Bakan Fidan'dan Suriye için kritik çıkış! "Belki en büyük risk alanı"

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, SDG'nin İsrail'den destek aldığını belirtti ve "İdeolojik bir mücadelen varsa gelip siyaset yapacaksın. Silahla yoluna devam edersen silahla karşılık bulursun." ifadelerini kullandı.

Bakan Fidan'dan Suriye için kritik çıkış! "Belki en büyük risk alanı"
Bakan Fidan'dan Suriye için kritik çıkış! "Belki en büyük risk alanı"
GİRİŞ 13.12.2025 21:08 GÜNCELLEME 14.12.2025 00:18

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, TVNET'te yayınlanan Net Bakış Özel programında Türk dış politikası ve küresel gelişmelere ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Geçtiğimiz yılın Ukrayna savaşı ve Suriye'deki değişim gibi krizler nedeniyle yoğun geçtiğini belirten Fidan, 2026 yılında da Türkiye'yi heyecanlı, yoğun ve risklere açık bir yılın beklediğini ifade etti.

Bakan Fidan, 2025'te olduğu gibi yeni yılda da en önemli gündem maddesinin Gazze'deki soykırımın durdurulması ve kalıcı bir barışın sağlanması olacağını söyledi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere devletin bütün organlarının bu yönde yoğun çaba gösterdiğini belirten Fidan, "Elhamdülillah bir noktada ateşkes sağlandı ama bugün de gördük sürekli ihlal edilen bir ateşkesle karşı karşıyayız. Kırılgan bir ateşkes ortamı var" dedi.

Küresel gelişmelere de değinen Fidan, özellikle ABD'de Trump'ın iktidara gelmesiyle transatlantik ilişkilerin seyrinin eskisi gibi olmayacağını ve ABD'nin Çin ile rekabeti merkeze alan yeni bir strateji izlediğini belirtti. Fidan, bu durumun Türkiye'ye de yansımaları olacağını ve Türkiye'nin tüm bu gelişmeleri risk ve fırsat analizleri yaparak takip ettiğini söyledi.

Ticari rekabetin sıcak bir savaşı tetikleme riskine dikkat çeken Fidan, "Bizim gördüğümüz aslında öteden beri işaretlerini aldığımız bir konu, ticari rekabetin bir noktadan sonra sıcak savaş getirme riskini taşıyor olması özellikle belli ülkeler arasında" ifadelerini kullandı. Fidan, büyük güçlerin güç kullanma arayışlarının diğer ülkeler için büyük sıkıntılar doğurduğunu ve insanlık dramlarına yol açtığını vurguladı.

Türkiye'nin bu süreçteki duruşunu anlatan Fidan, "Türkiye hem ortaya koyduğu kapasite, hem de moral değerlerimiz var, ahlaki duruşumuz var. İkisini sentezleyerek... Gücümüz var, kuvvetimiz var. Çok şey yapmaya muktedir durumdayız, irademiz de var ama biz iyi olmak istediğimiz için iyi davranıyoruz. Bunun iyi olduğuna inandığımız için iyi davranmak istiyoruz" diye konuştu.

SURİYE'DEKİ EN BÜYÜK RİSK ALANI GÜNEY

Suriye'deki son duruma ilişkin detaylı değerlendirmelerde bulunan Bakan Fidan, 8 Aralık'tan sonra başlayan yeni süreçte önemli adımlar atıldığını ancak problemlerin büyüklüğü nedeniyle bunların hemen görülemediğini belirtti. ABD'deki Sezar yasasının kalkmasının yatırımların önünü açtığını ifade eden Fidan, Türkiye'nin de havalimanı ve enerji gibi alanlarda çok sayıda projeyi desteklediğini ve iş adamlarını Suriye'ye yatırım yapmaları için teşvik ettiğini söyledi.

Fidan, Suriye'deki silahlı muhalif grupların tek bir komuta altında toplanarak ulusal orduya bağlanmasının çok önemli ve takdiri yapılmamış bir başarı olduğunu vurguladı. Bu süreçte Türkiye'nin büyük fedakarlık yaptığını ve yapıcı bir rol oynadığını belirten Fidan, farklı grupların daha büyük maslahatı gözeterek güç alanlarından vazgeçmesinin bir olgunluk ve özveri olduğunu kaydetti.

Suriye'deki mevcut risklere de dikkat çeken Hakan Fidan, en büyük risk alanı olarak güneyi işaret etti. Fidan, "SDG'nin kontrol ettiği bölgelerde şu anda sorun alanı var. Bir de güneyde özellikle güney meselesi fevkalade önemli. Şu anda bizim belki en büyük risk alanımız o. Güneydeki sıkıntı tek başına çok fazla büyük risk oluşturduğu için değil, o da yönetilebilir bir konu. İsrail'in ona müdahil olmasından dolayı ortaya çıkan bir risk alanı var. Bu risk alanını çok iyi yönetmek gerekiyor. Çünkü daha büyük riskleri de beraberinde getirebilir" dedi.

"SDG İSRAİL’DEN CESARET ALIYOR, DEAŞ İSE HERKESİN KULLANDIĞI BİR APARAT"

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, İsrail'in bölge politikasının başkalarının güvensizliği üzerine kurulu olduğunu belirtti. Fidan, SDG'nin İsrail'den cesaret aldığını ve DEAŞ'ın farklı projeler için kullanışlı bir aparat olduğunu söyledi.

İSRAİL’İN BÖLGESEL POLİTİKASI VE SDG

Bakan Fidan, İsrail’in bölgeye yönelik bir dizayn arayışı içinde olduğunu ve bu politikanın Lübnan, Suriye ve Filistin’de görüldüğünü ifade etti. Fidan, "İsrail'in kendi güvenlik algısını başkalarının güvensizliği üzerinden oluşturması, başkalarındaki riski, bölünmeyi, kaosu kendisini güvenli olarak görmesine yönelik bir bölgesel politikası var. Bu böyle olduğu sürece, komşu ülkelere yönelik müdahalesi devam edecek gözüküyor" dedi.

SDG’nin İsrail'den cesaret alıp almadığı yönündeki soruya Fidan, "Kesinlikle alıyor. Bu yeni durum değil, bu hep böyleydi zaten" yanıtını verdi. SDG'nin hiçbir zaman muhalefetle birlikte Esad'a karşı hareket etmediğini vurgulayan Fidan, "Esad'ın gitmemesi konusu sadece Rusların ve İranlıların istediği bir konu değildi. İsrailliler de gitmesini istemiyordu. Dolayısıyla İsrail'in etkide altında tuttuğu Amerikan politikacıları da bu noktaya gelmişti" şeklinde konuştu. Fidan, o dönemde Amerika'nın muhaliflerden desteğini çekmesinin arkasında İsrail'in güvenlik algısının yattığını belirtti.

"DEAŞ KULLANIŞLI BİR APARAT"

Fidan, DEAŞ meselesinin her zaman bir bahane olarak kullanıldığını dile getirdi. DEAŞ'ın şu anda çok küçülmüş durumda olduğunu ve sistemik bir tehdit oluşturmadığını söyleyen Fidan, "Problem DEAŞ'ı bahane göstererek daha farklı politik projelerin, bölgesel projelerin, emellerin hayata sokulması meselesi. Bizim öteden beri şikayetçi olduğumuz husus bu zaten" dedi.

DEAŞ'ın herkes tarafından kullanılan bir aparata dönüştüğünü belirten Fidan, sözlerini şöyle sürdürdü: "DEAŞ herkesin kullandığı çok kullanışlı bir aparat. Yani İran da yeri gelince bundan istifade ediyor, diğer ülkeler de, Batılılar da. Herkes DEAŞ'ı kullanarak oradan kendine bir alan açmaya çalışıyor. Esad da bundan çok istifade etti." Fidan, DEAŞ tehdidine gösterilen reaksiyonun, tehdidin kendisiyle orantılı olmadığını ve başka hedefleri hayata geçirme amacı taşıdığını vurguladı.

SURİYE'DE ÇÖZÜM ÇAĞRISI

Dışişleri Bakanı Fidan, SDG'nin mevcut konumundan vazgeçerek bir an önce Şam yönetimiyle anlaşması gerektiğini ifade etti. Bu durumun sadece Suriye'nin istikrarı için değil, Türkiye gibi milli güvenlik tehdit algısı olan ülkeler için de son derece önemli olduğunu kaydetti. Fidan, "Bu konu Irak güvenliği için de önemli, bu konu Ürdün güvenliği için de önemli. Bunun diyalogla, sulhle, mutabakatla olması da teşvik ediyoruz" dedi. Fidan ayrıca, ABD'nin bölgede önemli bir rol oynaması ve İsrail üzerinde baskı kullanması gerektiğini de sözlerine ekledi.

SINIRIN ÖTESİNDEKİ SİLAHLI VARLIK KABUL EDİLEMEZ

Suriye'deki terör yapılanmasının Türkiye için oluşturduğu tehdidin altını çizen Bakan Fidan, örgütün "Türkiye içinde silahlı eylemi bıraktık, sınırın hemen öbür tarafında silahlarımızla hayatımıza devam edeceğiz" gibi bir yaklaşımının kabul edilemez olduğunu belirtti. Fidan, "Bütün sorun zaten son yedi sekiz yıldır Türkiye'de olan herhangi bir konudan dolayı değil, sınırın ötesinde olan sorundan dolayı başlıyor bizim için. Sınırın içerisinde zaten bu konular büyük ölçüde halledilmişti. Ama sınırın ötesinde silahlı unsurlar varlığını devam ettirdiği sürece bu bizim için bir güvenlik sorunudur" ifadelerini kullandı.

"SURİYE'DE ABD ASKERLERİNİN ÖLDÜRÜLMESİ PROVOKASYON"

Fidan Suriye'de ABD ve Suriye ortak devriyesi sırasında DEAŞ tarafında gerçekleştirilen ve 2 ABD askeri ve 1 tercümanın öldüğü saldırıyı "provokasyon" olarak nitelendirdi.

"SİYASETLE DEĞİL, SİLAHLA SEN BUNA YOLUNA DEVAM EDERSEN SİLAHLA KARŞILIK BULURSUN"

Türkiye'nin sorununun siyasal ideolojilerle değil, siyasi hedeflere ulaşmak için silah kullanma metoduyla olduğunu vurgulayan Hakan Fidan, şunları söyledi:

"Bizim siyasal ideolojilerle problemimiz yok. Siyasal metodolojilerle problemimiz var. Yani siz kendi gündeminizi silah yoluyla ilerletmeye çalıştığınız zaman bu artık bir demokrasi ve fikir özgürlüğü sorunu olmuyor. İnsanlar gelir, legalize olurlar, siyasetlerini yaparlar, kabul edilmeyecek en absürt fikirlerini söylerler. Bu başka bir dünya. Ama olayı silah üzerinden yaptığınız zaman... Eğer varsa ideolojik bir kavgan, siyasetten yoluna devam edeceksin. Siyasetle değil, silahla sen buna yoluna devam edersen silahla karşılık bulursun. Bunun cevabı budur."

TÜRKİYE SÜRECİ ŞEFFAF YÜRÜTÜYOR

Türkiye'de yürütülen terörle mücadele ve toplumsal barış sürecinin şeffaf bir şekilde ilerlediğini belirten Fidan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin daveti ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın iradesiyle başlayan sürecin tarihi bir fırsat olduğunu söyledi. Fidan, Meclis'teki komisyonların sivil toplum örgütlerinden kanaat önderlerine kadar herkesi dinleyerek ortak akıl aradığını ifade etti.

Buna karşılık terör örgütünün şeffaf bir tavır sergilemediğini belirten Fidan, "Karşı tarafın bu türden bir tartışması yok. Yani örgüt bu konuda ne düşünüyor, ne yapacak, ne edecek? Herkes Türkiye'den beklenen adımları ifade ediyor da örgüt kendi adımlarına ilişkin bir cümle biz duymuyoruz" dedi.

"ÖRGÜT KENDİ İRADESİYLE HAREKET ETMİYOR"

Bakan Fidan, terör örgütünün bölgedeki en demokratik ülke olan Türkiye'ye karşı silahlı mücadele verirken, diğer antidemokratik rejimlerle bir sorunu olmamasının çelişkisine dikkat çekti. Fidan, "Bu aslında şunu gösteriyor: Kendi iradesiyle değil, bölgesel ve küresel ittifaklarla yürütülen bir iş olduğu için bunun kendi içinde rasyonalitesi yok" diye konuştu. Örgüt elebaşı Abdullah Öcalan'ın bu gerçeği 2013'te gördüğünü ancak Suriye'deki durumun bahane edilerek dağ kadrolarının süreci bitirdiğini de sözlerine ekledi.

İSRAİL'İN "TÜRKİYE GAZZE'DEKİ GÖREV GÜCÜNDE OLMASIN" ELEŞTİRİLERİNE CEVAP

Gazze için kurulması gündemde olan uluslararası istikrar gücü tartışmalarına değinen Bakan Fidan, Türkiye'nin Filistin meselesinin çözümünde her türlü uluslararası çabaya destek verdiğini vurguladı. İstikrar gücünün bir numaralı görevinin İsrail ile Filistinliler arasında bir hat kurarak saldırıları önlemek olması gerektiğini belirten Fidan, İsrail'in Türkiye'nin bu güçte yer almasına sıcak bakmadığını ifade etti. Fidan, İsrail'in bu tutumunun nedenini şu sözlerle açıkladı: "Diyorlar, özellikle konu Türkiye'ye gelince Türkiye konusunda biz çekinceliyiz diyorlar. Buna hakkımız var. Çünkü Türkiye bu savaş boyunca bizi en fazla eleştiren, en fazla üzerimize baskı yapan ülke oldu." Fidan, Türkiye'nin içinde olsun veya olmasın, İsrail'in işgalini ve zulmünü sona erdirecek, Gazze'deki Filistinlilerin varlığını garanti altına alacak bir gücün bir an önce bölgeye gitmesinin önemini vurguladı.

CAATSA YAPTIRIMLARI NE ZAMAN KALKAR?

Türkiye-ABD ilişkilerinde F-35 ve CAATSA yaptırımları gibi sorunlu alanların çözümüne yönelik çalışmaların devam ettiğini belirten Hakan Fidan, yakın zamanda bir açılım beklediğini söyledi. Sunucunun "Yaptırımların 2026'nın ilk çeyreğinde kalkabileceğini söyleyebilir miyiz?" sorusuna Fidan, "Bence mümkün. Realist olmak gerekirse bence mümkün" yanıtını verdi. CAATSA yaptırımlarının kalkmasının Savunma Sanayii Başkanlığı'nın (SSB) yeniden muhataplık geliştirebilmesi için kritik olduğunu ifade eden Fidan, "Bizim temel aktörümüz, profesyonel ve uzman kuruluşumuz bu noktada Savunma Sanayi Başkanlığımız. Tekrar Amerika'yla olan ilişkilerde uzman kuruluş olarak Savunma Sanayi Başkanlığının rolünü alması gerekiyor" dedi. Fidan, yaptırımlar nedeniyle tıkanan çok çeşitli kalemler olduğunu ve bunların açılması gerektiğini de sözlerine ekledi.

"PUTİN ATEŞKES KONUSUNDA CİDDİ"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Türkmenistan'da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yaptığı görüşmeye de değinen Fidan, iki lider arasındaki ilişkinin artık bir dostluk düzeyine ulaştığını belirtti. Görüşmede Ukrayna konusunun detaylıca ele alındığını aktaran Fidan, Putin'in ateşkese yönelik tutumu hakkında dikkat çekici bir tespitte bulundu: "Güzel olan şey şu, Sayın Putin yani sahici manada ateşkes konusunda ciddi. Yani belli şartlar var. Bu şartlar da müzakere etmede çok net."

"EN BÜYÜK SORUN DONBAS VE DONDURULAN RUS PARALARI"

Sorunun tarafların ne istediği ve istemediği arasındaki uyumsuzluktan kaynaklandığını belirten Fidan, arabuluculuğun tam da bu noktada devreye girdiğini söyledi. Barış görüşmelerinin önündeki en büyük engelleri Donbas'ın statüsü ve dondurulan Rus paraları olarak sıralayan Fidan, şu detayları paylaştı: "Temel konu Donbas'ta geri kalan toprağın ne olacağı meselesi... Diğer taraftan dondurulmuş Rus paraları ne olacak meselesi. Bu konu da açıkçası paranın ve asetlerin büyüklüğünden dolayı oldukça önemli bir konu."

Fidan, Brüksel'deki Euroclear bankalarında tutulan yaklaşık 210 milyar Avroluk Rus Merkez Bankası parasının kullanımı konusunda Avrupa içinde de farklı görüşler olduğunu, Brüksel'in bu paranın kullandırılmasına karşı hukuki güvence talep ettiğini ve Avrupa Konseyi'nin bu konuyu karara bağlamak için 18 Aralık'ta bir toplantı yapacağını belirtti.

 

Muhammet Binici Haber7.com - Editör
Haber 7 - Muhammet Binici

Editör Hakkında

İstanbul Şişli'de doğan Muhammet Binici, Anadolu Üniversitesi Radyo Televizyon Programcılığı ve Spor Yönetimi bölümlerini bitirdi. Eğitimine, İstanbul Üniversitesi Halkla İlişkiler bölümünde devam etmektedir. Gazeteciliğe 2012 yılında yerel haber siteleri ve yerel gazetelerde başladı. Gündem, Magazin alanlarında editör-muhabirlik yaptı. 2016 yılında Yeni Akit Gazetesi'nde bir yıl muhabirlik yaptıktan sonra, 2020 Eylül itibariyle Haber7'de 'Gündem Editörü' olarak görevine devam etmektedir.
YORUMLAR 4
  • Zeynel 7 dakika önce Şikayet Et
    Sdg iti daha dün demedi deaşı salarız diye abd kimi vurdu o zaman
    Cevapla
  • Eyman 21 dakika önce Şikayet Et
    Güneydeki sorun asıl sorun değil; çünkü o güneydekiler zaten Dürzi ve İsrail zihniyetli kâfirler; ama SDG/YPG sorununun en ciddi sorun olmasının sebebi, bu piyon örgütün müslüman bir halkı kullanması ve İsrail'in emellerine kurban etme stratejisi! Bu çok tehlikeli ve üzücü. Bu yüzden SDG/YPG maşa örgütünü doğru ve temkinli adımlarla temizlemek lazım; çünkü malesef bu oyunu görmyenler var
    Cevapla
  • Misafir 49 dakika önce Şikayet Et
    bu is cok uzadi sanki girin dağıtın ortalığı
    Cevapla
  • Misafir 1 saat önce Şikayet Et
    DEAŞ değildir İsrail istihbaratıdır.
    Cevapla
  • Yorumcunun biri 1 saat önce Şikayet Et
    Sayın bakanım lafı gediğine oturtmuş
    Cevapla
DİĞER HABERLER
İstenen asgari ücret belli oldu! TÜRK-İŞ'in kapalı zarfında neler var?
Eurovision'da 'İsrail' krizi: Ödüllerini iade ediyorlar! Birincilerden peş peşe tepki...