Beyan Yayınları’ndan İbn Haldun’un “Mukaddime”si yeniden okurla buluştu

Beyan Yayınları, İbn Haldun’un “Mukaddime” eserini yeni baskısıyla okura sundu. Eser; toplum, devlet, iktisat, siyaset ve tarih felsefesine dair yaklaşımıyla sosyal bilimlerin temel taşlarından biri olarak kabul ediliyor.

Beyan Yayınları’ndan İbn Haldun’un “Mukaddime”si yeniden okurla buluştu
Beyan Yayınları’ndan İbn Haldun’un “Mukaddime”si yeniden okurla buluştu
GİRİŞ 25.11.2025 10:49 GÜNCELLEME 25.11.2025 11:04

Beyan Yayınları, düşünce tarihinin en önemli eserlerinden biri kabul edilen İbn Haldun’un “Mukaddime”sini yeni bir baskıyla okura sundu. Toplum, devlet, iktisat, siyaset ve tarih felsefesine dair yaklaşımıyla modern sosyal bilimlerin temel taşlarından biri olarak görülen eser, yayınevinin titiz çalışmasıyla yeniden raflardaki yerini aldı.

Çevirisini Vahdettin İnce’nin üstlendiği kapsamlı çalışma, hem akademik çevrelere hem de klasik metinlere ilgi duyan geniş bir okur kitlesine hitap ediyor. Eser, İbn Haldun’un medeniyetlerin doğuş, yükseliş ve çöküş döngülerine dair görüşlerini sistematik bir şekilde ele almasıyla biliniyor.

Yayınevinden yapılan açıklamada, Mukaddime’nin çağları aşan bir metin olduğu vurgulanarak, “İbn Haldun’un insan, toplum ve devlet analizleri bugün dahi güncelliğini koruyor. Bu nedenle eserin yeni baskısını okurla buluşturmaktan memnuniyet duyuyoruz” denildi.

Ciltli ve karton kapak olmak üzere iki farklı formatta hazırlanan eser, genişletilmiş içeriği ve özel tasarımıyla dikkat çekiyor.

Kitabın girişinden bir bölüm:

Bu kitap, şehirli (hadarî) ve bedevî Arapların ve Berberîlerin haberlerini içerdiği, onların çağdaşı olan büyük devletlere işaret ettiği, bunun yanında yaratılışın başlangıcına ve ondan sonraki gelişmelere dair haberlere yönelik hatırlatma ve ibretlere yer verdiği için adını;

“Kitabu’l İber

 ve divanu’l mubtedei ve’l haber

fi eyyami’l arabi ve’l acemi ve’l berber

ve men aserehum min zevi’s sultani’l ekber”

(İbretler Kitabı; Araplar, Acemler, Berberîler ve Onların Çağdaşı Büyük Saltanatlar Dönemindeki Devletlerin Kuruluş ve Yıkılışlarının Divanı) koydum.

Kuşakların ve devletlerin başlangıçları, ilk milletlerin aynı çağda yaşamış olanları, geçmiş çağların ve milletlerin tasarruf ve değişimlerinin sebepleri, umran kapsamında ortaya çıkan devlet ve millet, şehir ve köyler, yükseliş ve alçalış, ilim ve sanat, kazanç ve kayıp gibi ârazlar ve durmadan değişkenlik gösteren ve yaygınlık kazanan haller, bedevîlik ve hadarîlik ve olan ve olması beklenen haller ile ilgili söylenmedik şey bırakmadım. Bu hususların tümünü kitabın kapsamına aldım, delillerini ve nedenlerini açıkladım. Böylece bu eşsiz kitap ortaya çıktı.

Kitabın tercümanı Vahdettin İnce.

VAHDETTİN İNCE KİMDİR?

1961 yılında Van’ın Erciş ilçesine bağlı Dinlence köyünde doğdu. İlkokulu köyünde, ortaokulu Erciş’te, liseyi de Muş İmam-Hatip Lisesinde okudu. 1985 yılında da Erzurum Atatürk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Arap-Fars dilleri ve edebiyatları bölümünden mezun oldu.

İnce, çeşitli kanallarda siyasi tartışma programlarının moderatörlüğünü yapmıştır. "Vahdettin İnce ile GÜNDEM on4, TRT Kürdi'de Toplum ve Siyaset "Civak û Siyaset" bu programlardan bazılarıdır. "Kürdinsan Bir Kürt Sosyolojisi Denemesi" isimli kitabın yazarıdır. Şimdiye kadar bir çok eserin çevirisini yapmıştır.

SOSYOLOJİNİN BABASI: İBN HALDUN KİMDİR?

İbn Haldun 27 Mayıs 1332'de Tunus'ta doğdu. Asıl adı Abdurrahman bin Muhammed bin Haldun olan İbn Haldun'un ailesinin kökeni, Yemen'de İslam'ı yayma ve Kur'an öğretme görevini üstlenen sahabelerden Vail b. Hucr'a dayanıyor.

İbn Haldun'un babası Muhammed, dedesinin aksine siyasete girmeyip ilim, eğitim ve öğretimle meşgul oldu. İbn Haldun ilk bilgilerini babasından aldı.

Kur'an'ı ezberleyen, kıraat ilmini öğrenen İbn Haldun, başta babası olmak üzere dönemin önemli alimlerinden Arap dili ve edebiyatı konusunda dersler aldı, fıkıh tahsil etti.

Kuzey Afrika'da yaşayan İbn Haldun, hayatının önemli bir bölümünü siyasi görevlerle bu coğrafyada seyahatlerde geçirdi.

ANNESİNİ, BABASINI VE BAZI HOCALARINI VEBADAN KAYBETTİ

İbn Haldun'u derinden etkileyen olaylardan biri, gençlik yıllarındaki veba salgını oldu. Avrupa'nın büyük bölümüne de sıçrayan salgında İbn Haldun, annesi, babası ve bazı hocalarını kaybetti.

Muvahhidun Hanedanlığı'nın çökmesinin ardından yaşanan karışıklık sonrası Merinilerin Tunus'u ele geçirmesiyle bölgeye çok sayıda ilim erbabı yerleşti. Endülüs'ten gelen ulemayla Tunus, alimlerin merkezi olurken İbn Haldun söz konusu alimlerden 2 yıl ders, dönemin önemli alimlerinden icazet aldı.

Tunus'u kontrolü altında tutan Sultan Ebü'l-Hasan, Fas'a dönmek zorunda kalınca beraberindeki alimler de onu takip etti. İbn Haldun, her ne kadar hocalarıyla gidip eğitimine Fas'ta devam etmek istediyse de ağabeyi tarafından bu fikrinden vazgeçirildi.

İbn Haldun, ilmi çalışmalarının yanı sıra yaşadığı coğrafyalardaki devletlerde de önemli görevler üstlendi, siyaset ve bürokraside yüksek makamlarda bulundu, zamanının sultanları ve vezirleriyle çalıştı ayrıca kadılık ve müderrislik yaptı.

Tunus'ta ulema yazmanlığıyla başlayan siyasi hayatı boyunca Tilimsan, Biskre gibi yerlerde de devlet kademelerinde görevler aldı. Fas'ta katiplik ve mühürdarlık görevlerini üstlenen İbn Haldun, buradaki kütüphanelerde ilmi çalışmalarına ara vermeden devam etti.

BİR SÜRE ENDÜLÜS'TE YAŞADI

İbn Haldun, Merini'de sır katipliği ve hakimlik vazifelerini ifa ederken, daha sonra gittiği Endülüs'te sakin bir hayat sürdü.

Bicaye Emiri'nden haciblik teklifi alan İbn Haldun, Endülüs'ten ayrılarak Bicaye'ye geldi. İbn Haldun, burada devlet yönetiminde en yetkili kişilerden biri olurken, hatiplik ve ders verme işlerine de devam etti.

Daha sonra Biskre'ye gelen İbn Haldun, Tilimsan Sultanı Ebu Hammu'dan haciblik teklifi aldıysa da kabul etmedi.

Faaliyetlerine daha sonra Fas'ta devam eden İbn Haldun, burada ders vermeyi sürdürdü. İbn Haldun, ailesini Fas'ta bırakarak 1374'te yeniden gittiği Endülüs'ten bir yıl sonra 43 yaşında Tilimsan'a döndü.

İbn Haldun, bir süre Tilimsan yakınındaki Ubbad'da bulunan ünlü sufi Ebu Medyen'in türbesinde inzivaya çekildi.

MUKADDİME'NİN MÜSVEDDELERİNİ 1377'DE TAMAMLADI

İbn Selame Kalesi'ne yerleşen İbn Haldun, burada 4 yıl sakin bir hayat yaşarken, Kitab-ul İber (El-İber) adlı eserini yazmaya başladı. İbn Haldun, eserin birinci kitabını oluşturan Muḳaddime'nin müsveddelerini 1377'de tamamladı.

İbn Haldun, el-İber'in Arap, Berber ve Zenate kısmını yazarken, çalışmaları için Tunus'a gitti. Eserini tamamlayarak Sultan Ebü'l-Abbas'a ithaf eden İbn Haldun, Tunus'ta ders verdiği dönemde sakin bir hayat yaşadı.

HAYATININ SON DÖNEMİNİ MISIR'DA GEÇİRDİ

Daha sonra Mısır Kahire'ye giden ve burada hürmet gören İbn Haldun, bir süre sonra Kamhiye Medresesi müderrisliğine tayin edildi.

Medrese müderrisliği, Baybars Hankahı Başkanlığı, Maliki Başkadılığı görevlerinde bulunan İbn Haldun, Mısır'da el-İber'in yazımına devam etti.

İbn Haldun, "et-Ta'rif bi'bni Ḫaldun mü'ellifi haze'l-kitab" adıyla düzenlediği otobiyografisini el-İber'in sonuna eklerken, son şeklini verdiği nüshayı, Fas'ta Camiu'l-Karaviyyin Kütüphanesi'ne vakfedilmek üzere Sultan Ebu Faris Abdülaziz'e gönderdi.

Siyasetle kısmen teması devam eden İbn Haldun, katıldığı Şam seferinde Timur İmparatorluğu'nun kurucusu Timur ile görüştü.

İbn Haldun 1401-1406 yılları arasında dört defa daha kadılık makamına getirilirken, bu görevi esnasında 19 Mart 1406'da, 74 yaşında Kahire'de vefat etti. İbn Haldun'un cenazesi, Babünnasr karşısındaki Sufiye Kabristanı'na defnedildi.

MUKADDİME HAKKINDA

İbn Haldun'un bugüne "Kitab'ul İber" ve "Mukaddime", "Lübab'ül Muhassal" ve Şifaü's Sa'il Li-tezhibi'l-mesail" adlı eserleri ulaştı.

İbn Haldun'un dünya tarihi özelliği taşıyan Kitab'ul İber eseri, üç kitaptan oluşan 7 ciltten meydana gelirken, giriş mahiyetinde kaleme aldığı bölüme "Mukaddime" adı veriliyor.

Eserinin girişinde tarih bilimine, tarih yazımında uygulanan usullere, tarihçilerin hatalarına temas eden İbn Haldun, kendi tarih anlayışını ortaya koydu.

"Beşeri umran ilmi" ismini verdiği ilim dalını kendisinin kurduğunu aktaran İbn Haldun, bu alandaki amaç ve yöntemleri hakkında eserinde bilgiler verdi.

Kitab-ul İber'in birinci kitabıyla önsöz ve girişten oluşan "Mukaddime" araştırmacılar için ayrı bir değer görüyor. Mukaddime, ilk olarak Nasr el-Hurini tarafından basıldı.

El-İber'in ikinci kitabı, başlangıçtan İbn Haldun'un zamanına kadar kavimlerin ve hanedanların, başta Araplar olmak üzere onlara komşu olan Nabatiler, Süryaniler, Farslar, Yahudiler, eski Mısırlılar, Yunanlılar, Rumlar, Türkler ve Franklar gibi milletlerin tarihini kapsıyor. Bu kitap, eserin 2 ve 5. ciltlerini kapsarken, burada da Hz. Peygamber, Hulefa-yi Raşidin, Emeviler ve Abbasiler, Doğu İslam dünyasındaki diğer Müslüman hanedanların tarihi yer alıyor.

Kitab-ul İber'in üçüncü kitabı, Berberilerin ve Zenatelilerin tarihini ele alan Kuzey Afrika tarihini anlatıyor. Eserin 6 ve 7. ciltlerini oluştururken, bu bölüm Mağrip tarihiyle de ilgili önemli bilgiler içeriyor.

İbn Haldun, el-İber'in son cildine "et-Ta'rif bi'bni Ḫaldun mü'ellifi haze'l-kitab" başlığı altında kendi biyografisini ekliyor.

UMRAN İLMİ

İbn Haldun'un düşünce dünyasını, kendisi tarafından belirlenen yöntemleri ortaya konan "umran ilmi" oluşturuyor.

Söz konusu ilim, alemin umranından ibaret olan insan toplumunu ve ona tabiatı gereği arız olan halleri, bu hallerin zorunlu sonuçlarından ibaret olan tarihi ve tarihin hakikatini konu ediniyor.

Umran ilmi, insanları taklitten kurtarıp daha önce olup bitmiş olanla daha sonra olacak olanın anlaşılması konusunda bir bakış açısı kazandırmayı amaçlarken, bu sayede hem geçmişin hem de geleceğin anlaşılmasını sağlamayı hedefliyor.

AVRUPALI TARİHÇİLER 19. YÜZYILDA KEŞFETTİ

İbn Haldun, bizzat siyasetin içerisinde yer alarak edindiği tecrübeleri kaleme aldığı kitaplarına yansıttı. Bedevilikten medeniyete giden yaşantının çeşitli formlarını derinden tecrübe etti. Çevresinde gözlemlediği olayları, olguları soyutlayarak genele ulaşma kabiliyeti yüksek oldu.

İbn Haldun'un çalkantılı siyasi hayatının ardından 40 yaşından sonra yazdığı 7 ciltlik dünya tarihi Kitabu'l-İber ve onun giriş kitabı olarak düşündüğü Mukaddime, Osmanlı tarih anlayışını da derinden etkiledi.

Başta Katip Çelebi, Naima ve Ahmet Cevdet Paşa olmak üzere Osmanlı tarihçileri Osmanlı Devleti'nin yükseliş ve çöküşünü pek çok defa onun teorileriyle analiz etti.

19. yüzyıldan itibaren Avrupalı tarihçiler tarafından keşfedilen İbn Haldun'un eserleri büyük takdir gördü.

İngiliz tarihçi Arnold Joseph Toynbee, İbn Haldun'u "Herhangi bir zamanda, herhangi bir ülkede, herhangi bir zihin tarafından yaratılmış en büyük tarih felsefesinin sahibi." sözleriyle anlattı.

"Sosyal bilimciler"in babası olarak görülen, başta Mukaddime olmak üzere eserleriyle yüzyıllarca hem Batı hem Doğu dünyasını derinden etkileyen İbn Haldun'un tecrübe ederek kaleme aldığı tespitler, devletlerin yükselmesi ve yıkılması süreçlerinin analizinde de kullanıldı.

Farklı medeniyetlerle bir arada yaşamaya olumlu yaklaşan İslam medeniyetinin yetiştirdiği öncü alim İbn Haldun, küreselleşen dünyada çok medeniyetli bir dünya düzeninin kuramsal zemininin oluşturulmasında emek harcayanlar için sağlam bir teorik zemin hazırladı.

KAYNAK: HABER7
İbrahim Can Haber7.com - Haber Şefi
Haber 7 - İbrahim Can

Editör Hakkında

İbrahim Can, 1993'te İstanbul'da doğdu. İnternet haberciliği kariyerine 2011’de başladı. İki yıla yakın küçük ölçekli sitelerde çalıştıktan sonra, 2012'nin Ekim ayında yenisafak.com'a başladı. 6,5 yıl çalıştığı yenisafak.com'da Gündem, Eğitim, Hayat, Dünya, Spor ve Video kategorilerinde çalıştı. Bir süre akşam sorumluluğu yaptı. Son olarak Ana Sayfa Editörü oldu. 2019'un Haziran ayında Haber7'de Gündem Editörü olarak göreve başladı. Hem Haber7 hem de Yeni Şafak'ta kültür sanat, eğitim ve siyaset alanları başta olmak üzere birçok alanda özel haber, infografik ve video hazırladı. Hala Haber7'de Haber Şefi olarak çalışmalarına devam etmektedir.
YORUMLAR 1
  • TABANCA 3 saat önce Şikayet Et
    A ilk defa okuyacağız ne büyük hizmet
    Cevapla
DİĞER HABERLER
Gözler faiz kararında: Aralık ayında indirim kesin gibi!
Süper Lig'de gol krallığı yarışında zirve alev alev! İlk sırada kim var?