Okullarda yardımcı kaynak iddiası! Bakan Tekin: Okulu kapatmaya kadar gider
Bakan Tekin, okullarda velilere yardımcı kaynak dayatması yapıldığı iddialarıyla ilgili, "Bu okulu kapatmaya kadar gider" dedi. Tekin, 12 yıllık eğitimin uzun olduğu konusuna katıldığını ve bu konuda değerlendirmeler yapıldığını söyledi.
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, eğitim gündemine dair merak edilenleri CNN TÜRK canlı yayınında yanıtladı.
Bakan Tekin'in açıklamaları şöyle;
Herkesin eğitimle ilgili beklentileri çok farklı. Ben içinde bulunduğumuz sektörün, yaptığımız kamu hizmetinin gerçekten çok farklı bir hizmet olduğunun farkındayım. Yaptığımız şeylerin tamamını tasvip eden bir kitle olması mümkün değil. Dünyanın hiçbir tarafında böyle bir şey yok.
Herkesin, sizin, benim, evde çocuklarımın veya birlikte çalıştığımız arkadaşlarımızın farklı baktığı konular kuşkusuz olacak. Çünkü bu sektör böyle bir sektör. Dolayısıyla biz burada hizmet ederken şunu yapmaya çalışıyoruz: Asgari müşterekleri yakalamaya ve ülkemizin kaynaklarıyla bu ihtiyaçları gidermeye çaba sarf ediyoruz.
Bu süreç içerisinde bazı öğretmenlerimiz, bazı velilerimiz, bazı öğrencilerimiz kendi kişisel perspektifinden doğru ve yanlış, neyin doğru neyin yanlış olduğuna dair önermeler ileri sürüyorlar. Hepsine saygı duyuyoruz. Aynı şekilde muhalif siyasi partiler, muhalif siyasetçiler kendi perspektiflerinden doğruları ve yanlışları ifade ediyorlar. Hepsine saygı duyuyoruz.
Nezaket ve demokratik olgunluk içerisinde yapılan bütün eleştirileri, sorulan bütün soruları biz bulunduğumuz her ortamda cevaplamaya çalışıyoruz.
Biliyorsunuz ki çok önemli günlerden geçiyoruz. Şimdi gerçekten 18 milyon dolayında öğrencimiz var. Bildiğim kadarıyla 1 milyondan fazla öğretmenimiz var. Eğitim sektöründe çalışanların toplamı, nüfusa baktığımız zaman Avrupa’daki birçok ülkenin nüfusundan daha fazla. Dolayısıyla devasa bir kitle, çok büyük bir kitleyi ilgilendiren konular.
ZORUNLU KAYIT PARASI
Ben 2023 Haziran ayında Milli Eğitim Bakanı olarak göreve başladım. Başladığımız günden beri yaptığımız şey, “Öğretmenler Odası Yetkinliği” adıyla öğretmen arkadaşlarımızla attığımız her adımı istişare etmek. Ve bu istişarelerin neticesinde yıl içerisinde biriktirdiğimiz konuları yaz aylarında bir genelgeye dönüştürüp kamuoyuyla ve öğretmenlerle paylaşıyoruz.
2023 yazında yaptık, 2024 yazında yaptık, bu yaz da yaptık. Bu yıl da, bu yaz da genelgemizde yine aynı parametrelerle veriler topladık. Her üç genelgemizde de üzerinde durduğumuz konu başlıklarından bir tanesi bu: Zorunlu kayıt.
Şunun altını çizerek ifade etmek istiyorum: Biz her kademeye ilk defa başlayan öğrenciler için, ilkokula ilk defa başlayan öğrenciyi herhangi bir başvurusu olmaksızın, herhangi bir talebi olmaksızın evine, ikametine en yakın okula kaydını otomatik olarak yapıyoruz, elektronik ortamda.
Aynı şekilde ilkokulu tamamlayıp ortaokula gidecek çocuklarımız için bu kaydı yapıyoruz. Liselerde ise iki tür kayıt var biliyorsunuz: Bir, merkezi yerleştirmeyle yani adrese dayalı olarak yerleşen okullarımız var. Bir de sınavla ve puanla yerleşen okullarımız var.
Sınavla yerleşen öğrencilerimiz zaten başvurusunu yapıyor, sınava giriyor. Sınavın neticesinde bir okula yerleşiyor. Sınavla yerleşmeyen öğrencilerimizi ise biz yine biraz önce söylediğim adrese dayalı ve kendi tercih ettiği okullara, hiçbir şekilde okul idaresiyle muhatap olmaksızın, kayıtlarını yapıyoruz.
Şimdi ben velilerimize diyorum ki: “Niye okula gidiyorsunuz? Zaten kaydınızı yaptık. Zaten kayıtlı sizin çocuklarınız.”
Burada iki tür durum söz konusu. Bazı velilerimiz okula gidiyorlar, iyi niyetle: “Ya biz çocuğumuz burada, yapılacak bir şey var mı?” diye soruyorlar.
Ben şunu bir yere getireceğim mevzuyu: Okul idaresine gittiği zaman velimiz, öğrencimiz zaten kaydınız orada. Sizden oradaki bir kişinin zoraki bağış istemesinin mantıki bir tutarlığı yok. Zaten kayıt yapılmış. Yani okul müdürünün size “para istiyorum” demesinin hiçbir anlamı yok. Çocuk zaten oraya kayıtlı."
OKULLARDA YARDIMCI KAYNAK DAYATMASI
Bakan Yusuf Tekin, Milliyet Gazetesi'nde bugün yayımlanan 'Okullarda yardımcı kaynak dayatması' başlıklı haber için de önemli uyarılarda bulundu;
"Ders kitabı adıyla böyle bir satış olamaz. Bu okulu kapatmaya kadar gider. Bunu yapan okullara gereğini yaparız. Bu bizim çok önemsediğimiz bir konu. Bu, benim açımdan gerçekten çok önemli. Çünkü verinin üzerinde böyle bir yük oluşturmaya kimsenin hakkı yok.
Şimdi bu parametreden hareketle, ben bir kere özel okula çocuklarını gönderen velilerimizden şunu istirham ediyorum: Bizim ders kitaplarımızın okullarda kullanılmasını, öğrencileri tarafından kullanılmasını lütfen ısrarla talep etsinler okullardan.
Özel okul temsilcilerine de şunu söylüyorum: Bakın, bu yıl Eylül ve Ekim ayıyla birlikte müfettişlerimiz özel okulları tek tek, haberli habersiz ziyaret edecekler ve ders kitaplarımızın bu anlamda kullanılıp kullanılmadığını denetleyecekler.
Bu konuda da çok ısrarcıyız. Yaptırımlarımız da ağır. Yani asgari ücretin on katı, yirmi katı ve üçüncüde de tekrarlandığı durumda okula kapatma cezası veriyoruz.
Burada şimdi hem velilerimize hem de özel okul temsilcilerimize bu uyarı… Velilerimize şu açıdan uyarı yapıyorum: Bakın, ben tekrar söylüyorum. Liselere geçiş, üniversiteye geçiş… Bu konuda çocuklarının iyi hazırlanmasını istiyorlarsa mutlaka bizim kitaplarımızı ve bizim EBA üzerindeki materyallerimizi ana parametre, ana materyal olarak alsınlar.
Bunların dışında, şimdi bunu biz geçtiğimiz yıl özel okulların ücretleri ile ilgili düzenlemeler yaptık. Bu yıl Ocak ayında yaptığımız düzenleme ile özel okullarda, devletin bizim dağıttığımız ders kitabı ismiyle başka bir kitabın satılmasının mümkün olmadığını yönetmeliğe koyduk.
Dolayısıyla özel okullar bu kitapları eğer dağıtıyorlarsa, bu kesinlikle ders kitabı adıyla dağıtamazlar, satamazlar.
Ders kitabı adıyla böyle bir satış yapamazlar. Yapıyorlarsa eğer, yönetmeliğe aykırı davranıyorlar. Bunun altını çizelim. Evet, bize de şikâyetler geliyor. Bu tür şeyler satıyorlar. Bu zorunlu değildir. Bunu zorunlu olarak satan özel okullara biz gereğini yine yaparız.
Bu konuyla alakalı şöyle şikâyetler de var: Geçen yıl, işte 20 bin liraya aldığımız materyalleri bu yıl 30 bin liraya, 50 bin liraya, 100 bin liraya… Yani çok daha yüksek rakamlardan bahsediliyor.
Şimdi bu da isteğe bağlı olarak bir materyal satıyorsa, eğer siz de alıyorsanız tekrar söylüyorum: Bakın, ders kitabı değil. Ders dışında öğrencilerin kullanmaları için sattıkları materyaldir. Onlarla ilgili eğer bir satış varsa da orada da söyleyeceğim şey şu: Lütfen bu konudaki alışverişinizi bankacılık işlemleri üzerinden yapın ki kayda girsin ve biz önümüzdeki yıl buradaki artışları takip edebilelim. Bu sonuçta isteğe bağlı bir şey.
Özel okulların eğitim ücretlerini denetleyebiliyoruz. Kitap, bahsettiğimiz bu yardımcı materyallerle ilgili; kırtasiye, kıyafet, yemek… Bu konularda eğer velilerimiz işlemlerini bankacılık üzerinden yaparlarsa, biz denetleyip fahiş fiyat uygulaması kapsamında artış yapmadıklarını denetleyebiliriz."
OKUL SERVİSİ ÜCRETLERİ
Bakan Tekin açıklamalarına şöyle devam etti:
Okul servisleri. Bugünlerde, mesela bu yıl biz bu tartışmaları takip ediyoruz. Bu bahsettiğimiz ders kitabı, kılık kıyafet, yemek ve benzeri konularda artık usulsüzlükler daha da azalmış durumda. Fakat servislerle ilgili şikâyetler biraz arttı. Çünkü servislerle ilgili konuda biz fiyat belirleme noktasında değiliz.
Kim belirliyor bunu? Büyükşehir belediyeleri ve belediyelerin domine ettiği UKOME. UKOME dediğimiz yapı… Bugün de, sabahleyin, yine dün bu konuda İstanbul için haberler görmüştüm. UKOME’de biz bir üye olarak bulunuyoruz. Biz fikrimizi söylüyoruz ama nihai kararı UKOME, yani belediyelerin domine ettiği UKOME’ler veriyor.
Bizim şehirlerin şartlarını bilmiyoruz o anlamda. Hem şehirlerin şartları, uzaklıklar, mesafeler… Yani o çok bizim uzmanlık alanımız değil. Başka bakanlıklar da sürecin içerisindeler ama domine eden yapı il, ilçe belediyeleri, yeni yönetimler. Ve bu konudaki eleştirilerde… Hani bizim yapacak bir şeyimiz yok. Yani denetleyemiyoruz, izleyemiyoruz veyahut bundan dolayı teftiş süreci yürütemiyoruz.
ÖZEL OKULLARDA FAHİŞ FİYAT ARTIŞI
Birincisi biz ekonomik durumundan bağımsız olarak bir devlet okuluyla evine en yakın veya koşulları en uygun devlet okuluyla ayrılıyoruz. Kaydını yapıyoruz. Özel okul bir tercih. Bir kere bunu bir tespit edelim. Kimse çocuğunu özel okula göndermek zorunda bırakmayız, bırakmadık.
Şimdi bakın, şu anda toplam öğrenci sayımız içerisinde yüzde 7'ye yakın öğrencimiz özel okula gidiyor. Düşük bir rakam. Yani bakın, 100 öğrenciden 92-93 tanesi devlet okuluna gidiyor, 6-7 tanesi özel okula. Özel de devlet de hepsi bizim kontrolümüzde bizim kefil olduğumuz okullardır.
Birincisi biz, ekonomik durumdan bağımsız olarak, bütün olarak, bir devlet okuluyla… Evinize en yakın veya koşulları en uygun devlet okuluna kaydınızı yapıyoruz. Yani çocuğunuz özel okula devam ediyorsa, bu bir zorunluluk değil; bir tercih. Bir kere bunu netleştirelim. Kimsenin kesintisiz özel okul tercihini bırakmak zorunda değiliz, bırakmadık. Bu bir tercih.
Ben bir eğitimci olarak şunu söyleyeyim: Nitelik açısından böyle bir karşılaştırma yapılmaması gerekir. Ama sohbetimize başlarken söylediğim gibi, herkesin eğitimden beklentisi farklıdır. Biz genel kamuoyuna hitap eden, asgari müştereklerle buluşan bir eğitim hizmeti sunuyoruz. Ama farklı beklentileri gözetmek istiyorsanız, mesela diyorsanız ki “Benim çocuğum Fransızca öğrensin”, o zaman bir Fransız okuluna gönderen veliler oldu değil mi? Yani geçen yaz yaşadığımız tartışmalarda da vardı bu problemler.
Ki ben devlet okulu ya da özel okul ayrımı da yapmıyorum. Bizim için hepsi Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin okuludur. Hepsi bizim kontrolümüzde, kefil olduğumuz okullardır. Özel okullar da bizim okulumuz. Ben resmi ya da kamu okulu ayrımı da yapmıyorum, “okullarımız” diyorum.
Şu an Türkiye’de yaklaşık 12.000 özel okulumuz var. Bu 12.000 özel okuldan 2.029’unun ücreti 200.000 TL’den düşük yıllık ücret. Yani rakamları belki tek tek söylemeyeyim ama şunu belirteyim: 200.000 ile 400.000 TL arasında 3.067 okulumuz var. Yani kabaca özel okullarımızın yarısı 400.000 TL’nin altında eğitim ücretiyle hizmet veriyorlar. Kamuoyunda lanse edildiği gibi, “1 milyon TL’ye, 1,5 milyon TL’ye çocuk kaydediyorlar” algısı var.
Veli diyor ki: “Ben çocuğumu 1,5 milyon TL’ye okutan veliyle aynı sosyal statüde olmak istiyorum, çocuğumu da oraya göndereceğim.” Saygı duyuyorum. Ama gönderdikten sonra, “Ya 1,5 milyon liraya okul mu olur” diye şikâyet etmenize gerek yok. Bakın, biz size bir seçenek sunuyoruz:
600 bin liranın üzerinde olan, 600 bin ile 1 milyon lira arasında eğitim ücreti alan okulumuz 687. Yani toplamda baktığımızda 700 civarında okulumuz 600 bin liranın altında ücretle hizmet veriyor. 600 küsur okul 600 bin ile 1 milyon TL arasında; 1 milyonun üzerinde ise 82 tane okul var.
Şimdi ben velilere diyorum ki: “Bak sevgili kardeşim, sen çocuğunu özel okula göndermek zorunda değilsin. Sana bu imkânı sunuyoruz. Ha, gönderiyorsan… Özel okullarımızın yüzde 90’ı 600 bin liranın altında, yani kamuoyunda makul kabul edilen bir rakamın altında. Onlardan birini seçebilirsin. Hayır, ben onları seçmeyeceğim. Ben çok zengin insanların çocuklarını gönderdiği özel okula çocuğumu göndereceğim. O hizmetleri almasını istiyorum. Ama 1,5 milyon lira da ödemek istemiyorum.” Şimdi burada bir tutarsızlık var.
Yine de bu türden eleştirisi olan, şikâyeti olan kişiler bakanlığımıza şikâyet ederlerse, bakın siz bir hizmet satın alıyorsunuz. Sizinle hizmeti satan kişi arasında bir hukuki sözleşme imzalıyorsunuz. Siz zaten bunun altına imza atıyorsunuz. O beni çok ilgilendiren bir konu değil.
12 YILLIK EĞİTİM SÜRECİ
Kesintisiz eğitim dayatması 4+4+4 ile ortadan kalktı. Ortalama okullaşma seviyesi OECD ortalamasının üzerine çıktı.
Gittiğimiz her yerde 12 yıllık eğitimin yüksek olduğu şikayetleri bize geldi. Toplumun büyük bir kesimi 12 yıllık eğitimin yüksek olduğunu ve tartışılması gerektiğini ifade ediyor. Benim görüşüm de öyle. Artık çocuklar bilgiye çok daha hızlı ve farklı şekilde erişebiliyorlar. Bu tartışma sadece bizde değil dünyanın her yerinde yapılıyor.
Kız çocuklarının eğitime katılmasında yüzde 98'e kadar çıktı. Sadece kız çocuk değil bütün çocuklar eğitime başlasın diyoruz. Kız çocuklarımız için tüm tedbirleri alıyoruz. Bizi toplum farklı eleştiriyor. Ancak orta öğretimde çocuğunu karma eğitime vermek istemeyenler için seçenekler sunuyoruz. Okul müdürleri ve yardımcılarının eğitimi ve göreve başlamasını milli eğitim akademileri üzerinden yapıyoruz.
ÖĞRETMEN ATAMASINDA 'MÜLAKAT' POLEMİĞİ
Bu yıl son mülakatları yaptık mülakatlar bitti. Mülakatlara itiraz eden kişilere tavsiyem hemen itiraz dilekçesi versinler. Ben dahil mülakatı yapan kişiler önceden bilinmiyor. Önlemlere rağmen haksızlık olduğunu düşünen dava açsın.
-
Mustafa taştan 1 saat önce Şikayet EtÖzel okuldan önce devlet okullarında müdür yayın evi ele anlaşıyor öğretmen de yardımcı kitap alın diyor 35 kişilik sınıfta 20 kişi atlıyor alalım diyor kalan kişilerde sesini çıkartamıyor devletin verdiği kitaplar kullanılmıyorBeğen