PKK kendini feshetti! Uzmanlar değerlendirdi: Dünyada benzeri olmayan süreç

• Haber7- ÖZEL

Terörsüz Türkiye sürecinde PKK fesih kararını duyurarak tarihi bir açıklama yaptı. PKK 12. Kongre sonuç bildirisini yayımlayarak silah bıraktığını resmen duyurdu.

27 Şubat’ta Abdullah Öcalan’ın çağrısı sonrasında 5-7 Mayıs arasında kongre toplanmış ve yakın zamanda kamuoyu ile paylaşılacağını açıklamıştı. PKK sabah saatlerinde ise açıklama yaparak fesih kararını aldığını duyurarak, ''PKK’nin Olağanüstü 12. Kongresi PKK mücadelesinin, Kürt sorununu demokratik siyaset yoluyla çözme noktasına getirdiğini, bu yönüyle PKK’nin tarihi misyonunu tamamladığını değerlendirdi. Bu temelde PKK 12. Kongresi, pratikleşme süreci Abdullah Öcalan tarafından yönetilmek ve yürütülmek üzere PKK’nin örgütsel yapısının feshedilmesi ve silahlı mücadele yöntemini sonlandırması kararlarını alarak PKK adıyla yürütülen çalışmaları sonlandırdı.'' açıkladı.

PKK ise feshedilmesine ilişkin yayınladığı bildiride "Türk-Kürt ilişkilerinin yeniden dizayn edilmesi" çağrısında bulundu.

PKK’nın fesih kararı almasına ilişkin ise Gazeteci Serdar Arseven, Yeditepe Üniversitesi Siyaset Bilimi & Uluslararası İlişkiler Bölümü Doç. Dr. Furkan Kaya, Bitlis Eren Üniversitesi Adem Palabıyık, Diyarbakır Sur Eski belediye Başkanı  Cemal Toptancı ve Gazeteci Nevzat Çiçek Haber7’ye özel değerlendirmelerde bulundu.

Gazeteci Serdar Arseven İhtiyatlı iyimserlik tavrının sürdürülmesi gerektiğini belirtirken, Diyarbakır Sur Eski Belediye Başkanı Cemal Toptancı Türkiye'nin dünyada huzurlu ülke yolunda ilerlediğini belirtti. Doç. Dr. Furkan Kaya terörün Türkiye'ye 4 trilyon dolar zarara uğrattığına vurgu yaparak barışı istemeyen hain planların son bulduğunu dile getirdi. Gazeteci Nevzat Çiçek ise öncelikli olarak PKK'nın silah bırakmasının büyük bir adım olduğunu belirtti. Bitlis Eren Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Adem Palabıyık ise dünyadaki diğer terör örgütlerinin feshedilmesine değinerek PKK'nın ilk hamle olarak silah bırakmasının dünyada herhangi bir örneği olmadığına ve sürecin başarısına ilişkin konuştu.

ARSEVEN: İHTİYATLI İYİMSERLİK TAVRI SÜRDÜRÜLMELİ

Gazeteci Serdar Arseven, ihtiyatlı iyimserlik tavrı takınılması gerektiğini belirterek Haber7'ye kritik değerlendirmelerde bulundu. Arseven, PKK'nın uzantılarının da süreci kapsaması gerektiğini belirterek, "Terörsüz Türkiye hepimizin arzusu, aklı başında olan, kalbi yerinde olan herkes ülkemizin böyle bir sonuca ulaşması için çaba göstermeli ve dua etmeli. Bu sürecin oldu bitti süreci olmadığını, önümüzde pek çok engellerin bulunduğunu da gözden uzak tutmamalıyız.

Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan, Dışişleri Bakanı Sayın Hakan Fidan ve AK Parti Sözcüsü Sayın Ömer Çelik yaptıkları açıklamalarda hep ihtiyatlı, temkinli iyimserlik tavırlarını ortaya koyuyorlar. Medyadaki bazıları da her şey olmuş bitmiş gibi toz pembe tabloları çiziyorlar. Bunun yanı sıra Terörsüz Türkiye hedefine ulaşılmasını istemeyen, 'Erdoğan gitsin de memleketin başına ne gelirse gelsin' kafasındaki bir zihniyette süreci kapkara gösteriyor. Yani sürekli olarak olumsuzluk pompalıyor. Gerçek bu ikisinin arasında ne siyah ne beyaz, gerçek gri." dedi.

"ŞARK KURNAZLIĞI YAPMAYA KALKARSA CEVABINI DEVLETİMİZDEN MİSLİYLE ALIR"

Arseven PKK'nın farklı adlarda faaliyet göstermesi üzerinde durarak, "Şöyle ki, PKK terör örgütünün silah bırakma açıklaması önemli. Bununla birlikte PKK adına yürütülen faaliyetler diyerek açıklamayla PKK terör örgütünün uzantılarını kapsam dışında bırakıyor. Bu olmaz çünkü PKK terör örgütünün eylemselliğini zaten devletimiz büyük ölçüde bitme noktasına getirdi.

Burada üzerinde durduğumuz farklı adlarla faaliyet gösteren ve PKK terör örgütünden farkı olmayan yapılar. Artı terör örgütünün uyuşturucu, insan ve organ kaçakçılığı gibi kara ilişkiler ağı unsurları. PKK terör örgütü şark kurnazlığı yapmaya kalkışırsa cevabını binlerce misliyle devletimizden alır. Örgüt açıklamasında ayrıca topu, meclise, devlete atma gibi bir kurnazlık da görülüyor. Tabii onlar kuyruğu dik tutmak için böyle kurnazlıklar yapabilirler." dedi.

"BAŞKA ÜLKELERDEN FAYDA GELMEYECEĞİNİ GÖRMÜŞLERDİR"

Arseven farklı ülkelerinden PKK'ya herhangi bir hayır gelmediğini ve Terörsüz Türkiye için ihtiyatlı iyimserlik tavrını sürdürdüğünü belirterek, "Ama öyle umuyorum ki ne İsrail'den ne ABD'den ne Rusya'dan, ne İran'dan ne de bir başka güçten kendilerine fayda gelmeyeceğini iyice görmüşlerdir. Terörsüz Türkiye hedefine ulaşılabilmesi için bütün kalbimde dua ediyor ihtiyatlı iyimserlik tavrımı sürdürüyorum." ifadelerini kullandı.

Öte yandan Arseven sosyal medya X hesabı üzerinden konuya ilişkin paylaşımda bulunarak PKK'nın kendini feshetmesine ilişkin kritik noktalara değinmişti.

"TERÖRSÜZ TÜRKİYE" sürecinde gelinen noktaya dair değerlendirmem:

PKK Terör Örgütü'nün 12. Kongresi, PKK’nın örgütsel yapısının feshedilmesi ve silahlı mücadele yöntemini sonlandırması kararlarını alarak PKK adıyla yürütülen çalışmaları sonlandırdığını açıkladı.

Bu…

— Serdar Arseven (@sarseven) May 12, 2025

TOPTANCI: CUMHUR İTTİFAKI'NA ÇOK ŞEY BORÇLUYUZ

Diyarbakır Sur Eski Belediye Başkanı Cemal Toptancı Cemal Toptancı ise sürecin 47 yıldır devam ettiğine vurgu yaparak, "Terör örgütünün nihayetinde kendini tarihin perde arkasına atmasına vesile oldu. Türk'ün, Kürt'ün, Laz'ın, Çerkez'in kardeş olduklarını zaten bütün bir dünya görmüştür.” dedi.

"TÜRKİYE HUZURLU ÜLKE YOLUNDA İLERLİYOR"

Toptancı Türkiye’nin dünyada huzuru ve barışı destekleyen ülke olarak ön plana çıktığını ve PKK fesih sürecinde Cumhur İttifakı’nın katkılarına değinerek, “Türkiye’nin kendi iç huzurunu sağlaması ve dış ülkelerin arasında yaşanan gerilimlerde arabuluculuk yaparak dünyanın ihtiyaç duyduğu huzurlu bir ülke olma yolunda ilerliyor. Yalnızca Türkiye'de değil, kan ve gözyaşı içerisinde bulunan dünyanın çeşitli coğrafyalarında insanlığın barışı ve huzuru görmesi için Cumhur İttifakı’na çok şey borçluyuz.” dedi.

"TEMENNİMİZ DEĞİL, İSTEĞİMZİDİR"

Toptancı, terör örgütünün Diyarbakır annelerine, kandırılmış Kürt çocuklarının yaşadığı acıların, kandırılıp götürülen Kürt gençleri ve Anadolu topraklarında terör nedeniyle şehit olan Mehmetçiklerin annelerinin acılarının son bulduğunu ifade eden Toptancı, “Bin yıllık Kürt- Türk kardeşliğinin binlerce yıl daha beraber olması bizim hevesimiz değil, arzumuzdur, temennimiz değil, isteğimizdir. Allah'ın izniyle bunu ileride hep birlikte göreceğiz. Bu Türkiye siyasetini değiştirecek. Bizim birliğe, beraberliğe ihtiyacımız var. Dünyanın güvendiği bir ülke olduğumuz bir zaman diliminde kalkıp da terörle beraber yaşamak bize yakışmıyor.” dedi.

KAYA: TÜRKİYE'YE 4 TRİLYON DOLAR FATURASI OLDU

Yeditepe Üniversitesi Doç. Dr. Furkan Kaya Türkiye’nin 1984 yılından beri yürütmüş olduğu ve artık terörle mücadelenin sonuna doğru gelindiğini belirterek bundan sonraki sürecin daha kritik olduğunu hatırlattı. Kaya, “Güneydoğu Anadolu bölgesini bir terör bölgesi haline getirmek Türkiye'nin iç istikrarını ve dış politikadaki manevra sahasını ve bağımsızlığını etkilemek özellikle ekonomik olarak Türkiye ekonomisine maliyeti 4 trilyon dolar kadar faturası oldu. Tüm bunları hepsini bir araya koyduğumuzda bir şekilde Türkiye'yi savaşta dize getiremeyenler terörü kartını kullanarak istikrarsızlaşma hedeflemişlerdi. Türkiye sınırları içerisinde ve sınır ötesinde yürütülen mücadelenin siyasi ve ekonomik olarak ince ince işlenerek Türkiye’de iç barışın sağlanması adında atılan büyük bir adım.” dedi.

ULUSLARARASI HAİN PLANLAR SON BULDU

Furkan Kaya, PKK için 15 Temmuz 2016 yılının kırılma noktası olduğunu ve FETÖ’nün darbe girişiminin başarıya ulaşmaması ile Türkiye’nin güney sınırları içerisinde teröristan bir yapının kurulma hayallerinin engellendiğini hatırlatarak, “15 Temmuz 2016 aslında bir kırılma zamanıydı. Çünkü FETÖ darbe girişimi sadece basit bir darbe girişimi değil, aynı zamanda Türkiye'nin parçalanma ve işgal darbesi, işgali için gerçekleştirilen bir darbeydi. Eğer başarılı olsaydı 15 Temmuz FETÖ darbesi, Türkiye'nin güney sınırında bir teröristan yapılanmasına gitmeyecekti. Bunun Akdeniz'e çıkışı sağlanacaktı. Bugün İsrail'in hedeflediği Davut Koridoru, o gün hayata geçmiş olacaktı. Yani tam olarak Büyük Ortadoğu Projesi dediğimiz o müesses nizamın hayalleri gerçekleşecekti. Fakat bu mümkün olmadı.” dedi.

"MÜZAKERE, İSTİŞARE, PAZARLIK DEĞİL"

Türkiye’nin Suriye’deki adımları sonrasında PKK’nın hareketsiz kaldığına vurgu yapan Kaya, “Suriye'nin istikrarında atılan adımlar, Ahmet Eş-Şara'yla, hükümetiyle Sayın Cumhurbaşkanı ve Dışişleri Bakanı Sayın Hakan Fidan'ın yakın koordinasyon içerisinde olması bir şekilde terörü ve terör destekçilerini hareketsiz bıraktı. Bu bir müzakere değil, bir istişare değil, kesinlikle bir pazarlık değil. Silahlarınızı devlete teslim edeceksiniz ve devletin hukukuna güveneceksiniz ve Türk adaleti süreci başlatacak şeklinde yorumlanmıştır.” ifadelerini kullandı.

"TERÖRSÜZ TÜRKİYE İNŞASINDA KRİTİK AŞAMA ATLATILMIŞ OLACAK"

Kaya, son olarak Türkiye’nin Misak-ı Milli sınırlarından ödün vermeden sorunsuz bir şekilde terörü sonlandıracaklarına değinerek, “Ama başka türlü şartlar isteniyorsa, kendilerine bir özerkliği, kendilerine bir Adem-i merkeziyetçi yapılanmaya doğru bir savrulma beklentisi olanlar, buna hiç tüketmesinler. Türkiye Misak-ı Milli kaidelerinden ödün vermeden bu terörle mücadeleyi inşallah sonlandırarak terörsüz bir Türkiye ve terörsüz bir coğrafyanın inşasında çok kritik bir aşamayı atlatmış olacak” dedi.

ÇİÇEK: SİLAH BIRKAMA HAMLESİNE ÖNCELİK VERİLMESİ ÖNEMLİ

Gazeteci Nevzat Çiçek, PKK’nın kendini feshetmesinin hayırlı bir adım olduğunu ve olması gereken bir adım olduğunu belirterek, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin ortaya koydukları iradenin önemli olduğunu vurguladı.

Çiçek dünya üzerinde en son hamle olarak silah bırakma fikrinin düşünüldüğünü ancak PKK sürecinde ilk adım olarak silah bırakma çağrısının başarılı bir adım olduğunu belirterek, “Abdullah Öcalan'ın da paradigma değişimi son derece önemliydi. Daha da önemlisi, Sayın Bahçeli'nin yaptığı çağrıya da Abdullah Öcalan'ın silahların susmasını önceleyerek bu çağrıya karşılık vermesiydi. Çünkü dünyanın farklı coğrafyalarındaki deneyimlerde silahların susması genelde sonraki hamle olarak, en son hamle olarak düşünülür. Bu anlamda çok iyi bir adım oldu.” ifadelerini kullandı.

Nevzat Çiçek, PKK'nın Türkiye ile barışı için dünya konjonktürünün izin vermediğine değinerek, “PKK adına yürütülen çalışmaların sonlandırılması, 1924 öncesi anayasalarına, Türkiye Cumhuriyeti'nin demokratik perspektifine ve ortak vatan duygusuna atıf yapılması son derece önemli.  Aslında bu süreçte geç kaldık. Çünkü 1992 yılında aslında Öcalan örgütü için bunları söylüyoruz ama bir türlü bu gerçekleşmedi. Dünya konjonktürü izin vermedi.

Bu açıklamada en önemli meselelerden bir tanesi, yapılan PKK adına yapılan Kongre fesih kararı açıklamasında uluslararası güçlerin bu sürece gölge etmemesi isteniyor. Onların sorumluluklarının sahiplenmesi isteniyor. Bu cümle son derece kritik. Sayın Ömer Çelik de aynı cümleleri, benzer cümlelerini Uluslararası emperyalist projelerinin durdurulması bu süreci olarak adlandırıldı. Tabii önümüzde zorlu bir süreç var. Biz en büyük eşiği aştık.” dedi.

"YÜZDE 55 ORANINDAKİ DESTEK 80'E ÇIKAR"

Çiçek terör örgütünün fesih kararı sonrası sosyal yaşamda etkilerinin görünmesi halinde barışa yönelik desteğin artacağını ifade ederek, “Bundan sonraki aşamalar tabii karşımıza çıkacak. İşte bunlar yasal güvence meselesidir, kalıcı hale gelme meselesidir, daha kadron integrasyon sürecidir, hukuki siyasi zeminlerde toplumsal yüzleşme kısımlarıdır. Türkiye'de insanlar bu meseleye karşı çıkanlar da işin ete kemiğe büründüğünü görürlerse, sosyal yaşamda bunun karşılığını almaya başlarsa, %55-58 civarında olduğu ifade edilen desteğe hemen %75-80'e çıkacağını düşünüyorum” dedi.

Terör örgüt PKK’nın sonlanması ile Türkiye’de yeni bir döneme girildiği ve kendi kaynaklarımızı kullanarak büyük Türkiye inşasına harcanması gerektiğini belirten Çiçek, “Kendi modelimiz olarak geçmiş dönemlerdeki deneyimlere binaen başkalarını karıştırmadık. Bundan sonra yeniden büyük Türkiye'yi inşa etmenin, yeniden Türkiye'nin kaynaklarını, Türkiye'nin ekonomisini yabancıların çizdiği oyun meselesinden ziyade kendi kaynaklarımızdan harcama gerektiğini düşünüyorum. Hem annelerin ağlamayacağı hem şehit cenazelerinin gelmeyeceği hem toplumsal ve siyasal anlamda normalleşmene sağlanacağı bir dönem. Kimin emeği varsa tekrar tekrar Allah bin defa razı olsun” dedi.

PALABIYIK: TERÖRÜ KÖKÜNDEN KAZIYACAK BEŞİNCİ İTTİFAK

Bitlis Eren Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Adem Palabıyık ise PKK’nın fesih kararına ilişkin Haber7’ye değerlendirmelerde bulunarak sürecin bir anda ilerlemesinin mümkün olmadığına değinerek, “Bu 50 yıllık bir süreç, yani yarım yüzyılda tekabül ediyor. Dolayısıyla böyle bir sürecin bir anda çözülmesi, bir anda ilerlemesi mümkün değil. Bu biraz sabır, gayret ve çabayla olacak bir durum. 1071'de Malazgirt'te bölge halkı birleşti. 1300'lü yıllarda Çaldıran Savaşı'nda bölge halkı birleşti. Kurtuluş Savaşı'nda bölge halkı birleşti. 15 Temmuz'da bölge halkı birleşti. Hem terörizme hem de düşmana karşı zafer elde ettiler.

Yani dört ittifakta da devletimiz zaferle ayrıldı. Bana göre bu beşinci ittifak, devletimizin, bölge halkının birlikte hareket ederek zafer kazanacağı ve başarı elde edeceği ve terörü kökünden kazıyacağı beşinci ittifak.” dedi.

DÜNYADA BENZERİ OLMAYAN BİR SÜRECE GİRİLDİ

Palabıyık süreçle ilgili bazı vatandaşlarda soru işareti olduğunu ancak bu sürecin devlet politikası olduğunu ve sürecin devlet tarafından yürütüldüğüne vurgu yaparak, “Terörle mücadele devam ederken, kayyum çalışmaları devam ederken FETÖ'ye en büyük darbe vurulmuş ve FETÖ terör örgütünün etkisi ortadan kaldırılmışken aynı zamanda Suriye'de ve küresel siyasette rüzgar bizim arkamızdayken devlet olarak en önemlisi bölge halkının 50 yılda zedelenmiş olan güveni yeniden tesis edilmişken böyle bir çabanın ortaya çıkması kafamızdaki soru işaretlerinin çoğunun ortadan kalkmasına sebep olabilir. Devlete güven ve bölge halkının da devlete olan güveninin maksimum düzeye ulaşmasıyla bence bu soru işaretleri zamanla azalacaktır” belirtti.

IRA ve ETA terör örgütlerinin de silah bırakarak fesih edilmelerini ve sürecin başarıya ulaştığını hatırlatan Palabıyık, terör örgütü PKK’nın öncelikli olarak kendisini feshetmesi, silah bırakması, silah bırakmasıyla birlikte bu sürecin bağımsız uluslararası bir heyet tarafından devletimizin de yöneteceği bir heyet tarafından takip edilmesi gerektiğini vurguladı.

SİLAH BIRAKMA SONRASI DEM PARTİ TÜRKİYE'LEŞMESİ

Palabıyık, silah bırakma sürecinden sonra ise, “terör örgütü üyeleriyle alakalı hukuki sürecin başlatılması ve bunun Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde bütün siyasal partilerin birleşmesiyle devam edilecek çalışmalarla sürecin tamamlanması, sonrasında özellikle Dem Parti’nin kendi içerisinde bir revizeye gidebilir çünkü bu yolu onlarla birlikte yürümek istemeyenler ve kendi tüzüğünü değiştirmeye yani Dem Parti’nin Türkiye'leşmesi ile ilerleyebilir.” dedi.

"TÜRKİYE 100 YILI TAKVİMİNİN EN BÜYÜK İNŞAATÇISI ANNELERİMİZDİR"

Şehit ve gazi aileleri, Diyarbakır annelerinin omuz omuza verdiği bir süreç olduğuna değinen Palabıyık, “Elbette onlarla alakalı yapılacak ve sürecin özellikle bütün kamuoyunun bileceği şekilde, şeffaf bir biçimde yürümesi bence sürecin başarılı olma garantisini de arttıracaktır.

Şehit annelerimizin, ailelerimizin, gazi annelerimizin, ailelerimizin ve Diyarbakır annelerimizin omzunda yükselen bir hareket oldu, bir süreç oldu. Bence bu teröristlik Türkiye 100 yılı takviminin en büyük inşaatçılarından biri annelerimizdir” ifadelerini kullandı.