"Al sana ev, buzdolabı" yetmez!

Bölge terörden arındırıldıktan sonra toplumsal ve sosyal rehabilitasyonun sorumluluğu Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş’e verildi

"Al sana ev, buzdolabı" yetmez!
"Al sana ev, buzdolabı" yetmez!
GİRİŞ 03.06.2016 09:17 GÜNCELLEME 03.06.2016 09:53
Bu Habere 2 Yorum Yapılmış

Güvenlik güçlerinin eşgüdüm içinde yürüttükleri operasyonlar bölgede kararlılıkla sürüyor. Devlet sahada. Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın kararlılık açıklamalarına, Genelkurmay Başkanı Org. Hulusi Akar’ın sıcak operasyonların sürdüğü ilçelere yaptığı inceleme ve moral gezileri eşlik ediyor. Terörle mücadele bütün hızıyla sürerken, işin diğer boyutunda da sıcak gelişmeler yaşanıyor. 

Hatırlanacağı gibi, “sadece teröristle değil terörle mücadele” konsepti çerçevesinde, 5 Şubat’ta, 64. hükümetin başbakanı Ahmet Davutoğlu tarafından Mardin Artuklu Üniversitesi’nde bir eylem planı açıklanmıştı.

10 maddelik Terörle Mücadele Eylem Planı; psikolojik boyut, kamu düzeninin inşası, kapsamlı demokratik reform süreci, sosyal seferberlik, ekonomik destek, mekanın ihyası, iletişim sistemi, yasal ve idari düzenlemeler, istişare meclisleri ve komşu ülkelerle ortak ruh olarak sıralanmıştı. 

İNŞA VE İHYA SÜRECİ

“İnşa ve ihya” süreci diye de adlandırılan bir rehabilitasyon konsepti ortaya konulmuştu.
Davutoğlu kabinesinin Başbakan Yardımcısı Cevdet Yılmaz bu sürecin “ekonomik” boyutu ile görevlendirilmiş, Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş’un koordinasyonunda ilgili bütün bakanların katılımı ile bir seri toplantı yapılmıştı.

Binali Yıldırım hükümetiyle birlikte sorunun ekonomik ve sosyal boyutuna ilişkin çalışmalarda yeni bir yapılanmaya geçildiğini öğrendik.

Son Bakanlar Kurulu toplantısında bu yapılanmaya ilişkin bir Bakanlar Kurulu kararı da çıkmış durumda.

Cevdet Yılmaz’ın sorumluluğundaki alan çalışkanlığıyla da tanınan yeni Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak’a verildi.

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş’un üst koordinasyonu devam edecek.
Yeni görevlendirmede üçüncü isim ise çok dikkat çekici.

Bölgenin toplumsal ve sosyal rehabilitasyonu ayağının sorumluluğu artık Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş’in omuzlarında.
Haberi alınca Tuğrul Bey’i aradım. 

“Türkeş” soyadı ile bu kritik görevi yürütürken bölgede nelerle karşılaşabileceği üzerine bir telefon sohbeti gerçekleştirdik.

SOSYAL DEVLET ANLAYIŞI

Zira, ülkenin bir bölgesinde olmayan MHP’nin yakın zaman önceye kadar en önemli isimlerinden biriydi.

Bu görev alanı, bir ayağının Güneydoğu’da olması demek. Oradaki halkla, sivil toplum kuruluşlarıyla, kanaat önderleriyle,  bölgedeki farklı siyasetçilerle sıkı istişare demek. Bunları, AK Partili bir bakan olsa da Alparslan Türkeş’in oğlu olarak yapmak demek. 
Ama Türkeş çok netti. Sohbetimiz boyunca not ettiğim ifadelerinden bir özeti, “Türkeş” soyadıyla üstlendiği sorumluluğa ilişkin yaklaşımını yansıtması bakımından paylaşmak istiyorum.

Şunları söyledi:

“AL SANA EV, BUZDOLABI” YETMEZ

Terör şehirlere yerleşmeye kalktı. Devlet şehirden bunları söküp atıyor. Fakat orada günahsız milyonlarca vatandaşlarımız var. Terör örgütü asıl oradaki halkı terörize ediyor. Bunun oluşturduğu bir travma var bölge insanında. Evine, tüpünün, tenceresinin içine bomba konmuş vatandaşımıza, “TOKİ sana ev yaptı bunu al, buzdolabından fırınına kadar da valilik verecek” demek yeterli değil. Sosyal devlet anlayışı içinde bu kifayet etmez. Oradaki toplumsal travmayı mümkün olduğunca gidermemiz gerekiyor. Bunu da bir Başbakan Yardımcısı’nın koordine etmesi lazım. Nasıl ki Kalkınma Bakanlığı, Milli Emlak, Vakıflar vs. ekonomik boyutunu yapılandırıyorsa, işin bir de sosyal boyutu var. Toplumsal travmanın minimize edilmesi, vatandaşların sosyal boyuttaki ihtiyaçları, sivil toplum örgütlerinin buna ne kadar katkı sağlayabileceği meselesi benim alanım. Sadece substantial (elle tutulur) ihtiyaçların giderilmesiyle halledilebilecek bir sorunla karşı karşıya değiliz. 

Birleştirici zihniyet

TÜRKEŞ SOYADININ FAYDASI VAR

Türkeş soyadının bir ironisi yok, faydası var bana göre. Kimsenin kimseye düşman olmadığının açık bir göstergesi bu. Toplumda insanları tanımadan, bilmeden, klase ederek kamplara ayıran bir bölücü zihniyet var. Biz ona karşı birleştirici, bütünleştirici bir zihniyet yansıtıyoruz. Sayın Davutoğlu da bu konunun derlenip toparlanmasına çok hassasiyet gösteriyordu. Şimdi 65. hükümetin de hedefi, bunun sosyal siyasetinin, manevi kültürel tarafının tekrardan yapılandırılabilmesi. Ben bunun takibini yapacağım. Ama koordinatör deyince elime alıp da oraya ayrı bir politika falan dikte etmeyeceğim, dayatmayacağım. Ben yapı itibariyle böyle biri değilim. Çocuklarıma ne giyip giymeyeceğini söylememiş biri olarak kimseye ne bir şey dayatırım, ne söylerim. Koordinatör demek bir şeyi dikte etmek ya da yeni bir siyasetyapılandırmak değil.

DİYARBAKIR’I MERKEZ DİYE İŞARETLEMEM

Bölgeyi tanıyorum. Benim bilmediğim bir yer değil ki. Yalnız şuna karşıyım:. Diyarbakır’ı merkez diye işaretleyip, görevimle ilgili ilk seyahatimi Diyarbakır’a yapacağım diye bir şey asla yok. Diyarbakır’ın Tekirdağ’dan farkı yok benim için. Bölgeye gidip geleceğim. Daha önce de gittim. Oradaki sivil toplum örgütleri görüşmek isterse de gideceğim. İster Trabzon’da olsun ister Cizre’de olsun hepsi Türkiye Cumhuriyeti’nin vatandaşı değil mi?

KAYNAK: MİLLİYET
YORUMLAR 2
  • turkmen 7 yıl önce Şikayet Et
    her bir verdigim vergi onlara haram zikkim olsun
    Cevapla
  • Garip Türk 7 yıl önce Şikayet Et
    Ev yapın, eşya verin , birde kapılarının önüne arabada verin nasıl olsa 2 gün sonra yine devlete başkaldırırlar... Bizim hakkımızdan onlara veriyorsunuz ya zerre hakkım varsa helal etmiyorum. Biz vatanımızı milletimizi bayrağımızı askerimizi polisimizi sevdiğimiz için bize böyle yapılıyor. Adamlar ise devlete karşı isyan ediyor birde ödüllendiriliyorlar....
    Cevapla
DİĞER HABERLER
Türkiye'nin en iyi işverenleri belli oldu! 600’den fazla şirket analiz edildi...
Türkiye'nin kuruyemiş haritası belli oldu! İşte en çok tüketilenler...