Kritik toplantı sona erdi! Türkiye, ABD ve Batı'ya resti çekti...

AK Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK), Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplandı. Kritik toplantı sonrası AK Parti sözcüsü Ömer Çelik önemli açıklamalarda bulundu. Fırat'ın doğusuyla ilgili olarak konuşan Çelik, "Türkiye'nin takviminin kısaldığını söylemeliyim" diye konuştu ve şöyle ekledi: Müttefiklerimizden olumlu bir yaklaşım bekliyoruz...

Kritik toplantı sona erdi! Türkiye, ABD ve Batı'ya resti çekti...
Kritik toplantı sona erdi! Türkiye, ABD ve Batı'ya resti çekti...
GİRİŞ 06.08.2019 19:24 GÜNCELLEME 06.08.2019 20:54
Bu Habere 81 Yorum Yapılmış

Çelik'in açıklamalarından satır başları şu şekilde; 

 

 

Adil bir şekilde risk paylaşımının söz konusu olması lazımdır. Dünyanın başka ülkelerinde riskler dayanışması söz konusu olduğunda NATO dayanışmanın altını çizen çevrelerin söz konusu Türkiye olduğunda geri plana itilen yaklaşımlar hiçbir şekilde kabul edilmeyecektir. Güney sınırımızda terör bölgesi oluşturulmaya karşı müttefiklerimizle güvenli bölge kurmak isteriz. Ama bu söz konusu olmuyorsa önümüze uzatmalar, sündürmeye dönük tavırlar söz konusu olursa Türkiye kendi adımını atacak kapasite ve kararlığa sahiptir. Bugün sayın Cumhurbaşkanımız da bu kararlığın altını çizmiştir. Dolayısıyla Türkiye'nin burada ulusal güvenlik ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde adım atma bölge mazlumlarına şemsiye olma, bölge barışına ve dünya barışına katkıda bulunma şeklindeki yaklaşımının takvimin kısaldığını ifade etmek isterim.

CHP'YE SERT TEPKİ

 

 

Yabancı devletlerin bu tavırlarını anlayabiliriz. CHP'den şaşırmaktan usandığımız bir tavır geldi. CHP yönetimi Fırat'ın doğusuyla ilgili hazırlıkla ilgili olarak 'sırada seçim mi var, saf mı sıklaştırıyor' şeklinde son derece samimiyetsiz ve saygısız bir ifade kullandı.

Basit bir polemikle bu olayı geçiştirmeyi çalışmak doğrusu insanın aklına başka şeyleri getiriyor. Niçin Suriye ile ilgili konuşmalarda CHP'de bir tansiyon yükselmesi oluyor? Daha önce de bizzat genel başkanları Suriye'nin kuzeyinden Türkiye'ye tehdit olmadığını, Türkiye'ye saldırı olmayacağı yönünde açıklamalar yapılmıştı. Halbuki Ankara'daki gar patlaması gibi olaylar önümüze çıktı. CHP'nin sürekli olarak frenleyici, şaşırtmacaya dönük olarak bu şekilde açıklama yapması, Suriye'nin kuzeyine operasyon söz konusu olduğunda son derece basit ve üzücüdür. 

''DIŞ POLİTİKA YAZILIMIMIZA GİRMİŞ BİR VİRÜSTÜR''

Allah'a şükür ordumuz dünyada en yüksek moral ve motivasyona sahip bir ordudur. Buradan gidecek güçlü mesajlar onların motivasyonuna katkı sağlayacaktır. Buradan yapılan açıklamalar dikkatli bir şekilde düşünülmelidir. CHP yönetimi basiretsiz açıklamayla 'Ortadoğu meselesi Ortadoğu devletler tarafından çözülmelidir' demiştir. Bu yaklaşım Ortadoğu'nun gerçeğine ve şu anki fiili duruma aykırıdır. Ortadoğu'da dünyada ne kadar güçlü devlet varsa orada faaliyet gösteriyor. Bu sorunun çözümünü hangi devlete havale edeceğiz. Bu tipik oryantalist Ortadoğu yaklaşımı sürekli dillendiriliyor. CHP'nin bu yaklaşımdan uzaklaşması söz konusu olmadı. Bu bizim kendi yazılımımıza girmiş bir virüstür, Ortadoğu'yu aşağılamak ve Ortadoğu'yu Ortadoğululara bırakalım gibisinden. Türkiye bunları geride bırakmıştır. Bu geride bırakmayanların sorunudur. 

''TEKSAS SALDIRGANI, YENİ ZELANDA SALDIRGANINA SELAM GÖNDERMİŞTİR''

15 yılda yapılmayan işlerin bir kısmının bir iki yıl içerisinde yapıldığını, 50 yılda yapılamayacakların AK Parti iktidarında gerçekleştiğini hep beraber görüyoruz. CHP'nin sürekli olarak karşı çıktığı yatırım modelleriyle elde edilen birikim ve değerlerdir bunlar. Teksas'ta meydana gelen saldırıdan sonra bir saldırı daha meydana geldi. Amerika'da hayatını kaybeden ailelere başsağlığı diliyoruz. Teksas saldırganının Yeni Zelanda'da saldırıyı gerçekleştiren caniye selam gönderen açıklaması, yani Teksas ile Yeni Zelanda saldırganın ideolojisinin aynı çıkması bizi düşündürmelidir. Yeni Zelanda'da İslam düşmanlığını ortaya koyarak, Cumhurbaşkanımızın öldürülmesinden bahsederek, insanları cami içerisinde katlederek bir bildiri yayınlamışlardı. Bu cani yaklaşımın Teksas'taki cani tarafından selamlandığını görüyoruz. Birilerin İslam düşmanlığı meselesini sadece Müslümanları ilgilendiren bir mesele diye sunması nelere yol açtığı görülmektedir. Yeni Zelanda'da bu saldırıya seslerini çıkarmayanlar, hatta orada şehit edilenlerin Müslüman olduğundan bahsetmeyenler bugün beyaz ırkçılığın mücadele edilmesi gereken bir nokta olduğuna gelmiş görünüyor. İslam düşmanlığı Müslümanlara düşmanlık değil, insanlığa ve insanlığın tüm değerlerine saldırdı.

''TÜRKİYE'NİN EKSENi ANKARA'DIR''

Bu seneki büyükelçiler konferansının ana  teması yeniden Asya açılımı. Hemen yine geçmişteki birtakım eksen kayması tartışmalarının gündeme geldiğini görüyoruz. Türkiye'nin ekseni şurası veya burası değil Ankara'dır. Ankara'dan verilen kararlarla Türkiye yönetilir. Ortadoğu, Asya'ya olan yakın ilgimizi, Afrika'ya ilgimizi 'Türkiye'de eksen kayması' diye sunuyorlardı. Dünya artık eski sabit eksenler üzerinden dönmüyor. Bundan 5 yıl önce aklımıza gelmeyecek konular gündem oluyor. Bilinen ittifakların dikişlerin söküldüğünü net bir şekilde görüyoruz. Türkiye liberal konsensüse bağlı dünya düzeni çözülürken müttefiklerine çağrı yapmaya devam etmektedir. Terörle mücadelenin ilkeli bir şekilde yürütülmesi gerektiğini net bir şekilde ortaya koymaktadır. Türkiye'nin ekseni Ankara'dır. Türkiye Batı ile ilişkilerinde NATO, OECD, AB ve Avrupa Konseyi'yle ilişkilerimiz tabii ki devam edecektir. Ama aynı zamanda dünyadaki dinamizmin seyirci değil aktörü olacak şekilde inisiyatif almaya devam edecektir. 

ABD Başkanı serbest ticarete karşı açıklamalar yaparken Çin Genel Başkanı küreselleşmeden bahsediyor. 5 yıl önce kim küresellikten bahsediyor diye sorsaydık ABD Başkanı diyecektik. Ekonomik ilişkiler, çeşitli siyasi ilişkiler yoğunlaşıyor, çeşitleniyor ve yön değiştiriyor. Türkiye gelecek perspektifini tahkim etmek için buralarda yerini alacaktır. Türkiye'nin ekseni Ankara'dır, pergelin sabit ayağı Ankara'dır. Onun dışında dinamik coğrafyalara özel bir önem vermeye devam edeceğiz. Sayın Cumhurbaşkanının, zatı devletlerinin Çin'e, Japonya'ya ziyareti olmuştur.

''HEM MİSAFİRLERİMİZİN RAHATI HEM DE HUZURSUZLUK ÇIKMAMASI İÇİN''

Göçmenlerle ilgili sosyal medyada çok fazla maalesef yalan üretiliyor. Dezenformasyonda Türkiye neredeyse birinci sıradır. Türkiye'nin göç krizi yoktur, ama bu yönetilmesi gereken bir durumdur. İçişleri Bakanlığımız tarafından dirayetle, basiretle ve evrensel şartlarda gerçekleşmektedir. Hayat devam ediyorsa sorun ortaya çıkacaktır. Bu sorunun düzeltilmesiyle ilgili birtakım düzenlemeler hem misafirlerimizin rahatı için hem de huzursuzluk çıkmaması için insani ve dirayetli biçimde yönetilmektedir. İçimizden türeyen dezenformasyonlar dünyaya o kadar yoğun bir şekilde yaygınlaşmıştır. Mustafa Yakup adlı Suriyeli bir karikatürist bir şey çizmiş. Çizdiği karikatürde Türkiye'de mültecilere kötü davranılıyor diye çıkmış. Sonra bir açıklama yaptı, "Benim kötü bir yargım yoktu" dedi. Sonra 15 Temmuz'la ilgili bir çizgiyi ortaya koydu. Bu tip yanlış anlaşılmaların dışarıdan merkezler tarafından ortaya konulduğunu görüyoruz. 

''CHP İŞ BANKASI HİSSELERİNİ HAZİNE'YE DEVRETMELİDİR''

CHP Genel Başkanı'nın taziye evine galoşla giydiğini görürüz. Cumhurbaşkanımızın halkımızla iç içe olmasını eleştirecek son kişi CHP Genel Başkanıdır. Cumhurbaşkanımızla halkımız arasında bir perde, filtre yoktur. Sürekli olarak vatandaşımızın sofrasındadır, evindedir. Kılıçdaroğlu'nun bahsettiği yer bir tarla. Kendisi taziye evine giriyor. Bu resmi saklayın. Eve galoşla girildiği görülmüştür. Siyasi etik meselesi, siyasi etik, ahlak siyasetin nefes aldığı alandır. Siyaset sandıkta kurulur, etikle nefes alır. Siyasi etik diyenlerin sürekli olarak bunun altına başka maddeler, hesaplaşmalar yerleştirdiklerini gördük. Herhangi bir odağın, partinin, kurumun siyasi etikle ilgili laf etmesi için kendi siyasetindeki toksinleri atması lazım. CHP için bunun başlangıcı İş Bankası hisselerinin Hazine'ye devretmeleri olur. Atatürk'ün vaziyetinde söz konusu edilen kendisinin bunu CHP'ye devredilmesiyle ilgili olarak bu gelirlerin Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu'na verilmesiyle ilgilidir. 4-5 kez Türk Dil Kurumu ve Tarih Kurumu'na ödememişler mahkemelik olmuşlardır. Bu hisselerin CHP'ye verildiği zamanlarda CHP ile devlet özdeşti. Atatürk'ün bu hisseleri aslında Türk milleti adına Hazine'ye bıraktığı açıktır. CHP'nin yapması gereken bunları Hazine'ye devretmesidir. 5 kere Atatürk'ün vasiyetine aykırı bir şekilde bu hisseleri Tarih Kurumu ve Türk Dil Kurumu'na ödememişlerdir. CHP siyasi bir detoks yapmalıdır. Önce hisseleri Hazine'ye devretsinler ve siyasi etikle ilgili söylediklerini ciddiye alalım. Önce herkes kendi evinin önünü süpürsün.

YORUMLAR 81
  • Ertuğrul 4 yıl önce Şikayet Et
    Chpkk çocuk katillerini., Müslüman katillerini, Müslüman a zulmeden zalimleri o kadar çok seviyorki bunların Müslüman olmadıklarına eminim de Türk olduklarına da şüphe ile yaklaşıyorum.
    Cevapla
  • vedat gurbuz 4 yıl önce Şikayet Et
    nato bizim askerimizi kullanmaktan başka bir şey bilmez
    Cevapla
  • muammer 4 yıl önce Şikayet Et
    chp karşı çıkıyorsa o hareket türkiyenin lehine dir.
    Cevapla
  • yavuz 4 yıl önce Şikayet Et
    chp bu ülkenin vatan hainliğini yapan, Türkiye düşmanı bir parti dir.
    Cevapla
  • vanli 4 yıl önce Şikayet Et
    Chp demek pkk dhkpc ypg aklina negelirse odemektir cunki adamin ulkeumrunda degil onunki koltuk sevdasi
    Cevapla
  • Vedat 4 yıl önce Şikayet Et
    Nasil kiydiniz guzelim kaz daglarina
    Cevapla
  • milletin ferdi 4 yıl önce Şikayet Et
    Al işte bir algı operasyonu tuzağına düşmüş biri daha… Bırakın bu kaz gibi güdülmeyi artık ya…
    Cevapla
  • sinan ay 4 yıl önce Şikayet Et
    sen çanakkalede mi oturuyorsun yoksa derdin başka bişey mi ?
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
Hamas'tan ateşkes açıklaması: Kapıyı kapatmadık
Dünya Bankası, "Emtia Piyasaları Görünümü" raporunun Nisan 2024 sayısını yayınladı