Uğur Kantar'ın diskodaki son anları…
Kıbrıs'ta vatani görevini yaparken disip cezası nedeniyle atıldığı 'disko'da işkenceyle öldürülen Er Uğur Kantar'a yapılanlara şahit olan bir başka mağdur asker yaşananları anlattı.
Tuğba Tekerek'in haberi
İlhan Altınok, Uğur Kantar'ın işkence sonucu öldürüldüğü Kıbns'taki 28. Mekanize Piyade Tümeni Ceza ve Tutuk Evi'nde geçtiğimiz temmuz ayında yedi gün kaldı. Burada "Hoş geldin dayağı'ndan, esas duruşta uyumaya kadar çeşitli işkencelere maruz kalan Altınok, aynı zamanda Kantarla aynı "ızdırap taşı"nda oturup onun bilincinin açık olduğu son saatlere de tanıklık etti.
Ağustosta terhis olan Altınok, şimdi bir yandan, mobilyacılık yaptığı Eskişehir'de, bu 'cehennem'in olumsuz etkilerinden kurtulmaya çalışıyor bir yandan da Kantar'ın davasına müdahil olarak işkencecilerden hukuk önünde hesap soruyor. Askerhaklari.com internet sitesi kanalıyla şikayetini Meclis İnsan
Haklan Komisyonu'na da ileten Altınok, kamuoyunda 'disko' diye bilinen askerî disiplin koğuşunda yaşadıklarını Tarafa anlattı...
Kısa süreli kaçma suçuyla disiplin koğuşuna giren Altınok, Uğur Kantar'la tanışmasını şöyle anlattı: "Beni ilk içeri girdiğimde dövdükleri zaman, 'Seni de Uğur gibi yapacağız' dediler. 'Uğur kim, buraya girip sakatlanıp çıkan biri mi acaba?' dedim. Sivil eşya deposunda yediğim dayaktan sonra beni ızdırap taşına oturttular. Yanımda birisi oturuyor ama bitmiş... Fısıldaşıyoruz, dudak bile kıpırdamıyor, o kadar sessiz konuşuyoruz. 'Adın ne?' dedim, 'Uğur' dedi, 'Hah' dedim 'Uğur bu. Ona benzeyeceğiz çıkarken'..."
Altınok, Kantar'ın durumunu şu sözlerle anlattı: "Konuşmakta bile güçlük çekiyordu. Nefesi yoktu. Sıkış tepiş oturuyoruz. Birbirimize değiyorduk. Ateş gibiydi. Sigarayı tutsan yanardı. O derece sıcaktı vücudu. Gözler kapanıyor yavaş yavaş. Hani ölüme yaklaşan insanın böyle gözleri düşer kapanmaya başlar, o şekildeydi. Yüz yüze bakamadık zaten, ben Uğur'un yüzünü karşımda kelepçeledikleri zaman gördüm. Önce ızdırap taşından alıp banyoya götürdüler Uğur'u. Oradan darp sesleri geliyordu. Uğur'un yalvarmaları geliyordu 'yapmayın vurmayın' diye..."
Babamın oğlu musun
Altınok, disiplin koğuşunda maruz kaldığı işkenceleri de anlattı: "İlk girdiğimde başladı zaten her şey...
Beni teslim eden komutanım daha oradan ayrılmadan, itmeler kakmalar başladı.
İçeri girerken küfrede ede, 'Sen babamın oğlu musun lan!', 'Seni burada öldürürüm lan!' dediler... İçeri girdim soyunmaya başladım, çınlçıplak kaldım, kolumdaki dövmeyi gördüler, 'Sen Müslüman değil misin' diye beni dövmeye başladılar."
Altınok, Kantar'ın da maruz kaldığı "Izdırap taşı" işkencesini şöyle anlattı: "Izdırap taşı dedikleri bir taş var avluda orada oturtuyorlar seni, zaten bakamıyorsun sağa sola ama arkanda kocaman bir duvar olup üzerinde tel örgü 'olması bile farklı bir psikoloji yaratıyor. Birisine tecavüz etmişim de girmişim gibi bir yerdi. Bir kapısı vardı 5-10 metre yüksekliğinde tel örgü sırf. Dışarıyı tek oradan görebiliyorduk, oraya da bakmak yasaktı. Baktığımız anda herhangi bir ceza gelebiliyordu, veya bir tokat, dayak, bir işkence türü.
Taraf
-
adem 10 yıl önce Şikayet EtBizim gibi milliiyetci vatandasi askeriyeden sogutuyorlar bende kars dere icinde disko da yattim Allah yardim etsin .pkk ya yapilmayan iskence askerimize yapiliyorBeğen
-
hakanasil 13 yıl önce Şikayet Etsadece asker değil. askeri cezaevleri de içler acısı durumda. Evet bir çoğu piskopat tabir edilen cidden kendine ve çevresine zarar veren kişiler lakin işkence diyarbakır cezaevi gibi nerdeyse. Sivil ceza evleri denetime açık olduğu gibi oralarda sivil gözetmenler olmalı ve direkt adalet bakanlığına bağlı olmamlılardır.sabah 4 de kaldırıp yerlere su döküp -18 derece sürünme emrini veriyorlar. Rütbeli gittikten sonra asker nöbetçi ve grdiyanlar haşa kendilerini ilah ilan ediyorlar. Olmaz necde paşam oolllmmmaaazz bu işi derhal düzeltmelisiniz. Cezası hapisse hapis yatacak. işkence emeye hakkınız yok. kaldıki zorunlu askerlik hizmeti bu. yani Yeniçeri gibi ömür boyu asker değiliz.askere işkence edeceğinize bir tanker benzini derelere dökenlere de müdahale etsenize. Levazım subay astsubayların evleri arabalar yurt dışı okuyan cocuklar hangi paralarla oluyorrrr.Beğen
-
emre kutlu 13 yıl önce Şikayet EtTÜRK ASKERİMİYDİM ERMENİ ASKERİ Mİ?. askerliğimi kıbrısta 14.Zırhlı Tugay'da 2.tank tabur karargah bölüğünde 335 kısa dönem olarak yaptım. askerliğim 31 ocak 2011 tarihi itibariyle bitti, terhisimde 24 ocak 2011de oldu. bende askerde kavga ettiğim için disiplin koğuşuna yani diskoya gönderildim. diskoda bize sözlü hakaret yapıyorlardı. küfür ediyorlardı. elbisemizde rencide olmamız için özel seçilmişti. basımızda siyah bir şapka, altımızda yine siyah bir ceket, altımızda da yeşil bir pantolon giydirdiler. diskoda bulaşıktan çevre temizliğine, bize komuta eden o askerlerin yataklarını düzeltmeye kadar herseyi yaptırıyorlardı. sabah altıda kaldırıyorlar. sabah traşı oluyorsun. kahvaltıdan sonra ve tabiki bulasıklarıda yıkadıktan sonra bizi çalışmaya göturuyorlar. bazen lağım temizliyoruz, bazen çukur kazıyoruz. bazen de çevre temizliği. bir yerden bir yere giderken eller bitişik şekilde ve kafan daima yere bakarak gidiyorsun. kafanızı kaldırmanız dahi yasaktı.Beğen
-
hakan genç 13 yıl önce Şikayet EtTemizlik Uzun Sürücek Gibi!!!. 2001 yılında şırnakta ismail şekerci yüzbaşı beni süründürdü ve üzerimden mermi attırdı ölsem eğitim zayatı diyeceklerdi. keşke hakkım olsada kendisine dava açabilsem hesap sorabilsem. insan hayatı bukadar ucuzmu buneya bunların allahtan hiçmi korkusu yok hiçmi içlerinde merhamet yok allah islah etsin hepsini!Beğen Toplam 1 beğeni
-
huseyin yıldırım 13 yıl önce Şikayet Etdevletin ismi askeriye. askeriye kendi içinde bir devlet olmuş kendi yargısı kendi yasası kendi kuralları olan bir devler turkıye cum. den ayrı inşallah düzelirBeğen Toplam 3 beğeni
