Suriye operasyonunun şifreleri: Nasıl, ne zaman ve nerelere?

Olası Suriye operasyonu Türkiye'nin en önemli gündemi. Operasyonun nasıl, ne zaman ve nereye yapılacağını Yenişafak Yazarı ve Kanal 7 Ankara Temsilcisi Mehmet Acet ile Haber7 yazarı, Kanal 7 Dış Haberler Koordinatörü Taha Dağlı kaleme aldı.

Suriye operasyonunun şifreleri: Nasıl, ne zaman ve nerelere?
Suriye operasyonunun şifreleri: Nasıl, ne zaman ve nerelere?
GİRİŞ 13.10.2021 10:57 GÜNCELLEME 13.10.2021 11:01
Bu Habere 21 Yorum Yapılmış

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Suriye'ye yönelik "sabrın kalmadığı" yönündeki açıklamalar yeni bir operasyonun habercisi olarak yorumlandı. Özellikle yeni bir mülteci akımının probleminin gündemde olduğu günlerde, Suriye'den Türkiye'ye yönelik hem rejim hem de PKK unsurlarının saldırıları bardağı taşıran son damla oldu. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan "Artık tahammülümüz kalmadı" diyerek hem PKK unsurlarına hem de İdlib bölgesine yönelik yeni bir harekatın sinyallerini verdi. Olası operasyonun henüz yeri, zamanı ve nasıl olacağına ilişkin henüz net bir bilgi yok.  Yenişafak Yazarı ve Kanal 7 Ankara Temsilcisi Mehmet Acet ile Haber7 yazarı, Kanal 7 Dış Haberler Koordinatörü Taha Dağlı konuya ilişkin detayları köşelerinde ele aldı.

"ERDOĞAN NEDEN OPERAYSON SİNYALİ VERDİ"

 Yenişafak Yazarı ve Kanal 7 Ankara Temsilcisi Mehmet Acet, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ifadelerinin amacını değerlendiren bir yazı kaleme aldı. Acet Suriye'deki tehditlerin yeniden artış göstermesine dikkat çekerken şunları yazdı:

"Pazartesi günü kabine toplantısından sonra açıklamalar yapan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin Suriye’deki varlığına yönelik artan saldırıları kastederek “Artık tahammülümüz kalmadı” dedi, yeni bir operasyon için sinyal verdi.

Şu sözlerle:

“Suriye’den ülkemize yönelik terör saldırılarının kaynağı mahiyetindeki kimi yerler konusunda artık tahammülümüz kalmamıştır. Buralardan kaynaklanan tehditleri, ya oralarda etkin olan güçlerle birlikte ya da kendi imkânlarımızla

 bertaraf etmekte kararlıyız.”

Bir taraftan ABD’nin, öbür taraftan Rusya’nın Suriye sahasında Türkiye’yi sıkıştırdığı, bir tür “Bu filmi daha önce de görmüştük” de dedirten, ‘dejavu’ duygusu da denebilir bu son gelişmelere.

ABD’nin Suriye ve PKK/YPG politikasının Biden yönetiminin işbaşına gelişinin 10’uncu ayında, Obama dönemindeki ilk haline yeniden demir attığına dair işaretler artmış durumda.

Trump döneminde bizzat kendisi tarafından dillendirilen “Ne işimiz var Suriye’de” tutumu nedeniyle oluşan motivasyon kaybı ve dikkat dağılmasının giderilmesi ve yeniden PKK/YPG kuşağı projesine angaje olunması anlamında bir işaret, bu kastettiğim.

En net tezahürünü de Biden’ın geçen hafta kongre liderlerine yazdığı mektupta kullandığı şu ifadelerle görmüş olduk:

“Türkiye hükümetinin Suriye’nin kuzeydoğusuna düzenlediği operasyonlar, DEAŞ’ı yenilgiye uğratma çabasının altını kazıyor ve sivilleri tehlikeye atıyor.”"

YOKSA ABD İLE RUSYA TÜRKİYE’Yİ SIKIŞTIRMAK İÇİN YENİDEN BİRLİKTE Mİ HAREKET EDİYOR?

Acet, bölgede Türkiye'nin sıkıştırılmak için ABD ile Rusya'nın birlikte çalışabilme durumuna dikkat çekerken, geçmişte de bölgede gizli anlaşmalar ile birlikte hareket edilme durumlarına değindi.

"Geçmişte Ankara’da, özellikle Suriye sahasındaki ‘ısınmanın’ arttığı dönemlerde, bu işler için mesai harcayan çevrelerden, Rusya ve ABD’nin Suriye için gizli anlaşmalar yaparak paslaştıkları yönünde birkaç kere kanaat bildirimi almıştım.

Bunun somut örnekleri, hatta ifşaatı da oldu.

En ciddi ‘paslaşma’ ise, Esed rejiminin muhaliflere karşı dayanabilecek gücünün kalmadığı bir dönemde ortaya çıktı.

Hatırlayalım Rusya, 30 Eylül 2015’te Suriye’ye askeri gücüyle fiilen girmiş ve rejimle birlikte büyük katliamlar yaparak savaşın gidişatını kendi lehine değiştirmişti.

2019 yılına gelindiğinde, bu gelişmenin ABD’nin onayıyla, hatta isteğiyle olduğu, arkasında gizli bir ABD/Rusya anlaşmasının bulunduğuna dair dikkat çekici bir ‘ifşaat’ ortaya çıktı."

"Acet Rusya ile ABD arasındaki iş birliğinin daha önce de bölgede görüldüğünü şu sözlerle hatırlattı:"

"Bu ifşaatı hatırlatmak için, Mayıs 2019’da gazetelerde çıkan küçük bir haberden alıntı yapalım:

“Obama döneminde Savunma Bakanlığı’nda müsteşar yardımcılığı yapan Andrew Exum, 2015 yılında Beşar Esed rejiminin aniden düşmesinden endişe eden ABD’nin Rusya ile görüştüğünü açıkladı.

Exum, o tarihte Obama’nın ‘Esed rejiminin aniden düşmesinin, hem Suriye’de tamamen belirsizliğe neden olmasından, hem de İsrail’in güvenliğini tehlikeye atmasından endişe ettiğini’ kaydetti.”

Söz konusu isim, sözlerinin devamında, Esed’in aniden düşmesinden duydukları korku nedeniyle ABD yetkililerinin Ruslarla gizlice temas kurduğunu ve kendi tabiriyle ‘yıkıcı başarı’ adı verilen planın devreye sokulduğunu anlatıyordu.

6 yıl önce ABD’nin onayı, Rusya’nın fiili müdahalesiyle ortaya çıkan ‘yıkıcı başarı planının’ sonucunun Suriye’nin bugünkü hali olduğunu söylemeye bilmem gerek kaldı mı?

ABD ile Rusya arasında Suriye sahasında fiili bir anlaşma zaten yürüyor.

ABD’liler “Orası bizim harekât sahamız değil” diyerek Fırat’ın batısına, Ruslar da “Orası ABD’nin faaliyet alanı” diyerek Fırat’ın doğusuna karışmıyor."

ABD VE RUSYA GENELKURMAY BAŞKANLARI 20 GÜN ÖNCE HELSİNKİ’DE NE KONUŞTULAR?

Acet Helsinki'de Rusya ve ABD Genelkurmay Başkanları'nın bir araya geldiği görüşmede nelerin ele alındığına değinirken, Rus-ABD ittifakına karşı özellikle dikkat edilmesi gerektiğinin altını çizdi. 

"Peki, son günlerde, Suriye’deki Türkiye varlığını hedef alan saldırıların arka planında, yine bir ABD/Rusya paslaşması olabilir mi?

Şöyle düşünelim.

PKK/YPG’nin Türkiye’nin Fırat’ın doğusundaki varlığına saldırması halinde, bu durum, ABD’nin işin başından beri gözetmeye çalıştığı “Buradaki YPG varlığı Türkiye için tehdit değil” tezine zarar verebilir.

Amerikalılar, bunun yerine, el altından Ruslarla işbirliği yapıp, Fırat’ın batısındaki YPG varlığını harekete geçirmek istemiş olabilirler.

Eğer böyle bir gizli anlaşma var ise, bunun görünür alandaki ipuçları neler olabilir diye bakınca, ABD ve Rus genelkurmay başkanlarının 20 gün önce Finlandiya’da bir araya gelip, 6 saatlik bir görüşme yaptıkları haberini buldum.

İki isim, görüşmenin içeriğini açıklamama konusunda bir karar birliğine de varmışlar.

Çıkan haberlere göre görüşmenin ana gündem konusu Afganistan meselesi imiş.

Ama belki Suriye’yi de konuşup gizli bir plan yapmışlardır.

Şeytana şapkayı ters giydirenlerin cirit attığı bir yerde, her şeyi düşünmek lâzım.

Peki, bu oyun bozulur mu?

Daha önce bozuldu, yine bozulur.

Ama önce oyunun ne olduğunu iyi okumak gerek."

OPERASYON /HAREKAT, NASIL, NE ZAMAN VE NERELERE?

Kanal 7 Dış Haberler Koordinatörü Taha Dağlı ise Haber7'deki köşesinde olası operasyonun yeri, zamanı, ve nasıl gerçekleştirileceğine ilişkin çarpıcı detaylara yer verdi:

"Suriye’de Fırat Kalkanı bölgelerinde PKK-PYD terör örgütünün saldırıları yoğunlaştı.
İdlib’te ise Ruslar havadan, Esed rejimi güçleri ile İran militanları ise karadan şiddetli saldırılar gerçekleştiriyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “tahammülümüz kalmadı” sözleri sonrası olası bir operasyon/harekat beklentisi oluştu.

Peki ne yapılacak?
Operasyon veya harekat için hazırlıkların yapıldığı bilgisi var.
Ama tarih belli değil.
Kapsam da."

RUSYA FAKTÖRÜ

Dağlı, operasyonda dikkat edilmesi gereken noktalardan biri olarak bölgedeki Rusya etkinliğine değindi, operasyonun gerçekleştirilebileceği alanları işaret etti:

"Operasyon/harekat ihtimalini iki ayrı sahada değerlendirelim.
Biri Suriye’de Fırat’ın batı kanadı.
İdlib ve Fırat Kalkanı bölgelerinin bulunduğu saha.
Daha önce Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatlarının yapıldığı bölgeler.
Burada Rusya faktörü var.

Türkiye’ye yönelik saldırılar Tel Rıfat’tan geliyor.
Tel Rıfat’ta İran da var ama belirleyici güç Rusya.
PKK-PYD Tel Rıfat’tan Afrin ve Azez’e sızıp, saldırı gerçekleştiriyor.
Bir bakıma Ruslar buna göz yumuyor.

Tel Rıfat Rusya ve İran için çok önemli.
Kendi kontrollerindeki Halep’le Suriyeli muhaliflerin kontrolündeki Fırat Kalkanı bölgesi arasında bir tampon bölge olarak Tel Rıfat’ı tutuyorlar.
PKK sızmalarını önleyebilirler mi, elbette bu mümkün."

ABD UNSURU

Taha Dağlı, operasyon konusunda dikkat edilmesi gereken hususlardan biri olarak da ABD'yi gösterdi. Dağlı, özellikle G-20'deki Erdoğan Biden zirvesinden sonra operasyon ihtimalinin daha netlik kazanacağını belirtti. 

"Ruslar, daha önce Zeytin Dalı harekatında hava sahasını kapatmayarak Türkiye’ye bir avantaj sağlamışlardı.
Şimdi bunu yine yaparlar mı?
Mevcut şartlarda yapmazlar.
Ama İdlib konusunda pazarlığa açıklar.
Özellikle Tel Rıfat’ta PKK etkinliğini İdlib’e karşı koz olarak ellerinde bulunduruyorlar.
Belki de Türkiye’ye “eğer Tel Rıfat’ta PKK-PYD istemiyorsan, İdlib’te uzlaşalım” mesajı veriyorlar.

Operasyon/harekat konusunda diğer bölge Fırat’ın doğu yakası.
Yani 2 yıl önce Barış Pınarı harekatının gerçekleştirildiği bölge.
Burada ise ABD belirleyici unsur.

Fırat’ın doğusuna yönelik Ayn el Arap’tan başlayıp, Irak sınırına kadar giden şeritte, PKK-PYD’ye yönelik operasyon/harekat yapılabilir.
Ama şimdi olma ihtimali zayıf.
Ay sonu G20 zirvesi var.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD Başkanı Biden ile görüşmesi bekleniyor.
Muhtemelen Fırat’ın doğusunda bir askeri hareketlilik için G20’den çıkacak sonuç takip edilecektir."

SIZMA BÖLGELERİNE NOKTA OPERASYON

Mevcut şartlarda Türkiye'nin, özellikle sızma bölgelerine karşı noktasal operasyonlar düzenleyebileceğine değinen Dağlı Münbiç, Tel Temir ve Ayn İsa gibi bölgelere harekat gerçekleştirilebileceğini belirtti:

"Şu an mevcut şartlarda yapılacak en belirgin aksiyon ise PKK-PYD’ye karşı limitli, nokta atışlar olacaktır.

İmha gücü yüksek kısa süreli operasyonlar gerçekleştirilebilir.

Bunun da Tel Rıfat gibi PKK-PYD sızmalarının kaynağı olan Münbiç, Tel Temir veya Ayn İsa kasabalarına yönelik operasyonlar olabileceğini söyleyebiliriz.

PKK-PYD’ye kısa vadede bu adreslerde şok baskınlarla yıkıcı tahribatlar verilebilir.
Bu nokta atışı operasyonlar, etki güçlerinin yüksek olması halinde, hem PKK-PYD’ye karşı caydırıcı bir unsur olacaktır hem de terör örgütünün arkasındaki güçler olan ABD ile Rusya’ya da kararlılık konusunda mesaj verecektir.
Doğru zamanda doğru yerde yapılacak limitli operasyonlar, Türkiye’nin kısa vade sonunda Fırat’ın doğusu veya batısına yönelik kapsamlı harekat düzenleme girişimlerinde de elini güçlendirecektir."

KAYNAK: HABER7
YORUMLAR 21
  • vay be arkadaş 2 yıl önce Şikayet Et
    kalkandı mızraktı derken suriyenin kalbine Türk kılıcını saplayacağız
    Cevapla
  • Ramazan 2 yıl önce Şikayet Et
    Mılletin sabrı kalmadı.zamanında durmayacaktık kökten temizleyecektik bu terosristleri.Eninde sonunda bunlari bize karsi kullanacaklar ki kullaniyorlar.Abd ve Rusyaya güvenilmez.Gereken neyse yapalim artik...
    Cevapla
  • türk 2 yıl önce Şikayet Et
    İşin özü daha kendi göbeğimizi kesecek seviyede değiliz küçük çaplı lokal falan filan kardeşim karşında terörist gruplar var sen devlet olarak bunları temizleyemiyorsan bana güçten bahsetme adam senin gücüne rağmen gelip senin bölgende sana operasyon yapıyor ve sen hala kısıtlı mudahaleden bahsediyorsun
    Cevapla
  • erkan 2 yıl önce Şikayet Et
    reis yanındayız kimse türkiyeye ömür biçemez türkiye ömür biçer o kadar
    Cevapla
  • TRT Word'e Destek 2 yıl önce Şikayet Et
    40 yıldır bize verdikleri terör ve savaş zararları sebebiyle tazminat olarak Kuzey Suriye ve Kuzey Irak ilhak edilmeli, zaten Misak-ı Milli sınırları içinde kalan bölgeler. Oradaki enerji yatakları en çok Türkiye'nin hakkı eşkıya teröristlerin değil. Yıldırım operasyonları ile enerji krizi ancak ilhak ederek aşabiliriz..
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
Anadolu Ajansı 31 Mart'ta nasıl bir mesai yapacak?
CHP'li anketçi açıkladı! CHP kendi adayının kuyusunu kazıyor! O ilçe adayına çekil baskısı