15 Temmuz'u anlattılar: Kurtuluş mücadelesinde bombalanmayan TBMM, o gece bombalandı!

15 Temmuz, demokrasinin altın harflerle yazıldığı gün olarak tarihe geçti. Verilen mücadeleyi, o gecenin sembol isimleri olan Bekir Bozdağ, Nedim Şener, Hande Fırat, Mehmet Görmez ve İsmail Hakkı Turunç, Haber 7'ye değerlendirdi.

15 Temmuz'u anlattılar: Kurtuluş mücadelesinde bombalanmayan TBMM, o gece bombalandı!
15 Temmuz'u anlattılar: Kurtuluş mücadelesinde bombalanmayan TBMM, o gece bombalandı!
GİRİŞ 15.07.2021 14:25 GÜNCELLEME 15.07.2021 15:46
Bu Habere 13 Yorum Yapılmış

Haber7 / Seda Vurucu

15 Temmuz, demokrasinin altın harflerle yazıldığı bir gün olarak tarihe geçti. Devlete ait silahların millete doğrultulduğu o gecede pek çok vatandaş, canını hiçe sayarak namluların önünde durdu.

Hain darbe girişimi sırasında Meclis kürsüsünden "Bizim burada yapacağımız şey burada ölmektir" diyerek sığınağa inmeyi reddeden Bekir Bozdağ; Cumhurbaşkanı Erdoğan ile canlı bağlantı yaparak halkın meydanlara davet edilmesini sağlayan Hande Fırat; CNN Türk kanalını basan darbeci askerlere var gücüyle karşı çıkan Nedim Şener; hain girişime karşı minarelerden sela okunması talimatını vererek vatandaşları mücadeleye davet eden Mehmet Görmez ve 15 Temmuz'un toplumsal hafızada yer ederek gelecek nesillere aktarılması misyonunu taşıyan İsmail Hakkı Turunç...

O gecenin sembolleri olarak hafızalarımızda yer edinen bu isimlere "15 Temmuz sizin için ne ifade ediyor?" sorusunu sorduk.

Bekir Bozdağ - Dönemin Adalet Bakanı: 

“Kurtuluş mücadelesi yıllarında dahi bombalanmayan Türkiye Büyük Millet Meclisi, 15 Temmuz darbe teşebbüsü sırasında hain FETÖ’cü teröristler tarafından bombalandı.” 

“15 Temmuz’da Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde Türk halkı; Cumhurbaşkanına, Meclisine, hükümetine, iradesine, Anayasasına ve demokrasisine ölümüne sahip çıktı. 
 
Merhum Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün çağrısına uyup ölümüne bir kurtuluş ve İstiklal mücadelesi verdiği, bilumum düşmanları yendiği ve büyük zaferler kazandığı gibi aradan geçen yaklaşık yüz yıl sonra da Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısına uydu, birlik oldu, darbe teşebbüsüne karşı ölümüne bir mücadele verdi ve bu mücadele sonucunda hem darbe teşebbüsünü engelledi, hem de TSK içinde darbeye teşebbüs eden FETÖ’nün teröristleri ile darbe teşebbüsüne destek veren ülkeleri ve karanlık güçleri yendi. 
 
Türkiye Büyük Millet Meclisi; Gazi Meclis’tir, milli iradenin tecelligahıdır, milletin kalbidir. Kurtuluş mücadelesi yıllarında dahi bombalanmayan Türkiye Büyük Millet Meclisi, 15 Temmuz darbe teşebbüsü sırasında hain FETÖ’cü teröristler tarafından bombalandı. 15 Temmuz’da darbe teşebbüsüne karşı Türk halkı tankların altına yattığı, göğsünü açıp kurşunlara koştuğu, bomba ve kurşun yağmuru altında mücadele ettiği gibi onların temsilcisi milletvekilleri de Meclis’te ölümü göze aldı ve atılan bombaların altında mücadelesini sürdürdü. 

Sokaklarda, caddelerde, yollarda, meydanlarda ve her yerde Türk halkını geçemeyen darbeci hain alçak FETÖ’cü teröristler, TBMM’de de milletin vekillerini geçemediler; halkı da halkın Meclis’teki temsilcilerini korkutamadılar, susturamadılar ve durduramadılar. Aksine Türk halkı ve TBMM, darbe teşebbüsünü engelledi, darbeye teşebbüs eden hain alçakları, onlara destek veren ülkeleri ve karanlık bilumum güçleri de yendi. Türkiye Büyük Millet Meclisi, ikinci defa “Gazi” vasfını kazandı. Ölümü göze alıp bombalar altında darbe teşebbüsüne karşı direnen ve mücadele eden Gazi Meclis’in şerefli bir üyesi olmayı nasip eden Rabbime sonsuz şükrediyorum. 

15 Temmuz’da verdiği mücadele ile Türk halkı; demokrasi, millet, devlet ve vatan düşmanlarına en büyük darbeyi indirdi. 
 
15 Temmuz, Türk demokrasi tarihinde bir dönüm noktasıdır. Artık Türkiye’de muhtıralar, darbe teşebbüsleri ve darbeler devri kapanmıştır. Bundan sonra darbe teşebbüsüne niyetlenecek ve kalkışacak hain alçaklar, daima karşılarında Türk halkını bulacaktır.

Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde Türk halkının darbe teşebbüsüne karşı verdiği ölümüne mücadeleyi başka bir ülke halkı ve lideri verseydi o ülkeye, o ülke halkına ve o ülke liderine verilmedik ulusal ve uluslararası nişan ve madalya kalmazdı. Belki Nobel Barış Ödülü dahi verilirdi. Ancak yüzyılın demokrasi mücadelesini veren ve kazanan Türkiye Cumhurbaşkanı liderliğindeki Türk halkı olunca, maalesef bu büyük mücadeleyi ve büyük zaferi görmezden geldiler ve daha kötüsü bu mücadeleyi ve başarıyı değersizleştirmek için her şeyi yaptılar, hala da yapıyorlar.” 

Nedim Şener - Gazeteci:

“15 Temmuz’un özelliği, bir milletin ilk kez tarihinde darbeyi bastırmış olması. Demokrasinin altın harflerle yazıldığı gündür o gün.” 

“15 Temmuz demokrasi tarihine altın harflerle geçmiş bir gündür. “Demokrasi” diyenlere, Türk milletinin en önemli cevabı verdiği gündür. Bugün Türkiye’de demokrasiyle ilgili tırnak içinde “endişelerini” beyan eden yabancılara karşı da verilmiş en önemli mesajdır. Çünkü 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Fetullahçı Terör Örgütü, demokrasinin kalesi sayılan TBMM’yi kapattı.  

O gün pek çok insanın derdi, bu olmadı. Hatta bazıları alkışladı, destekledi.  

Yabancı ülkeler sessiz kaldı, özellikle de Batılılar. “Demokrasi kalesi” diye kendilerini adlandıran ülkeler sessiz kaldılar. Zaman ilerleyince bu terör örgütünü desteklediklerini de çok açık beyan ettiler; hâlen de destekliyorlar. 

Dolayısıyla biz 15 Temmuz gecesi emperyalistlerin maşası olan bir terör örgütüyle karşı karşıya kaldık.  

Zaman içinde maskeleri düştü, artık maşayı kullanan eli de maşayı da net olarak görüyoruz ve mücadeleyi aynı güçle sürdürüyoruz.  

Türkiye’de 27 Mayıs, 12 Eylül askeri darbeler yapıldı. 15 Temmuz’un özelliği, bir milletin ilk kez tarihinde darbeyi bastırmış olması. Hem de karşı bir silah gücü olmadan, çıplak elleriyle, evinden ayağına geçirdiği ayakkabı, terlik ne varsa onunla sokağa çıkarak. Hiçbir şey düşünmeden arkasında... 

Dolayısıyla böylesine önemli bir gündür. Demokrasinin altın harflerle yazıldığı gündür o gün.” 

Hande Fırat - Gazeteci:

“Çok büyük bir ders oldu. Millet kendi demokrasisine kendi seçilmiş insanlarına sahip çıktı.” 

“Böyle bir şeyin bir daha yaşanacağına inanmıyorum zaten ama çok büyük bir ders oldu. Şöyle ders oldu; millet kendi demokrasisine, kendi seçilmiş insanlarına sahip çıktı.

Dolayısıyla Allah bir daha bu tip terör örgütleriyle bu tip cesaretlerle ülkemizi sınamasın.“ 

Mehmet Görmez - Dönemin Diyanet İşleri Başkanı:

“O geceden hareketle alacağımız en büyük ders, o gece kendi milletimizin tankları, topları ve tüfeklerinin bize yönelmiş olması.” 

“15 Temmuz gecesi gibi büyük zaferleri bazen sadece maddi sebeplere bağlayarak yanlış anlayabiliyoruz. Bazen de sadece olağanüstü hadiselere bağlıyoruz.  

Bir kere 15 Temmuz gecesi, manevi dinamikleri anlaşılmadan anlaşılmaz. 15 Temmuz’un çok güçlü manevi dinamikleri vardır. Milletlerin tarihinde zor günler ve zor geceler vardır.

O gece zor bir geceydi; fakat milletimizin “bir asrı bir geceye sığdırdığı” bir geceydi. 15 Temmuz bir asrın bir geceye nasıl sığdığını bize gösteren, zamanın ne kadar göreceli olduğunu bize gösteren bir geceydi.

O geceden hareketle alacağımız en büyük ders, o gece kendi milletimizin tankları, topları ve tüfeklerinin bize yönelmiş olması.

Yıllardır milletin inanç değerlerini çalan, milletin iyilik duygularını istismar eden, gençlerini teslim alan, insanları Allah ile aldatan bir hareketin bunu yapmış olması da alacağımız en büyük derslerden biridir.

Bunu yapanların, yaptıklarından hareketle gençlerimizin, genç nesillerimizin bilhassa İslam’la ilgili, inanç değerlerimizle ilgili yanlış bir düşünce ve algıya sahip olmaları, hala o kötülüğün en derin şekilde devam ettiğini gösterir.

Dersler ve ibretler alarak özellikle din hizmetiyle uğraşan hareketlerin, sivil toplum yapılarının ne kadar dikkatli olmaları gerektiğiyle ilgili de bize büyük dersler ve ibretler bırakan bir hadisedir.” 

İsmail Hakkı Turunç - 15 Temmuz Derneği Başkanı:

“Bir meczubun etrafına topladığı birkaç insanla veya devletin belli kurumlarında kendi yandaşlarıyla basit bir kalkışma hareketi değil. Onlar açısından ifade ediyorum bu, onlarca yıl öncesinden başlayan darbenin belki son adımı olacaktı.“ 

“15 Temmuz hain darbe girişiminin 5’inci yılına giriyoruz. Gerek Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak gerek Türk milleti olarak, özelde ise 15 Temmuz Derneği olarak, o gün hayatını seve seve milletimizin, devletimizin geleceği için hatta küresel anlamda da baktığımızda bütün insanların geleceği için hayatını seve seve ortaya koyan kahraman şehitlerimizi ve gazilerimizi rahmet ve minnetle anıyoruz.

Onlar bize gerçekten örnek oldular, ışık oldular. Bundan sonra darbeye teşebbüs edecek antidemokratik adımlara teşebbüs edeceklere de iyi bir ders oldu milletimizin o destansı duruşu.  

Bize ve bizden sonraki nesillere de 15 Temmuz’u okurken, hatırlarken, dinlerken, hayatlarını feda eden şehitlerimizin ve gazilerimizin gerçek kahramanların hayat hikayelerini okuyarak onlara da bir ilham olacak diye düşünüyorum.  

15 Temmuz küçümsenecek bir hadise değil. Bir meczubun etrafına topladığı birkaç insanla veya devletin belli kurumlarında kendi yandaşlarıyla basit bir kalkışma hareketi değil. Onlar açısından ifade ediyorum bu, onlarca yıl öncesinden başlayan darbenin belki son adımı olacaktı.  

Ama milletimizin feraseti, başta tabi Cumhurbaşkanımızın cesareti, dirayeti ve liderlik vasfı, milletimizle birlikte Türkiye’ye umut bağlamış birçok kardeş ülkenin insanına da umut oldu.  

Türkiye’ye ve sayın Cumhurbaşkanımıza güven duyan insanların umutları sönmedi, güvenlerinde bir sarsılma olmadı. Hem Türkiye’deki kahraman milletimizin, devletinin, vatanının, bayrağının yanında olan insanların samimi duruşu hem de birçok coğrafyadaki insanların yaptığı samimi dualar, darbe bastırılana kadar yaptıkları dua ve akıttıkları gözyaşları, Allah’ın yardımına vesile oldu. Darbe o şekilde bastırıldı. 

Mezar taşımıza bir kahraman olarak yazılmak var bir de hainlerden birisi olarak yazılmak. Temennimiz insanımız mezar taşlarına kahraman olarak isimlerini yazdırsınlar. Milletin yanında, devletin yanında, mazlumların yanında olarak tarihe yaşadığımız süre içerisinde not düşerek ömrümüzü sürdürelim diye temenni ediyorum."

KAYNAK: HABER7
YORUMLAR 13
  • yorulmaz 2 yıl önce Şikayet Et
    15 temmuzda başbakan olacam diyen fettoşcu meral pişkin pişkin dolaşıyor, terörist Demirtaşi kahvaltıya davet ediyor, rezalet dizboyu
    Cevapla
  • Enver 2 yıl önce Şikayet Et
    ben hande fırat'ı izliyordum. o sırada cep telefonuyla sn. erdoğan'la canlı bağlantı yaptı ve herşeyin dönüm noktası oldu galiba...
    Cevapla
  • Muammer 2 yıl önce Şikayet Et
    "Bir millet tarihinde değil".TARİH DE BİR MİLLET, İLK DEFA BİR DARBEYİ BASTIRDI..
    Cevapla
  • Doğruya doğru 2 yıl önce Şikayet Et
    Diyanette tam temizlik yapılmadı. Kimse Görmezden gelmesin. Kimse kimseyi allayıp pullamasın.
    Cevapla
  • Duyarlı 2 yıl önce Şikayet Et
    Gerçekten ilk çağrıyı yapan Turgay GÜLER' dir. Ben programını izliyordum. Onu da tebrik edip dua esiyorum. Allah razı olsun.
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
Hamas'tan İsrail'i karıştıracak bir açıklama daha! "İsrail, halkına yalan söylüyor"
Kassam’dan İsrail’e çifte darbe! ‘Ordusunu vur, kamuoyuna yön ver’