Fransa'da skandal karar! Hutbeleri Macron mu yazacak?

Fatih Karakaya'nın çok konuşulan köşe yazısı:

Salı günü Fransa’nın en çok dinlenen radyosuna açıklama yapan İçişleri Bakanı Darmanin, cuma günü Paris Büyük Camii’nde, Cuma hutbesinde imamın Cumhuriyetin onuruna bir şiir okuyacağını açıkladı.

Fransa’da Sarkozy dönemi dahil hiç bu kadar hukuktan uzaklaşmamış ve hiç bu kadar laiklik ayaklar altına alınmamıştı. Bakalım bu işler nereye varacak ama yatıp kalkıp İslam ve Türkiye konuşuyor Fransa. İşler tamamen kontrolden çıkmış durumda. Son yapılan bir ankete göre halkın %78’İ Macron ve hükümetinin ülkeyi iyi yönetmediğine inanıyor.

Defalarca söylediğim gibi Fransa her zaman işi kılıfına uydurmayı iyi biliyor. Hutbe yerine Darmanin şiir okuyacaklar diyor. Şiir de “Fransa bizim koruyucumuz”, “yaşasın Cumhuriyet, yaşasın yasalar”, “yaşasaydın İslamcıları ezerdin ey Mahomet” mealinden cümleler var. Dikkat ederseniz bunu yazan kişi Muhammed (SAV) yerine batı dili ile Mahomet diyor. Böylece artık camilerde hutbeleri Macron’un danışmanlarının yazacağı durumu da fiilen ortaya çıkmış oluyor. Ve bu da ister istemez tamamen özünden kopmuş bir İslam oluşturacak. Daha doğrusu İslamsız Müslümanlar.

Bakın Fransa bir karikatürü demokrasinin, ifade özgürlüğünün sembolü haline nasıl getirdi iyi irdelemek lazım. Mitterand’ın Cumhurbaşkanlığı döneminde danışman olanlar hala Macron döneminde danışman ise varın artık siz olanları düşünün.

Durum böyle iken Fransız Medyası Erdoğan’ı, içeride zor durumda olduğu için dışarıya çatıyor diye suçluyor sanki Fransa’da her şey yolunda gidiyormuş gibi.

Sürekli Erdoğan’ın ön plana çıkması artık gayet normal. Daha önce bu rolleri üstlenen Mısır ve Arabistan artık tamamen Siyonistlerin denetimine girmiş durumda. Onların çıkarına atılacak her adım, kraliyet ya da koltuğun gitmesi demek. Arabistan ulemaları bu karikatürlerin Peygamberimize dokunmadığını iddia ettiler. Krala hakaret etsen cesedin ortadan kayboluyor. Bu durumda Erdoğan’dan başka kim konuşacak?

Charlie Hebdo provokasyonu

Bıkmadan usanmadan söylemeye devam edeceğim. Charlie Hebdo’yu ideolojik olarak bir kenara bırakırsanız, berbat, cinselliği ön plana çıkaran, cinsiyetçi kalitesiz bir mizah dergisi. Yoksa 2015 yılında 200 bin olan abone sayısı neden 2020’de 30 bine düşsün? Devlet kaynağıyla ayakta duruyor. Peki şimdi bu olaylardan sonra tahmin edin bakalım kaçlara çıkacak.

Tabii bütün bu kargaşa boşuna olmuyor. O kadar sinsi oyunlar oynanıyor ki, biz başka işlerle meşgul olurken onlar istediğini yapıyor.

Pantin Camii’si sırf bir paylaşım yaptı diye kararname ile kapanmıştı daha sonra mahkeme bunu onayladı, hiç gündem oldu mu?

Çarşamba günü 2 milyondan fazla insana yardım götüren Barakacity derneği bakanlar kurulunda kapatılma kararı alacak. 5 yılda dört soruşturma sıfır suç unsuru ama sırf derneğin başkanı derin devletin korumasındaki kadınlara sorular sordu diye kapatılacak.

Müslümanları hukuki açıdan koruyan İslamofobi ile Mücadele derneği (CCIF) kurumunu başka ülkeye taşımaya karar verdi.

Sosyal medyada Müslümanları savunan Müslüman kişiler sürekli tehdit altında. İnanın o tehditlerin %1’ini bu “laisistlere” yapsalar yer yerinden oynar. Ama zaman durmuş, hak, hukuk kavramı tarihe karışmış gibi. Kimileri Osmanlı’dan intikam alınıyor diyor ama sanki FETO’nün intikamını alıyorlar. Bizleri onlarla aynı kefeye koyuyorlar.

Sağduyulu Fransızlar

Bakın bu olaylar böyle basit bir şekilde durulmayacak. İş çığırından çıkmış durumda. Erdoğan’ı suçlayanlar Fransa’da neler olup bittiğini görmüyor. Kim ne derse desin Fransa’nın gözü kararmış durumda. Nasıl bir proje ise, çok kararlılar ve hiç korkmuyorlar. Çünkü İslam dünyasında 3-5 peynir, şampuan sendeletse de umurlarında değil. En çok korktukları Arabistan, BAE ve Mısır gibi ülkelerin milyarlık silahlar almayı bırakması. Bu konuda da garanti aldıklarına göre artık önlerinde engel kalmadı.

Yoksa Cemal Kaşıkçı cinayeti bile Arabistan’ı işgal için gerekçe olurdu onlar için ya da Yemen’deki katliam. Artık kaç kişi konuşuyor bu olayları Batıda? Yemen’e saldıran Suud askerler Fransa’da eğitiliyor.

Böyle bir ortamda sağduyulu hiçbir adam kalmamış gibi. Azerbeycan yanlısı ve 7 dönemdir milletvekili olan Jerome Lambert’in Twitter hesabında sadece 1178 abonesi var. Sabah akşam Ermeniler saldırıyor, resmen ölüm tehditleri savuruyorlar ama kimsenin ruhu duymuyor.

Bırakın Müslümanların kendini savunabilmesi, Müslümanlardan yana olan Fransızlar bile kendini savunamıyor.

Anında buldozer gibi medya üstünden geçiyor, onlarca haber, onlarca kişi saldırı düzenliyor. Ne cevap verecek gücünüz var ne de takatınız kalıyor.

Bu sıralar Melenchon diye solcu lideri çok duyacaksınız. Tıpkı Macron’un aday olduğu dönemde olduğu gibi şimdilik en gür ses ile Müslümanları savunan kişi. Ancak sonrası meçhul, o sadece bir siyasetçi sonuçta “müşteri potansiyeline” bakıyor. Kendisi hakkında daha önce görüşlerimi yazdım tekrarlamaya gerek yok.

Ancak işin ilginç yanı ağzı iyi laf yapan Melenchon bile şu anda kendini savunmakta zorlanıyor. Öyle bir medya saldırısı var ki sanırsın Çeçen katilin eline silahı o verdi. O bile kendini savunamıyor artık.

Fransalı Müslümanları zor günler bekliyor ama dahası bu dalganın diğer ülkelere yayılma riskini de göz ardı etmemek gerekiyor. “Helvadan put yaparlar, acıkınca da yerler”.  

Dini liderler

Fransa’da dini liderler de sus pus olmuş durumda. Hava fena kara bulutlarla dolu. Daha önceleri en azından diğer dinler göstermelik de olsa bir iki açıklama yaparlardı. Şimdi o da artık bitmiş durumda. İsteseler de konuşamazlar çünkü her an “suç ortaklığından” hapse girebilirler.

Karanlık günler bizi bekliyor, bu iş basit bir karikatür olayı değil artık. İslam medeniyetinin var olma savaşı. En önemli kaleleri yıktılar, Suud ve BAE prensleri tamamen Siyonist kontrolüne girdi. Bunu Türkiye’nin dış politikasına bağlayanlar lütfen akıl doktoruna görünsünler. Çok daha vahim olaylar oynanıyor.

Haliyle onlar öyle olunca da bizim camiler daha sessiz. Fırtına geçsin diye bekliyorlar. Belki birçoğu Erdoğan’ı suçluyor. Adım adım 1989 yılından beri geleni görmeyip, hazırlıksız yakalananlar utansın. Avazının çıktığı kadar bağıran insanlar gördüm ama nedense dibinde olan birçok yönetici o çığlıkları duymadı. Şimdi kafalarını kuma gömüp “her şey yolunda” moduna girdiler. « Biz itiraz etmez, susar ve şirin görünürsek bize bir şey olmaz” sanıyorlar.

Ancak birilerinin küçük lokmalardan başlayıp büyük lokmalara doğru geldiğinin farkında değiller.

Karikatürler

Şu anda Charlie Hebdo ve birçok medya Elysee Sarayı’nın bülteni haline gelmiş durumda. Hiçbir tanesi mi farklı telden çalmaz? Türkiye’de basın özgürlüğü yok diyenlerin cidden ruh sağlığı yerinde değil. Allah aşkına bir tane Türkiye lehine manşet atan gazete bulun Fransa’da. Ama Türkiye’de maşallah Cumhuriyet’in Sözcüleri o kadar çok ki!

Buna karşılık Türkiye’de yapılan en komik şey ise Peygamberimize karşı yapılan ahlaksızlığa cevap olarak Macron’un karikatürlerini yaymak. Unutmayın ki %25 ile seçilmiş bir şahsiyet. O yüzden Fransız toplumu bunu gülerek karşılıyor çünkü onlar için Macron bir şey ifade etmiyor.

Sahi, zaten Fransızların koruyacak ne değeri kaldı ki?  

Toparlamak gerekirse Fransa’da Müslmanlar varoşlardan kurtulup yönetimlerde söz sahibi olma yolunda emin adımlarla ilerliyorlardı Birilerinin lobiciliği çelik çomak oyunu gibi oynadığını sansa da onlar yüzyıllık sonrası adımları atıyordu. Derin devlet bunu görerek Müslümanlara varoşlarda kalmaya devam edin, sahneye çıkmayın mesajı verdi.

Öte yandan Charlie Hebdo gibi medyalar sadece ve sadece sizin kızgınlığınızdan geçinirler. Günlük haberleri hiç paylaşılmazken bu karikatürler ile sayaçlar patlar onlar koltuklarında para sayarlar. Paylaşmayın, yorumlamayın en büyük cevabı vermiş olursunuz. Onun yerine siz ne mesaj vermek istiyorsunuz ona odaklanın.