Tavuk yedirilen kaplumbağa neler yapar?

Hayatının son 23 yılını Dalyan’da caretta caretta’larla geçiren Prof. Yakup Kaska, yaşamlarının yüzde 98'ini suda geçiren bu hayvanlara tavuk verilince olanları anlattı

Tavuk yedirilen kaplumbağa neler yapar?
Tavuk yedirilen kaplumbağa neler yapar?
GİRİŞ 03.09.2011 12:54 GÜNCELLEME 03.09.2011 12:54

İnci Döndaş'ın haberi

Yakup Kaska, hayatının son 23 yılını Dalyan’da caretta caretta’larla geçiren bir profesör. Yaralı olanları iyileştiriyor, sahildeki yumurtaları koruyor, sonlarının dinazorlara benzememesi için elinden gelen her şeyi yapıyor.

Yengeç, deniz anası ve balık yiyerek besleniyor, ağızlarında hiç diş yok; bin tane yavrunun dünyaya gelmesine neden oluyor, yaşamlarının yüzde 98’ini denizde geçiriyor, genelde insanoğlunun neden olduğu olaylar sonucunda hastalanıp yaşamlarını yitiriyorlar. Bahsettiğimiz canlılar caretta caretta yani deniz kaplumbağaları. Türkiye’de Mersin’den Antalya’ya pek çok plaja ama en çok Dalyan İztuzu Plajı’na yumurtalarını bırakan caretta caretta’ların karada bir doktoru var: Prof. Dr. Yakup Kaska. 1988’de henüz bir biyoloji öğrencisiyken İztuzu Plajı’na giden ve o gün bu gündür oradan ayrılmayan Kaska, hem Pamukkale Üniversitesi Biyoloji Bölümü öğretim üyesi hem üç yıl önce açılan Deniz Kaplumbağaları Araştırma, Kurtarma ve Rehabilatasyon Merkezi’nin müdürü... Türkiye’nin neresinde olursa olsun, yaralı bir caretta caretta bulunduğunda Yakup Kaska telefonla aranıyor. Yaptığı işten dolayı ‘Yakup Caretta’ diye biliniyor, arkadaşları onu ‘Caretta’ diye çağırıyor.

Nesli tükenebilir

Kaska ve ekibi şimdiye kadar daha çok kumsaldaki yavruları korumak için uğraştı. Artık denize de yöneldiler. Çünkü bin yavrudan sadece bir tanesi ergenliğe ulaşarak anne olabiliyor. Onların göç yolları, kaç metre derinlikte yüzdüğü, küresel ısınmanın caretta’ları nasıl etkilediğini belirlemek için onları GPRS’lerle takip ediyor, yaralı kaplumbağaları iyileştiriyor, yavruların sağlıklı bir şekilde denize ulaşması için çalışıyorlar.

“Kaplumbağalar benim için doğduğu yeri unutmayıp o bölgeyi sürekli ziyaret eden, o bölgenin kendi vatanı olduğunu bize sürekli anlatan canlılar” diyen Kaska, küresel ısınmadan her canlının etkilendiğini ama en çok etkilenen türün caretta caretta’lar olduğunu söylüyor: “Çünkü yumurtalarında cinsiyet kromozomları olmadığından ortam sıcak olursa yumurtadan dişi yavru çıkıyor, serin olursa erkek. Küresel ısınma nedeniyle yumurtadan artık dişi yavru çıkıyor. Belki 5-10 yıl sonra erkek yavru arayacağız. Dinazorların bile bu sebepten yok olduğu düşünülüyor, onların da yumurtasında cinsiyet kromozomu yoktu. Kaplumbağaların nesillerini devam ettirmek için yuvalarına sıcaklık ölçen alet yerleştirerek geleceğe yönelik tahminlerde bulunup önlemler almaya yönelik çalışmalar yapıyoruz.”

Üzerine çekiçle vuran var

Deniz Kaplumbağaları Araştırma, Kurtarma ve Rehabilitasyon Merkezi, halk dilindeki adıyla ‘Caretta Hastanesi’ne şimdiye kadar 34 kaplumbağa geldi; beşi hala bakım altında, 20’si sağlığına kavuştu ve doğaya bırakıldı, dokuzu ise kurtarılamadı. Kaska, caretta caretta’ların yaralanma sebeplerinin birden fazla olduğunu söylüyor: “Denizde karşılaştıkları problemlerin başında sürat motorları, su botları gibi deniz araçlarının verdiği hasar var. Mesela botların pervanesinin kaplumbağaya çarpması onu yaralıyor. İkinci yaralanma sebebi ise oltaların ucundaki balıkları yerken oltaları da yiyebiliyorlar. O olta boğazına takılınca ve ucundaki misinadan kurtulmaya çalışırken misina kollarını sarıyor veya kesiyor. Üçüncüsü ise balıkçı ağlarına takılmaları ve plastik yemeleri. Denize atılan plastik torbaları deniz anası sanarak yiyor ve sindirim sistemleri bloke oluyor. Bir de tabii kasıtlı olarak verilen zararlar var. Zıpkın denemesi yapan, elindeki çekiçle vuran var. Kaplumbağaya hayvan diyoruz ama aslında kimin hayvan olduğunu tahmin etmek biraz zor!”

Geçen haftalarda İzmir’de ayağına taş bağlanarak öldürülen caretta caretta’yı hatırlatınca Yakup Kaska sözü balıkçılara getiriyor: “Kaplumbağa balıkçının denize balık avlamak için attığı ağa takılabiliyor. İşte o zaman bayılıyor. Onu hemen denize bırakmak yerine bir süre karada tutup ayılmasını beklemek lazım. Aksi halde boğulur. Ama bazıları ‘Ağa takılmasın, kaplumbağa işimize mani olmasın ve yaptığımız suç görünmesin’ diye kaplumbağaya ağırlık bağlayıp denizin dibine çökmesini bekliyor. Tabii bir süre sonra ölen kaplumbağanın şişmesi, dalgaların onu karaya vurması sonucu insanların kirli işleri de ortaya çıkıyor.”

Allah aşkına hiç tavuk eti yer mi!

Dalyan’ın merkezinden İztuzu Plajı’na turistlerin ulaşımı dolmuş teknelerle sağlanıyor. Bu teknelerin varlığı bir de turistlerin ilgisini çekmek isteyen restoran sahipleriyle birleşince ortaya akıl almaz hikayeler çıkıyor. Kaska onlardan birini şöyle anlatıyor: “Restoran sahipleri ve halk turistlere kaplumbağayı göstermek için onları düzenli olarak teknelerden besliyor. Bunlar tekneye alışıyor, yem verilecek diye. Bazıları balık ve yengeç veriyor ama bazıları tavuk butuyla besliyor. Tavuk, kaplumbağanın beslenme düzenini bozar. Denizde tavuk var mı? Kaplumbağa alıştığında ona yem vermeyince saldırabilir. Hatta biri denizde insanları ısırmış, bunu internet sitemize turistler yazmıştı. Teknelere de yaklaştıklarından teknenin pervanesi onları yaralıyor. Pervanelerin koruyucu kafes içine alınması için çalışma başlattık.  Pilot çalışmalar devam ediyor, bir iki yıl içinde teknelerin pervanesi kafes içine alınacak.”

Dolunay’dan haber alınamıyor, Tuğçe Barış hala Gazze’de

Ömürlerinin yüzde 98’ini denizde geçiren caretta caretta’lar son iki yıldır kabuklarına takılan GPRS’lerle takip ediliyor, göç rotası hakkında bilgi alınıyor. Şimdiye kadar beş kaplumbağaya takıldı: Türkiye, Dolunay, Isabel Dalyan, Tuğçe Barış ve TR48 (Henüz isim verilmedi).

Mesela Dolunay’ın isminin verildiği gün Dolunay varmış. Girit’in üzerinden Libya, ardından Tunus’a giden Dolunay’dan şu an haber alınamıyor. Çünkü GPRS’ler bir yıl boyunca sinyal gönderiyor. Son olarak Tuğçe Barış, Dalyan’dan kalkıp Gazze’ye gitti! TR48 ise Bodrum sahillerinde yüzüyor. Şimdiye kadar sonuç şu: Kaplumbağalar Kuzey Afrika sularında kışı geçirip yazın Türkiye’ye geliyor. Bir kaplumbağaya GPRS takıp onu bir yıl izlemenin maliyeti ise 10 bin lira. Eğer bu gideri siz karşılarsanız isminiz ya da seçtiğiniz bir ad, GPRS takılan  kaplumbağaya veriliyor.

Star

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL
DİĞER HABERLER
Bayraktar TB3 SİHA'lardan ateşlenen MAM-L, hedefi tam isabetle vurdu
Kabine'de Devlet Bahçeli sürprizi! Anlamlı jest!