Esir askerlerin mektupları torunlarına ulaşacak

1. Dünya Savaşı'nda İngilizlere esir düşen ve Arakan'daki esir kampında çoğu şehit olan askerlerin ailelerine yazdığı mektuplar arşivlendi.

Esir askerlerin mektupları torunlarına ulaşacak
Esir askerlerin mektupları torunlarına ulaşacak
GİRİŞ 05.11.2017 06:39 GÜNCELLEME 05.11.2017 06:42
Bu Habere 6 Yorum Yapılmış

Barınma, yiyecek, ilaç ve giyecek gibi birçok alanda dünyanın her yerinde ihtiyaç sahiplerinin yanında olan Türk Kızılayı, 1914-1918 yıllarındaki Birinci Dünya Savaşı'nda da bir yandan ihtiyaçların temininde görev alırken diğer yandan vatan topraklarından çok uzakta olan askerlerin hem kayıtlarını tuttu hem de aileleriyle iletişimlerinin devam etmesinde rol oynadı.

KIZILAY, 12 BİN ESİR ASKERİN MESAJLARINI TAŞIDI

Dört yıl süren savaş döneminde esir düşen yaklaşık 12 bin Osmanlı askeri, o dönem adı Hilal-i Ahmer olan Türk Kızılayı tarafından kurulan köprüyle Osmanlı İmparatorluğu'nun dört bir tarafındaki aileleriyle haberleşti. Esir askerler, yaşadıklarına dair bilginin ailelerine ulaştırılması ve ailelerinden haber alabilmek için binlerce mektup yazdı. Kızılay, bu mektupları Selanik’ten Halep’e, Diyarbakır'dan İzmir’e kadar birçok bölgedeki asker ailesine ulaştırdı.

MEKTUPLAR YENİDEN ARŞİVLENDİ

Türk Kızılayı Genel Müdürü İbrahim Altan, kurumlarının gelecek yıl 150. yaşını kutlayacağını belirterek yapılan hizmetlerin yanı sıra çok büyük bir arşive de sahip olduklarını vurguladı. Tarihsel öneme sahip çok sayıda malzemenin, 2006 yılında başlatılan bir çalışmayla yeniden arşivlendiğini ve bu çalışmaların 2010 yılına kadar sürdüğünü ifade eden Altan, arşivlerin 2010 yılından sonra kullanıcılar için hizmete açıldığını aktardı. Altan, arşivlerde hem kuruma ait hem de kurumun çalışma alanına ilişkin belgelerin yer aldığını söyledi.

"BALKAN VE DÜNYA SAVAŞLARI DÖNEMİNDEN 300 BİN ESİR KARTI VAR"

Türk Kızılayının, arşivleriyle tarihe de ışık tuttuğunu belirten Altan, "Bizim elimizde esir düşen askerlerle ilgili 308 bin esir kartı var. Bunlar sadece Osmanlı askerleri değil, çeşitli milletlerden esir alınan askerleri de kapsıyor. Balkan Savaşları, Birinci ve İkinci Dünya savaşlarına ait elimizdeki esir kartlarında, askerlerin hangi cephede esir alındığı ve sağlık durumlarına ilişkin notlar bulunuyor." dedi.

Birinci Dünya Savaşı'nda özellikle Basra Cephesi'nde İngilizler tarafından esir alınan yaklaşık 12 bin Osmanlı askerinin Hindistan ve Arakan bölgesine götürüldüğüne dikkati çeken Kızılay Genel Müdürü Altan, şunları kaydetti:

"Kızılay, tarafsızlığı itibarıyla Birinci Dünya Savaşı'nda da esirlerle ilgili direkt olarak muhatap olan bir kuruluş. Kızılay, bölgelerdeki esirlerin hem yazışmalarını topladı hem de esir kartlarını ve defterleri tuttu. Arşivlerimizin derlenen bölümlerinde 20 binin üzerinde esir mektubu bulunuyor. Bunlar arasında Selanik'teki ailesine ulaşmak isteyen de var Halep'teki ailesine ulaşmak isteyen de. Diyarbakır'dan, İzmir'den ve İmparatorluğun dört bir yanındaki ailelerinden haber almak isteyen esir askerlerimizin mektupları bizim için çok kıymetli. Arşivimizde, 120'den fazla esir defteri bulunuyor. Bu defterlerde, esirlerin listesi yer alıyor. Söz konusu esirlerin isimleri, nerede bulundukları, sağlık durumlarına ilişkin bilgiler oluyor. Bunula birlikte esirlerin ve yakınlarının yazdıkları mektuplar yer alıyor."

Mektupların insanı bir yandan hüzünlendirdiğini diğer yandan ise o koşullarda bile aileleriyle esir askerler arasında iletişimin sağlanabilmiş olmasının sevindirdiğini dile getiren Altan, cephede ve cephe gerisinde hem askerler hem de savaş nedeniyle ihtiyaçları artan halka destek veren Kızılayın, esir düştükleri andan itibaren de askerlerin yanında olduğunu söyledi. Genel Müdür Altan, "Bu açıdan Kızılay, en önemli ve en sağlam köprü oldu." diye konuştu.

Savaş süresince esir askerlerin ve ailelerinin yazdıkları mektupların sahiplerine ulaştırıldığını anlatan Altan, bunun yanı sıra esir askerlere ailelerin gönderdiği hediye ve malzemelerin de iletildiğini kaydetti.

MEKTUPLARI TORUNLARINA VERİLECEK

Arşivlerde Osmanlı askerlerinin yanı sıra farklı ülkelerden esirlere ilişkin belgelerin de olduğunu anlatan Altan, "İkinci Dünya Savaşı döneminde esirlerin değişimiyle ilgili de belgeler mevcut. Kızılay, esirlerin değişiminde, işlemlerinde, aileleriyle yazışmalarında ve ihtiyaçlarının giderilmesinde rol alan bir kuruluş." dedi.

Altan, arşivde yer alan mektupların sahiplerinin ailelerinden şu ana kadar kendilerine ulaşan olmadığını ifade ederek, "Bu konuyu araştırıp bununla alakalı bir çalışma yapmamız, belki de aileleri bularak onları şehitliklere götürmemiz üzerimize bir borç olacak. O dönem ulaştıramadığımız mektupları bugün esir askerlerimizin torunlarına ulaştırmak için bir çalışma başlatacağız." açıklamasında bulundu.

ESİR KARTLARINDAN ÖRNEKLER

Arşivde yer alan esir kartları ve defterlerinden bilgiler aktaran Altan, ailesinden haber alamadığını belirterek Kızılaydan yardım isteyen esir askerlerin mektuplarından da örnekler verdi. Esir kartlarından birinin onbaşı Hüseyin Mustafa isimli 25 yaşındaki Osmanlı askerine ait olduğunu ifade eden Altan, kartta onbaşının 181. tabur 1. bölük 3. takımda görev yaptığı ve Kastamonulu olduğu bilgisinin yer aldığını söyledi. Altan, İngilizlere esir düşen ve orduda ihtiyat askeri olarak görev yapan Selanikli 25 yaşındaki Süleyman Mehmet'in, Sabri Hacı Muhammed isimli 21 yaşındaki Trabzonlu askerin de esir kartlarının arşivlerinde olduğunu söyledi.

ESİR ASKERLERİN MEKTUPLARI

Esir Osmanlı subaylarının ve ailelerinin birbirlerini bulmak için yazdığı mektuplardan da örnekler sunan Altan, Ankara Keskin'den Süleyman oğlu Hacı Dede isimli askerin, mektubunda 3 yıldır esir olduğunu, ailesinden bugüne kadar hiçbir bilgi alamadığını ve bu nedenle büyük üzüntü duyduğunu dile getirdiğini söyledi.

Altan, askerin mektubunda, babasının hayatta olup olmadığını merak ettiğini yazdığını ifade ederek, bu konuda yardım istediğini söyledi.

Genel Müdür Altan, Hindiçini (Burma) Thatmyo Üsera Karargahı'nda bulunan Hüseyin oğlu Bektaş'ın Diyarbakır Çermik kazasındaki ailesine gönderilmek üzere yazdığı mektuba ilişkin de bilgi verdi. Alkan, Osmanlı askeri Bektaş'ın, esir düştüğü ancak hayatta olduğu bilgisinin ailesine iletilmesini talep ettiğini belirtti.

Bir diğer mektubun da Hindistan'da esir düşen Çakalı oğlu Ahmet Çavuş Mahtumu Veli'ye ait olduğunu söyleyen Altan, esir askerin yaklaşık bir yıldır babasından mektup almadığını, bu nedenle babasının hayatından endişe ettiğini ve üç kardeşi ile annesinin durumlarını sorduğunu bildirdi.

HİLAL-İ AHMER'İN FAALİYETLERİ

Osmanlı Hilal-i Ahmer Cemiyeti, gerek Lahey Sözleşmesi gerekse Üsera Talimatnamesi kapsamında esirlere yardım konusunda da çalışmalar yürüttü. Birinci Dünya Savaşı döneminde alınan ve verilen esirlerin aileleriyle haberleşmelerini sağladı, esirlere kitap, para gibi çeşitli yardımlar yaptı. Bu amaçla kendi iç yapısından oluşturduğu Üsera Şubesi ile hem İtilaf Devletlerinin elinde bulunan Türk esirlerin hem de Osmanlı Devleti topraklarında bulunan yabancı esirlerin aileleriyle haberleşmelerini temin etti.

Üsera Komisyonunda Hilal-i Ahmer personeli, Harbiye Nezareti personeli ve diğer Kızılhaçların görevlileri ortak çalıştı. Haberleşme bazen direkt İngiltere ile yazışarak, bazense Cenevre'deki Kızılhaç Merkezi aracılığıyla yapıldı. Bu yazışmalar Fransızca, İngilizce, Rusça ve Yunanca bilen gönüllü tercümanlar yardımıyla yapılabildi.

Hilal-i Ahmer Cemiyeti Üsera Komisyonunun talebi üzerine başta İngiltere olmak üzere Rusya, Fransa ve Yunanistan ile esirlere ait bilgi ve belge alışverişi sağlandı. İngiltere ile esir listeleri karşılıklı olarak paylaşıldı. Esir listeleri, harbiye nezaretinden alınan veriler ve Hilal-i Ahmer heyetlerinin kampları ziyaretlerinden elde edilen veriler ile esir kartları oluşturuldu. Türk Kızılayı arşivinde 127 esir listesi, 308 bin 645 esir kartı bulunuyor. Çoğunluğu esirlerin aileleri ve ailelerin esirlerin hayatlarına dair tahkikat taleplerinden oluşan mektuplar da yine Kızılay arşivinde bulunuyor. Ailelerin esirlere gönderdiği paralara ait makbuzlar da arşivde yer alıyor. Türk Kızılayı arşivinde Arakan'da (Hindiçini, Burma, Myanmar) bulunan kamplardaki Osmanlı esirlerine ait mektuplar, esir kartları ve esir defteri de yer alıyor.

Birinci Dünya Savaşı'nda Basra bölgesi 1917 yılı başında İngilizlerin eline geçmiş ve binlerce Osmanlı askeri esir alınmıştı. İngilizler, esir aldıkları Türk askerlerini, o dönem idareleri altındaki Hindistan'a bağlı bir vilayet olan Burma'ya götürerek "Tayetmo (Thatmyo)", "Meiktila", "Munklon" “Rangoon” ve "Şivebo (Schwebo)" kamplarına kapatmıştı.

YORUMLAR 6
  • evet_isyan 6 yıl önce Şikayet Et
    Çoğu gencecik yaşında esir kamplarında, ailesinden memleketinden uzak, dünyadan murad alamadan ölüp gitti. Biz onların ölümleri pahasına burada ezanların ve bayrağın altında yaşayabiliyoruz. Allah mekanlarını cennet etsin bizleri onlara layık torunlar etsin.... 20-25 yaş ne demektir ya gençliğin baharı, ömrün en tatlı çağı ve 3-5 yılı savaşta, 3-5 yılı esirlikte geçiyor tüm sevdiklerinden uzak, ölü müsün diri misin bilinmiyor; kalanlar ölü mü diri mi bilinmiyor. Savaş savaş diyoruz da biz hiç savaş görmemiş nesilleriz. Bazen kendimi sorgulamıyor değilim cahil cesareti midir diye.
    Cevapla
  • Dadas 6 yıl önce Şikayet Et
    Ha ingiliz ha yahudi ha alman ha rus ha abd ha Yunan ne fark var? Eski hesaplar daha kapanmadi ...
    Cevapla
  • halen 6 yıl önce Şikayet Et
    üstüne birde ulkemizde hala ingiliz hayranlığı var. yaziklar olsun. Yüce Allah ingilizleri kahr u perişan eylesin.
    Cevapla
  • Oflu kardeş 6 yıl önce Şikayet Et
    Esir olarak yaşamaktansa özgür olarak ölmeyi tercih ederim demişler hürriyetini düşmanın eline bıraktığında sonuca katlanmak zorundasın...
    Cevapla
  • turab 6 yıl önce Şikayet Et
    küçük çıkarlar için vatanını satanlara okutulsun mektuplar. ne oldu bize? nesil nasıl bukadar hızlı bozuldu.
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
Anadolu Ajansı 31 Mart'ta nasıl bir mesai yapacak?
CHP kurultayı iptal edilebilir! Delege tezgahı ortaya çıkıyor