Fırat'tan 'provokatif eylemler artabilir' uyarısı
Eski AK Parti G.B.Y.Dengir Mir Mehmet Fırat, terör örgütü PKK’nın yaptığı saldırıların ...

Fırat, hatta Gaziantep’teki gibi yine provokatif eylemlerin olabileceğini de dile getiren Fırat, bunu kontrol edebilmenin çok kolay bir iş olmadığını ifade etti. Fırat, “İstihbarat birimleri, bir takım bilgileri verebilir, ancak tam anlamda bir saldırının nerede, ne zaman, niçin yapılacağı belli olmaz.” dedi.
Dengir Mir Mehmet Fırat, gündemdeki konulara ilişkin Cihan Haber Ajansı (Cihan)'na açıklamalarda bulundu. PKK’nın son dönemlerde yaptığı saldırılarda dış ülke bağlantısının aranmasını pek doğru bulmadığını ifade eden Fırat, “Mutlaka dış ülkelerin yardımı vardır ama bu ülkelerin yardımları, çeşitli zamanlarda değişik ülkeler olabilir. Çünkü ülkeler duygusal bağlarla ilişki içerisinde değildirler; menfaatleri aynı yönde ise dostturlar, menfaatleri çatışırsa düşmandırlar. Bunu Türkiye Cumhuriyeti devleti de yapabilir. Diğer ülkeler de sizin iç problemlerinizi yeri geldikçe kaşırlar. Kaşınmamasını istiyorsanız, o problemlerin olmaması gerekmektedir. Bu Suriye, İran dost bildiğimiz ülkeler de olabilir.” diye konuştu.
"PKK GAZİANTEP'TEKİ SALDIRI İLE TÜRK- KÜRT ÇATIŞMASININ FİTİLİ ATEŞLEMEYE ÇALIŞTI"
PKK’nın yaptığı eylemlerle son dönemlerde yeni bir evreye girmeye çalıştığını vurgulayan Fırat, bu yeni evrende örgüt yöneticilerinin amacının 'devrimci halk ayaklanmasının başlatılması' olduğunu söyledi. PKK’nın Kürt halkını devlete ve millete karşı ayaklandırmasının mümkün olmadığının altını çizen Fırat, halklar arası mücadeleyi PKK’nın bir takım provokatif eylemlerle hayata geçirilebileceğini ve Gaziantep’te de bunun fitilinin ateşlenmeye çalışıldığını söyledi. Fırat, “PKK’nın böyle bir savaşı başlatmak için Siirt’i seçmesi mümkün değil. Bunun için hem Kürt hem de Türk vatandaşların yaşadığı bir yer olan Gaziantep seçildi. Buna provokasyon ekleyerek iki halkı çatıştırmak istediler. Bu çatışma başladığı zaman da bunu durdurmak imkânsızdı. Barutun ateş alması gibi hızlı yayılması tehlikesi ile karşı karşıya kalınabilirdi. Yalnız Gaziantep ile kalmaz bu diğer illere de yayılabilirdi. Dolayısıyla, devrimci halk ayaklanması da bu şekilde hayata geçirilmiş olacaktı.”
PKK’nın yaptığı bu saldırıları ne Kürt ne de Türk’ün kabul edemeyeceğini vurgulayan Fırat, “Gaye gerçekleşmediği takdirde de bunu üstlenmenin faydası yoktur. Bu psikolojik savaşın aleyhine gelişmesini engellemek için de bunu inkâr etmesi normaldir.” ifadelerini kullandı.
"PKK ŞEMDİNLİ’DE PSİKOLOJİK ÜSTÜNLÜK ELDE ETMEYE ÇALIŞTI"
PKK’nın Şemdinli'de yaptığı saldırılarla ile ilgili de değerlendirmelerde bulunan Dengir Mir Mehmet Fırat, örgütün Şemdinli ve belli bölgelerde psikolojik üstünlük elde etmeye çalıştığını vurguladı.
Şemdinli’nin bu anlamda çok önemli bir bölge olduğuna dikkat çeken Fırat, şöyle konuştu: "Şırnak ve Şemdinli ekseninde bir psikolojik hâkimiyet sağlamak istiyorlar. Şemdinli'de yapılan birçok saldırının ana gayesi, oradaki bir hükümet veya başka resmi bir yere PKK bayrağının çekilmek istenmesidir. Bunun için devamlı bir saldırı içindeler. Daha önce devletin güvenlik güçlerine yaptığı harekâtta üstünlük devlete aitti ancak son zamanlarda yapılan bu saldırılarda bana göre, bu üstünlük biraz PKK’nın lehine doğru gittiği gözüküyor. Ama çok devam edeceği kanısında değilim.”
"KUCAKLAŞMA İLE PKK MEŞRULAŞTIRILMAYA ÇALIŞILDI"
Fırat, BDP’li milletvekilleri ve PKK’lı teröristlerin kucaklaşması ile ilgili de “PKK’nın meşrulaştırılması amaçlandı.” yorumunu yaptı. BDP’nin, bu kucaklaşma ile PKK’nın yasal bir uzantısı olduğunu tescil etmeye çalıştığını ifade eden Fırat, “PKK ile olan ilişkilerin toplum tarafından kabullenilmesi de sağlanmaya çalışıldı. Devletin vereceği tepki burada çok önemli. Eğer tutar partiyi kapatırsanız veya milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırıp tutuklarsanız bu durum dışarıda belli çevrelerce Türkiye’ye karşı bir tepkinin olmasına sebep olabilir. Dolayısıyla lehte olan bir durum olabilir." dedi.
"AYGÜN’ÜN KAÇIRILMASI İLE PROPAGANDA YAPILMAK AMAÇLANDI"
Fırat, CHP milletvekili Hüseyin Aygün’ün kaçırılmasının da planlı bir eylem olmadığını söyledi. İktidarla medya arasında zımni bir anlaşmanın olduğunu söyleyen Fırat, şehit haberleri konusunda özellikle medyanın artık haberleri büyütmediğini belirtti. Terör olaylarına gazetelerde ve medya organlarında çok fazla yer verilememesinin PKK açısından menfi bir durumu teşkil ettiğini kaydeden Fırat, PKK’nın tekrar propaganda yapabilmesi için Aygün’ü kaçırdığını ifade etti. PKK’nın bu kaçırılma olayı ile hedeflediğini gerçekleştirdiğini anlatan Fırat, AK Parti'li milletvekillerinin de PKK tarafından kaçırılmasının gündemde olabileceğine dikkat çekti.
“ULUDERE HADİSESİ KIRILMA NOKTASI OLDU”
AK Parti’nin 2008 yılına kadar Kürt sorununun demokratikleşme ile aşılacağı kanısında olduğuna işaret eden Dengir Mir Mehmet Fırat, bu tarihe kadar partinin eylemlerinin bu yönde olduğunu kaydetti. Bu yöntemin doğru bir yöntem olduğunu savunan Fırat, daha sonra çeşitli sebeplerden dolayı bu açılım sürecinin durduğunu ve sorunun 'güvenlik sorunu' şeklinde algılanmaya başladığını ifade etti. Bunun yanlış bir politika olduğunu anlatan Fırat, “Bana göre bu kırılma noktasıdır. 34 genç ölmüştür. Bu hata ile de kasten de yapılmış olabilir. Gerek insani olarak gerekse vatandaş olarak yapılacak tek şey vardır; ölenlere başsağlığı dilemek temel görevlerimizden biriydi.” diye konuştu.
“KÜRT SORUNU VE PKK SORUNUNU BİRBİRİNDEN AYIRMAK GEREKİYOR”
Devletin Kürt sorunu ve PKK sorununu birbirinden ayırdetmesi gerektiğini de ifade eden Fırat, Türkiye’nin, 'Kürt sorunu ile PKK sorununun iç içe geçtiği' şeklinde anladığı değerlendirmesinde bulundu. Kürt vatandaşların sorununun, bir terör sorunu olmadığını vurgulayan Fırat, "Türkiye’de temel hak ve özgürlüklerinden istifade edemeyen ve ana unsur olarak kabul edilmeyen bir kitle var. Burası demokrasi ile yönetilen bir cumhuriyet olduğu için, ister etnisite, ister inanç yönünden olsun, herkese eşit muamele yapılması gerekmektedir. Temel hak ve özgürlüklerdeki kısıtlamalar kabul edilemez.” diye konuştu.
“SORUNUN ÇÖZÜMÜ: EŞİT VATANDAŞLIK”
Fırat, bu sorunun çözülmesi için Türkiye’de eşit vatandaşlığın sağlanması gerektiğini vurguladı. Ayrımcılığın ortadan kaldırılması gerektiğini vurgulayan Fırat, sözlerini şöyle tamamladı: "Bu ülkede çeyrek demokrasi varsa, bu düalizmi ortadan kaldırmak zorundasınızdır. Her vatandaşın birbiri ile eşitlik prensibinin hayata geçirilmesi lazımdır. Ana dilde eğitim, zararlı ise, bölüyorsa ülkeyi Türkçeyi de bu ülkede yasaklamak gerekmektedir. Dili kullanmak bir tercih meselesidir."
-
hakanasil 12 yıl önce Şikayet Etişte anlatamadığımız cümle. fırat, “mutlaka dış ülkelerin yardımı vardır ama bu ülkelerin yardımları, çeşitli zamanlarda değişik ülkeler olabilir. çünkü ülkeler duygusal bağlarla ilişki içerisinde değildirler; menfaatleri aynı yönde ise dostturlar, menfaatleri çatışırsa düşmandırlar. bunu türkiye cumhuriyeti devleti de yapabilir. diğer ülkeler de sizin iç problemlerinizi yeri geldikçe kaşırlar. kaşınmamasını istiyorsanız, o problemlerin olmaması gerekmektedir. bu suriye, iran dost bildiğimiz ülkeler de olabilir. burdan başbakanı eleştirenlere diyorum. esed dostumuzdu hani, iran dostumuzdu hani diyenlere ders veren bir açıklama. iranın nükleer işlerine müdahalemiz ve suriyeye karışmamızın sebebi eğer biz karışmazsak abd ingiltere ve israil bermuda şeytan ücgeni gelir müdahale eder sıra bize gelir. sırayı geciktirip güçlenmek lazım.Beğen