Cumhurbaşkanı Erdoğan: Kentsel dönüşümde tarihi adımlar attık

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Altyapı sorunlarını önemli ölçüde çözdük. Kentsel dönüşüm ve konut seferberliği ile dirençli kentleşme konusunda tarihî adımlar attık. TOKİ vasıtasıyla 1 milyon 750 bin konut ürettik" dedi.

GİRİŞ 11.11.2025 15:54 GÜNCELLEME 11.11.2025 16:45

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Kongre Merkezi'nde "Medeniyetimizde Şehir ve Mekan" temalı Şehircilik Zirvesi ve “Kentkırım Sergisi” açılışında konuştu. 

Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları:

İnsan ve mekan ilişkileriyle ilgili Şehircilik Zirvesi ile Kentkırım Sergimiz ve uğraşımız münasebetiyle sizleri AK Parti genel merkezimizde ağırlamanın bahtiyarlığı içindeyim.

Dünyanın dört bir yanından zirveye teşrif eden teşkilat mensuplarımıza, saygıdeğer akademisyenlerimiz ile öğrencilerimize hoş geldiniz, şeref verdiniz diyorum.

AK Parti Çevre ve Şehircilik Politikaları Başkanlığımızca, Sayın Başkan ve ekibine zirvenin düzenlenmesine emek veren tüm arkadaşlarıma kalpten teşekkür ediyorum.

Tüm şehircilik tarihine adını altın harflerle yazdıran ve bir yapı sadece sağlam olmakla yetinmez aynı zamanda zarif olmalıdır diyen büyük usta Mimar Sinan'ın şahsında eserleri ve fikirleriyle bizlere yol gösteren ecdadımızı bir kez daha burada rahmetle iade ediyorum. Bugün de aynı tasavvurla şehirlerimizin imarına katkı yapan, ihyasına destek olan bilim insanlarımızı, sanatçılarımızı, mühendislerimizi tebrik ediyorum. Kardeşlerim, Şehircilik Zirvesi'ni gerek biz politika belirleyenler gerekse bu politikaları uygulama merciinde olan kurumlarımız açısından çok kıymetli buluyoruz. Zirvede sunulacak bildirilerin buradan çıkacak sonuçların şehirlerimize, ülkemize, milletimize yeni ufuklar kazandıracağına inanıyor zirvemizin başarılı geçmesini canı gönülden diliyorum.

"UNUTMAYIN, DÜNYA KONULAN BİR YERDİR"

Aziz kardeşlerim, değerli misafirler; varlığın evi olan dil, onu konuşan ve onunla dünyayı anlamlandıran medeniyetlerin mekân tasavvurunu da belirler. Türkçede en güçlü anlamı “yerleşmek” olan konmak fiili ve ondan türeyen konak, konuk, konut, konu, komşu kelimeleri; hatta aynı kökten gelen konuşmak fiili, milletimizin mekân tasavvuru konusunda nasıl bir zihniyete sahip olduğunu göstermektedir.

Unutmayın, dünya konulan bir yerdir. Bir yere konduğumuzda sadece oradaki insanlarla değil, oradaki canlı ve cansız diğer varlıklarla da komşu olur; komşuluk hukuku geliştiririz.

Gençler, şunu da ifade etmek isterim: Millet olarak, insanın gönlünü Beytullah bilen, evi onunla eşdeğer tutan; gönül yapmayı erdem ve fazilet, gönül yıkmayı ise zulüm ve felaket olarak gören bir anlayışın sahipleriyiz.

Unutmayın, “Dostu nevi gönüllerdir, gönüller yapmaya geldim” diyen Yunus Emre, aslında bizim mekân tasavvurumuzu da hülasa etmektedir.

"MİLLETİMİZ TARİH BOYUNCA ŞEHİR KURAN BİR MİLLET OLMUŞTUR"

İnancımız, medeniyet birikimimiz ve bunu ifade ettiğimiz dilimiz; yapmak, mamur kılmak, inşa ve ibda etmek merkezlidir. Bunun içindir ki milletimiz tarih boyunca şehir yıkan bir millet olmamış; tam aksine şehir yapan, şehir kuran, fethettiği şehirlere zarar vermek şöyle dursun, onları eskisinden daha mamur hâle getiren bir millet olmuştur.

Şunu özellikle dikkatlerinize çekmek istiyorum: Daha Avrupa şehirlerinin yüzde 80’i bile kurulmadan, Hacı Bayram-ı Veli “Çalab’ın bir şâr yaratmış” diyerek gençlerimize, “Çalabım bir şâr yaratmış” şiiriyle adeta bir şiircilik manifestosu ortaya koymuştur. Bitmedi… “Hüner bir şehr bünyâd eylemektir, reaya kalbin âbâd eylemektir.” buyuran Fatih Sultan Mehmet ise şehir kurmayı, kalp âbâd etmeyle eşdeğer tutmuştur.

Bütün bunlara baktığımızda şunu çok net görebiliyoruz, gençler: Şehir, medeniyetimizde bir arada yaşanan bir mekân olmanın ötesinde; bizatihi kimlik ve kişilik sahibi bir muhatap olarak kabul edilmektedir. İnsan şehre bir kimlik verdiği kadar, şehir de insana bir kimlik bağışlar.

Tarihte ilim, kültür, sanat ve edebiyat erbabının şehirleriyle birlikte anılması, bir hemşerilik refleksinden ziyade, şehrin insana kimlik kazandıran işte bu yönünü vurgular.

Bir diğer çarpıcı gerçek şudur: Geleneksel şehir mimarimizde insanın kalbi, şehrin kalbiyle; şehrin kalbi, insanın kalbiyle birlikte atar derler. Kentimiz kendimizdir. Ve kentimizi nasıl gördüğümüz, kendimizi nasıl gördüğümüzün bir nevi aynasıdır.

"TÜRKİYE, DÜNYADA EŞİ BENZERİ GÖRÜLMEYEN BİR ŞEHİRCİLİK TECRÜBESİNE SAHİPTİR"

Türk-İslam şehir mimarisinde, insanın hakkı gözetilirken; şehirde birlikte yaşadığımız küçük canlıların, kuşların, ağaçların, ufkun, gün ışığının hakkı da gözetilmiş, bunlara her zaman riayet edilmiştir.

Değerli misafirler, aziz kardeşlerim; Türkiye, özellikle de Anadolu, dünyada eşi benzeri görülmeyen bir şehircilik tecrübesine sahiptir. Bin yıldır yurt tuttuğumuz ve ebediyete kadar yurdumuz olacak bu topraklar, dünya şehircilik ve mimari tarihi açısından adeta bir laboratuvar gibidir.

Milletçe, Selçuklu, Beylikler ve Osmanlı dönemlerinde bir yandan bu mirasın yaşayan yanlarını bütünüyle alarak yeni terkipler oluştururken, diğer yandan da kendi şehircilik anlayışımızı yansıtan yeni şehirler kurarak coğrafyayı biz vatana dönüştürdük.

Ecdat, fethettiği bir beldeyi öncelikle şehir mimarisi açısından ele almış, abat etmiş ve mamur kılmıştır. Batı’ya ilerleyişimiz, şairin dediği gibi, “ardında çil çil kubbeler serperek” bir fetih hareketiyle birlikte bir imar ve inşa hareketi olarak gerçekleşmiştir.

Haçlı işgalinde taş üstünde taş bırakılmayan İstanbul’un yaraları, Fethin ardından süratle sarıldığı gibi, dünya mimari mirasına Yahya Kemal’in “Türk İstanbul” olarak adlandırdığı yeni bir İstanbul hediye edilmiştir.

Bakın, şurası da fevkalade önemlidir: Ecdat, medeniyet havzası özelliğine sahip, daha öncesinde bir şekilde hanlık merkezi olan, başkent karakterli şehirlere şehzade göndermiştir. Ülke yönetme stajının bir şehri yönetmekten, ülke mamur etme stajının ise bir şehri mamur etmekten geçtiğini uygulamalı olarak göstermiştir.

Nasıl Asya içlerinde kurduğumuz şehirler yerden bitmemişse, nasıl Ahlat birdenbire ortaya çıkmamışsa, dünya mimarlık tarihine armağan ettiğimiz Mimar Sinan da hüdayinabit değildir. Kökleri tarihimiz kadar eski olan kolektif bir şuurun, bir zihniyetin eseri olarak ortaya çıkmıştır.

Gökyüzünü otağının çatısı olarak gören, kubbe mimarisini insanlığa hediye eden; ev yaparken “Sırtını dağa, yüzünü bağa ver” atasözüyle sağlamlığı, ufuk açıklığını ve tarım alanlarının korunmasını öğütleyen milletimizin şehircilikte karşılaştığı açmazları iyi değerlendirmek, mimarimizi yeniden millî üslupla buluşturmak zorundayız.

Fakat doğrusunu söylemek gerekirse, dünya kültür tarihinde şiir, müzik ve mutfakla birlikte ilk sıralarda yer aldığımız sanatların biri de mimari ve şehircilikken, maalesef bu mirastan bugün yeterince istifade edemiyoruz.

"GÖREV SÜREMİZ BOYUNCA TÜM TÜRKİYE’YE ÖRNEK GÖSTERİLEN BİR KONUMA GETİRDİK"

Değerli misafirler, değerli dostlarım; işte bu zengin mirasın ve müktesebatın rehberliğinde, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığımızdan itibaren şehirlerimizi sadece inşa değil, daha önemlisi ihya etmek için canla başla çalıştık.

Çöp dağlarının cephanelik gibi patladığı bir şehri, görev süremiz boyunca tüm Türkiye’ye örnek gösterilen bir konuma getirdik. Dört buçuk yıl gibi kısa bir sürede musluklardan temiz su akmaya başladı. Kokudan yanına yaklaşılmayan, İstanbul Boğazı’nın incisi Haliç temizlendi.

İstanbul yeniden rahat bir nefes aldı. İnsanı merkeze alan, hizmet ve eser odaklı yerel yönetim vizyonuyla İstanbul’da yaktığımız bu meşaleyi, son yirmi üç senede tüm Türkiye’ye taşıdık.

"TOKİ VASITASIYLA 1 MİLYON 750 BİN KONUT ÜRETTİK"

Bir defa şunun bilinmesinde fayda görüyorum: Hem İstanbul’da emaneti yüklendiğimizde hem de 2002 Kasım’ında tüm Türkiye için kolları sıvadığımızda, karşımızda on yılların birikmiş sorunları vardı. Bunların en başında da 1950’lerde başlayıp 1970 ve 1980’lerde zirveye çıkan düzensiz göç, çarpık kentleşme, gecekondulaşma ve hazine arazilerinin işgali gibi kronikleşmiş sorunlar bulunuyordu.

Bunları görmezden gelmek yerine, üzerlerine kararlılıkla gittik. Altyapı sorunlarını önemli ölçüde çözdük. Kentsel dönüşüm ve konut seferberliği ile dirençli kentleşme konusunda tarihî adımlar attık. Karşılaştığımız tüm engellere rağmen, 2 milyonun üzerinde bağımsız birimi dönüştürmeyi başardık. TOKİ vasıtasıyla 1 milyon 750 bin konut ürettik.

TOKİ projeleri sayesinde insanımız sadece ev sahibi değil, aynı zamanda iş sahibi oldu; bu projelerde istihdam edildi. Eser ve hizmet siyasetinde vatandaşlarımızın hayat kalitesini yükselttik.

Bunu özellikle şunun için ifade ediyorum: Biz bu adımları atarken, kentsel tasarım, kentsel estetik veya kentsel dönüşüm gibi kavramlar kimsenin gündeminde değildi.

Zira o yıllarda, başta İstanbul ve Ankara olmak üzere Türkiye’nin şehirleri henüz en temel ihtiyaçlarını bile karşılayamıyordu. Yolların çukurlarla dolu olduğu, temiz suyun evlere ulaşmadığı, bugünkü gibi şehirlerin adeta kaderine terk edildiği günlerden bahsediyorum.

Bugün, şehirlerimizi geleceğe hazırlayan onlarca reformumuz sayesinde artık çok farklı bir noktadayız. Yeni nesil şehircilik anlayışımızın gerektirdiği altyapı yatırımlarının büyük kısmını tamamlamış bir Türkiye’ye bugün kavuştuk.

Bölünmüş yollarla birbirine bağlanan şehirlerimizde; dağları delen tünellerimizde, kıtaları birleştiren köprülerimizde, dünya ölçeğinde havalimanlarımızda, yüksek standartlarda spor tesislerimizle, dünyada örnek gösterilen şehir hastanelerimizle, 81 ilimize kazandırmakta olduğumuz millet bahçelerimiz ve daha nice eserimizle, 23 yıl öncesiyle kıyas dahi edilemeyecek bir yere vardık.

Şehircilik vizyonumuzu sürekli ileriye taşıyor, köklerimizden beslenerek özgün ve yenilikçi projeleri hayata geçiriyoruz. Eşim Emine Erdoğan’ın himayesinde yürütülen Sıfır Atık Projemiz ile 81 şehrimizde tasarruf kültürünü olabildiğince yaygınlaştırıyoruz.

Geçtiğimiz aylarda yürürlüğe giren İklim Kanunu ile doğa dostu, çevre dostu yeni bir ekonomik modele geçişin altyapısını kuruyoruz.

Bir taraftan 6 Şubat depremlerinde yıkılan şehirlerimizi yeniden ayağa kaldırırken, diğer taraftan da vatandaşlarımızın acil ihtiyaçlarını giderecek projeleri devreye alıyoruz. 81 ilimizde inşa edeceğimiz 500 bin sosyal konut projemizin başvuruları dün itibarıyla başladı. Vatandaşlarımız projemize gerçekten büyük ilgi gösteriyor. Milletimizin ev sahibi olma hayalini gerçeğe dönüştürüyoruz.

"SAĞLIKLI ŞEHİRLEŞME VİZYONU EMEK İSTER, GÜÇLÜ BİR İRADE İSTER"

Yine ilk kez İstanbul’da hayata geçireceğimiz kiralık konut uygulamalarımızla, enflasyonu körükleyen kira fiyatlarını dengelemeyi arzu ediyoruz.

Değerli misafirler, kıymetli yol arkadaşlarım; hayatın akışı içinde biz de kendimizi ve şehircilik anlayışımızı yeniliyor, geliştiriyor, güncelliyoruz. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de kentleşme, göç ve meydan hareketliliği hız kesmeden devam ediyor.

Önümüzdeki dönemde şehirlerimizin daha da kalabalıklaşacağını tahmin etmek hiç de zor değildir. Dolayısıyla sorumluluk sahipleri olarak ne yapacaksak, bu projeksiyonlar ışığında yapmak ve planlamak mecburiyetindeyiz.

Ülkemizin iki boyutlu imar planı anlayışını yavaş yavaş geride bırakıp, Türkiye Yüzyılı’nın şehirlerine hayat verecek üç boyutlu kentsel tasarım yaklaşımına geçmeye hazır olduğu görülüyor. Şehircilik Zirvesi boyunca, diğer başlıkların yanında bu konunun da enine boyuna tartışılmasında fayda olduğuna inanıyorum.

Şu gerçeği sizler de gayet iyi biliyorsunuz: Bir şehrin sınırlarını büyütmek, parselleri çoğaltmak, yapı izinleri vermek kolaydır. Ama sağlıklı şehirleşme vizyonu emek ister, güçlü bir irade ister.

 

KAYNAK: HABER7
Ayşe Çolpan Tan Haber7.com - Editör
Haber 7 - Ayşe Çolpan Tan

Editör Hakkında

1990 yılında İstanbul’da doğdu. Meslek hayatına Aydın Doğan Anadolu İletişim Meslek Lisesi’nde Gazetecilik bölümü okuyarak başladı. İlk stajını Hürriyet Gazetesi’nde yaptı. Üniversiteyi ise İstanbul Üniversitesi Radyo Televizyon Yayımcılığı bölümünde tamamladı. 2009 yılında Milliyet Gazetesi’nde internet haberciliğine başladı. 15 senelik kariyerinde çok sayıda gazete, haber portalı ve televizyon bulunmaktadır. Meslek hayatına Haber7.com’da “Gündem Editörü” olarak devam etmektedir. Evli ve 2 çocuk annesidir.
YORUMLAR 5
  • ramazan 44 dakika önce Şikayet Et
    herşey iyi de bu kadar sıkıntı niye var
    Cevapla
  • Malatya lı 52 dakika önce Şikayet Et
    İnkar eden imanını sorgulasın 11 şehir 100 binlerce ev kimseden 5 kuruş alınmadan yapıldı Ev sahipleri 3 yıldır konteynır da herşey bedava oturuyor evlerine geçti iki yılda ödeme yapmayacak toplam 5 yıl 5 kuruş vermeden oturacaklar. Bunu kimse inkar edemez. Sayın cumhurbaşkanımız Allah razı olsun.Dünya da bir ilki başardınız
    Cevapla
  • Oraz 1 saat önce Şikayet Et
    Emekli %10 peşinatı nasıl ödesin reis.?
    Cevapla
  • Misafir 34 2 saat önce Şikayet Et
    rabim ömrünü uzun etsin cumhurbaşkanım
    Cevapla
  • Önce İNSANLIK 2 saat önce Şikayet Et
    dünya lideri dünyayı yönetecek ADAM.
    Cevapla
DİĞER HABERLER
Guatemalalı iş adamına kanlı pusu: 100'den fazla kurşun yağdırdılar
Bahis operasyonunda 3. dalga başlıyor: Sırada binlerce yeni isim var