Mersin'de operasyon sürüyor

Mersin'de yürütülen operasyon çerçevesinde Serbest Bölge Eski Müdür Vekili ve İstanbul Kıyı Bankacılığı Serbest Bölge Müdür Yardımcısı Hasan Hüseyin Atıl, Dış
Ticaret Müsteşarlığı Standardizasyon Genel Müdür Yardımcısı Erol
Taşyürek ile birlikte Serbest Bölge'de faaliyet gösteren iki firma
sahibinin daha tutuklandığı öğrenildi.

Jandarma Genel Komutanlığı'nca yaklaşık bir aydır sürdürülen
operasyonun, 1999 yılında Mersin Serbest Bölgesi'nde yapılan "Buffalo
Operasyonu"nun devamı niteliğinde olduğu bildirildi.

Taşyürek'in Ankara'da, Atıl'ın ise Mersin'de ifadeleri alındıktan
sonra çıkarıldıkları mahkemece "rüşvet almak ve görevi suiistimal
etmek" iddiasıyla tutuklanarak, cezaevine gönderildiğini ifade eden
yetkililer, aynı zamanda Mersin Serbest Bölgesi'nde faaliyet gösteren
firma sahipleri Murat Okutan ve Yusuf Biçer'in de evrakta sahtecilik
yaptığı iddiasıyla Mersin'de tutuklanarak cezaevine gönderildiğini
kaydettiler.

Kaçakçılığın mali boyutunun belirlenmesi amacıyla hukukçu ve mali
müşavirlerden oluşan 20 kişilik uzman heyetin, bölgedeki 18 firmayı
mercek altına aldığı belirtildi.

Heyetin aylar süren incelemesinde kaçakçılığın mali boyutunun
portresi çıkarılmaya çalışılırken, incelemede, yapılan kaçakçılığın
ise çeşitli türde malların stok kayıtlarının kağıt üzerinde paravan
şirketlere satılmış gibi gösterilerek sıfırlandığı, bu malların rüşvet
karşılığı bölgeden çıkarılarak yurt içinde pazarlandığı belirlendi.

Bu yöntemle devletin gümrük ve fon vergisi yönünden zarara uğratıldığı, kaçak miktarının 1 milyar dolar civarında olduğunun tahmin edildiği ifade edildi. Yetkililer, 5 yıl önce "Buffalo" adı verilen operasyonda da Erol Taşyürek ile Hasan Hüseyin Atıl'ın isminin ön plana çıktığını anımsattılar.

-RAPOR-

Hazırlanan bilirkişi raporunda Taşyürek ve Atıl hakkında şu
iddialara yer verildi:
"Erol Taşyürek ile Hasan Hüseyin Atıl, şirketlerin yapmış olduğu
faaliyetlerde kontrol ve denetim görevi olmasına rağmen, bunu
yapmayarak belge üzerinde diğer birimlerden gerçekleşip
gerçekleşmediğinin teyidini almadan adı geçen şirketlerin stok
düşümlerini birden fazla defa yaparak kaçakçılık işleminin yapılmasına
zemin ve ortam hazırladıkları, bu kadar açık bir ihlalin bu kişilerin
açık iştiraki olmadan mümkün olmayacağı anlaşıldı."