınlaşmasının bölgesel düzlem de de yeni fırsatlar üreteceği inancında. Özelde Filistin meselesine ve Gazze’ye de daha fazla katkı sağlanacağı düşünülüyor.


TÜRKİYE'NİN YENİ DIŞ POLİTİKA STRATEJİSİ

“Son zamanlarda Türkiye dış politikasının bir stratejisi, sorunun olduğu konuyu paranteze alarak o ülkeyle diğer ilişkileri geliştirebilmektir.”

*Bu yakınlaşmanın bölgeye yansımalarını biraz daha açarsak..

-ABD’nin Obama döneminde uygulamış olduğu Ortadoğu politikası bölgede bütün dengeleri değiştirdi. ABD bölgedeki geleneksel müttefikleriyle önemli sorunlar yaşadı. ABD’nin geleneksel müttefikleri aleyhine geliştirdiği politikalar, İran yayılmacılığına sebep olurken, bölgesel aktörleri de farklı politikalara itti. Son yıllarda bölgesel güçler arasında yeni bir güçler dengesi oluşmaya başladığını düşünüyorum.

"Türkiye, Başika, kampı etrafında büyük bir kararlılık gösterdi."

Türkiye bir yandan Irak ile bozulan ilişkilerini toparlamaya çalışıyor. Bunu hem ikili ilişkileri düzeltme adına hem de bölgede yeni oluşan güvenlik atmosferi sebebiyle yapıyor. Örneğin,  Irak’taki PKK tehdidi ve Haşdi Şabi’nin bölgede katliam yapma ihtimali gibi güvenlik sorunlarını göğüsleyebilmek için Türkiye, Başika, kampı etrafında büyük bir kararlılık gösterdi.

Bir de bunun üzerine Türkiye-Rusya yakınlaşmasını ve bunun bir Astana süreciyle Suriye’de bir barışa ulaşılması sürecini değerlendirirsek, aslında bölgede taşlar yerlerinden oynadı. Yeni bir denklem oluşuyor. Aktörler bazı spesifik konularda uzlaşmalar arıyorlar. Sorun çıkaran konuları paranteze alıp çıkar örtüşmesinin yaşandığı konularda işbirliği arıyorlar.

Aynı şekilde Rusya ile Suriye’de düşürülen uçak hadisesi vardı. Mezkur parantez ile ilişkiler toparlanabildi. Bu güç birliğine dönüştü. Aynısı İsrail ile de yapılıyor. İlişkilerin bazı sorunlu alanları paranteze alınıyor. Türkiye dış politikasının son zamanlardaki stratejisi, sorunun olduğu konuyu paranteze alarak o ülkeyle diğer ilişkileri geliştirebilmek. Parantez içerisindeki sorunlar unutulmuyor, aksine Filistin veya Suriye gibi konulardaki pozisyonlar korunuyor. Fakat buna paralel olarak diğer konularda işbirliği aranıyor.

*Serbest Ticaret Anlaşmasının geliştirilme ve yeniden güncellenmesi ne anlama geliyor?

-İşbirliğini arttıracak öncelikli konular enerji ve ticarettir. İsrail tarafı için de özellikle enerji konusu çok büyük öneme sahiptir. Zira İsrail’in Doğu Akdeniz’de keşfedilen enerji kaynaklarını Avrupa pazarına Türkiye üzerinden ulaştırma isteği çok açık. İsrail’in normalleşmeye teşne olmasının da en büyük sebeplerinden birisi buydu. İki taraf için de kazan-kazan olabilecek bu tür konular Türkiye ve İsrail’in ilişkilerde öncelediği konular oluyor. Doğu Akdeniz’de oluşan yeni enerji denkleminde Türkiye’nin kilit rol oynamak istediği de aşikar. Bu Türkiye’nin hem enerji konusundaki merkez ülke olma çabalarını pekiştirecek, hem enerji güvenliği sebebiyle Avrupa üzerinde manivela oluşturacak, hem de Türkiye’ye ekonomik anlamda getiriler sunacak. Ticaret, devletler arasında olmasa da özel sektörde ilişkilerin kopuk olduğu zaman bile devam etti. İsrail’le sorunsuz işbirliği yürütmek kolay değil, bu sebepten işbirliği ve ilişkiler daha ne kadar ileri götürülebilir göreceğiz.

*Yakın gelecekte iki ülke ilişkileri nasıl şekillenecek? Nasıl öngörüyorsunuz?

-Burada en önemli konu Trump yönetiminin İsrail politikasının ne olacağıdır ve bunun bölgeye nasıl yansıyacağıdır. Obama yönetimi, BMGK’daki karara çekimser oy kullanarak Netanyahu’dan intikam almıştı. Trump, Obama’nın yaptığının aksine İsrail ile daha yakın ilişkilere girerse İsrail’in birtakım hırslarını tetiklemesi söz konusu olabilir. Bunu ikili ilişkiler ve bölgesel ilişkilerde bir risk alanı olarak görüyorum. Mesela Kudüs’ün başkent yapılması konusunda destek verirse ABD, büyükelçilerini Kudüs’e taşırsa zaten yerleşimler konusunda sert bir politika yürüten İsrail, bundan daha da cesaret alacaktır. 5-6 yıldır Suriye ve Irak savaşları sebebiyle gündemden düşmüş olan Filistin meselesi tekrardan gündeme gelebilir. Bu da Suriye iç savaşındaki yayılımcı tutumuyla meşruiyet kaybetmiş İran’ın tekrardan meşruiyet kazanmasına sebebiyet verebilir. Bu durum bir anda Türkiye-İsrail ilişkilerini bir sınava tabi tutacaktır. Kriz anlarında Türkiye net bir şekilde Filistin’in yanında saf tutacaktır. Diğer anlamıyla baktığımızda önümüzdeki dönemde Türkiye-Rusya-İran’ın Suriye’de anlaşmaya çalışması gibi bölgesel güçlerin arasında birbirleriyle spesifik konularda anlaşma gayreti olacaktır.  Türkiye-Rusya-İran arasında olduğu gibi diyelim ki Türkiye- Suudi Arabistan- İsrail arasında da olabilir. Belli konular üzerinde başka ikili, üçlü ülkeler arasında da yakınlaşmalar olabilir. Menfaatlerin örtüştüğü, sorunların çözümüne dayalı iş birliği yöntemleri ortaya çıkacak.

 

 

KAYNAK: HABER 7
YORUMLAR 9
  • Adı ne olursa olsun 7 yıl önce Şikayet Et
    Seta yada diğer kuruluşlar imaj peşinde koşmaktan ülke menfaatlerine zaman ayırmalarıni düşünmek bile acizliktir.. türk beyinli ısrail düşünceli insanlardan yorulduk artık. Cehenneme kadar yolu var ısrail in..
    Cevapla
  • anti is 7 yıl önce Şikayet Et
    bizim israile hic ihtiyacimiz yok ozellikle yerli savunma sanayimizden uzaktutmamiz lazim
    Cevapla
  • seyfullah kılıç 7 yıl önce Şikayet Et
    israil bizim en büyük düşmanımızdır asla taviz yok. suriye ıraktan sonra israili almalıyız. israil bölgenin en büyük sorunudur. bombala geç israil askeri üslerini
    Cevapla
  • mustafa 7 yıl önce Şikayet Et
    Artık İSRAİL'İ hiç bir konuda dikkate almamalı,ticareti çok ama çok sınırlı tutmalı..önem verilmemeli..adamdan sayılmamalı..
    Cevapla
  • jeanmurat 7 yıl önce Şikayet Et
    israille iliskiler duzelmesi ve ticaret yapilmali ayni zamanda uyanik olunmali mossad ulkeyi her zqman karistirmak ister
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
Irak'ta peş peşe patlamalar! Askeri üsse hava saldırısı düzenlendi
CHP Grup Sözcüsünden şoke eden gaf: Cemil Tugay'a “Cemil Bayık” dedi