Altan: Dinin önemine inanan dinsizim

"Kul hakkı yenmesine ses çıkartmayanların, din ve ahlak adına sadece cinsellikle uğraşması, bu davranışın arkasında "dinden" başka güdüler olduğunu düşündürmez mi?" diyen Ahmet Altan kendi inancını açık açık yazdı...

Altan: Dinin önemine inanan dinsizim
Altan: Dinin önemine inanan dinsizim
GİRİŞ 11.02.2010 17:00 GÜNCELLEME 11.02.2010 17:00
Bu Habere 24 Yorum Yapılmış

Ahmet Altan'ın bugünkü köşe yazısı

"Din ve cinsellik"

Dindar dostlarım var, onlarla konuşuruz arada bir, dinle ilgili çok şeyler öğrenirim, bu konuları öğrenmeyi de severim.
Geçenlerde, hayatını tıp ve din üzerine düşünmekle geçiren çok başarılı bir doktor dostumun da olduğu bir sohbet sırasında, doktor ortaya bir soru attı.
“Müslümanlıkta mutlak yasak var mıdır?”
Ben bütün cehaletimle hemen cevap verdim.
“Vardır tabii.”
“Mesela?” dedi.
“Zina” dedim.
“Peki” dedi, “ıssız bir adada bir kadınla bir erkek kalsalar ve kurtuluş ihtimalleri de olmasa. Ortada nikâhı kıyacak üçüncü bir kişi olmadığına göre, ne olacak?”
Tek tek bütün “mutlak yasakları” ve onların “yasak olmaktan” çıkabileceği özel durumları gözden geçirirken, akıllı bir hanım araya girdi.
“Hiçbir şartta bozulmayacak mutlak bir yasak vardır” dedi.
“Nedir” dedik.
“Kul hakkıdır” dedi, “kul hakkı yemek her şartta mutlak yasaktır ve bunun istisnası yoktur.”
Herkes, bu görüşe katıldı.
En temel, en değişmez, en sarsılmaz yasağın “kul hakkı yemek” olduğu konusunda bir fikir birliği oluştu.
Elbette böyle bir konuşmada benim dinleyici olmaktan öteye gidebilecek bir bilgim yok, din ya da dindarlık konusunda çok fazla söz söyleme hakkına ve haddine de sahip değilim ama benim için dinin temeli “dürüstlüktür” ve o dürüstlüğün asla vazgeçilemeyen çimentosu da “kul hakkı” yememek ve “hakkından fazlasına” göz dikmemektir.
Biz, yüzde doksan dokuzunun Müslüman olduğu söylenen bir ülkede yaşıyoruz.
Peki, bu ülkede kul hakkı yenmiyor mu?
İşlenen cinayetler, Kürtlere yapılan eziyetler ve haksızlıklar, Alevi inancının ve ibadetinin inkârı, yolsuzluklar, hırsızlıklar, “kul hakkı” yemek değil midir?
Bir kulun diğeriyle aynı haklara sahip bulunmasına karşı çıkmak, “kul hakkı” yemek anlamına gelmez mi?
Bir düşünün şimdi, Müslümanlığın “en temel, en mutlak” yasağı çiğnendiğinde buna kaç Müslüman karşı çıkıyor, tepki gösteriyor, canhıraş bir yayın yapıyor?
Çok fazla değil, değil mi?
Peki, “cinsellikle” ilgili bir konu olduğunda, bir televizyon dizisinde ateşli bir şekilde öpüşüldüğünde, bir tiyatro eserinde aykırı bir konu ele alındığında kaç Müslüman “din ve ahlak” adına ayağa kalkıyor?
Neden “din ve ahlakın” en temel konusu cinsellikmiş gibi sunuluyor?
Kul hakkı yenmesi karşısında sessiz kalanların, konu cinsellik olduğunda din adına kükremesini nasıl açıklayacağız?
Niye dindarların çoğunun aklında, “din, günah ve cinsellik” arasında bu kadar kuvvetli bir bağ var da, “din, günah ve kul hakkı” arasında bu kadar kuvvetli bir bağ yok?
Müslümanlar, “kul hakkını” bu kadar önemseseler, bu ülkede yıllardır bu kadar çok yolsuzluk olur muydu?
“Cinsellik” konusunda böylesine şiddetli tepkiler gösterilirken, kul hakkı konusunda aynı duyarlığa rastlamazsanız, bu tepkilerin “samimiyeti” konusunda bir kuşkuya düşmez misiniz?
O zaman, kendi günahının bedelini ödemeye razı olan, kendi “günah işleme özgürlüğüne” sahip çıkan, kendi hayat tarzını dindarların günahkârca bulduğu bir anlayış üzerine oturtanlar, “bu dindarlar bir gün hepimizin özel hayatına, yaşama biçimine, içkisine, cinselliğine karışmak isteyecek” diye endişelenmez mi?
“Kul hakkı yenmesine” ses çıkartmayanların, din ve ahlak adına sadece cinsellikle uğraşması, bu davranışın arkasında “dinden” başka güdüler olduğunu düşündürmez mi?
Böyle kuşkular belirdiğinde, dindar olmayanlar, dindar olanlara güvenirler mi?
“İnançsızların dürüstlüğü” dindarları her zaman çok şaşırtır, İzzet Begoviç’in bu konuda yazılar yazdığını da biliyorum, bu “inançsız dürüstlerle” “dindarlar” arasında “kul hakkı” üzerinden kurulabilecek köprüler ve ittifaklar bu kuşku yüzünden yıkılmaz mı?
“Laikliği” bir yaşam özgürlüğü olarak gören çok insan dindarlardan uzak durmaz mı?
Halbuki, dindarlar, az inançlılar, dinsizler, “kul hakkını” korumak için biraraya gelebilir, bu ülkenin birçok sorununu çözebilir.
Böyle bir birlikteliğin Türkiye’de çözemeyeceği sorun yok.
Yeter ki ortak ölçü “kul hakkı” olsun.
Herkesin, hepimizin, kendi gerçeğimizle yüzleşmek zorunda kaldığımız bir dönemden geçiyoruz, acaba dindarlar da “önemli günahlar” sıralamasında cinselliği neden kul hakkından öne koyduklarını kendilerine sorsalar, birçok sorunun çözümüne engel olan bir sırrı ortaya çıkartabilirler mi?
Ben dinin ve dindarların önemine inanan bir dinsizim.
Ama bazen, kişisel ve toplumsal takıntıların hayata yansımasında “dinin” bir “kalkan” gibi kullanıldığından, bazı gerçekleri saklamak için mazeret haline getirildiğinden endişe ediyorum.
Benim cehaletimi ve cüretimi bağışlama yüceliğini gösterecek dindarlar, bu konuyu benden çok daha ehil biçimde kurcalasalar, belki de bu toplumun gizli kilitlerinden birini açarız diye ümitleniyorum.
Gerçek dürüstleri biraraya toplayacak “kul hakkından” daha önemli bir ortaklık olamaz diye düşünüyorum çünkü.

KAYNAK: TARAF
YORUMLAR 24
  • hikmet basiret 15 yıl önce Şikayet Et
    hariçten gazel okumak. Allah affetmiyeceği temel günah bir kere şirktir . müslümanların dini anlamada problemleri var . dinin emirlerinin önem sırasını ayırt edemiyorlar mesela başı kapatıp, kalça ve göğüsleri kapamamak, namaz kılıp ,faiz yemek ya da zekat vermemek gibi ,ayrıca şuna da söyleyeyim zina da bir kul hakkıdır ,-kadının ve erkeğin ailesinin , evli ise kocasının veya karısının ve çocuklarının haklarını ihlaldir ,eğer ilişkiden doğan çocuk varsa onun hakkını yemek tir toplumda çirkinliğe yol açıp toplumun hakkını yemek
    Cevapla
  • zawa zalal 15 yıl önce Şikayet Et
    YÜCE ALLAH AFFETMEYECEĞİ TEK BİR SUÇ VARDIR. Kurana vakıf olanlar bilirler aziz olan Allah kişinin tüm suçlarını affedeceğini yalnızca aziz olan Allaha şirk -eş - koşulmasını affetmeyeceğini defaatla kuranda söyler yalan yanlış bilgileri ancak cahiller verir kuran en doğusunu verir doğruda bir dir oda yüce allahtadır doğru
    Cevapla
  • Ben ve Evren 15 yıl önce Şikayet Et
    hiç gerek yok.... din, ahlak, varoluş gibi konular hakkında uzun süren kafa patlatmalar sonucunda aslında çözümün, en mükemmel ve basit ifadesini Peygamberimiz (S.A.V)in bir hadisinde buldum: "Sana yapılmasını istemediğin bir şeyi, başkasına yapma" Bu düsturu herkes uygulasın dünyada pek çok sorun hallolur. Bu formül sayesinde artık düşünce mesaimi makro ve mikro kozmosa yönlendirebilirim, diğerleri gereksiz tartışma.
    Cevapla
  • Mahmut ESENCELİ 15 yıl önce Şikayet Et
    Sn. Olgar Kara(2)!. Bu bahsettiklerimin ışığında Allah ve hesap günü inancı ile ilgili bilgi verirken, bu hususlara inancı olmayanları ayrı tutmayı nezaket gereği olarak gördüm. Ayrıca yazımda Osmanlı, CHP, MHP gibi hususlar geçmedi, lütfen yazıları birbirine karıştırıp yanlışlığa düşmeyin. Size sağlık, sıhhat ve adil bir yaşam dilerim.
    Cevapla
  • AYŞE E 15 yıl önce Şikayet Et
    Zinada En Buyuk kul haklarindan biridir. Insan sosyal bi varlik oldugu icin kurallarda toplum yasaminin duzenini saglamak icinse zaten hemen hemen butun emir ve yasaklarin basinda kul hakki gozetilmistir.zinada ise en az 5 kere en dehsetli sekilde kul hakkina saysiz kerede normal seviyede kul hakkina girilir.basta dogucak cocukun ruhi durumunu dusunemiyorm zaten kim kabul eder onuda bilmiyorm zaten o gunahsiz yavrunun hakki odenmez.daha sonra zina yapanlarin akrabalari anne babalari emek verenlerin hakki.karsilikli zina isleyenlerin hakları...
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
ABD'yi ayağa kaldıran suikast! Ünlü fenomen boğazından vuruldu! Trump'tan açıklama
Gelen kadar gelmeyen de konuşuldu! İşte Türkiye'nin kapısından dönen yıldızlar