Hz. Muhammed'in Hicret'i bir kaçış mı?

Peygamberimiz’in Mekke’den Medine’ye hicretinin bir kaçış değil, yeni bir medeniyetin inşasının ilk adımı olduğunu belirtilerek, hicretin bağrında pek çok bereketi barındırdığına dikkat çekildi.

Hz. Muhammed'in Hicret'i bir kaçış mı?
Hz. Muhammed'in Hicret'i bir kaçış mı?
GİRİŞ 10.01.2009 14:44 GÜNCELLEME 10.01.2009 14:44
Bu Habere 6 Yorum Yapılmış

Dini İlimler ve Kültür dergisi Yeni Ümit, Ekim ayında gerçekleştirdiği Sünnet’in Tesbiti ve Dindeki Yeri konulu panelden sonra  Hicret konulu panelle kültür sanat aleminin ve İslam Tarihi meraklılarının dikkatlerini bir kez daha üzerine çekti.

Panelde hicretin medeniyetlerin kuruluşunda anahtar bir rol oynadığı belirtilerek gayrımüslimlerden bir kaçış olarak görülmesinin yanlışlığına vurgu yapıldı.

FKM’deki geniş katılımlı panelin açılış konuşmasını derginin Genel Koordinatörü Dr. Ergun Çapan yaptı. Dr. Ergün Çapan açılışta, göçlerin tarih boyunca farklı niyet ve ihtiyaçlarla yapıldığını, halen de yapılmakta olduğunu bu göçler içinde Allah’ın hoşnutluğunu kazanma istikametinde imanî ve insanî değerlere tercüman olmak için yapılan hicrete ise mukaddes göç denildiğini; hicretin Peygamberimiz Hz. Muhammed ve kutlu nesil sahabenin rehberliğinde semavi eksenli, semavileşme yolunda  insanın hem kendini hem de muhatap olduğu insanları yenileme ve inşa etmenin ünvanı olduğuna dikkat çekerek, günümüzde Anadolu insanının dünyanın her tarafına hizmet eksenli hicretlerde bulunduğunu, bu adanmışlığın bu fedakarlığın ışığını, enerjisini, motivasyonunu nereden aldığına vurguda bulundu.

İslam tarihi üzerine çalışmalarıyla tanınan Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim üyesi Prof. Dr. Hüseyin Algül “İslam Tarihinde Hicretin Yeri” başlıklı tebliğinde Müslümanların Medine’ye hicretinin sadece bir kaçış, bir sığınma olmadığını belirterek, tarihi sıra içinde hicret öncesi ve hicretten sonra gelişen olayları anlattı. İslam medeniyetinin kurulmasının, Yesrib’i Medine yapan hicretin bir neticesi olduğunu vurguladı. Evet, İslâm tarihinde hicret, fedakârlığın, azmin, sabrın, Allah rızası için uzak mekanlara müjdeler götürmenin, ciddiyetin, gayretin, çalışkanlığın, üretkenliğin, yardımseverliğin, ihsanın, îsarın, siyasî ve idarî alanda müesseseleşmenin, mabet ve mektep oluşumunun, birlik ve dayanışmanın, üstün vazife şuurunun, derin sorumluluk anlayışının hem eseri hem de kaynağıdır.

Hicretin,  pek çok İslami güzelliğin ortaya çıkması için çok bereketli bir zemin olduğunu ifade ederek tebliğini şu sonuçla bitirdi: “İslâmî telakkiye göre hicret, dinî ve ahlâkî alanda tüm inanış, bağlanış, sadâkat ve samimiyet örneklerinin mayalandığı çok verimli bir zemindir. Tüm İslâmî güzelliklerin, hicret bahçesinde çiçek açıp en güzel meyvelerini verdiğinde hiç kuşku yoktur. Öte yandan hicret, sosyo-ekonomik alanda ve eğitim-öğretim alanında kurumlaşmanın kaynağı olarak bilinir. Bu bağlamda hicret, İslâm tarihine “toplumsal oluşumun temellerini atabilme, kendi başına karar verebilme, İslâm toplumunun güçlenmesi ve İslâm’ın yayılması adına taktik ve stratejiler geliştirebilme gibi hususların olmazsa olmaz şartı olan özgür ortamın sağlanması ve istiklâle ulaşılması noktasında” önemli bir kavşaktır. Dolayısıyla İslâm’ın toplum değerlerinin insanlık ufkunda kanatlanması adına önemli bir dönüm noktasıdır.

İkramların da yapıldığı kısa aradan sonraki tebliğ ise Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyelerinden Doç. Dr. Ayhan Tekineş’e aitti. “Medeniyetlerin Kuruluşunda Hicret” başlıklı tebliğde, bütün büyük medeniyetlerin bir hicret neticesi kurulduğuna dikkat çekildi. Hicretin bir dinamizm olduğu, hac, namaz gibi bazı ibadetlerde bu dinamizmin görüldüğü belirtilen tebliğde medeniyetlerin kuruluşu ile peygamberlerin gönderilişi arasında yakın alaka olduğuna vurgu yapıldıktan sonra, Peygamber Efendimiz’in Yesrib’i nasıl Medine yaptığı anlatıldı. Medineli Ensar daha ziyade ziraat, Mekkeli muhacirler ise ticaretle meşgul oluyorlardı. Bu iki grup kendi gelenek ve örflerini birbirlerine öğretmiş, güzellikler paylaşılarak yeni bir medeniyet kurulmuştur. Bu konularda ayrıntılı bilgi verildikten sonra “öteden beri tarihte devir açıp-devir kapayanlar ve büyük bir ölçüde tarihin akışını değiştirenler hep muhacir kavimler olmuştur” hakikatiyle tebliği sona erdi.

Doç. Dr. Muhittin Akgül’ün tebliğinin konusu “Hicretin Kazandırdıkları” üzerineydi. Tebliğde, Kur’ân ve hadislerde hicret sonucu elde edilecek kazanımlar güzel bir tasnifle anlatıldı. Bu manada, Hicret edenin bir genişlik bulacağı, Allah tarafından büyük bir mükafat alacakları gibi hususlar Peygamberlerin örnekliği dikkatlere sunularak ayet ve hadislerle desteklenerek anlatıldı.

YORUMLAR 6
  • MÜMİN SEÇİM 16 yıl önce Şikayet Et
    KAÇMAKMI NUSRET Mİ. ALLAH suphane vet teala RASUL sav ye medine de nusret nasip etti oraya hicret edip orda bir fiil islam devleti oluşturdu bunun hazırlığınıda musab bin umeyr ra ALLAH ondan razı olsun yaptı rasul sav hakkı hiç çekinmeden taifte taşlandı eziyetler gördü ama anlattı ve kaçmadı çünki kaçmak için korkmak gerekir ardındaki güç ise onu ve kainatı yaratandır o neden kaçsın veya korksun ve onun bir çok işi kolayca yapabilecek hali var iken bile bu işi dişiyle tırnağıyla yapması biz ahmaklara örnek olması ile alakalı
    Cevapla
  • ümit aydın 16 yıl önce Şikayet Et
    la havle... haber bi yana böyle bir başlık olmaz..ol-ma-ma-lı! hicret ilahi bir emirdir ve şüphe yoktur... lütfen daha dikketli davranalım...
    Cevapla
  • Hüseyin Kilicoglu 16 yıl önce Şikayet Et
    hicret. Hicret insanlarin kendi kafalarna göre deyil Allahin emirlerine göre yasamayi bize ögreten bir hadisedir.Allah bizlere cehennemin kenarinda iken kurtulusu göstermistir.Bu olayi baska mecralara cekmek cekmeye calismak zarardan baska birsey deyildir.
    Cevapla
  • hasan talihli 16 yıl önce Şikayet Et
    Başlığı derhal değiştiriniz. S.a.v. efendimizin konu edildiği bir yazıya yakışmayan,belki ilgi çekmek için dikkatsizce kullanılarak bir edebsizliğe yol açmış bulunan bu başlığı derhal değiştiriniz!! S.a.v. ilahiyat biliminin tez mezesi değildir. Dinin hükümleri ilahidir ve S.a.v yaşamı kutsaldır. Bu nedenle ilahiyat tartışması kisvesi altında bile bu tarz bir başlık atamazsınız, haberiniz olsun!
    Cevapla
  • bayram ceylan 16 yıl önce Şikayet Et
    hicret. Hicret bir kaçış değil islamiyetin bize kadar gelme sebebidir. Hz Muhammed (S.A.V) hicret demişse doğru bi karar vermiştir. O ne derse doğrudur. Yanlış olan biz ve bu olayı medya ortamına koyanlardır. Kaçış ne demek, İki cihan Serveri için böyle bir şey konuşmak doğru değildir, insanlar ne kadar da bilinçsiz konuşuyorlar.
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
İsrail'den son dakika Gazze kararı! Ordudan seferberlik hazırlığı
CHP'nin erken seçim planı hazır! Uyarı: Füze geri teperse...