Aşil sendromu nedir?

Efsaneye göre, ‘Akhilleus-Aşil’ adıyla bilinen yarı tanrı, küçüklüğünde annesi tanrıça Thetist arafından koruma içgüdüsü ile ayağından tutularak ölüler ülkesinin ırmağı Styx’e batırıldı. Tam bu sırada Zeus’un gelmesiyle topuğu dışa

Aşil sendromu nedir?
Aşil sendromu nedir?
GİRİŞ 30.10.2007 08:29 GÜNCELLEME 30.10.2007 08:29

'…İşim gereği çeşitli toplantılarda konuşmalar yapıyorum, özellikle paramedikal konuşmalarımdan sonra çevremde oluşan topluluklardan ilginç sözler duyuyorum, bu topluluklar arasında azımsanmayacak sayıda “aşil sendrom”lu kişilerle karşılaştım.Konuşunca bu kişilerin ne kadar yetkin,üretici ve başarılı işler yaptıklarını gözlemliyorum,ancak bu insanlar hep geride duruyorlar…”


Efsaneye göre, ‘Akhilleus-Aşil’ adıyla bilinen yarı tanrı, küçüklüğünde annesi tanrıça Thetist arafından koruma içgüdüsü ile ayağından tutularak ölüler ülkesinin ırmağı Styx’e batırıldı. Tam bu sırada Zeus’un gelmesiyle topuğu dışarıda kalan Aşil’in sadece topuğundan vurularak öldürülebileceği söylendi.


Helena’yı geri almak için yapılan Truva Savaşı’nda Helena’nın sevgilisi “ölümlü erkeklerin en güzeli” olarak bilinen Paris’in zehirli okuyla topuğundan vurulan Aşil, tek zayıf noktasından aldığı bu yara yüzünden can verdi.


Aşil’den dolayı, baldırın arka kısmındaki kas grubunun, topuk kemiğine birleşmesini ve ayağın aşağı-yukarı hareketini sağlayan yapı, “aşil tendonu” adını taşıyor. "Aşil'in topuğu" sözleri bizlere hep aynı şeyi söyler: Sahip olduğumuzu hissettiğimiz güç ne kadar büyük olursa olsun, hepimizin bir zayıf noktası vardır.


Bir psikolog olan Petruska Clarkson “Aşil Sendromu”nun isim babasıdır.Clarkson, mitolojideki öyküler ve efsanelerdeki karakterlerle özdeşleşerek yaşamın sorunlarına ilişkin düşünmeyi ve gerekli dersleri çıkarmayı, yaşamın anlamını bulmak ve yaşamlarımıza anlam katmayı,ortaya çıkan sorunlar ve ikilemleri çözmeyi insani bir yol olarak görmektedir.


Masalların ve eski öykülerin gündelik bilincimizi önemli şekilde etkilediğini ileri sürmektedir.Aşil gibi ölümsüz bir kahramanın da zayıf noktası vardır ve ölüm onun için de geçerlidir. “Aşil Sendrom”lu hastalar,başkalarınca çok yetkin ve başarılı bulunan insanlardır,ama bunlar kendilerine başkaları kadar güven duymazlar,kendilerini başkalarının gördüğünden daha zayıf hissederler,bunun için daha çok çalışıp,daha çok enerji harcarlar,bu nedenledir ki gerginlik yaşarlar.


Kendi aşil topuklarını gizlemek için bitkin düşerler,güçsüz kalırlar,çünkü kendilerine güvenleri yoktur. Bu yönlerini gizleyebilmek için çeşitli savunma mekanizmaları geliştirirler,bu davranışlar onları bir takım sınırlama veya engellerle daha da zorlar.Aslında toplumca başarılı ve yeterli bulunan bu insanlar kendilerini böyle görmemektedirler,birgün gelip birilerinin kendilerine eksikliklerini söyleyeceklerine,zayıflıklarını keşfedeceklerine inanırlar. Kendi zaaflarını Aşil’in topuğuyla özdeşleştirirler.


Bu konuda çeşitli kitaplar yazılmıştır.Türkçe’ye çevrilen Petruska Clarkson’un kitabının yanısıra Allan Megil ve Mario Rosa"nın yazdığı "Aşil Sendromu" kitapları ilk aklıma gelenlerdir.


İşim gereği çeşitli toplantılarda konuşmalar yaparım,özellikle paramedikal konuşmalarımdan sonra çevremde oluşan topluluklardan ilginç sözler duyarım,bu topluluklar arasında azımsanmayacak sayıda “aşil sendrom”lu kişilerle karşılaştım.Konuşunca bu kişilerin ne kadar yetkin,üretici ve başarılı işler yaptıklarını gözlemlemekteyim,ancak bu insanlar hep geride durmaktadırlar.


Keza mesleki kongrelerimizde de bazı meslektaşlarımızın ne kadar başarılı çalışmalar yaptığını görürüz ama onlar hep geri planda kalmayı tercih ederler.Bu durumu onların aşırı tevazu içinde olmaları veya bazı yalancı pehlivanların önüne geçme fırsatı bulamadıkları gerekçeleriyle açıklamak olası görülmüyor. Böyle “aşil sendromlu” insanların daha iyi ve daha güzele ulaşmaları için bu sendromdan kurtulmaları, özgüvenlerini kazanmaları,içlerindeki prangaları söküp atmaları gereklidir.


Tabii bu konuda bizler gibi belirli yaş ve deneyime ulaşanların özellikle gençleri yüreklendirmeleri,her insanın aşil tendonunun olduğunu ,önemli olanın bu tendonun varlığından çok fonksiyon görmesi olduğunu anlatmamız gereklidir.


Fakat gördüğüm resim hiç içaçıcı değildir,insanlar birbirinin zayıf yönlerini acımasızca aramakta, aşil tendonundan vurmak için sabırsızlanmakta ve “aşil sendromu”nu yaygınlaştırıcı insanüstü (!) gayret göstermektedirler.

Yazan: Doç. Dr. Faik ÇELİK
Genel Cerrahi Uzmanı

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL
DİĞER HABERLER
İBB'ye yönelik 2. dalga yolsuzluk operasyonunda 18 kişi tutuklandı
İmamoğlu gizli toplantıyı orada yapmıştı! Oteldeki görüntüler sonrası harekete geçildi