Filistin hafızası İstanbul Kültür Yolu Festivali’nde! Sanatın diliyle yansıtıldı
İstanbul Kültür Yolu Festivali kapsamında, Filistin sanatının üç ayrı sergisinden seçilen eserleri bir araya getiren özel bir sergi Polat Piyalepaşa Çarşı’da sanatseverlere kapılarını açtı.
Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hayata geçirilen, Türkiye Kültür Yolu Festivali’nin yeni durağı İstanbul oldu. Tarihi ve kültürel zenginliğiyle öne çıkan şehrin dört bir yanı, kültür ve sanatla buluştu.
FİLİSTİN’İN SANATI KÜLTÜR YOLU FESTİVALİ’NDE
Daha önce “Hâlâ Yaşıyorum”, “Filistin Benim Vatanım” ve “Ben Yıkılmayacağım” başlıkları altında sunulan eserler, bu kez tek çatı altında birleşti. Sergilerin Küratörü Samed Karagöz, “İstanbul Kültür Yolu Festivali” kapsamında açılan serginin detaylarını Haber7’ye anlattı.
“70’TEN FAZLA ESER BU SERGİ KAPSAMINDA SANATSEVERLERE SUNULUYOR”
Sergilerin Küratörü Samed Karagöz, “İstanbul Kültür Yolu Festivali” kapsamında açılan serginin “Hala Yaşıyorum”, “Filistin Benim Vatanım” ve “Ben Kurtulacağım” adında 3 başlığı olduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı:
“ ‘Filistin Benim Vatanım’, Nabil Anani’nin eserlerinden oluşan kısımdan müteşekkil. Nabil Anani, 80’i aşkın yaşıyla hâlâ üretime devam eden Filistin sanatının önde gelen isimlerinden bir tanesi. ‘Ben Yıkılmayacağım’ kısmında ise Sliman Mansour’un eserleri yer alıyor. O da Ramallah’ta yaşamını sürdürüyor. Bu yıl Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’dan ‘Necip Fazıl Uluslararası Kültür Sanat Ödülü’ ona tebliğ edildi. ‘Hala Yaşıyorum’ kısmı ise daha fazla çağdaş sanat dediğimiz eserlerden oluşuyor. Çok geniş bir seçki var burada. Yaklaşık 16-17 sanatçının 70’ten fazla eseri bu sergi kapsamında bir arada sanatseverlere sunuluyor.”
“FİLİSTİN’İN DİRENİŞİNİ, HAFIZASINI, KÖKLERİNİ GÖSTEREN ESERLER BİR ARADA”
Filistin’in direnişini, hafızasını, köklerini gösteren; geleceğe dair ümitle bakmamıza neden olacak eserlerin bu sergide bir arada sunulduğunu ifade eden Karagöz, “Geçen yıl ‘Kültür Yolu Festivalleri’ kapsamında ben Naci el-Ali'nin meşhur Hanzala’larının sergilerini düzenlemiştim ve o sergileri düzenlerken şu an içinde bulunduğumuz serginin hazırlıklarına da zaten başlamıştım. Çünkü Filistin konusu bizim için çok önemli, Gazze’de büyük bir soykırım var. Bizim de sanatla ilgilenen insanlar olarak buna dair sesimizi yükseltmemiz gerektiğini düşünüyorum. Sanatçıların birçoğuyla zaten irtibattaydım. Tanıdığım, bildiğim, takip ettiğim sanatçılardı ama tabii bu sergi hazırlıkları başlayınca daha yakından bakma ihtiyacı hâsıl oldu. Çok geniş kapsamda sanatçılar var; Filistinli Hristiyan sanatçıların da eserleri yer alıyor, Müslüman sanatçıların da. Çünkü Filistin dediğimiz coğrafyada Müslümanlarla Hristiyanlar, Yahudiler yüzyıllarca bir arada yaşamışlardı. Ta ki İsrail devleti kurulana kadar. İsrail devleti kurulduktan sonra burada çok bariz bir ayrışma yaşandı.” şeklinde konuştu.
“BİRGÜN ÇİZİM PAYLAŞMAZSAM BİLİN Kİ BEN DE İSRAİL TARAFINDAN ÖLDÜRÜLMÜŞÜMDÜR”
Karagöz, Maisara Baroud'un “Hala Yaşıyorum” isimli serisinin, sergide izleyicilerin yoğun ilgi gösterdiği eserler arasında olduğunu vurgulayarak şu ifadelere yer verdi:
“Maisara Baroud, daha birkaç ay öncesine kadar Gazze’de yaşayan bir sanatçıydı ve Instagram hesabından her gün ‘Hala Yaşıyorum’ başlıklı bir çizim paylaşıyordu. Bununla şunu söylüyordu: Birgün çizim paylaşmazsam bilin ki ben de İsrail tarafından öldürülmüşümdür.”
Issam Al-Haj’ın “Kefiyemi Böyle Görüyorum” isimli bir grafik çalışmasının dikkat çektiğini belirten Karagöz, esere uzaktan bakıldığında bir kefiye deseni görüldüğünü ama yakından bakıldığında kefiyenin üzerindeki noktaların her birinin bir insan olduğunun fark edildiğini ifade etti.
“HÂLÂ YAŞIYORUM”
Serginin Hâlâ Yaşıyorum bölümünde, Gazze’nin yıkıntıları arasında üretmeye devam eden sanatçılar ön plana çıkıyor. Maisara Baroud’un çizimleri ve Khaled Hourani’nin Watermelon Flag eseri, sanatın tanıklık ve direniş aracına dönüşmesini vurguluyor.
“FİLİSTİN BENİM VATANIM”
Filistin Benim Vatanım bölümünde, Nabil Anani’nin eserleri geleneksel el sanatlarını modern resim diliyle buluşturuyor. Köy manzaraları, anne-çocuk figürleri ve doğal malzemeler; hem taşınan acılara hem de geleceğe dair umutlara işaret ediyor.
“BEN YIKILMAYACAĞIM”
Ben Yıkılmayacağım bölümünde bu yıl Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından “Necip Fazıl Uluslararası Kültür Sanat Ödülü” takdim edilen Sliman Mansour’un eserleri yer alıyor. Mansour’un zeytin ağaçları, taş duvarlar ve işçi figürleriyle kurduğu kompozisyonlar, ulusal kimliğin görsel hafızasını canlı tutuyor.
ZİYARET BİLGİLERİ
"Polat Piyalepaşa Çarşı”da kapılarını aralayan sergi, 5 Ekim’e kadar 10.00 – 22.00 saatleri arasında ücretsiz olarak ziyarete açık olacak.