Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan çağrı: Filistin'i tanıyın
Erdoğan, "Adil bir barış, ancak 1967 sınırlarına dayalı, toprak bütünlüğüne sahip ve başkenti Doğu Kudüs olan egemen bir Filistin devletinin kurulmasıyla sağlanabilir. Dünya devletlerine çağrımız açıktır: Filistin Devleti'ni tanıyın." dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kaleme aldığı "Adalet ve Refah için Türkiy'nin Diplomatik Vizyonu" başlıklı makalesi, Newsweek'te İngilizce olarak yayımlandı.
ERDOĞAN'IN KALEME ALDIĞI MAKALENİN TÜRKÇE'Sİ ŞU ŞEKİLDE:
"Dünya uzun bir dönemdir, aralıksız bir şekilde büyüyen belirsizlikler ve sınamalarla yüzleşmektedir. Çatışmalar, kuralsızlıklar, terör saldırıları, salgınlar, iklim felaketleri, derinleşen adaletsizlik ve eşitsizlikler mevcut uluslararası düzen üzerinde büyük baskı oluşturmaktadır. Buna karşılık Türkiye, adalet, barış ve dayanışma ilkelerini merkeze aldığı dış politika anlayışından ödün vermeden kapsamlı, karmaşık ve can yakıcı krizlerin ortasında kendi güvenliğini ve insanlığın ortak geleceğini de gözeten bir vizyonla hareket etmektedir. Yıllardır dile getirdiğimiz 'Dünya beşten büyüktür' anlayışı temelinde yükselen çağrımız kâin sisteme yöneltilmiş bir eleştirinin ötesinde insanlığın müşterek istikbaline dair ufkun ifadesidir.
İkinci Dünya Savaşı sonrası barış ve güvenliği korumak için kurulan Birleşmiş Milletler, bugün karşı karşıya kaldığımız buhranlar ve çatışmalar karşısında ne yazık ki asli fonksiyonunu yerine getirememektedir. Adalet ve eşitlik iddiasıyla kurulan BM'nin en önemli organı olan Güvenlik Konseyi, bölgesel ve küresel krizlere ilişkin karar alma süreçlerinde sadece beş ülkenin iradesi ve çıkarlarına mahkûm edilmiştir. Çağımızdaki çözümsüzlüklerin başlıca sebepleri arasında yer alan bu adaletsiz yapının bir an evvel reforma tabi tutulması, BM'nin kuruluş felsefesine uygun şekilde etkin çok taraflılığın işleyen bir merkezi hâline getirilmesi ve küresel sorunlara adil çözümler üretebilmemiz için acil bir ihtiyaç teşkil etmektedir.
BM'nin etkinlik kaybının sebep olduğu boşluk ve çok katmanlı jeopolitik sınamalara rağmen Türkiye, dış politikasının merkezine diyalog ve ara buluculuk diplomasisini yerleştirmektedir. Yakın zamanda icra ettiğimiz Karadeniz Tahıl Girişimi bu yaklaşımımızın hem bölgesel hem de küresel güvenliğe ve istikrara somut katkılar sunduğunun en açık örneğidir. Kafkasya'dan Afrika'ya, Orta Doğu'dan Balkanlar'a uzanan geniş bir bölgede Türkiye, çatışmaları adil bir diplomatik çözümle sona erdirmek ve sürdürülebilir adil bir barışın kapılarını aralamak için sorumluluk üstlenmekten hiçbir zaman kaçınmamıştır.
Türkiye'nin diplomasi vizyonu yalnızca krizlerin çözümünde değil insani boyutlarda da kendini göstermektedir. Türkiye'nin dünyanın en çok insani yardım sağlayan ülkelerinden biri olması, köklü tarihimizin ve değerlerimizin bizlere yüklediği bir sorumluluğun tezahürüdür. Bu temelde Türkiye, küresel dayanışmayı tahkim eden öncü ülke rolünü kararlılıkla devam ettirecektir.
FİLİSTİN MESELESİ
Gazze'de İsrail'in süregelen işgali ve mezalimi, insanlık vicdanının en büyük sınavlarından biridir. Uluslararası sistemin aktörleri başta olmak üzere tüm insanlık için bu sınav utançla sonuçlanmaktadır. Çocuklar ve kadınlar hayatını kaybetmekte, milyonlar temel ihtiyaçlardan yoksun bırakılmaktadır. Türkiye ateşkesin sağlanması, insani yardımların kesintisiz ulaşması ve iki devletli çözümün yeniden canlandırılması için çabalarını hiç durmadan sürdürmektedir. Gazze'ye gönderdiğimiz 100 bin tonu aşan yardımlar, İsrail’in insanlık dışı ambargosu altında açlıkla boğuşan kardeşlerimizin yaralarını sarmak için attığımız adımlardan sadece biridir. Her gün onlarca masum Filistinlinin ya açlıktan ya ilaçsızlıktan ya da İsrail'in işgal güçlerinin kurşun ve bombalarından hayatını kaybettiği bir vahşet tablosunda, uluslararası toplumun daha kararlı ve samimi bir duruş sergilemesi gerektiğine inanıyoruz. Israrla ve cesaretle dile getirdiğimiz hakikat bir kez daha ortadadır: Adil bir barış, Filistin halkının 1967 sınırları temelinde, bağımsız, toprak bütünlüğüne sahip ve başkenti Doğu Kudüs olan bir devlete kavuşmasıyla mümkündür. Bu, Orta Doğu'da kalıcı barış ve istikrar için bir zorunluluktur. Dünya devletlerine çağrımız nettir: 'Filistin Devleti'ni tanıyın.' Nitekim Filistin'in tanınması işgale, ablukaya ve zulme karşı verilebilecek en güçlü cevaptır. Geçtiğimiz günlerde bu yönde karar alacağını açıklayan ülkeleri tebrik ediyor; kararlarında tutarlı olmalarını ve verdikleri taahhütleri somut adımlara dönüştürmelerini bekliyoruz.
SURİYE'DEKİ DURUM
Bölgesel istikrar açısından bir diğer önemli ülke Suriye'dir. Suriye'de 2011'den bu yana süregelen çatışmalar yüzbinlerce insanın ölümüne sebep olmuş, milyonlarca insanı yerinden etmiş ve büyük tahribatlara yol açmıştır. Bugün tüm Orta Doğu coğrafyasının istikrarı için Suriye'nin yeniden inşası ve ihyası kaçınılmazdır. Suriye'nin geleceğine dair atılacak her adımda öncelikle Suriyelilerin menfaati gözetilmelidir. Ayrıca bilinmelidir ki Suriye'de kalıcı istikrar ve barış, herhangi bir aidiyete veya gruba imtiyaz tanımadan tüm Suriye halkının müşterek iradesinin dikkate alınmasıyla mümkün olacaktır. Her ortamda vurguladığımız gibi 'Suriye'nin toprak bütünlüğüne ve siyasi birliğine saygı' ilkesini savunmayı sürdüreceğiz. Türkiye, Suriye halkının iradesini dışlayan, ayrılıkçı emellere ve terör örgütlerine alan açan her türlü girişime karşı çıkmaktadır. Suriye'de son on 4 yıldır yapılan hataları tamir etmenin tek yolu istikrarlı bir devlet ve toplum düzenin kurulmasına, iş birlikçi güvenlik anlayışı temelinde destek vermektir.
Yaşadığımız acı tecrübeler ışığında biliyoruz ki hakikatin, hakkaniyetin ve dayanışmanın hâkim olduğu bir gelecek ancak ortak irademizle inşa edilebilir. Türkiye bu sorumluluğun bilinciyle insanlığın onurlu ve adil bir istikbal yürüyüşüne öncülük etmeye devam edecektir."
-
Kamil 7 dakika önce Şikayet EtFransa güya Filistin'i tanıyacaktı , Çark etti . Biz bu uluslararası tanınmama olayı yüzünden çok zorluklar ile karşılaşırız . Kuzey Kıbrıs 50 yılı aşkın tanınmıyor . Bu tanıma , tanımama meselesini takmayıp , Türk usulü gücümüzü kullanırız . Bildiğimizi yaparız demeliyiz . Hani göbek bağımızı kendimiz keseriz deyimi var , İşte o kararlılık gerekiyor .Beğen
-
Kamil 20 dakika önce Şikayet EtAmerikan Başkanı Trump , her bakımdan İsrail'i savunduğu için Uluslararası kamuoyunda ülkelerin tarafı güçlüden ve zenginden yana değişiyor , Yani Amerika'ya yanaşma pozisyonu almaya başladılar . Ülkeler ve politikaları çıkarcıdır . Biz İslam Birliği Ordusu kurup bu adaletsiz dengeyi kendi lehimize çevirmeye mecburuz .Beğen
-
Misafir 49 dakika önce Şikayet EtKafirin tanıması birşeyi değiştiriyormu katliamı durduruyormu hayırBeğen Toplam 2 beğeni
-
Çağrı 50 dakika önce Şikayet EtBaşkenti doğu Kudüs olan Filistin.... Demek Filistin davasına ihanettir. O toprakların tamamı Filistin'e aittir. İtrail işgalci terör örgütüdür. Filistindeki yahudiler işgalci teröristlerdir. Çagrımdır; İtraili devlet olarak tanıma bırakın, terör örgütü olarak tanıyın ve ilan edinBeğen Toplam 4 beğeni
-
MALAZGİRT 1071 1299 51 dakika önce Şikayet EtFilistine Toprak bütünlüğü Filistine ait. İsrail geldikleri gibi gitsinler. İngiltere yeBeğen Toplam 1 beğeni