Küre Yayınları'ndan iki yeni kitap
Küre Yayınları'ndan çıkan, "Bağımlı Rasyonel Hayvanlar" ve "Kendir Telinin Peşinde" kitapları okuyucuyla buluştu.

Küre Yayınları'ndan çıkan, "Bağımlı Rasyonel Hayvanlar - İnsanlar Neden Erdemlere İhtiyaç Duyar?" ve "Canik Sancağı’nda Reaya ve Devlet (1690-1740) - Korku, Kader ve İktidarın Yükü" kitapları okuyucuyla buluştu.
BAĞIMLI RASYONEL HAYVANLAR
Alasdair MacIntyre, Bağımlı Rasyonel Hayvanlar’da insanları diğer akıllı hayvanlarla karşılaştırıyor ve insan sosyal yaşamı hakkında dikkate değer sonuçlara ulaşıyor. MacIntyre’a göre insanlar bağımsız, pratik akıl yürütücülerdir; fakat aynı zamanda bağımsızlıklarını sürdürebilmek için birbirlerinden öğrenmek zorunda olan bağımlı hayvanlardır.
Yazar, kendisinin daha önceki eserlerinde benimsediği tutum da dahil olmak üzere ana akım Batı etiğini, insan doğasının bağımlı ve hayvani taraflarını ciddiye almamakla ve aklın gücünü abartmakla eleştiriyor. “İnsanlığın diğer akıllı hayvan türleriyle olan ortak yanlarını anlamaya çalışmak neden önemlidir?” ve “ahlak felsefecileri için insanın zayıflığına ve yetersizliğine dikkat çekmek anlamlı mıdır?” soruları eşliğinde, erdemlere neden ihtiyaç duyduğumuzu inceliyor.
KENDİR TELİNİN PEŞİNDE
1701 Bahriye Kanunnamesi ile Osmanlı donanmasında yelkenli savaş gemisi kalyona geçilmiş ve donanmadaki kalyon sayısının artırılması emredilmişti. Yeni inşa edilecek donanma kalyonları ile mevcut olanların donanımı için kendir teline ihtiyaç vardı. Bu telden imal edilen çeşitli kalınlıklardaki halatlar kalyonların donatılması için kullanılıyordu. Kadırga döneminde de donanmanın bu ihtiyacı büyük ölçüde Canik Sancağından temin edilmekteydi. Devletin belli miktardaki kendir teli temini için avarız vergisi karşılığında sancakta ocaklık olarak tayin ettiği, Tersane-i Âmire’ye kendir teli veren kazalar bulunuyor; merkezi idare eskiden beri ihtiyacının bir kısmını bu bölgelerden karşılıyordu.
Diğer yandan, belgelerde genelde muhtekir olarak geçen yerel Osmanlı müteşebbisleri de burada üretilen kendir telini, özellikle sivil gemilerin ihtiyacı için bölge dışına taşıyarak başta İstanbul olmak üzere pazara sunuyor; bu da ellerindeki kendir telini daha yüksek kârla satmak isteyen köylü ve tüccar ile devleti karşı karşıya getiriyordu.
Canik’te kendir teli etrafında şekillenen devlet ve toplum ilişkilerine odaklanan bu kitap, belgelerin imkân verdiği ölçüde, yarım yüzyıllık bir tarihî süreklilik içerisinde devlet-toplum ilişkilerinin nasıl şekillendiğini göstermeye çalışmaktadır.