Doğu Akdeniz'de Türkiye'ye karşı oluşturulan masa devrildi! İsrailli diplomat kabullendi

Doğu Akdeniz’de son 15 yılda yapılan doğal gaz keşiflerinin tetiklediği ve bölge ülkelerinin Türkiye karşıtı politikalarıyla yoğrulan bölgesel yapı, Ankara’nın stratejik manevralarıyla çatırdadı.

Kahire merkezli Doğu Akdeniz Gaz Forumu’nun (DAGF) kurulmasıyla pekişen bu ‘dışlama’ mekanizması karşısında, Türkiye'nin Libya'daki kritik hamleleri ve ABD ile kurduğu yeni denge, Atina-Tel Aviv-Lefkoşa eksenini işlevsizleştirdi.

İsrail’in eski Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) Büyükelçisi Michael Harari’nin Independent gazetesindeki analizinde, Türkiye’nin bölgedeki rolüne vurgu yapıldı.

Emekli diplomat Harari, “Son birkaç yıl boyunca Türkiye, bu bölgesel gerçekliğe meydan okumaya çalıştı. Son zamanlarda da Mısır ve Körfez ülkeleriyle, özellikle Suudi Arabistan ve BAE ile ilişkilerini yeniden kurmayı başardı. Ankara ve Atina arasındaki ilişkilerde de belirgin bir iyileşme görüldü. Bilhassa Esed rejiminin çöküşü ve Ahmed eş-Şara'nın Şam'da iktidara gelmesi, Başkan Trump'ın ikinci bir dönem için Beyaz Saray'a dönmesi de dahil olmak üzere, bölgesel ve uluslararası gelişmeler Türkiye'nin yeni bir güven kazanmasını sağladı.” dedi.

Ankara’nın, Libya ile imzaladığı MEB Anlaşması’nın dengeleri alt üst eden ilk kritik adım olduğunu belirten Harari, “Türkiye, 2019'da Libya ile münhasır ekonomik bölgeyi belirleyen bir anlaşma imzalayarak yeni bölgesel düzenlemelere daha erken bir dönemde cevap vermeye çalıştı. 2011'de Kaddafi'nin devrilmesinden bu yana Libya, uluslararası alanda tanınan Trablus'taki ile General Halife Hafter liderliğinde Tobruk'taki iki rakip otorite arasında bir iç savaş ve siyasi bölünmenin pençesinde. Trablus hükümetiyle imzalanan deniz yetki alanlarının sınırlandırılması anlaşması, Girit Adası'nı göz ardı ederek Akdeniz'in büyük bir bölümünü Türkiye ve Libya arasında bölüyordu.” dedi.

YUNAN ENGELLEMEK İSTEDİ BAŞARAMADI

İsrailli Harari, Ankara’nın son aylarda attığı adımlarla anlaşmayı resmileştirmeye her zamankinden daha yakın göründüğünü belirtti. Yunanistan’ın karşı adımlarının bu anlaşmanın önüne geçemediğini kaydeden Harari, şunları söyledi:

“Son aylarda Ankara, 2019 anlaşmasını onaylamaya her zamankinden daha yakın görünen Tobruk hükümetiyle ilişkilerinde önemli ilerleme kaydetti. Yunanistan, bu hamleyi hemen engellemeye çalıştı. Ancak bu çabaları şimdiye kadar pek başarılı olamadı. Hesaplı bir politika izleyen Türkiye, henüz deniz yetki alanlarının sınırlandırılması anlaşmasını resmen onaylamamış olmasına rağmen, General Hafter ile temaslarını güçlendirdi.”

Harari, “Ankara, Libya geleneksel olarak Mısır'ın ulusal güvenlik hesaplarında en önemli önceliklerden biri olmasına rağmen, halihazırda nispeten alt sıralara gerilemiş olmasından faydalandı. Türkiye-Mısır ilişkileri son yıllarda iyileşmiş olduğu için de Kahire bu olumlu gidişatı şu anda tersine çevirme riskine girmeye istekli gibi görünmüyor.” sözlerini sarf etti.

Yakın dönemde Türkiye ile Yunanistan arasındaki gerginlikte tırmanma olduğunu öne süren İsrailli Harari, “Ankara, Yunanistan ve (Güney) Kıbrıs arasındaki elektrik bağlantısı projesine, güzergahının kendi ekonomik sınırları içindeki bölgelerden geçtiğini iddia ederek itiraz etti. Bu anlaşmazlık, Atina'nın Türkiye’ye kısıtlamalar getirmesi için Avrupa Birliği’nden (AB) destek almaya çalışmasıyla Brüksel'de bir dizi diplomatik hamleye yol açtı.” ifadelerini kullandı.

AVRUPA’NIN ENDİŞELERİ TÜRKİYE’NİN FAYDASINA

Türkiye'nin temel gayesinin son 15 yıldır dışlandığı bölgesel yapıyı zayıflatmak olduğunu iddia eden Harari şu görüşü paylaştı:

“Ankara’nın stratejik konumunun, özellikle Suriye'deki dönüşümler, Başkan Trump'ın iktidara dönüşü, ABD'nin kıtaya ve NATO'ya olan bağlılığındaki gerileme ile birlikte Avrupa’nın artan güvenlik ihtiyaçları gibi bir dizi radikal gelişme sayesinde son iki yılda iyileştiği göze çarpıyor. Ankara ayrıca, bölgesel konumunu güçlendirmek için göç kartını da kullanıyor ve Libya'dan artan düzensiz göç dalgaları ile ilgili Avrupa'nın ve özellikle de İtalya'nın endişelerinden faydalanıyor.”

İLİŞKİLER DÜZELDİKÇE AKDENİZ'DEKİ GÜÇ PERÇİNLENİYOR

Harari, Başkan Erdoğan’ın Washington'a yaptığı “başarılı ziyarette” Başkan Trump ile arasındaki şahsi uyumun, Ankara’nın Doğu Akdeniz’deki rolünü yeniden kazanma gücüne olan güvenini artırdığını ifade etti.

Ziyaretin, Türkiye'nin 2045 yılına kadar ABD'den sıvılaştırılmış doğal gaz ithal etmeye devam etmesi ve 225 adet Boeing yolcu uçağı satın alınması konusunda anlaşmaya varmasıyla neticelendiğini kaydeen Harari, F-35 meselesinin henüz çözüme kavuşmamış olsa da Trump’ın, sorunun çözülebileceğini ima ettiğini hatırlattı.

_______________

HANİ 'MASAL'DI

Türkiye’nin Mavi Vatan doktrini çerçevesinde attığı adımlar diplomatik sahada müspet neticelerini vermeye başlaması, ülkeyi yönetmeye namzet CHP’nin itirazlarının yersizliğini bir kez daha tescilledi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı, MYK Üyesi ve İstanbul Milletvekili Namık Tan, Mavi Vatan doktrinini “masal” ifadesiyle eleştirmişti.

Tan,  Türkiye'nin dış politika attığını adımlarını hedef aldığı 2024 tarihli konuşmasında, “Bir ara tutturduğu mavi vatan masalından oldukça çabuk yüz geri etti” demişti.