Silah bırakma sonrası çarpıcı sözler: "Türkiye'yle çarpışmak yanlıştı"

• Haber7-ÖZEL

Türkiye yarım asırlık terör belasından kurtularak Terörsüz Türkiye sürecine girmiş bulunuyor. MİT ve TSK’nın yakın gözetimi altında titizlikle sürecin takip edilecek olup, ilk etapta 30-40 kişinin silahları bıraktı.

41 yıllık PKK terörünün sonu için ilk adım atılırken PKK elebaşı Abdullah Öcalan’ın silah bırakma çağrısı ile örgütün kendini feshetmeye yönelik çağrısı yeni bir evreye geçti.

Sabah saatlerinde Kuzey Irak’ta Süleymaniye’de Casana Dağı’nda silahların yakılmasıyla süreçte kritik eşik aşıldı.

PKK’nın silah bırakmasına yönelik başlayan tarihi sürece ilişkin siyasiler, akademisyenler ve gazeteciler Haber7'ye özel kritik değerlendirmelerde bulunarak, Türk ve Kürt halkı için ülkenin barışına yönelik büyük bir adım olduğu ifade edildi.

ALTAN TAN: ŞİDDETİN YOL OLMADIĞINI HEP SÖYLEDİM

Eski Milletvekili Altan Tan sürece ilişkin önemli açıklamalarda bulunarak, bugünün tarihi bir başlangıca tanıklık ettiğine değindi.

Tan; Bugünkü silah bırakma töreni bir başlangıç. Bu süreç devam edecek. Peyderpey Kandil'deki bütün PKK'lıların silah bırakması Kandil'i boşaltması, Kandil'in Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nin güçleri tarafından kontrol edilmesi sağlanacak. Tabi bu bir günde olacak bir şey değil, zaman alacak ama bugünkü başlangıç çok önemli.

Çünkü en büyük yürüyüşler bile ilk adımla başlar, o adım atılmazsa başlamaz. Bu özelliği ile bu adım önemlidir" dedi.

Tan, terörün ve şiddetin bir yol olmadığını savunduğunu ifade ederek, “Ben şahsen yıllardır Kürt siyasetinde birkaç şeyin altını çizdim ısrarla; Silahın, terörün, şiddetin yol olmadığını söyledim. 2013'deki çözüm sürecinde de HDP'li arkadaşlarla yol ayrımına gelmemizin sebebi bu. Doğru bir tavır alamadılar o zaman. Abdullah Öcalan o zaman da bugün söylediği şeyleri söyledi. Ama maalesef o dönemin HDP yöneticileri ve Kandil bu sözlerin Öcalan'ın sözlerinin ve politikasının gereğini yapmadılar. Yazık oldu geçen 12 yıla.” dedi.

"EMPERYALİSTLERDEN MEDET UMMAK YANLIŞTI"

Tan, demokratik Türkiye inşası için herkesin ortak vatanım diyebilmeleri için demokratik bir Türkiye inşası için çalışılması gerektiğini ifade ederek, "İkinci bir mevzu, Ortadoğu'da sırtını emperyalist ABD, Rusya, İngiltere, Fransa, Almanya'ya, İsrail'e vererek Türkiye'ye karşı çarpışma ve onlardan medet ummak yanlıştı ve yanlışlığı bugün bütün ayrıntılarıyla ortaya çıktı.

Bundan sonrası yeni bir Türkiye inşa edilmesidir. Bu da Kürtlerin bir halk olarak, millet olarak hak ve hukuklarını anayasal olarak garanti altına alınacağı demokratik bir Türkiye. Sadece Kürt ve Türklerin değil, Türkiye'de yaşayan her milletin ortak vatanım diyebileceği bir demokratik Türkiye'ye inşasıdır. Bu yol da zahmetli uzun bir yoldur ama bundan korkmamak lazım" açıklamasında bulundu.

MEHMET SAİT YAZ : KARDEŞLİKLER ZEDELENMEYE ÇALIŞILDI

AK Parti Diyarbakır Milletvekili Mehmet Sait Yaz, kardeşliğin yıllardır zedelenmeye çalışıldığı coğrafyada yeni bir dönüm noktası olduğunu belirterek, "Dünyadaki bütün olayların, her şeyin temeli, esası ve çerçevesi din üzerinde oluşturmazsak isabet etmeyiz. Şimdi bize Kur’an’da, “Müminler kardeştir” diyor. Biz de Türkler de, Kürtler de, Araplar da, bu coğrafyada yaşayan herkes kardeştir.

Dolayısıyla tarihi süreç içerisinde Cumhuriyet'ten bu yana, her iki tarafta yapılan yanlışlıklarla kardeşlik zedelenmeye çalışıldı ancak muvaffak olamadılar. 23 yıldır AK Parti’nin iktidarı ile Cumhurbaşkanımızın Diyarbakır’da 2005 yılında 'Ben kefenimi koltuğumun altına koydum ve bu kardeşliği sağlayacağım' dedi. O gün belki kimse inanmadı ama attığı her adım devrim niteliğindeydi. Ve bugün öyle bir şey geçekleşti ki, tarihte bir ilk.” dedi.

"DEVLETİN YATIRIMLARI YOĞUNLAŞACAK"

Bölgenin ekonomik olarak daha da iyi hale geleceğini belirten Sait Yaz, "Hiçbir gözlemci, üçüncü bir göz olmadan devletle barışa doğru adımlar atıldı. Örgütün kendini feshetmesi bir adımdı. Bahçeli’nin çağrısı ve Cumhurbaşkanı’nın irade koymasından sonra silah bırakılma kararları da bir adımdı.

Bundan sonra bölgedeki ekonomik şartlar daha da iyileştirilecek. Devletin bölgeye yatırımları daha da yoğunlaşacak. Şırnak’ta çıkan petrol, Batman’da Diyarbakır’da çıkan petrol, yani sanayinin gelişmesi bölgeyi inşallah uçuracak." ifadelerini kullandı.

ŞEYHANLIOĞLU: DÜNYA BÖYLE BİR YÜKÜ KALDIRAMAZ

Siyasi Bilimler ve Uluslararası İlişkiler Uzmanı Hüseyin Şeyhanlıoğlu ise, Ortadoğu’nun doğal kaynaklar bakımından en zengin coğrafya olduğunu konumu itibariyle dünyanın geçiş noktası olduğu ve barışın bölgesel olarak katkılarına değindi.

Şeyhanlıoğlu, “Bu bölgeyi kontrol eden dünyaya hakim oluyor. bugün bu coğrafyada en büyük ülke son 150 yılda Türkiye oldu. Türkiye’de maalesef son 50 yılda batı kökenli ideolojiler ve terör örgütü gibi kurumsal yapılarla oyalandı, iç darbeler dolduruldu. 50 yıllık PKK maliyeti nerden baksanız 40 milyon doları aştı. O dönemden beri 2 bin kadar köy boşaltıldı. Irak’ta 500 civarı köy boşaltıldı.

Irak ile Türkiye arasında kalkınma projesi hazırlanıyor 3 yıl sonra bitecek. Bunun bu coğrafyaya katkısı ise 30 yıl içinde 20 trilyon dolar olarak hesaplanıyor. 50 yıldan fazladır zarardan başka bir şeyi olmadı. Dünyada hiçbir ülke böyle bir yükü kaldıramaz.” dedi.

"FELAKET RAHMETE DÖNÜŞÜYOR"

Şeyhanlıoğlu, “Süreci başlatan Sayın Cumhurbaşkanı ve Devlet Bahçeli süreci eliyle söndürdü. Ortadoğu ve dünya barışı için tarihi bir adım attığı için Nobel’e aday gösterilmelidirler. Felaket bir rahmete dönüşüyor. Hem ekonomik hem sosyal hem askeri, hem uluslararası ilişkiler boyutuyla Türkiye bu enerjiyle bölgenin ana aktörü olacağı gibi “Büyük Türkiye” olarak adımını atmış olur.  Tarihteki gereksiz bir çatışmayı sonlandırmış olur.

Aynı anda Suriye ve Irak’ta Türkiye ile birlikte Fırat Nehri’nin suları Harran Ovası Suriye’nin Fırat’ın doğusundaki toprakları ve Musul ovasını kullanacak. Ankara- Bağda -Erbil arsında tarihi bir dönüm noktasında bulunuyoruz.” ifade etti.

NASIR: ŞER GÜÇLERİ MOSSAD VE CİA'DİR

Haber7 Yazarı Nihat Nasır ise, sürecin manipüle edilmeye açık olduğunu, silahların yakılmasıyla kritik sürecin aşıldığını ifade ederek, “Bundan sonraki süreçte çok kısa sürede bir kaç ay içinde bitirmek lazım. Şer güçleri MOSSAD’dır CIA’dir, istihbarat servisleri kendi ülkeleri adına global ölçekte dünya düzeni adına bu işin devam etmesini ve tekrar bozulmasını isteyeceklerdir.

Bu süreci korumak ve son nihai noktada artık memleketin lanet olası terörün kendi iç dinamiklerimizi zayıflatan ekonomimizi köreltip sosyal barışı mahvetti. Terör nedeniyle on binlerce insan yer değiştirmek zorunda kaldı. Kendi şehrinde kendi köyünde başka bir hayat yaşayan inşalar birden kent hayatının içine düştüler" dedi.

"DAHA GÜÇLÜ MÜCADELE ETMELİYİZ"

Süreç ile birlikte bölge insanının da geleceğinin kurtarıldığı ve artık daha güçlü bir mücadeleye girilmesi gerektiğini belirten Nasır, “Sadece ekonomiyi değil, insanları insanların geleceğini de kurtarmış oluyoruz birçok getirisi var.  Bizim açıkça kitlenmemiz gereken hadise işi bitirip tek parça Türkiye olarak bu ülkeyi bir şekilde ateşe sokmaya çalışanlara daha güçlü bir şekilde mücadele etmeliyiz.

Bu işin önüne açan devlet bahçeli ve Erdoğan’ı tebrik ederiz karşı taraftan bu iş bitirelim diyenleri de tebrik ediyorum sonuçta iki ayaklı bir süreç inşallah ümmet ve insanlık için hayırlara vesile olur.” belirtti.