Toktamış Ateş'in son yazısı

Toktamış Hocamızın gazetemizde Bugün Gazetesi'nden yayınlanan 25 Eylül 2012 tarihli son yazısı...

Toktamış Ateş'in son yazısı
Toktamış Ateş'in son yazısı
GİRİŞ 19.01.2013 10:27 GÜNCELLEME 19.01.2013 11:12
Bu Habere 2 Yorum Yapılmış

İşte merhum Toktamış Ateş'in son yazısı:

Önümüzdeki parti kongreleri

Önümüzdeki günlerde toplanacak olan AK Parti kurultayı bana öyle geliyor ki, çok değişiklikleri önümüze serecek.

Bunun en ciddi işaretini HAS Parti eski Genel Başkanı Numan Kurtulmuş'un AK Parti'ye girmesiyle gördük.
Acaba Sayın Kurtulmuş'un AK Parti'ye girmesinin amacı nedir ve bu "amacın" sınırları belli olacak mı?
Bu soruyu yanıtlamak için AK Parti'nin ve HAS Parti'nin kuruluş ve beklentilerini bilmemiz gerekir.
AK Parti'nin kuruluşu


AK Parti, Refah-Saadet çizgisinde kurulmuş bir parti olmasına rağmen, gerek örgütleniş aşamasında gerek siyasal faaliyet açısından çok farklı bir görüntü içindeydi. Düşünün ki; AK Parti'ye geçmesi, sınırsız dedikodulara yol açan Numan Kurtulmuş, Saadet Partisi'nin çok aktif bir üyesi idi.
Sayın Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu dönemde bile bu "kafayla" iktidara ulaşmalarının zor olduğunu (sanıyorum) görüyordu.
(Zaten Sayın Erdoğan'ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nı kazanması da çok ilginç kimi rastlantılar sonrasında olmuştu. ANAP adayı İlhan Kesici'nin, başkanlığı alacağı tahmin edilirken; SHP'nin Zülfü Livaneli'yi aday göstermesi ve etkin bir propaganda yapması sonucunda ANAP'ın kimi oyları SHP'ye gitmiş ve Sayın Erdoğan bu aradan sıyrılmıştı...)


Erdoğan; yeni partisini kurarken nispi bir denge gözetti. Eski solculara da yer verdi, katıksız liberallere de. Aleviler'e hiç teveccüh göstermemesi açıklanması güç bir tutumdur.
Bu arada, çok ısrarlarına rağmen Sayın Kurtulmuş'un Erbakan "geleneğine" karşı çıkmadığı ve AK Parti'ye katılmadığını anımsatmakta yarar var. Ve tüm bu manevralar sonrasında AK Parti, TBMM'ye giren en büyük parti olabildi.


AK Parti'nin siyasal kariyeri, gitgide yükseldi ve günümüze kadar geldi. Şu andaki durumu yakınlarda göreceğiz.
HAS Parti'nin kurulması
Erbakan Hoca'nın siyasete bir katkı yapamayacağı anlaşılınca, yeni bir parti arayışına girişildi ve HAS Parti bu iklim içinde kuruldu. İşin öncüleri Sayın Mehmet Bekaroğlu ve Sayın Numan Kurtulmuş idiler.
Ancak HAS, beklenen "patlamayı" yaşayamadı. Ve HAS Parti'nin önde gelen yöneticilerinden çoğu gözlerini "yuvaya" diktiler.


Sayın Erdoğan önceleri pek renk vermese de sonunda bu arkadaşlara kapıların açık olduğunu net bir biçimde gösterdi. Ve DP son genel başkanlarından Sayın Soylu ve Kurtulmuş'un aralarında olduğu 2200 yeni AK Partili "rozetlerini taktılar..."
Sayın Bekaroğlu, bu sürece hiç katılmadı. Böyle bir süreç içinde HAS'a oy veren 200 bin küsur seçmene bir tür ihanet olacağını düşünüyor.
Kim bilir, belki de o haklıdır.
İşin doğrusunu, zaman gösterecek...
AK Parti'nin beklentisi ne?


Bu alt bölüm başlığını, "AK Parti'nin beklentisi ne" yerine "Sayın Erdoğan'ın beklentisi ne" diye koyabilirdim. Fakat bana öyle geliyor ki, önümüzdeki dönemde AK Parti bir "lider partisi" olmak yerine, klasik bir siyasal partiye benzer tutum ve politikalar benimseyecek.
Fakat dedikoduların bini bir para. Yok efendim, "Sayın Erdoğan kendi yerine Kurtulmuş'u uygun bulmuş, onu genel başkanlığa hazırlıyormuş."


Yok efendim, "Erdoğan HAS Parti'yi kendine tehlike olmaktan çıkartmak istiyormuş..."
Bu türden dedikodulardan biri doğru çıkacak ama bunun hangisi olduğunu şimdiden bilmemiz mümkün değil.
Ancak bilebildiğim kadarıyla AK Parti içinde engin siyaset deneyimi olan çok sayıda siyasetçi var. Bunlar partilerini Numan Kurtulmuş'a bile emanet etmezler, gibime geliyor. Önümüzdeki günler özellikle AK Parti içinde ilginç şeyler göreceğiz.

 

YORUMLAR 2
  • Murat Naci Doğan 12 yıl önce Şikayet Et
    kendi yolunda yürüdü, gitti.... vay hocam, istanbul üniversitesi'nde okurken bazı derslerimize girmişti. yani o sıralarda, i.ü.'de hocaydı. inkılap tarihi dersinin ismini, "devrim tarihi" olarak değiştirmişti. kendi ders kitabı da aynı isimdeydi de, bir öğrenci olayı sırasında kitabı elimde gören polisleri zor ikna etmiştim, ders kitabı diye; sene 1989. "ben inanmış bir atatürkçüyüm" derdi. toprağı bol olsun, ne diyelim.
    Cevapla
  • vuslatcan 12 yıl önce Şikayet Et
    insanın kıyameti, ölümüdür.. dünyada insanlar bir bir ölümün tadına bakıyor. herkes sıranın kendisine gelmesini bekleye dursun...dünya hayatında son nefese kadar serveti ve siyaseti, politikayı konuşmak ne kadar beyhude bir davranış olsa gerek. ölümün kapımızı çalacağını, sıranın bize geleceğini hiç düşünmeyiz, ama ansızın gelir ölüm davetsiz bir misafir gibi... önceki gün ünlü bir tv proğramcısı, bugün bir gazeteci yazar bu dünyadan ayrıldılar. onların bu dünyada artık bir hesabı yok. hesabı olanlar bu ölümlülerden ders ve ibret çıkarması gerekir. siyaset, politik yanlışlıklar, iktidar ve servet yarışına girenler... hepsi bu dünya da en iyi şekilde yaşamak için. ahiret ise müminler için gerçek yurt ve vatandır. mümin dünyada zülme taraf olmaz, zalimi sevmez, mazlum ve ezilmiş, hakkı gaspedilmiş, yetim ve öksüzlerin yanında durur. işte bu taife ALLAH'ın razı olduğu kişilerdir ve onlar ahireti de kazanmış olur.
    Cevapla
DİĞER HABERLER
İmamoğlu'nun gizli görüşme yaptığı otelin lüks odası görüntülendi... Faturayı kim ödedi?
Özgür Özel’i adım adım takip etmiş! İşte saldırganın yeni görüntüleri