Balıkesirli 100 yaşındaki Kadriye öğretmen, Cumhuriyet nesilleri yetiştirdi

Anadolu Ajansının (AA) Cumhuriyet'in 100. yıl dönümü dolayısıyla hazırladığı "Cumhuriyet'in Çınarları" temalı dosya haberin 12'nci bölümünde, 1 Ekim 1923'te dünyaya gelen ve Balıkesir'de yaşayan Kadriye Gürel'in hayat hikayesi anlatıldı.

İlkokul ve ortaokul öğreniminin ardından liseyi Necatibey Öğretmen Okulu'nda tamamlayan Gürel, öğretmenlik mesleğine Balıkesir'in Bigadiç ilçesinde başladı.

Gürel, daha sonra Balıkesir Necatibey Eğitim Enstitüsü'nde matematik branşını tercih etti. Buradaki 2 yıllık öğretmenlik hayatından sonra Muğla'nın Milas ilçesine atanan Gürel, Balıkesir Erkek Sanat Okulu'nda 25 yıllık hizmetinin ardından 1974'te emekliye ayrıldı.

Kadriye Gürel, kendisi gibi öğretmen olan eşi Kemal Gürel ile eğitim tutkusunu emeklilik döneminde de sürdürdü.

Zamanında iki katlı olan evlerini kat karşılığında müteahhide vererek aldıkları daireleri satan Gürel çifti, elde ettikleri gelirle 1998-1999 yıllarında okul yaptırdı.

Altıeylül ilçesinde dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından 1999'da Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi adıyla açılan okul, 2016'da "Kadriye Kemal Gürel İlkokulu"na dönüştürüldü.

Eşi Kemal Gürel'in 2015'te hayatını kaybetmesiyle yalnız kalan emekli öğretmen Gürel, bazı öğrencilerden kendisine gelen mektupları okuyor, ara ara okulu ziyaret ederek idareci, öğretmen ve çocuklarla bir araya geliyor.

Cumhuriyet'in 100. yıl dönümü öncesinde yine okulu ziyaret eden Gürel, Kadriye Kemal Gürel İlkokulu Müdürü Mahmut Osta, öğretmen ve öğrenciler tarafından çiçeklerle karşılandı. Çocukları görünce öğrencilik yıllarını hatırlayan Gürel, büyük mutluluk yaşadı.

"Öğretmenliğin en güzel tarafı unutulmamaktır"

Cumhuriyet'in ilanından 28 gün önce dünyaya gözlerini açan Kadriye Gürel, AA muhabirine, 29 yıl 11 ay öğretmenlik yaptığını, mesleğini çok sevdiğini ve disiplinli bir eğitimci olduğunu söyledi.

Öğrencileri çocukları gibi gördüğünü belirten Gürel, "Öğrencilerime karşı biraz serttim, beni şimdi gördüklerinde 'Hocam senin notun çok kıttı.' diyorlar. Öğrencilerimi çok severdim fakat biraz da sert davranırdım. Onlara hakları ne ise öyle not verirdim." dedi.

Çocukluğundan itibaren öğretmenleri çok sevdiğini dile getiren Gürel, mesleğini bundan dolayı seçtiğini söyledi.

Emekli olduktan sonra öğrencilerinin kendisini hiç yalnız bırakmadığını kaydeden Gürel, "Beni yolda gördüklerinde koşup yanıma geliyorlardı. Bana, 'Öğretmenim siz hiç değişmemişsiniz.' diyerek elimi öperler. Kimisi çoluk çocuk sahibi olmuş, saçlı sakallı. Bazılarını tanıyamıyorum. Öğrencilerim beni unutmadıkları için çok seviniyorum. Öğretmenliğin en güzel tarafı unutulmamaktır." değerlendirmesinde bulundu.

Gürel, 100 yaşını gördüğü için mutlu olduğunu, Allah'a çok şükrettiğini anlattı.

Sebze ağırlıklı beslendiğini, günlük hayatında elinden geldiğince hareket ettiğini belirten Gürel, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Evde yardımcıma destek olmaya çalışıyorum. Ayakta durmaya alışkın olduğum için oturmayı pek sevmiyorum. Oturunca sıkılıyorum, muhakkak bir işle meşgul olmak istiyorum. Gün içinde gazete okuyorum, bulmaca çözüyorum, penceremin önünden geçen otomobilleri sayıyorum. Şimdi gençler başarılı olmak istiyorlarsa çok çalışmalılar, gençler kendilerine iyi bir arkadaş seçmeli ve kötülere uymamalı. Arkadaşını iyi seçerse kendisi de çok mutlu olur ve çok yükselir."

Atatürk'ü gördüğü günü unutamıyor

Gürel, anaokulu öğrencisiyken Cumhuriyet'in Kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Balıkesir'e geleceğini duyduğunu dile getirdi.

Buna çok sevindiklerini vurgulayan Gürel, şunları söyledi:

"Arkadaşlar ve mahalledeki insanlar hepsi toplandı. Şu anda Kuvayımilliye Müzesi'nin olduğu yer 2. Kolordu Komutanlığının merkeziydi. Atatürk'ün oraya geleceği söylendi. Hepimiz orada sıraya girdik. Bir de baktık Atatürk geliyor, onu gördüğümüz için çok sevindik. Orada bir konuşma yaptı ama ben çok küçük olduğum için ne söylediğini hatırlamıyorum. Sevincimizden her gittiğimiz yerde Atatürk'ü gördüğümüzü anlatıyorduk. Keşke daha sonra yine görebilseydim."

Eğitime katkıları

Eşiyle okul yaptırma sürecine değinen Gürel, "Önceden evimiz iki katlıydı, daha sonra biz kat karşılığında müteahhide verdik. Bana evleri ne yapacağımı sordu, ben de satıp okul yaptıracağımı söyledim. Kendimize bir tek daire bırakarak bize düşen hepsini sattık ve okul yaptırdık." ifadesini kullandı.

Kadriye Gürel, ayrıca Karesi ilçesinde babası Hafız Mehmet Arabacıoğlu adına cami inşa ettirdiğini belirtti.

Gazetede gördükleri haber üzerine üniversite hastanesinde iki odanın tefrişatını yaptırdıklarını, belediye yaşlı bakımevinde bir odayı annesi adına döşettiklerini anlatan Gürel, "Elimizden geldiği kadar paralarımızı bu şekilde harcadık. 'Hiç olmazsa hayır olur' dedik. Okulu yaptırdıktan sonra elimizde çok az para kaldı, diğer yerler için birikimlerimizi de kullandık. Okulumuz ilk Güzel Sanatlar Lisesi olarak açıldığı zaman veliler bize gelip teşekkür ediyorlardı, bize dua ediyorlardı. Bu da bizi çok mutlu ediyordu. O günlerin fotoğrafları hala duruyor, arada sırada bakıp eski günleri yad ediyoruz." diye konuştu.

Okul Müdürü Mahmut Osta da Gürel'e ziyaretinden dolayı teşekkür ederek, şunları söyledi:

"Aslında çok anlamlı bir ziyaret. Cumhuriyet'imizin 100. yılını kutladığımız bir dönemde 100 yaşını kutlayan Kadriye teyzemizi aramızda görmekten büyük mutluluk ve gurur duyuyoruz. Özellikle kendisi gibi sevecen ve cömert insanları yetiştirilebilecek bir ortam bıraktığı için kendisine çok teşekkür ediyoruz."