Polis Şair: En güzel şairler bizden çıkar

Nevbahar Kabaklı'nın haberi

Iğdır'da doğan, ilk, orta ve liseyi orada tamamlayan, askerlik dönüşü Polis Meslek Okulu'nu bitirerek emniyet teşkilatında polis olarak göreve başlayan ve aynı zamanda bugüne kadar birçok şiir kitabı yayımlanan Çinkil'in beşinci kitabı, ''Bayramlıklar'' okurla buluştu. 

Hayata dair bakışını ortaya koyduğu özlü sözlerinin yer aldığı ''Bayramlıklar'' dizisinin ikincisi için hazırlıklarına başlayan Çinkil, AA muhabirine şair ve polis olmanın benzer yönlerini anlattı.

Lise yıllarından beri yazdığı şiirleri sunmaktan utandığını anlatan Çinkil, bir polis memuru arkadaşının ''Ben bir çocuğum aşka kandırılmış/Sarhoş bir kafayım şaraba bandırılmış/Ben bir geceyim gündüzlerden çalınmış/Ve ben mecnunum Leyla elinden alınmış'' beytini okuduktan sonra kendisine başka şiirleri varsa bunları da toplamasını önerdiğini ve kitaplarının çıktığı yayınevinin Genel Yayın Yönetmeni'nin desteğiyle şiirlerini kitaplar halinde toplumla paylaştığını anlattı.

Çinkil, ''Polis olarak bizler duygusal yönlerimizi saklarız. Adam hem polis hem şair olur mu? diye. Halbuki en güzel şairler bizden çıkar. Uğur Gür, Şevki Dinçal gibi emniyet mensubu şairlerin, bestelenmiş onlarca şiirleri var'' diye konuştu.

Şiiri ''sosyologların ve psikologların cevabını arayıp da bulamadıkları soruyu, şairlerin denklemsiz ve formülsüz çözme sanatının adıdır'' diye tanımladığını belirten Çinkil, ''Ancak merhametli yürekler şiir yazabilir. Polis de hakiki bir polis değilse, eğer merhamet taşımıyorsa polislik yapamaz'' diye konuştu.

Şiir yazmakla polis olmanın bir tezat oluşturmadığını vurgulayan Çinkil, ''Polislik ve şairlik nasıl bir arada gider?'' sorusunun kendisine çok sık sorulduğunu anlattı.

Dünyadan ve Türkiye'den, çağdaş şairlerden divan şiirine, felsefi üslupla kaleme alınmış şiirleri tercih ettiğini dile getiren Çinkil, Nazım Hikmet ve Necip Fazıl Kısakürek'in şiirlerinin de hayranı olduğunu ifade etti. 

-''SAKINCALI POLİS''-

Bayram Çinkil, Uğur Mumcu'nun ''Sakıncalı Piyade'' kitabının muadilini Emniyet teşkilatı için yazmayı planladığını belirterek, ''Emniyet teşkilatının iç yüzüne ışık tutan, içinde anılarımın da olduğu ve bir nevi eleştiri kitabı. Doneler şu an aklımda ama ne zaman yazarım, ne zamana yetişir bilmiyorum'' dedi.

Mesleğe kırgın olarak emekli olduğunu ifade eden Çinkil, meslektaşlarına değil ama mesleğin içindeki ''çürük elmalara'' kızgın olduğunu dile getirdi.

Bu meslekte onuruyla görev yapan binlerce arkadaşı olduğuna da işaret eden Çinkil, şöyle konuştu:

''Ama bu mesleğin içinde çürük elmalar var. Bunu vatandaş dışarıdan gözlemleyip deşifre edemediği gibi, buna cesaret de edemez. Onun için bunu deşifre edecek insanların bu mesleğin içinden olmaları lazım. Mesleğimin içinde olan bazı meslektaşlarımın yaptığı şeyler bana çok ters geldi. Ben 20 gün yoğun bakımda kaldım, anjiyo oldum, varsa ufak bir rahatsızlığım nüksetti. Bizim içimizde milletimize, maneviyatımıza yakışmayan insanlar maalesef var. Merhum Ecevit döneminde 40 günlük polisler vardı. Onların bıraktığı menfi imajı bugün tertemiz, pırlanta gibi, polis akademisinden mezun olmuş taze polisler bir türlü silemiyor. Yine de Nazım'ın dediği gibi 'Ümit Mehmet'in ekmeği, ye babam ye', ümidimiz var. İnşallah yeni nesille meslek daha iyi olacak.''

''Cismim yokken benim daha dünyada/ İsmimle şiir yazardım sizler için bıkmadan'' diyecek kadar şiir konusunda iddialı olan Çinkil, kendisine bazı şairler tarafından yöneltilen eleştirilerin yapıcı olmadığını belirterek, kendisinin de şiir yazmasının bir zenginlik olarak algılanması gerektiğini dile getirdi.