Bir Anadolu efsanesi Şahmaran: Mar Yılan Soyu
Akdeniz Bölgesi’nin Tarsus İlçesi’nde yaşadığına inanılan Şahmaran’ın romanını yazan Emine Buzkan Kaynak yazdı.

Akdeniz Bölgesi’nin Tarsus İlçesi’nde yaşadığına inanılan Şahmaran’ın hikayeleri nesilden nesile aktarılır. Anadolu’da yaygın bilinen Şahmaran Efsanesi’nden yola çıkara hazırlanan "Mar Yılan Soyu" fantastik hikayesi ile okuyucuyu kendine çekecek.
Emine Buzkan Kaynak’ın Anadolu’da yaygın bilinen Şahmaran Efsanesi’nden yola çıkarak yazdığı ‘Mar Yılan Soyu’ adlı kitabı Truva Yayınları imzası ile raflardaki yerini aldı..
Akdeniz Bölgesi’nin Tarsus İlçesi’nde yaşadığına inanılan Şahmaran’ın hikayeleri ile büyüyen Kaynak, kitabında ‘Şahmaran uğruna öldüğü Cemsab ile evlenip çocukları olsaydı soylarının devamı nasıl olurdu?’ sorusundan yola çıkarak fantastik hikayesinin konusunu belirledi.
Emine Buzkan Mar; Yılan Soyu, kitabını anlattı
Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?
Adana’da doğup büyüdüm. Yirmi beş yıldır Trakya’da yaşıyorum. Çok okurum, araştırım ve gözlemlerim. Kendimle ve hayatımla ilgili oldukça şeffafım. Hiç sırları olan bir insan olmadım, olamadım ama gözlemlediğim her şey ve her ayrıntı bende sır olarak kalır.
Yazma yeteneğimi de bu sırlara borçlu olduğuma inanıyorum. Kendimi önemli bulduğum tek şey Şahan ve Evrim’in annesi olmam. Evliyim. Bunların dışında söyleyebileceğim pek bir şey yok.
Ne zaman kendinizi 'yazar' olarak tanımlamaya başladınız ya da kendinizi 'yazar' olarak tanımlayabilir misiniz?
Zafer Doruk’tan öykü dersleri aldığım dönemlerde, atölyede hoca şu cümleyi kurmuştu ‘Bu atölyeden dört ya da beş yazar çıkacak bunlardan biri de sensin’ demişti. Oldukça cesaret verici sözlerdi.
Öykülerim dergilerde, senaryolarım da ulusal televizyon kanallarında dizi olarak yayınlandığında utana sıkıla ‘yazar’ dedim kendime ve Zafer Hoca’ya bu cesaretlendiren sözlerinden dolayı ne kadar teşekkür etsem azdır. Ondan önce sadece ‘Suyun yüzüne yazan’ biriydim.
Romanınızın çıkış noktası hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Fantastik kitapları, filmleri ve dizileri oldum olası çok sevmişimdir. Roman yazmak istediğimde içinde doğup büyüdüğüm dünyanın bir parçası olan Şahmaran Efsanesi’nden yola çıkmaya karar verdim.
Ama bilindik efsanenin dışında bir şeyler olmalıydı bu kitap. Bu düşünce kafamı günlerce aylarca kemirdi. “Şahmaran uğruna öldüğü Camsab ile evlenseydi ve çocuklarının soyu günümüze kadar gelseydi ne olurdu?” sorusundan yola çıkınca, Maran ve ailesinin hayatına Şahsu gelmiş oldu.
Kendi romanınızı nasıl tanımlarsınız?
Ben yazdım ve aradan çekildim artık okuyucu tanımlar onu. Okuyucuyla romanın arasında durmak istemem.
Edebi çalışmalarınızın zeminsel gelişimi hakkında bilgi verebilir misiniz?
Hayatın kendisi, her şey için bir zemindir. Pencereden baktığımda elinde bastonla yürüyen birisinin görüntüsü ve hareket ritmi benim öykü yazmam için yeterlidir. Hayatın içindekileri alıp yaşadıklarınızın yanına koyunca ortaya edebi bir çalışma çıkıyor, hüzün çıkıyor, sevinç çıkıyor. Öyküler ve masallar çıkıyor.
Sevdiğiniz yazarlara ve kitaplara birkaç örnek verebilir misiniz?
Her şeyi severek okurum. Ama ilk aklıma gelenler Wilbur Shmit ve onun Nehir Tanrısı. Büyücüler Kralı ve Yedinci Papirüs. Stephen King. Suzanne Collins…
Zafer Doruk öykülerini ve Ayşe Kulin, Ahmet Tezcan, Kahraman Tazeoğlu’nun kitaplarını çok severek ve duygulanarak okurum. Ve tartışmasız Nazım Hikmet şiirleri favorilerim arasında yer alıyor.
Okuyucular bu kitabı okuduğunda neler bulabilir?
Öncelikle okuyucuya göre değişecektir ama ben uzun bir masalın ilk adımlarını okuyacaklarını söyleyebilirim… İçinde büyüdüğüm hayatın temel kuralı katıksız dostluk, saygı ve sevgi üzerineydi.
Hayatın gerçekleriyle bu duygular her ne kadar asimile edilmiş gibi gözükse de, özümüzde bu var… Kitabı yazarken şu gerçeğe sadık kaldım “Aşkın ve dostluğun dini, dili, ırkı, yaşı ve kimliği yoktur.”
Son olarak tartışılan bir konuya açıklık getirelim ‘Şahmaran’ mı ‘Şahmeran’mı?
İkisi de aynı aslında. Mar, Farsça yılan anlamına gelir, ‘-an’ ise çokluk ekidir.‘Şahmeran’ bölgenin ağız özelliklerine göre ses değişimine uğramış halidir. Doğup büyüdüm köy Yılankale ve Misis arasındadır.
Aynı çizgide Adana ve Tarsus vardır. Ceyhan ırmağı kıyısında küçücük bir köydür. Ben hep bu efsaneyi ‘Şahmaran’ olarak dinledim yıllar sonra ‘Şahmeran’ diye anlatanlar da oldu ama benim için hiç değişmedi…
Şahmaran akşam serinliğinde kaleden çıkıp ırmakta yıkanırmış. Büyük Ninem (Babamın ninesi) öyle anlatırdı. Çıplak bedenini kapatan ıslak saçlarıyla Misisi geçip, Tarsus’a sevdiği adamı görmeye gidermiş.
Büyük Ninem’e “Çok mu aşıkmış Camsab’a?” diye sorduğumda, tonla azar işitirdim. “Onlar aşık olmaz, onlar sevdalanır.” derdi.
Kitap Adı | : Mar -Yılan Soyu- |
ISBN | : 978-605-9850-00-1 |
Yazar | : Emine Buzkan Kaynak |
Genel Yayın Yönetmeni | : Orhan Büyük |
Sayfa Sayısı | : 376 |
Baskı Sayısı | : 1 |
Baskı Tarihi | : 05/03/2015 |
Editör | : Orhan Büyük |