Okuyucuyu gözyaşına boğan ünlü yazar!
Şu günlerde en bilinen titri: "Kitapları 7 milyon satan din kültürü öğretmeni" Reklam kampanyası yapmıyor. Afişi, kitaptan 9 ay sonra çıkıyor ama milyonların başucu yazarı

Berrin Haberveren'İn haberi
Sinan Yağmur, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni, aynı zamanda milyonlar tarafından okunan bir yazar. Şems ve Mevlana’yı anlattığı kitaplarının sırrını “Hikmet bende değil Şems’te” diye açıklayan Yağmur, şimdi de Hz. İsa’nın öyküsünü hazırlıyor.
Birkaç ay önce kitapçıların çok satanlar raflarında adını duymadığımız bir yazar, Sinan Yağmur en tepede yerini aldı. Tanıtımı yapılmadığı halde bir anda herkesin konuşmaya başladığı bu kitap Aşkın Gözyaşları/Tebrizli Şems idi. Ardından Aşkın Gözyaşları/Hz. Mevlana ve son olarak Aşkın Gözyaşları/Kimya Hatun geldi. Kulaktan kulağa yayılarak bir fenomen haline gelen Aşkın Gözyaşları serisi tekrar tekrar baskı yaparak 2 milyondan fazla sattı. İşin ilginç tarafı asıl fiyatının iki katına satıldığı halde kitabın korsan baskısı aslını da geçerek 5 milyona ulaştı. Peki ama Sinan Yağmur kim? Bu başarının sırrı ne?
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni olan Sinan Yağmur kendi tabiriyle Aşkın Gözyaşları’nın mayasının gönlüne 1984’te Mevlana’yı gördüğü bir rüyada çalındığını söylüyor. Rüyanın akabinde eğitim hayatını Konya’da sürdürmeye karar veren Yağmur o ana kadar Mevlana hakkında bir kelime dahi bilmiyormuş: “Hz. Mevlana ile ilgili ‘Beni yaz’ sözü rüyamda aldığım bir müjdeydi. Yazmak için yanmak ve yaşamak gerekiyordu. Diyanet fakültesi öğrencisi olarak Konya’ya geldim ve dua ederek ‘Ya Rab Hz. Mevlana şehri Konya'da okumayı, yaşamayı ve son nefesimi vermeyi nasip et’ dedim. Duam kabul oldu. Kütüphane ve arşivlerde tasavvufla ilgili ne kadar kitap varsa hepsini okudum. Anlamak, okuduklarımdan beslenmek için Hz. Mevlana'nın ve Şems'in dergahına gidiyordum. Adeta bir kuyu gibi damla damla doldum.”
Kur’an-ı Kerim’in kölesiyim
2004 yılında bazı akademisyenler, köşe yazarları, kendini uzman addeden isimler yazılı ve görsel medyada Mevlana hakkında konuşmaya ve onu magazinleştirmeye başladığında Yağmur bu durumdan çok rahatsız olduğunu anlatıyor. Mevlana'yı sanki Müslüman mutasavvıf değil de bir bunalımlı, melankolik bir şair hatta Budist gibi tanıtılmaya çalıştığını iddia eden Yağmur kitap yazmaya da bu nedenle karar verdiğini söylüyor: “Mevlana kendini şöyle tanımlıyor: ‘Ben Kur'an-ı Kerim'in kölesiyim. Hz. Muhammed'in ayağının tozuyum. Kim benden bunların dışında bir söz naklederse ondan şikayetçiyim.’ O böyle söylerken insanlar bu tanımın dışına çıkmaya nasıl cüret eder! Bu ne hadsizlik, bu ne terbiyesizlik! Hz Mevlana’yı anlatan ilk kitabım Tennure ve Ateş'i 2004’te yazdım. Fakat Konya'da bir öğretmensiniz, tanınmıyorsunuz, arkanızda hiç kimse yok. Ancak yine de Hz. Mevlana'ya karşı iddiaları kaynak vere vere çürüttüm. O sırada Şems ile ilgili kitap çalışmasına devam ettim fakat yayımlamadım. 2011’in başında ise Aşkın Gözyaşları/Tebrizli Şems çıktı. Daha önce hiçbir yayınevinin istemediği, incelemediği bir kitap Türkiye'de ve Avrupa'da en çok okunan ve satılan kitap oldu. Bir yılda 390 baskıyla yaklaşık 2 milyonu geçti.”
Hikmet bende değil Şems’te
Yağmur’a işin sırrını sorduğumuzda “Buradaki hikmet Sinan Yağmur'da değil yazılan Şems'te. Şems'in bereketi, Mevlana'nın himmeti ve Allah'ın hidayeti” yanıtını veriyor. “İnsanların yazdıkları yazgılarıdır” diyen Yağmur, tek hatasının Mevlana’dan önce Şems’i yazmamak olduğunu itiraf ediyor: “Şems güneştir. O yüzden önce güneş sonra deniz yani Mevlana olmalıydı. Aşkın Gözyaşları/Tebrizli Şems çıktıktan sonra altı yılda 3 bin satan Tennure ve Ateş bir buçuk yılda 300 bin sattı. Şu an 37’inci baskısı çıktı. Serinin Kimya Hatun’u anlatan son kitabı 11 Kasım’da çıktı, ilk bir haftada 200 bin sattı. Reklamı yapılmadı, afişi kitaptan dokuz ay sonra çıktı ama insanlar beni yüreklerine bastı. Kitabın film hazırlıkları da sürüyor. Sinemadan gelecek tüm gelirini babam adına memleketim Kırşehir’de yaptıracağım Mevlana Okulu’na bağışladım. Amacım para kazanmak ve popülaritemi arttırmak değil! Yaklaşık 600'e yakın konferans verdim Her konferanstan bin lira alsaydım, şu an altı yüz bin liram vardı. Borçtan beş ay önce kurtuldum. Yeri geldi faturamı yatıramadım, elektriğim kesildi. Türkiye'nin en çok kazanan yazarıyım ama gittiğim yerlerde gerekirse terminalde uyuyorum, öğrenci evinde kalıyorum ama bundan şikayetçi değilim. Çünkü insanlar beni gönüllerinde konuk ediyor.”
“Mevlana’yı en iyi yazan olma iddiasında değilim” diyen Yağmur, Cemalnur Sargut, Hayat Nur Artıran, Tuğrul İnançer, Ahmet Kabaklı, Nazan Bekiroğlu, İskender Pala, ve Mehmet Emin Işık gibi yazarları okuyarak kendini geliştirdiğinin de altını çiziyor: “Ben Hz.Mevlana'yı aşk-ı muhabbetle anlatma yolunda çırağım, yolcuyum, bir çakıl taşıyım. Benden daha mükemmel yazanlar var, onların ellerinden öpüyorum. Diğer yazarlar beni ilgilendirmiyor.”
Yağmur, Mevlana’yı daha iyi tanımak isteyenlere ise şu kitapları öneriyor: Cemalnur Sargut ve Nazan Bekiroğlu’nun bütün kitapları, Hayat Nur Artıran Aşk Davaya Benzer, Prof. Dr. Annemarie Schimmel Ben Rüzgarım Sen Ateş.
Korsanı daha çok sattı
Aşkın Gözyaşları serisinin en ilgi çeken yanlarından biri de orijinal baskısından daha fazla satan bir kitap olması… Tam beş milyon adet! Üstelik korsanı kitapçılardaki fiyatının iki katı… Yağmur kitabının korsanını basanlara dava açmadığını belirtiyor: “Benim derdim para değil daha çok okunması… Manisa’da biri yakalandı, yayınevi davacı oldu ama ben karakola gidip şikayetçi olmadığımı söyledim. Bir gün kitabımı tezgahta gördüm. Fiyatını sordum, iki katını söylediler. ‘Bu kitabı ben yazdım. Fiyatı bunun yarısı’ deyince satıcı bana ‘Ne yapalım abi, çok talep var’ dedi, çok şaşırdım.”
26 kitabı bulunan Sinan Yağmur kitaplarını kurşun kalemle, teksir kağıdına yazdığını söylüyor. Kimya Hatun’u yazdığı kalemlerden birini de TÜYAP’ta düzenlenen İstanbul Kitap Fuarı’nda çekilişle bir okuruna hediye etmiş: “Kimya Hatun’u iki kurşun kalemle yazdım, biri yarım kalmıştı. Onu ve kitabın bilgisayara aktarılmış ilk taslak metnini imza gününde çekilişle okurlara hediye ettim. Onlar da ağladı, ben de ağladım. Düşünsenize yüreğinizi bir kalemin ucundan döküyor, o kalemle yatıp kalkıyorsunuz ve o kalem bir okurunuza nasip oluyor. O zaman dayanamıyorsunuz çünkü bir parçanız sizden gidiyor.”
Yağmur Aşkın Gözyaşları serisinin beşinci kitapla tamamlanacağını hatırlatıyor. Sırasıyla Sultan Veled ve Seyid Burhanettin’i yazacağını söyleyen Yağmur, yeni kitabın bir yıl sonra yayımlanacağının da altını çiziyor: “Aşkın Gözyaşları dışında başka kitapların hazırlıkları da sürüyor. Mesela Hak aşıklarına Hallacı Mansur’u öyle bir anlatacağım ki vah ağlayacak, ah inleyecek, gök sarsılacak okuduklarında. İnşallah bu yaza Hz. İsa için yazdığım kitabı tamamlayacağım. Kitap için İsrail ve Vatikan’a gideceğim.”
Star - Pazar
-
abdullah 13 yıl önce Şikayet EtKibirli yorumlar. Yazık ! yine fikirleri konuşan insanlar olacağımıza, sadece kişileri konuşan insanlar olmuşuz. Ne demek mevlana vatan haini miydi, değil miydi, biraz olsun bu konular yerine onun fikirlerini anlamaya çalışıp ruhunuzu besleseydiniz. insanları eleştirebiliyor olmak bizi onlardan üstün yapmaz. Ancak nefsimizi kibirlendirir.Rasulullah (S.A.V):" Kalbinde bir habbe yahut bir hardal tanesi kadar kibir bulunan kimse cennete giremez."Beğen Toplam 4 beğeni
-
İyiyazar 13 yıl önce Şikayet Etbu şahsı taa eskilerden tanırım. bu duygusal amca(!) öğrenci düşmanı bir hoca idi zamanında. ayrıca ismini değiştirmiştir bir zamanlar...Beğen Toplam 3 beğeni
-
Müslüm 13 yıl önce Şikayet EtSinan YAĞMUR. Okunulası yazarların basında geliyor. Hakikaten muhtesem kitapların altına imzasını atıyor. Okumayanlar varsa, biran evvel okumalarını tavsiye ederim. Askın Gözyasları, Tennure, Tebrizli Şems, Mevlana ve şimdi ne Kimya Hatun. Hepsi özel, hepsi güzel, hepsi de birbirinden anlamlı. Tesekkürler Sinan YAĞMUR.Beğen Toplam 4 beğeni
-
Kadir Ramazan DEMİRÖZ 13 yıl önce Şikayet EtMevlana. Vatan haini bir insan nasıl oluyor da 800 senedir baş tacı ediliyor. Merak ediyorum. Ayrıca yaşadığı dönemde ve daha sonra kaç kişinin gerçek anlamda müslüman olmasına ve müslümanlığı yaşamasına vesile oldu? Şimdi mevlanaya dil uzatanlar onun islama yaptığı hizmetin ne kadarını yapabiliyorlar. Şu an Anadolu'da acaba mevlanalar mı kalıcı olmuş yoksa moğollar mı? Aklıma takıldı bu sorular.Beğen Toplam 1 beğeni
-
kazım peru 13 yıl önce Şikayet EtMETE KARDEŞİM...... şimdi şööyle bi düşün...moğollar kayseriye kadar gelmişler...buraya gelene kadar kadın,erkek,çocu,genç,yaşlı demeden keserek gelmişler...insan ölüsünden dağ yapmışlar...yakıp yıkmışlar...mevlana böyle bir durumda bulunmuş olduğun mevki itibariyle oradaki topluma diyor ki:aman haa bu kişilerle savaşmayın,onlara karşı koymayın,ne derlerse yapınız,ne isterlerse veriniz...şimdi böyle bir durumda ben şahsen bir müslüman olarak savaşmayı ALLAHÜTEALANIN bir emri olarak kabul eder ve cihad ederim...fakat mevlana tam bunun aksini yaparak moğollara hizmet etmiştir...onları dergahında ağırlamış komutanlarına bilgi vermiştir...fakat bu duruma mevlananın oğlu ve mevlananın hiiiç sevmediği alay ettiği ve bugün bile ismi anıldığı zaman insanın hemen aklına komiklik gelen,aynı zamanda selçuklu veziri olan NASREDDİN hoca mevlana ve kankisi şems gibi düşünmeyip halkı moğollara karşı savaşmaya teşvik etmiş ve kahramanca savaşmışlardır...bence nasreddin hoca daha fazla sevgi ve saygıyı hakediyor!!!Beğen