Şiirle Kurulan Kolektif Bir Hafıza: Unsilenced: Poems for Palestine
Şiirin yalnızca estetik değil, aynı zamanda etik bir müdahale biçimi olduğuna inanan yazar ve şairler, Unsilenced: Poems for Palestine koleksiyonu kapsamında bir araya geliyor.

“Filistin biziz; bilincimiz, dirliğimiz, birliğimiz, erkilimizdir” sözüyle başlayan bir edebi ve vicdani yürüyüş, şimdi Türkiye’de bir buluşmaya dönüşüyor. Editörlüğünü Kanadalı akademisyen-yazar John P. Portelli’nin üstlendiği, Türkiye ayağını ise şair-yazar Kadir Tepe’nin yürüttüğü Unsilenced: Poems for Palestine koleksiyonu etrafında kurgulanan etkinlik, 21 Haziran Cumartesi günü saat 17.00’de Rami Kütüphanesi’nde gerçekleştirilecek.
Fabrik Kitap ve Ruhsatsız Dergi iş birliğiyle hayata geçirilen bu özel programda, yalnızca bir kitap tanıtılmayacak; aynı zamanda şiirin tanıklığında Filistin meselesi, küresel suskunluk, ikiyüzlü diplomatik söylemler ve vicdani yükümlülükler de masaya yatırılacak.
Programın konukları arasında koleksiyonun editörü John P. Portelli ile araştırmacı-yazar Paul Salvatori yer alıyor. Moderatörlüğünü Kadir Tepe ve editör-şair Zülal Sema’nın üstlendiği etkinlikte, kitapta şiirleriyle yer alan Hasan Bozdaş, Eray Sarıçam, Rıdvan Ardıç, Zeynep Karaca ve M. Hüseyin Özer de konuşmacı olarak düşüncelerini paylaşacak.
Yayımlandığı ilk günden bu yana dikkatleri üzerine çeken Unsilenced: Poems for Palestine, yalnızca bir edebiyat koleksiyonu olmanın çok ötesinde. Farklı ülkelerden, farklı dillerden ve inançlardan onlarca şairin bir araya geldiği bu kitap; Filistin’de yaşanan zulmü, günlük yaşamı, yitip giden çocuklukları, kesintiye uğramış duaları, bombalanan şehirleri ve parçalanmış hafızaları şiir yoluyla kayıt altına alıyor. Kanada’dan Mısır’a, Japonya’dan İtalya’ya, Ermenistan’dan Tunus’a uzanan coğrafyalar üzerinden kurulan bu ortak vicdan dili, koleksiyonun temel taşı niteliğinde.
Kitabın şiirsel dokusu, yalnızca bireysel duygulara değil; kolektif hafızaya da sesleniyor. Her dize bir kayıt, her şiir bir belge, her kelime bir tanıklık. Kadir Tepe’nin ifadesiyle, bu proje sadece editoryal bir süreç değil; aynı zamanda kolektif bellekte iz sürme çabası. Tepe, Türkçedeki Filistin izlerini takip ederken, bastırılmış imgelerin, susturulmuş dizelerin, yarım kalmış ağıtların peşinden gitmiş.
Etkinliğin temel sorularından biri şu olacak: Şiir, acıya tanıklık edebilir mi? Daha da önemlisi, suskunluğa karşı bir ses olabilir mi? Bu çerçevede, şiirin etik bir müdahale biçimi olarak rolü; edebiyatın politik değil ama vicdani alanındaki sorumluluğu; şairin yalnızca yazan değil, tanıklık eden bir özne olarak konumlanışı detaylı biçimde tartışılacak.
Koleksiyonda yer alan şiirlerin tamamı İngilizce olarak yayımlandı. Ancak şairler, dilin sınırları aştığı yerde şiirin ortak vicdanı kurduğunu savunuyor. Filistin, burada bir coğrafyadan öte; bir annenin uykusunda gördüğü çocuğun yüzü, bir mısraın ucunda kalmış sessizlik, bir çocuğun üstü başı toz içinde oynadığı yarım sokak.
Kitabın tüm geliri Filistin’e bağışlanacak. Bu da koleksiyona yalnızca bir estetik değer değil; aynı zamanda doğrudan bir dayanışma niteliği kazandırıyor. “Filistin önce vicdanda okunur, sonra bir şiir olur” anlayışı, koleksiyonun temel düsturu hâline geliyor.
Portelli’nin ifadesiyle Unsilenced, şiirin bir süs değil; gerçeğin üstüne kazılmış bir çukur, bastırılmış olanın sesi, susmakla suç ortaklığı arasındaki o dar çizgide bir tercih.
Etkinlik, edebiyatseverleri, vicdanı sessizlikle bölünmüş bir dünyada, şiirle yeniden düşünmeye ve konuşmaya çağırıyor. Herkese açık olan bu buluşma, aynı zamanda Filistin için yazanların değil, Filistin’i vicdanında taşıyan herkesin ortak buluşma alanı olacak.
“Bu artık sadece bir kitap değil. Bu artık Gazze’nin sesi.”