Kumaş modasında İstanbul imzası
2012 yaz koleksiyonları askılarda kendini göstermeye başladı.

Türkiye tekstil sektöründe tasarım kavramı daha çok gündem belirlemeye başladı. Yerli tekstilciler etkili bir oyuncu olmanın tasarımdan geçtiğini görmüş durumda. İstanbul Moda Haftası gibi önemli etkinliklerin olumlu sonuçlarından cesaret alan adımlar atılıyor. 8-10 Mart tarihlerinde düzenlenen Texbride Kumaş ve Aksesuar Fuarı da bu adımlardan biri. Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği (UTİB) öncülüğünde geçen yıl ilki yapılan etkinlik, bu yıl daha yoğundu. Hem katılımcı firma sayısı hem de fuarın metrekaresi artmıştı. Dahası kumaş modasında önümüzdeki yılın trendlerinin konuşulduğu trend konferansları fuarı cazip bir hale getirdi. Trend seminerlerine modayla ilgili bir kitlenin yanında, kumaş üreticileri de büyük ilgi gösterdi. Firmaların yenilikleri takip etmedeki isteklerini görmek umut vericiydi.
UTİB Başkanı İbrahim Burkay, hem yabancıların ziyareti hem de dünyada gelecek yılın moda ve renk trendlerini belirleyen usta isimlerin sektörle buluşması adına fuarın oldukça olumlu geçtiğini belirtti. Kumaş sektöründe tasarım odaklı bir yapının inşa edilmesi adına seminerler bu yıl daha zengin tutulmuş. Burkay, Mango, Zara, Maxmara, Adidas ve Gap gibi global markaların yöneticilerinin de fuarı ziyaret ettiğini söyledi.
'Denim'in merkezi Türkiye
Türkiye, özellikle denim üretimi açısından dünyanın önemli ülkelerinden. Son iki sezondur denimin dünya modasında ağırlığının artmasıyla Türkiye'de daha çok gündemde. Atıl Kutoğlu'nun deyimiyle denim altın çağını yaşıyor. Texbride'e bu yıl katılan denim üreticiler oldukça memnundu. Türkiye'nin denimdeki gücünü bizzat trend avcılarından öğrenmiş olduk. Dünyanın denim trendlerini belirleyen iki ismi Umberto Brocchetto ve Massimo Munari de fuardaydı. Umberto Brocchetto'un, "Bugün dünya tekstil firmaları arasında yolu Türkiye'den geçmeyen hiç kimse yok." yorumunu yaptı. "2013'te denim trendleri nereye gidecek?" sorusuna Massimo Munari; "Düşük bel pantolon rafa kalkacak." diyerek cevap verdi. Artık özellikle bayan giyimde düşük bel denim, yerini yüksek bel ve kumaş hissi veren bol ketensi pantolonlara bırakıyor. Ağartılmış denimler ise 2013 yazında da olacak.
Renklerde kadın-erkek yok
Küresel alanda bir renk tahmincisi olan Pantone firması, 2013 yazının ipuçlarını verdi. 2013 ilkbahar/yaz sezonu için kilit yaklaşımın online mağazalar için renkleri canlı kılmak gerektiğini söyledi. Online mağazacılığın modayı etkilediğini bir kez daha anlamış olduk. Renklerde ise kadın erkek ayrımı kalkıyor. Geçen yıl Ümit Ünal'ın ipucunu verdiği androjen eğilim 2013'te kendini iyice belli edecek. Gerçi bu yıl modacıların hem erkekler hem kadınlara desenli kumaştan pantolonlar hazırlaması bunun örneklerinden biri sayılabilir. 2012 yazının rengi ise mandalina turuncusu.
2013'te sade olmak moda
"2013 yazında kumaşlarda hangi renkler moda olacak?" sorusunun cevabını ünlü trend tahmincisi Niek De Prest verdi. Malum bu yaz neon renkler vitrinleri sarıyor, gelecek yaz ise bu trend kendini daha flu ve uçuk tonlara bırakacak. Örneğin griler, beyazlar ön planda. Beyaz kumaşlarda ise farklı dokularla farklılık sağlanacak. Modanın yeni ibresi ise sadeleşme yönünde. Pantone, 2013 yılını saflaşma ve sadeleşme yılı olarak belirliyor. Androjen etkiler yine baskın. Havalı saçlar, yoğun makyajlar geride kalıyor. Doğallık vurgusu yapan renkler ve aksesuarlar kullanılacak. Ayrıca bol giyinmek de öne çıkan trendlerden.
D&G'ye kumaş satıyorlar
İzmirli Gizem Alanköy ve Merve Eron, okullarını bitirir bitirmez kendi butiklerini açıp ardından Feni ismini verdikleri kumaşın D&G tarafından seçilmesi ile isimlerini duyurdular. Genç tasarımcılar, Buan Tekstil için hazırladıkları koleksiyonla fuardaydılar. Yeni bir akım olan yüksek ve alçak dokuma yöntemini kullanarak farklı kumaş tasarımları ortaya çıkaran ikilinin haute couture ve organik olarak hazırladığı çocuk koleksiyonu özellikle Avrupalı üreticilerden büyük ilgi gördü İkiliyi D&G erken keşfetti ama Türk markaları henüz onlardan yeterince haberdar değil.
Atıl Kutoğlu: Bursa dururken ipek Çin'den geliyor
Kumaş fuarının şüphesiz en renkli ismi modacı Atıl Kutoğlu idi. Sadece yaptığı tasarımlarla değil, o tasarımlarda kullandığı farklı kumaş ve desenlerle de isminin altını çizen modacı hem fuarı gezdi hem de Türkiye'de kumaş modası adına önemli yorumlar yaptı. Eskiden önemli kumaş fuarlarına Türk tekstilcilerin ziyaretçi olarak bile alınmadığını, bugün ise bu fuarlarda katılımcı sıfatıyla yer aldıklarını söyledi.
Texbride İstanbul'daki stantların ise Paris'i, New York'u aratmadığını, oldukça nezih bir alan hazırlandığını dile getirdi. En merak ettiğim şey ise tasarımcının koleksiyonlarında yerli kumaşları kullanıp kullanmadığıydı. Kutoğlu, yarı yarıya yerli kumaş tercih ettiğini söyledi. Bursalı kumaşçılarla işbirliği yaptığını, kumaşçıların hizmet açısından kendisine farklı artılar sunduğunu söyledi. Kumaş sektörünü değerlendiren modacı, Türk kumaşçılarının daha riskli kumaşlar konusunda daha cesur olurlarsa seslerini duyurabileceklerini belirtti. Örneğin yurtdışında kumaş üreticileri her yıl yüzde 10 aynı kumaşı üretiyor ama koleksiyonun yüzde 90'ı her sezon değişiyormuş. "Türkiye'de hangi kumaşlar yok?" sorusuna ise eskiden bürümcük diye bildiğimiz çok doğal kumaşların artık nedense bulunmadığını, en kaliteli ipek yapan Bursa gibi bir şehre sahipken artık dokunmadığını ve Çin'den geldiğini belirtti.
(Zaman)