Anadolu'da bulundu: Tarihte başka bir örneği yok! Bu tarifle ekmek yapılacak
Eskişehir'in Seyitgazi ilçesindeki Küllüoba kazı çalışmalarında yaklaşık 5 bin yıllık olduğu belirlenen ekmek bulundu.

Eskişehir'in Seyitgazi ilçesinde 1996'dan bu yana sürdürülen Küllüoba Höyüğü kazısında gün yüzüne çıkarılan 5 bin yıllık "Küllüoba ekmeği" tanıtıldı.
"AMACIMIZ KÜLTÜREL DEĞERLERİN TOPLUMDA PAYLAŞILMASI"
ETİ Arkeoloji Müzesi'nde düzenlenen "Uluslararası Müzeler Günü" açılış programında konuşan Vali Hüseyin Aksoy, Eskişehir'in geçmişte birçok uygarlığa ev sahipliği yaptığını ve bu uygarlıkların bugüne kadar taşınan izlerini toplumla paylaşmak üzere kazı çalışmalarının devam ettiğini söyledi.
Kentteki 5 arkeolojik alanda kazı çalışmalarının sürdüğünü bildiren Aksoy, şöyle konuştu: "Kazı başkanlarımızla fırsat buldukça bir araya gelip, onların çalışmaları hakkında bilgi almak ve yapılacak çalışmalara sunabileceğimiz katkılar varsa onları değerlendirmek üzere toplantılar gerçekleştiriyoruz. İki kazı başkanımızın ihtiyacı olan kazı evi sorununda, eski okullarımızı onarmak suretiyle kazı başkanlıklarımıza tahsis ederek, onların daha rahat bir çalışma imkanına kavuşması konusunda önemli mesafeler aldık. Amacımız, kültürel değerlerin toplumda paylaşılması ve kültür turizminden ekonomik anlamda kazanç sağlayacak bir noktaya taşınmamız."
YENİDEN ÜRETİLDİ
Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce ise Küllüoba kazısında pişirilmiş ve işlenmiş şekilde formunu koruyan ilk ekmek örneğinin bulunması nedeniyle heyecanlandıklarını kaydetti. Kazı çalışmasında bulunan 5 bin yıllık ekmeği, laboratuvar sonuçlarında belirlenen ürünlerin benzerini kullanarak ürettiklerini dile getiren Ünlüce, bunu yarından itibaren kentteki üretici marketlerde satışa sunacaklarını belirtti.
"BAŞKA BİR ÖRNEĞİ YOK"
Küllüoba Kazı Başkanı ve Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Türkteki de çalışmalar sırasında, höyükte gömülü bir evin arka odasını kazdıklarını söyledi. Evin eşik kısmında kazılarda nadiren bulunmuş bir ekmekle karşılaştıklarını vurgulayan Türkteki, şöyle devam etti: "Bu ekmek üzerinde çalışmalarımıza devam ettik. Gömülü haldeki evin eşik kısmına çok yakın bir yere konulmuş. 2,5 santimetre kalınlığında, 12,5 santimetre genişliği mevcut. Tüp halde bulunmuş. Formunu bildiğimiz, mayalanmış, pişirilmiş bu ilk örnek. Bunun başka bir örneği yok. Bu ekmek fırınlandıktan, pişirildikten sonra buraya özellikle konulmuş. Ekmeğin özellikle arka kısmındaki beyaz kalıntılara biz 'fitolit' diyoruz. Fitolitler, bitki kalıntıları. Aslında yaprak kalıntıları. Ekmek mayalanırken mayalanma sürecinde zaman zaman yaprak üzerine bırakılıyor. Bunlara ait izler yer alıyor. Bunu da çalışacağız. Ekmeğin diğer analizlerini de yaptık."
HIZLI PİŞİYOR, BİR TARAFTAN DA MAYALANIYOR
Türkteki, ekmekte çok iri taneli buğday kalıntıları gördüklerine dikkati çekti. Bu ekmeğin hızlı piştiğini, yandığını ve bir taraftan da mayalandığını gösteren mikroskop incelemelerinin olduğunu anlatan Türkteki, "Buradan buğdayın türünü saptadık. 'Gernik buğdayı' dediğimiz, hala var olan ancak üretimi oldukça az bir tür buğdayla karşılaştık. Gernik buğdayı, ekmeğin neredeyse yüzde 90'ını içeriyor. Ancak iri parçalar halinde. Tabii ki öğütme işlemi zor bir işlem bu dönem için. Bir bazalt taş üzerinde öğütülüyor. Bu nedenle oldukça iri parçalar halinde karşımıza çıkıyor." dedi.
"BİR PARÇA KOPARTILDIKTAN SONRA YAKILMIŞ"
Prof. Dr. Türkteki, ekmekte "gernik buğdayı" dışında mercimeğin de bulunduğunu bildirdi. Ekmeğin 150 derece ve üzerinde piştiğini belirlediklerini dile getiren Türkteki, "Ekmeğin yandığını da söylememiz gerekiyor. Ekmek yakılmasaydı, belki bize ulaşmayacaktı. Önce pişirilmiş, daha sonra oradan bir parça kopartılmış ki biz ekmeği olduğu yerinde bulduk. Bir parça kopartıldıktan sonra da yakılmış. Evin eşik kısmına gömülmüş gibi görünüyor." diye konuştu.