İletişim Başkanlığı ve MHP'den Habertürk'e tepki

İletişim Başkanlığı, Habertürk Yazarı Fatih Altaylı'nın Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yayınıyla ilgili yazısına tepki gösterdi. MHP'li Yıldıray Çiçek de, "Hadsiz Habertürk haddini bilmeli ve bunun bu nöbetini bitirmelidir" ifadelerini kullandı.

GİRİŞ 23.07.2021 12:32 GÜNCELLEME 23.07.2021 17:52
Bu Habere 91 Yorum Yapılmış

İletişim Başkanlığı Stratejik İletişim ve Kriz Yönetimi Dairesi Başkanı, Habertürk Gazetesi Yazarı Fatih Altaylı'nın yazısına tepki gösterdi. "Cevabı verilmeyen geciktirilen her yalan büyür, palazlanır ve cesaretlenir. Buna medya etiği ve devlet ciddiyeti açısından müsaade edilemez. Bu tür manipülasyonlar medya ilkeleri açısından özürsüz, devlet ciddiyeti açısından cevapsız bırakılamaz" ifadelerini kullanan Yücel, şu açıklamayı yaptı:

Bugün Habertürk’te Fatih Altaylı imzasıyla en temel gazetecilik ilkelerinden vazgeçilerek bir yazı kaleme alınmıştır. Sonrasında Mehmet Akif Ersoy’un sosyal medyada yayınladığı bir videoda Fatih Altaylı’nın ve Habertürk’ün hatasını tekrar ederek aynı çizgide ısrar ettiği görüldü.

Öncelikle ifade edelim, kınamak hedef göstermek değildir. Bu ve benzeri durumlarda yanlış olduğunu bildiğimiz, doğru olmadığını bildiğimiz ve kanunlarla sabit yetkilerimizde milletimize açıklamakla sorumlu olduğumuz her durumda gerekli kınama, düzeltme ve açıklamaları yapmaktan çekinmedik. Bugün de aynısını yapıyoruz. Yalana gereken cevap verilmez ise, ona karşı susularsa sessiz kalınırsa yalan büyür, palazlanır, cesaretlenir. Buna medya etiği ve devlet ciddiyeti açısından müsaade edilemez.

Şunu açıklıkla ifade etmek isteriz, söz konusu yazıda, Sayın Cumhurbaşkanımızın videokonferans yöntemiyle gerçekleştirdiği bayramlaşma programının canlı yayını esnasındaki insani bir durum üzerinden hiçbir şekilde kabul edilemez bir yalan senaryo uyduruldu.

Habertürk yönetiminden Kenan Tekdağ ve Fatih Altaylı ile yapılan görüşmelere ve bilgilendirmelere rağmen kişisel veya kurumsal bir özür dilenmedi. Ve anlıyoruz ki Kenan Tekdağ ve Fatih Altaylı kurumsal kültürü, medya ilkeleri ve etiğini doğrudan ilgilendiren böyle hayati bir konuda kendi aralarında iletişimden yoksundur. Bahsi geçen programın canlı yayınlanacağını Habertürk dahil bütün televizyon kanalları ve haber ajansları bilmektedir. Yanıbaşındaki çalışma arkadaşlarına sorsa öğrenebileceği bu gerçeğe rağmen, Fatih Altaylı tarafından gün içinde bilahare yayınlanan ek yazı da algı operasyonunun devamı niteliğindedir.

Şunun cevabını duymak istiyoruz; canlı yayını bant çekip servis ettiler diye Türkiye’nin en güzide iki kurumunu töhmet altında bırakmak, olayın doğrusu kendilerine “devlet adabıyla” anlatılmasına rağmen hata yaptıklarını kamuoyuna açıklayamamak, ve sözde düzeltme yazısında yeni manipülasyona tevessül etmek nasıl adlandırılır? Medya etiği, temel ilkeleri ve devlet ciddiyetinin mevzubahis olduğu bu durumda, bu dünyanın her yerinde dezenformasyondur, yalan haberdir, hata ısrardır, manipülasyondur.

Algı, dezenformasyon, yalanla eğer kaynağında o anda mücadele edilmezse çok daha ciddi boyutlara ulaşmaktadır. Bugün en bariz şekilde net bir örneğiyle karşı karşıya kaldığımız dezenformasyonun, hatta yalan haberin medya etiği açısından özürsüz, devlet ciddiyeti açısından ise cevapsız kalmasına müsaade edemeyiz.

"CUMHURBAŞKANIMIZA YAYINA YORGUN ÇIKARMAK GİBİ BİR EMRİVAKİ SÖZ KONUSU OLAMAZ"

Sayın Cumhurbaşkanımızın yayına yorgun çıkartılması gibi bir emrivaki söz konusu dahi olamaz. Devlet ve bürokrasi terbiyemizde tüm programları Sayın Cumhurbaşkanımızın tensiplerine muhtaçtır.

Basit bir araştırmayla teyit edilebilecek bir tezviratı “sözde” köşe yazısı diye yayınlamak, her şeyden önce Habertürk’ün ve Fatih Altaylı’nın kendi okuyucularına yaptığı büyük bir saygısızlıktır.

Gerçek ortaya konmasına rağmen özür dileme erdemini gösterememiş olmaları da hatayı ikiye katlamaktadır. Hatta ortada basit bir hata olmadığının, söz konusu yayın kuruluşunun ve yazarın hatada ısrarı, kasıtlı niyetinin bir göstergesidir.

Sayın Cumhurbaşkanımıza ve devlet kurumlarına yönelik itibar suikastının bir veçhesi olarak görülebilecek bu yayıncılık anlayışının esas niyeti hiç kuşkusuz milletimiz tarafından da açıkça görülmektedir.

Bu yalan haberciliğinin, hakkaniyet sahibi herkes tarafından ayıplanacağına inanıyoruz.

"HABERTÜRK'TEN BİR AN EVVEL ÖZÜR BEKLİYORUZ"

Sayın Cumhurbaşkanımızın işaret ettiği “yalan terörünün” medyadaki bir örneği sayılabilecek bu yayın dolayısıyla Habertürk’ü kınıyor, bir an evvel kendilerinden bir özür bekliyoruz.

Yalan haber, dezenformasyon ve karalama ile yapılmaya çalışılan algı operasyonlarıyla mücadelemizi bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da sürdüreceğiz.

MÜCAHİD EKER: HAYALİ SENARYO VE MESNETSİZ DEĞERLENDİRMELER İÇERDİĞİNİ İFADE ETTİM

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Medya Koordinatörü Mücahid Eker de Fatih Altaylı tarafından kaleme alınan yazı hakkında, Ciner Yayın Holding Yönetim Kurulu Başkanı Kenan Tekdağ ile dün öğle saatlerinde bir telefon görüşmesi gerçekleştirdiklerini, görüşmede Fatih Altaylı'nın yazısındaki iddiaların hiçbir gerçekliği olmadığını belirterek, meselenin hakikatini anlattığını ifade etti.

Eker, görüşmeye ilişkin şu bilgileri paylaştı:

"Fatih Altaylı'nın bant olduğunu iddia ettiği yayının canlı olarak gerçekleştiğini, bu programın canlı yayın frekans bilgilerinin HaberTürk muhabirlerinin de bulunduğu Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı bilgilendirme grubu üzerinden bütün medyaya duyurulduğunu, kendi muhabirlerine bile sorulsa kolaylıkla teyit edilebilecek bu gerçeğe rağmen Altaylı'nın yazısının -bir canlı yayın sırasında olağan görülebilecek bir anlık insani durumdan hareketle- hayali bir senaryo ve mesnetsiz değerlendirmeler içerdiğini ifade ettim. Zaten Altaylı'nın da yazısında 'Bu bir canlı yayın olsa anlarım.' dediğine dikkati çektim. AA ve TRT ile birlikte dolaylı olarak İletişim Başkanlığımızı da zan altında bırakan ve kamuoyunu yanlış yönlendiren yazı nedeniyle kurumsal olarak düzeltme ve özür beklentimizi de ilettim."

Tekdağ'ın ise "canlı yayınlarda bu tür anlık insani ve teknik durumların tabi olduğunu" kabul ettiğini, Fatih Altaylı ve yayın ekibiyle konuyu görüşeceğini söylediğini aktaran Eker, şöyle devam etti:

"Fakat daha sonra Fatih Altaylı imzasıyla çıkan yazıda da söz konusu hata düzeltilmedi. Aksine Fatih Altaylı, kendisinin AA Genel Yayın Yönetmeni Yusuf Özhan'la yaptığı görüşme ve benim Sayın Tekdağ'la yaptığım görüşmeyi birbiriyle çelişen açıklamalar gibi yansıtmayı tercih etti. Fatih Altaylı'nın bu ısrarlı ve açık seçik çarpıtmayı HaberTürk çatısı altında yapması nedeniyle, sorumlu yayıncılık ilkeleri gereği HaberTürk'ün kurumsal olarak da özür dilemesi gerektirdiğini düşünüyorum. Yalan bu kadar ucuz ve kolay olmamalı. Medyada yalanın bir ideolojik ve politik silah olarak kullanılmasının önüne geçmek adına hakikat için çalışmayı sürdüreceğiz."

MHP'DEN DE TEPKİ GELDİ

MHP Genel Başkanı Basın Danışmanı ve Türkgün Gazetesi Yazarı Yıldıray Çiçek de Habertürk'e tepki gösterdi. Çiçek sosyal medyadan yaptığı açıklamada, "Habertürk yazarı Fatih Altay’ın kimden fonlandığına iyi bakmak lazımdır. Çünkü Habertürk’ü hadsiz, pervasız hale getirenlerin başında o vardır. Cumhur ittifakına yönelik aşırı bir kin, nefret, öfke nöbetindedir. Hadsiz Habertürk haddini bilmeli ve bunun bu nöbetini bitirmelidir" ifadelerini kullandı. 

YORUMLAR 91
  • vatan 2 yıl önce Şikayet Et
    bu kanal ve yazarıda fonlanıyordur normal . satilmişlar.
    Cevapla
  • saatçioğlu99 2 yıl önce Şikayet Et
    yalan habere ağır ceza getirmezseniz böyle uğraşırsınız
    Cevapla
  • Vatandaş 2 yıl önce Şikayet Et
    Habertürk ikili oynuyor; altaylı gazeteci olamaz tetikçi ve provokatör. Mehmet Akif de son günlerde bel altı yayın yapıyor çok belli ki ip iktidar olacak diye aç tavuk durumuna geçtiler…
    Cevapla
  • mavi joker :) 2 yıl önce Şikayet Et
    fatıh altaylı yıllardır bu devletın dusmanı.vala kımlıgnı alın elınden koyun yunan sınırna okadar basıt.
    Cevapla
  • TAHTA 2 yıl önce Şikayet Et
    ABD nin fonlarından yardım almış olmasınlar.
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
Mansur Yavaş'ın seçim şarkısı ile PKK marşı arasında şoke eden benzerlik!
Ajandan, Komedyene... İşte Dünya liderlerinin siyasetten önceki meslekleri!