Avrupa'da hükümetler bir bir düşüyor! Bütçe krizi Macron'u koltuğunda edebilir

• Haber7- ÖZEL

Donald Trump'ın Oval Ofis'te AB ülkelerinin Başbakan ve Cumhurbaşkanlarını etrafına toplayarak ağırlaması ve küçük düşürücü tavırları dünya gündeminde geniş yankı bulmuştu. Siyasi hiçbir gelişmede rol üstlenemeyen AB liderleri dış politikada olduğu gibi iç siyasette dengeyi sağlayamadı. Seçim kargaşaları hükümet krizleriyle son yıllarda damgasını vurdu.

Fransa hükümeti AB ülkeleri arasında son dönemlere bitmek bilmeyen krizlerle boğuşurken Fransa Başbakanı Sebastien Lecornu göreve başlamasından bir ay sonra Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’a istifasını sundu.

Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron tarafından 9 Eylül'de başbakan atanan Lecornu, 3,5 haftadır siyasilerle devam eden müzakerelerin ardından dün akşam saatlerinde yeni hükümeti kurmuş ancak Lecornu hükümetinin, eski bakanlardan ve Macron'a yakın isimlerden oluşması sonrasında gelen tepkiler üzerine istifa etti.

Elysee Sarayı’ndan yapılan açıklamada Macron’un istifayı kabul etmesinin ardından muhalefetin ve kendi partisinin eleştirisine maruz kaldı.

FRANSA'DA BAŞBAKANLAR KOLTUKTA DURMUYOR

Fransa’da 2024 yılından bu yana hükümet için yapılan güven oylamalarında Başbakanlar yeterli oy alamama sebebiyle Başbakanlık değişimi sürüyor.

2017’den bu yana 8 hükümet kurulurken 9. başbakanda görevinden istifa etti. Son yıllarda başbakanların görev süreleri 99 gün ile 3 yıl 49 gün arasında değişirken ülkede artan borç yükü ve bütçe krizi hükümetleri peş peşe düşürmeye devam ediyor.

2022 yılında 2022 yılında ülkenin Cumhurbaşkanı olarak seçilen Macron öncülüğünde Elisabeth Borne 1 yıl 7 ay, Gabriel Attal 8 ay ve Michel Barnier 3 ay Françios Bayrou ise 10 ay ülke yönetiminde kalırken güven oylamasından yeterli oy sayısına ulaşamamasıyla Sebastien Lecornu Başbakan olmuştu. Fransa’da uzun süredir yaşanan hükümet sorununa Macron herhangi bir çözüm bulabilmiş değil.

Odoxa anket şirketi ise hazırladığı veriler kapsamında Fransız halkının %70'i artık Emmanuel Macron'un istifa etmesini istediğini duyurdu.

MOLDOVA'DA AB- RUS YANLISI PARTİ GERİLİMİ

Moldova’da da geçtiğimiz günlerde düzenlenen genel seçimler sonrasında AB yanlısı parti seçimden zaferle çıkarken, Batı yanlısı Sandu'nun kurduğu Eylem ve Dayanışma Partisi (PAS) oyların yüzde 50,20'sini alarak birinci parti oldu.

Rusya ile yakınlaşmayı savunan Sosyalistler, Komünistler ve "Moldova'nın Geleceği" partilerinden oluşan "Vatansever" bloku ise yüzde 24,17 oyla seçim yarışında ikinci geldi.

Moldova’nın başkenti Kişinev’de ise seçim sonrası protesto gösterileri düzenlenmiş, seçimde ihlallerin olduğunu ifade eden Sosyalistler Partisi (PSRM) Başkanı İgor Dodon "Seçimde ihlaller var. Bunları analiz edeceğiz. Merkez Seçim Komisyonu şikâyetlerimizi inceleyene kadar seçimin sonucunu tanımayacağız. Şikâyetlerimiz reddedilirse mahkemeye başvuracağız." demişti.

ALMANYA'DA SANDALYE SAYISI EŞİTLENEMEMİŞTİ

Avrupa’da yalnızca Fransa değil diğer devletlerde de iç siyasette kriz yaşanıyor. Mayıs 2025 tarihinde de Almanya'da genel seçimleri önde bitiren muhafazakâr Hristiyan Birlik Partileri (CDU/CSU) lideri Friedrich Merz, parlamentoda yapılan ikinci oylamada başbakan seçilmiş, ancak ülkenin yeni başbakanı olmak için gereken çoğunluğu sağlayamamıştı.

Merz'in hükümet kurabilmesi için 630 sandalyeli mecliste 316 oya ihtiyacı vardı ama 310 oy alabilmişti.

MELONİ BAŞKANLIK SİSTEMİ İSTİYOR

İtalya Başbakanı Georgie Meloni ise 2022 yılında İtalya’nın Kardeşleri Partisi (FdI) genel seçimlerden yüzde 28,8 oranıyla güçlenerek çıkmış, Parlamenter Sistem yerine başkanlık sistemine geçmek istediğini belirtmişti. İtalya’nın bir sonraki seçiminin ise 2027 yılında olması bekleniyor.

AVUSTURYA TARİHİNİN EN UZUN SÜREN KOALİSYON GÖRÜŞMELERİ

Ocak 2025 yılında ise Avusturya Başbakanı Karl Nehammer görevinden istifa etmiş, sonrasında ise Dışişleri Bakanı Alexander Schallenberg geçici bakanlık görevine geçerek 3 ay boyunca Avusturya’da başbakanlık yaptı.  Avusturya meclisinde Merkez sağ ÖVP, Sosyal Demokrat Parti (SPÖ) ve liberal Yeni Avusturya Partisi (NEOS) arasında 25 Ekim 2024'te başlayan koalisyon görüşmeleri, 4 Ocak'ta başarısızlıkla sonuçlanmış, bunun üzerine eski ÖVP Genel Başkanı ve Başbakan Nehammer, görevlerinden istifa etme kararı almıştı.

Cumhurbaşkanı Alexander Van der Bellen, 3'lü koalisyon görüşmelerinin başarısız olması nedeniyle aşırı sağcı FPÖ Genel Başkanı Herbert Kickl'e 6 Ocak'ta hükümet kurma yetkisi vermiş ancak koalisyon girişimi başarısızlıkla sonuçlanmıştı.

Ülke tarihinin en uzun süren koalisyon görüşmesi olarak belirlenen seçim sürecinde Stocker'in merkez sağ Halk Partisi (ÖVP), merkez sol Sosyal Demokratlar (SPÖ) ve liberal Neos, ocak ayındaki ilk koalisyon kurma girişimlerinin başarısızlıkla sonuçlanmasının ardından Mart 2025’te Christian Stocker başkan seçilmişti.

İSPANYA'DA 6 PARTİNİN BİR ARAYA GELMESİYLE KOALİSYON OLUŞMUŞTU

İspanya hükümeti ise 2020 yılında 6 partinin bir araya gelmesiyle oluşan koalisyon ile masaya oturmuş, Halk Partisi (PP) tek başına veya muhafazakâr sağ partinin desteği ile iktidar olamazken İspanya Sosyalist İşçi Partisi (PSOE)’dan Pedro Shancez seçimlerde oy oranını yüzde 3.7 arttırarak 31.7’ye çıkardı ve ülkenin Başbakanı olarak görevini sürdürmeye devam ediyor.