Melek Baykal hakkında suç duyurusu!

Tiyatrocu Melek Baykal geçtiğimiz gün Instagram hesabında başörtülü kadınlara hakaret etti. Yozgat'ta Hayri İnal Konağı'nı ziyaret eden Baykal, burada karşılaştığı başörtülü kadınlarla çektirdiği fotoğrafı paylaştı. Melek Baykal, fotoğrafın altında Türkiye'nin başörtülü kadınlar yüzünden geri kaldığını yazdı.

Tiyatrocu melek Baykal'ın İnstagram hesabında paylaşmış olduğu fotoğrafın açıklamasında başörtüsünü çağdışı bir kılık kıyafet olarak nitelemesi ve başörtülü kadınları medeni olmamakla itham etmesi İstanbul Barosu avukatlarından Avukat Ömer Faruk Alimoğlu ve Avukat Şerif Emir Ekşi'yi harekete geçirdi.

Melek Baykal hakkında hakaret ve halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçlarından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunan avukatlar şunları kaydetti:

Av Ömer Faruk Alimoğlu, "Söz konusu şahıs sosyal medya üzerinden bir dini inanca mensup kişilere, dini bir öğeyi günlük hayatlarında kullanmalarından ötürü çirkin bir saldırıda bulunmuştur. Başörtülü kadınları çağdışı olarak niteleyen bu zihniyet esasen çağdışıdır ve artık tarihe gömülmelidir. İfade hürriyeti kapsamında ne Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve diğer uluslararası mevzuat ile ne de Anayasamız ile korunamayacak olan bu ifadeler bireylerin inanç özgürlüklerine açık bir saldırı içermektedir. Cumhuriyeti kuran kadınlarımız annelerimiz başörtülü değil miydi? Melek Baykalın ifadelerini okuduğumda şok oldum. Toplumun önemli bir kesimini aşağılayan bu söylemlere seyirci kalamadık ve Av Emir bey ile birlikte hanımefendi hakkında suç duyurusunda bulunduk."

İşte Melek Baykal'ın o paylaşımı... 

İşte Melek Baykal'ın paylaşım sonrası yayınladığı özür metni:

“Sevgili Dostlar,

Dün kendi sosyal medya hesabımdan yaptığım paylaşımdan ötürü çok üzgünüm. Her türlü düşünce ve inanç özgürlüğüne saygılı olduğumu bilmenizi isterim. Karşı olduğum tek şey istismar edilmesidir.

Ben, hiçbir zaman bu kadar güzel insanların önce evlerine gidip, birlikte fotoğraf çektirip sonra da onları rencide edebilecek zihniyete sahip olmadım. Yapılan yorumlardan sonra, paylaşımımı kendim için kayda alıp sildim ve ardından defalarca okudum.

Okuduklarım beni bile ürküttü. Aklımın ucundan bile geçmeyen, ancak seçtiğim kelimelerin yanlışlığından dolayı maksadını fazlasıyla aşan ifadeden büyük pişmanlık duydum.

Şu konuda emin olun ki, benim en büyük hatam, bu kadar yanlış yoruma açık bir metni paylaşmak oldu. Tarihi konak ve içinde gördüklerim beni çok etkiledi, heyecanlandırdı. Bu tarihi görünce ve hatta içimde hissedince, bu duygumu sizlere anlatma ihtiyacı duydum. Heyecanla, hızlıca yazdığım ve ikinci kez okumadan paylaştığım fikrimin ne anlamlara gelebileceğini fark etmek hâlâ kanımı donduruyor ve beni derinden yaralıyor.

Birlik ve beraberliğe, barışa ve huzura fazlasıyla ihtiyacımız olan ülkemizde, bir sanatçı olarak en başta benim böyle yanlış bir tutum takınmam mümkün olamaz!

Bugün bu insanlardan özür dilemeye gittim. Onlar her zamanki yüce gönüllülükleri ile beni bağırlarına bastılar. Bu vesile ile onlardan bir kez de sizlerin önünde özür dilemek istiyorum.

Bizleri birleştirebilecek tek şey sevgi. Yüreklerimizin sevgi ile, bir atması dileğimle...”