Niye çattın kaşlarını?
Bugün İbrahim Tenekeci'nin 'Atatürk'ün kaşları' yazısını okurken Neşet Ertaş'ın 'Niye çattın kaşlarını' türküsü geliyor akla ister istemez. Gerçekten Atatürk'ün kaşları niye her geçen gün niye biraz daha çatıklaşıyor?

Atatürkün kaşları
Cumhuriyet döneminde tedavül etmiş kağıt paralarla az çok ilgisi olanlar, o paralarda ilginç şeyler görürler.
Sözgelimi, Mustafa Kemal zamanında, yani 1925ten 1938e kadar olan dönemde, Türkiye Cumhuriyetinin kağıt paraları İngilterede basılmıştır. İnönü döneminin kağıt paraları ise Amerika Birleşik Devletleri ve Almanyada. Bu tercih, Türk dış politikasını da az çok özetler mahiyettedir.
Neyse, konumuz bu değil.
Ayrıntıya olan merakım, yeni bir şey daha keşfetmemi sağladı. Bu yeni şey, Atatürkün kaşları. Cumhuriyetin ilk gününden bugüne kadar basılan kağıt paralara dikkatlice bakanlar, Atatürkün kaşlarının sürekli kalınlaştığını, çatıklaştığını görürler. Atatürkün sağlığında basılan kağıt paralarda, kaşlar ince iken, öldükten sonra, kaşları habire kalınlaşmıştır.
Bu, tıbben mümkün olmadığına göre...
Birinci fotoğraf, 1930lardaki kağıt paradan, ikinci fotoğraf 1950deki, üçüncü fotoğraf 1960daki, dördüncü fotoğraf ise 1980lerdeki kağıt paralardan alınmıştır.
Şimdi, Atatürkten habersiz yapılan bu değişikliği nasıl yorumlamak lazım? Ben, şöyle yorumlamak istiyorum: Rejim, Atatürkü çatık kaşlı, asık suratlı, sert bir insan olarak lanse etmek istemiştir. İstemiştir ki, insanlar ondan; dolayısıyla onun adına yapılan işlerden korksun. Yani, devletten korksun...
Aslında çatık kaşlarıyla bizlere sert sert bakan, Atatürk değil, rejimin ta kendisidir...
Atatürkün sağlığında ve onun onayıyla basılan kağıt paralardan anlıyoruz ki, bu kaşlar, bu bakış, ona ait değildir...