Yazıcıoğlu'nun anıları eşini kahretti

BBP lideri rahmetli Yazıcıoğlu'nun 12 Eylül dönemine ilişkin günlüklerini gözyaşları içinde okuduğunu anlatan Gülefer Yazıcıoğlu eşini böyle tarif etmişti.

Yazıcıoğlu'nun anıları eşini kahretti
Yazıcıoğlu'nun anıları eşini kahretti
GİRİŞ 28.03.2009 18:50 GÜNCELLEME 28.03.2009 18:50
Bu Habere 44 Yorum Yapılmış

Rahmetli BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu'nun 20 yıllık hayat arkadaşı Gülefer Yazıcıoğlu Aksiyon Dergisi'nin önceki sayılarında eşini anlatmıştı. Yazıcıoğlu, "Gördüğü işkenceleri anlatan Muhsin'in günlüklerini okumayı bitiremedim." demişti.

Darbe ilanı, sokağa çıkma yasağı ve siyasilerin bir bir cezaevlerine gönderilmişti. 14 yaşındaki Gülefer Pakdil için 12 Eylül belki de sadece bunları ifade ediyordu. Gün gelecek, 12 Eylül bu genç kızın hayatında önemli bir yer tutacaktı. O, Kahramanmaraş'ın Göksun ilçesinde ortaokulda okurken cezaevinde yazılan bir not, belki de ona hayatının en zor gününü yaşatacaktı.

Dokuz çocuklu Pakdil ailesinin çocuğu olarak 1968'de dünyaya gelir Gülefer. Annesi ev hanımı, babası ise memurdur. Maraş'ın Göksun ilçesinde yaşayan aile, baba Hayri Bey'in çocuklarını büyük şehirde okutmak istemesiyle Ankara'ya yerleşir. Gülefer Pakdil 20 yaşına geldiğinde ağabeyinin yakın arkadaşlarının vasıtasıyla tanıştığı bir gençle evlenmeye karar verir. O kişi, cezaevinden yeni çıkan Muhsin Yazıcıoğlu'dur. 80 ihtilaliyle hapse gönderilen siyasiler arasında yer alan Yazıcıoğlu, cezaevinden yeni çıkmıştır.

Baba Hayri Bey için cezaevinden çıkan birine kızını vermek kolay olmaz. Tabii Gülefer Hanım için de evlenmek. Aile temkinli davranır, Gülefer Hanım ise korkar cezaevinden çıkan biriyle evlenmekten. Muhsin Yazıcıoğlu'nun köyüne kadar gidip araştırır aile. Ağabeylerden de olumlu cevap gelince Gülefer Pakdil artık Gülefer Yazıcıoğlu olur. Baba Hayri Bey'in de bu dünyada oğullarından ayırt etmediği biricik damadı.

-MUHSİN'İN GÜNLÜKLERİNİ BİTİREMEDİM-

Gülefer Yazıcıoğlu Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu'nun 18 yıllık hayat arkadaşı. Gülefer Hanım ilk başta cezaevinden çıkmış bir insanla evlenmekten korktuğunu anlatıyor. Ancak "Benim için kişinin neden cezaevine girdiği önemli" diyerek Yazıcıoğlu'nun vatan mücadelesinden etkilendiğini dile getiriyor. Eşinin cezaevinde yaşadıklarını yazdığı günlüğü ve notlarını okuduğunda gözyaşlarını tutamamış: "Muhsin'i hapiste tuttuğu günlüklerden tanıdım. Onun yaşadıklarını, günlükleri okudukça daha iyi anladım." On günlük evliyken eşinin dosyalarını düzeltmeye çalışan Gülefer Hanım'ın rastladığı saman kâğıt, ona 12 Eylül'de eşinin yaşadığı bütün sıkıntıları yaşatmış. O ana kadar eşinin cezaevinde yaşadıkları hakkında pek bir şey bilmeyen Gülefer Hanım kâğıdı ancak yarıya kadar okuyabilmiş. Muhsin Bey'in cezaevinde tuttuğu günlükte yazılanları Gülefer Hanım şöyle anlatıyor: "Çarmıha gerildiği, vücudunun her yerinden elektrik verildiği, tırnaklarının söküldüğü yazıyordu. Kâğıdı daha fazla okuyamadım..."

Gülefer Hanım bu olaydan sonra eşine cezaeviyle ilgili soru sorma cesaretini de bulamaz kendinde. Belki de daha fazla acı duymaktan, ona acılarını hatırlatmaktan korkar. Hatta yaşadığı işkenceler sonrasında eşinin ayak tırnaklarından bazılarının olmadığını o zaman fark eder. Gülefer Yazıcıoğlu ilk çocukları Firuze dünyaya geldiğinde Muhsin Bey'in anne ve babasının düğün bayram ettiğini anlatıyor. Çünkü vücuduna verilen elektrik neticesinde oğullarının çocuk sahibi olamayacağını bile düşünmüşler.

Muhsin Yazıcıoğlu yoğun siyasi hayatına rağmen çocuklarıyla ilgilenmeyi de ihmal etmemiş. Saat kaçta gelirse gelsin, çocukları uyumuş dahi olsa onları kaldırıp ballı sütlerini muhakkak o içirirmiş. İlkokul çağlarındayken kızı Firuze'nin babasıyla vakit geçirememekten yakındığını 'Babam ne olur mebus olmasın!' diye dua ettiğini anlatan Gülefer Yazıcıoğlu, artık çocuklarının böyle düşünmediğini belirtiyor. Hatta karakterini eşine benzettiği kızı Firuze'nin ilerde babası gibi aktif siyasette yer alacağına inanıyor.

-28 ŞUBAT'TA CESUR ÇIKIŞLAR-

Gülefer Yazıcıoğlu, 28 Şubat sürecinde sert çıkışlar yapan eşinin cesur davrandığını dile getiriyor. Gülefer Yazıcıoğlu, eşinin 12 Eylül'deki söylemleriyle bugünkü söylemlerinin aynı olduğunu vurgulayarak "Eşimin tüm söylediklerinin arkasındayım. Zira onun davasına inanıyorum." diyor. 18 yıllık hayat arkadaşının bir 'derya gibi' olduğunu ifade ederek, merhameti, dürüstlüğü ve en çok da vatanı ve milleti için mücadelesinin kendisini etkilediğini anlatıyor. Muhsin Bey'in sert görünümüne rağmen oldukça duygusal olduğunu, eşinin kendisine sık sık şiir yazdığını anlatıyor. Ancak partinin amblemindeki gül ile, Muhsin Bey'in şiirlerine ilham olan gülün kendisiyle alakası olmadığının altını çiziyor. Öğreniyoruz ki amblemdeki gül Peygamber Efendimiz'i simgeliyormuş.

Eşinin sürekli cep telefonuna şiir mesajları attığını dile getiren Gülefer Hanım, "Benim böyle bir yeteneğim olmadığı için sadece teşekkür ediyorum" diyor. Hatta eşinin siyaseti bırakması hâlinde iyi bir şair ve yazar olacağı görüşünde. Muhsin Bey'e göre kadınlar Allah'ın bir emaneti. Her kadına en iyi şekilde davranmak erkeklerin birinci vazifesi.

-İÇLİ KÖFTE SEVER-

Muhsin Yazıcıoğlu'nun,

En sevdiği yemek: İçli köfte (eşinin yaptığı)

Yaptığı en güzel yemek: Sivas'a özgü mantı

İdeali: Türk-İslam birliği kurmak

Sinirlendiği konu: Vatan, millet ve din karşıtı söylemler

-Muhsin Yazıcıoğlu'nun eşine yazdığı şiirlerden biri-

Ben sevda yolunda, aşkı ararken

Karanlık dünyama, bir ışık yaktın

Su damlası gibi gönlüme aktın

Bir anlık bakışınla kalbimi yaktın

Kırağı vurmuştu hüzün bahçelerime

Solan sevgilerime bin sevda kattın

Kara saçlarına kaderimi bağladım

Buğulu gözlerinde ben, mutluluktan ağladım.

KAYNAK: (CİHAN)
YORUMLAR 44
  • alperen 9 yıl önce Şikayet Et
    Rabbim mekanini cennet eylesin.seninle biz de usuduk reis...
    Cevapla
  • resul coruh 16 yıl önce Şikayet Et
    seni yakından tanımak isterdim. bir arkadaşım 3 yıldır hep seni anlatır bana kişiliğini karakterini mhp den senin ve arkadaşlarının neden ayrıldığını artık dava admları günümüzde kalmadığını muhsin yazıcı ve dava arkadaşlarının yanında olduğunu benimde kendilerine katılmam gerektiğinden bahsederdi inan çok isterdim çok seni tanımak o güzel yüzüne bakmak isterdim seni azda olsa tanıdım senin kavgacı olmadığını oy için siysetçilere saldırmadığını merhametli olduğu gördüm seni sen yapanın imanından olduğunu gördüm.mekanın cennet olsun....
    Cevapla
  • ibrahim aksu 16 yıl önce Şikayet Et
    sen başkan ım. sen bu milleti karşılıksız sevdin evladın gibi..senin gibisi 100 yılda 1 gelir..bizi yetim bıraktın öksüz bıraktın..seni davanı milletten saklayanlar şimdi gittiğini n güzelde anlatıyolar..kimle konuşsam bilmiyoduk ki diyolar..artık biliyolar başkanım..bu millet n zaman uyanıcak başkanım sende yoksun artık..biz sensiz napıcaz başkanım..seni çok seviyorum başkanım abim babam..seni şimdiden çok özledim rüyama gel başkanım gitme başkanım :(
    Cevapla
  • mehmet yılmaz 16 yıl önce Şikayet Et
    ALLAH cc rahmet eylesin. değerli başkanımıza allahtan rahmet kederli ailesine ve tüm sevenlerine baş sağlığı diliyorum. rabbim onun yolundan ve cizgilerinden gitmeyi cümlemize nasip eyler inşallah.vatan sağ olsun
    Cevapla
  • sadreddin akaydın 16 yıl önce Şikayet Et
    .. ayağa batan bir diken bile çekilen acı nisbetinde günahı örter. o soğuk ve sisli havada geçirdiğin son saatler, çektiğin acılar, belki Allah'ın rahmetinin tecellisi olarak, seni affetmesine bir vesile olmuştur. Allah'ın en sevdiği kullar, en sıkıntı ve acı çeken kullardır. bu dünyadan günahsız,masum ve tertemiz göçtüğüne inancımız tamdır. doğrusu gözlerimden akan yaş senin için değil, kendi halime acıdığım ve sana gıpta ettiğim içindir. SEN.. AHH.. SEN
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
Bakanlık duyurdu: Bulana 20 milyon TL ödül var! İşte kırmızı listede yer alan FETÖ'cüler!
Tekirdağ alev alev! Yangın ormana sıçradı, bir mahalle daha boşaltıldı